GENEL - 15 Aralık 2017 Cuma 12:45

UMED Başkanı Değirmenci: "PKK, DHKP-C, DEAŞ ve FETÖ’nün kıblesi ABD’dir

A
A
A
UMED Başkanı Değirmenci: "PKK, DHKP-C, DEAŞ ve FETÖ’nün kıblesi ABD’dir

Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Başkanı Aslan Değirmenci, “Marksizm ve Leninizm; PKK ve DHKP-C’nin maskesidir.

Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) Başkanı Aslan Değirmenci, “Marksizm ve Leninizm; PKK ve DHKP-C’nin maskesidir. Amaçları devrim değil, devrimleri engellemektir. Devrim değişimdir, yeniliktir ve halk demektir. FETÖ ve DEAŞ ise örgütlü bir din istismarı yapan terör örgütüdür. Her iki terör örgütü de İslamiyet’in doğrularını tahrip eden, örgütün çıkarlarına göre dini gerçekleri çarpıtan ve tabanına içi boşaltılmış bilgiler sunan yapılardır. Dört terör örgütü de öldürmeye kodlanmıştır. Kodlamalarını yapan emperyalizmdir. Marksist-Leninist maskeli PKK ve DHKP-C gibi DEAŞ ve FETÖ’nün de kıblesi ABD’dir” dedi.


UMED Başkanı Aslan Değirmenci, Malatya’da TÜRGEV tarafından düzenlenen “Terörizm ve Asimetrik Savaş” konulu panele katıldı. TÜRGEV Hayma Hatun Yüksek Öğretim Kız Öğrenci Yurdu’nda düzenlenen panelde konuşan Değirmenci, “Terör, ezeli kardeşliğimizi, birliğimizi, özgürlüğümüzü ve barışımızı hedef alan küresel emperyalizmin aracıdır” dedi.



“ABD’nin öncü kuvvetleri terör örgütleridir”


“PKK kendisini yıllarca antiemperyalist olarak sunmuştur. Oysa PKK antiemperyalist olan halklara karşı savaş yürütmektedir” diyen Değirmenci, “Hem de bizzat emperyalistlerle birlikte bunu yapmaktadır. ABD eliyle Ortadoğu’da yürütülen işgal operasyonunda öncü kuvvet PKK’dır. ABD ile birlikte hareket eden bir örgüt nasıl olur da devrimci olur? Değildir. PKK emperyalizmin maşasıdır. DHKP-C’de farklı değildir. Hatta kendi halkına fosfor gazıyla saldıran Esad rejimi DHKP’C’nin en büyük destekçilerindedir. Suriye PKK’sının DHKP-C’ye destek verdiği de bilinmektedir. Hatta DHKP-C ile Suriye PKK’sı ortak eğitim kamplarını kullanmakta; bölgede birlikte hareket etmektedir. Bu birliktelik son günlerde Türkiye’de de yaşanmaktadır. Karadeniz’de meydana gelen terör olayları bu birlikteliği belgelemektedir. Bu DHKP-C kendisini halkçı olarak dayatmaktadır. Halkçı olan biri halk adına adalet arayan, dağıtan bir savcıyı vahşice katleder mi? Elbette etmez. Ancak İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde 6. kattaki odasında Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı rehin alarak şehit eden terör örgütü DHKP-C’dir. Kaldı ki 12 Mart 2016’da PKK ve aynı şekilde Marksist olduğu iddia edilen 8 terör örgütü ’Devrim Hareketi’ başlığında Türkiye’ye karşı birleşti. Devrim adı altında halklara savaş açtılar” şeklinde konuştu.


FETÖ ve DEAŞ’ı ise “örgütlü din istismarı yapan terör örgütü” olarak tanımlayan UMED Başkanı Aslan Değirmenci, “Her iki terör örgütü de İslamiyet’in doğrularını tahrip eden, örgütün çıkarlarına göre dini gerçekleri çarpıtan ve tabanına içi boşaltılmış bilgiler sunan yapılardır. FETÖ yıllarca Batı’da İslam karşıtlığıyla bilinen dernek, platform, vakıf ve forumlar tarafından fonlanmaktadır. Bu fonun karşılığında FETÖ yıllardır emperyalizmin istediği bir paralel dini dünyaya sunmaktadır. DEAŞ ise İslomofobik merkezlere hizmet ederek, İslam düşmanlığının dünyada yaygınlaşmasına hizmet etmektedir. İki terör örgütü de kardeştir. Her iki örgütte amaçları doğrultusunda öldürmeye kodlanmıştır. Kodlamalarını yapan emperyalizmdir. Marksist-Leninist maskeli PKK ve DHKP-C gibi DEAŞ ve FETÖ’nün de kıblesi ABD’dir” dedi.



"12 Eylül darbesinin mimarı ise ABD’dir"


Terör ve terörizmi doğuran, zemin hazırlayan etkenlerin başında antidemokratik süreçlerin olduğunu belirten Değirmenci, darbelerin FETÖ ve PKK’yı büyüttüğünü ifade etti. Değirmenci, “Tarihsel oluşumu ve düşünsel temelleri Glaido’ya ait olan PKK ve FETÖ antidemokratik süreçlerde güçlerine güç katmışlardır, önleri açılmıştır. Birbirinden çok zıt görünse de temel felsefeleri ve hareket eylem planları Gladio tarafından belirlenmiş iki terör örgütü darbelerden beslenmiştir. Her iki örgütte 12 Eylül darbesinin ürünüdür. 12 Eylül darbesinin mimarı ise ABD’dir. Bunu CIA’in istasyon şefi itiraf etmiştir. CIA’in istasyon şefi darbe sonrasında, ’Bizim çocuklar yaptı’ açıklaması yapmıştır. Darbeci Kenan Evren ise, ABD Başkanına bağlılığını bildiren bir mektup yazarak teşekkür etmiştir. FETÖ elebaşısı Gülen ise darbe döneminde yazdığı yazılarda Evren’e açıkça destek vermiştir. Kaldı ki 28 Şubat sürecinde de Gülen, darbeci Çevik Bir’e mektup yollayarak cuntanın emrinde olduğunu deklare etmişti. Darbeyi planlayan, yapan güçler terör örgütlerinin de hem doğuşuna hem de büyümesine katkı sunmuştur. Bu birliktelik bugün Ortadoğu’da PKK’nın, dünyada FETÖ’nün yaptıklarına bakıldığında daha iyi anlaşılacaktır. İşte son olarak ABD’de kurulan tiyatro mahkeme. Mahkemenin aktörleri FETÖ. Ortadoğu’da ise halklara karşı savaş yürüten ABD ve yanında PKK, PKK’ya alan açan ise DEAŞ. Biz bunun adına terör koalisyonu diyoruz” diye konuştu.


“3. dünya savaşını ABD terör örgütleri eliyle yürütmektedir” diyen Değirmenci, “Bu bir asimetrik savaştır, gayrinizami harptir. Bu savaşın başladığı tarih 11 Eylül’dür. Bu tezimiz komplo teorisi olmaktan çıkmıştır. 11 Eylül kanlı bir tiyatrodur; 11 Eylül’de namlular Ortadoğu’ya dönmüştür. Hedef İslam’dır. Haçlı seferleri o gün yeniden başlatılmış, kısa süre içerisinde Haçlı ordularına öncü güç olarak terör örgütleri katılmıştır. Ve o gün bugündür Ortadoğu’da huzur yoktur, kan ve gözyaşı vardır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat İç Anadolu’da kuraklık hububat üreticilerini endişelendiriyor Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden biri olan Yozgat’ta etkisini gösteren kuraklık ve yağış yetersizliği bazı bölgelerde ekili hububat alanlarında sararmaya yol açarken çiftçiler verim endişesi yaşıyor. Yozgat’ta yağışların mevsim normallerinin altında kalması kuraklık endişesini artırdı. Hava sıcaklıklarının artması ve yağış yetersizliği ile Yerköy ilçesinde bazı alanlarda ekinler sararmaya ve kurumaya başladı. Kış mevsimini yağışsız geçiren çiftçiler Mayıs ayında da yağmur yağmaması durumunda buğdayın boy atmadan sararıp kurumasından endişe ediyor. Son yılların en kurak döneminin yaşandığı Yozgat’ta birçok bölgede çiftçiler yağmur duasına çıkıyor. “Bitkiler kurumaya yüz tuttu” Orta Anadolu’da ciddi anlamda kuraklığın etkisinin hissedilmeye başlandığını belirten Yozgat Bozok Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güngör Yılmaz, Yozgat ve ilçelerinde arazilerin büyük kısmında tahıl ürünlerinin hakim olduğunu söyledi. Yılmaz, “Tabi bu yıl yeterince kar yağmadı, miktar olarak çok azdı ve ancak toprak yüzeyini kapladı, bıraktığı su miktarı da çok fazla olmadı. Nisan ayı itibariyle hem sıcaklıkların artması hem de yağışın olmamasıyla çok ciddi anlamda kuraklığın etkisini hissetmeye başladık. Arazide ve tahıl alanlarında gördüğümüz gibi yağışın yetersiz, sıcaklığın yüksek ve sulama imkanının olmadığı yerlerde bitkiler adeta kurumaya yüz tuttu. Bu aşamadan sonra bu tür tarlalardan ürün, verim almak mümkün değil. Ama yeterince sulayanlar için hiçbir problem yok. Ancak suyunuz yoksa şu an da Orta Anadolu üreticisi kuraklığın pençesinde ve büyük ölçüde buğday ve arpadan ya verim alamayacak ya da çok az verimle yetinecek gibi gözüküyor.” dedi.
Denizli Denizli’nin coğrafi işaretli ürünleri Avrupa’ya çıkacak DENİZLİ(İHA) – Denizli Valiliği AB ve Dış İlişkiler Bürosu ile Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ortaklığında yürütülen Güney Ege Kalkınma Ajansının (GEKA) Teknik Destek Programı kapsamında desteklediği, “Coğrafi Ürünler Avrupa Yolunda” projesinin eğitim faaliyeti tamamlandı. Denizli Valiliği AB ve Dış İlişkiler Bürosu ile Denizli İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ortaklığında yürütülen Güney Ege Kalkınma Ajansının (GEKA) Teknik Destek Programı kapsamında desteklediği Denizli’de Coğrafi İşaret tescili almış veya başvuru aşamasındaki 15 ürünün başvuru sahibi kurumlarından temsilcilerin katıldığı eğitim faaliyeti, 15 Nisan-19 Nisan 2024 tarihleri arasında Denizli Valiliği’nde gerçekleştirildi. Tüm ilgili kuruluşlar bu proje sonunda kendi başvurularını yapabilecek yeterliliğe ulaşırken ilgili çalışanları da söz konusu alanda yeterli donanıma ve niteliğe ulaşmış olacak. Böylece Denizli’de bu alanda yetkinlik kazanan kurumların çalışanları bir araya gelerek ortak çalışma yürütebilecekler. Birçok ürün uluslararası coğrafi işaret tescili alacak Faaliyete katılanlara ilk etapta “Coğrafi İşaret Uluslararası Tescil Sistemleri ve Başvuru Formları” hazırlama eğitimi verildi. Projenin danışmanlık hizmeti aşamasında ise önümüzdeki ay, “Uygulamalı AB Coğrafi İşaret Tescil Dosyası Örneği Oluşturma” danışmanlığı verilecek. Eğitim ve danışmanlık faaliyetleri sonucunda, Denizli’ye ait birçok ürün uluslararası coğrafi işaret tescili alacak. Uluslararası alanda tescillenen ürünler, Denizli’nin ve ülkenin ekonomisine katkı sağlayacak olup alanında tanınırlığı sağlanırken turizm gelirinin de artacağı ön görülüyor. Uluslararası görünürlük artacak Eğitim ve danışmanlık faaliyeti bitiminde Babadağ Kekik Balı, Buldan Bezi, Buldan Kestanesi, Denizli Kekiği, Denizli Leblebisi, Denizli Traverteni, Denizli Çalkarası Üzümü, Honaz Kirazı, Tavas Baklavası, Çameli Elmalı Bezi, Kale Biberi, Çameli Fasulyesi, Çameli Kilimi, İsabey Çekirdeksiz Üzümü ve Acıpayam Kavunu için ilgili kurumlar AB Coğrafi İşaret Tescili başvurularını tamamlayacaklar. Uluslararası tescilleri tamamlanan ürünler alanında Denizli’nin tanınırlığını ve ekonomisini artırmakla kalmayıp ülkeye uluslararası görünürlüğünü de önemli ölçüde arttıracaktır.
Malatya Yeşilyurt’ta sanatsal ve kültürel kurslara yoğun ilgi Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, Kiltepe Mahallesinde faaliyetlerine devam eden Yeşilyurt Mesleki Eğitim ve Yaşam Merkezinde açılan 15 kursa 250’e yakın kursiyerin katıldığını, farklı alanlarda verilen eğitimlere gösterilen ilginin kendilerini mutlu ettiğini söyledi. Yeşilyurt’un kültürel ve sanatsal açıdan zengin alt yapısını ön plana çıkarmanın yanı sıra hobi ve meslek edindirme kurslarıyla 7’den 70’e tüm vatandaşların sosyal hayatlarını daha nitelikli hale getirmek hedefiyle Kiltepe Mahallesi’nde hizmete sunulan Yeşilyurt Mesleki Eğitim ve Yaşam Merkezi’ndeki sanatsal ve kültürel kurslara gösterilen ilgi, her geçen gün artmaya başladı. Dört kat üzerinde faaliyetlerine aralıksız devam eden eğitim merkezinde 4 ile 6 yaş aralığındaki çocuklara yönelik başlatılan Erdem Okullarının yanı sıra kuaförlük, gastronomi, halk oyunları, bilgisayar, aşçı yardımcılığı modelistlik, trikotaj, tekstil ara elemanı ve farklı branşlardaki meslek edindirme kurslarının yanı sıra Kur’an-ı Kerim, gitar, resim, halı dokuma, örgü, robotik kodlama, dron, akıl oyunları ve yazılım kursları düzenleniyor. Yeşilyurt Mesleki Eğitim ve Yaşam Merkezi sunduğu kaliteli hizmetler ile toplumdaki deprem travmasının atlatılmasında önemli bir rol oynarken, şehrin farklı noktalarından gelen vatandaşlar buradaki kurslarda hem kaliteli zaman geçiriyor hem de meslek sahibi olarak hayatına farklı bir pencere açıyor. Kursların çok verimli geçtiğini söyleyen kursiyerler, kendilerine bu tür ortamlar sunan Yeşilyurt Belediyesi’ne teşekkürlerini sundular. Yeşilyurt Mesleki Eğitim ve Yaşam Merkezi Koordinatörü Ümmü Gülsüm Alkan ise, kurslara yoğun bir talep olduğunu ifade etti. Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof.Dr.İlhan Geçit ise, "Yeşilyurt’un fiziksel dönüşümünün yanı sıra vatandaşların sosyal hayatlarını nitelikli hale gelmesinde önemli rol oynayan kültürel ve sanatsal çalışmalara ve meslek edindirme kurslarına ayrı bir önem verdiklerini söyledi.
Adıyaman Adıyaman’daki İsias Otel duruşmasına ara verildi Adıyaman Adliyesi’nde görülen İsias Otel Davası’nın 2. duruşmasına ara verildi. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen, 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel davasında 3’ü tutuklu 11 sanığın yargılaması sürüyor. Birleşik dosya kapsamında sanıklar, müştekiler, sanık ve müşteki avukatlarına söz veren mahkeme heyeti daha sonra müşteki avukatlarının özel olarak hazırlattığı ve mahkemeye sunulan uzman raporlarıyla ilgili raporu hazırlayan uzmanlar dinlendi. Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yonca Hürol, “40 yıldır mimarlık öğrencilerine taşıyıcı sistemlerin nasıl tasarlanması gerektiğini öğretiyorum. İsias Otel binasının ilk projesi, mimarı projede öncelikle yönetmeliklere uyulmadığını düşünüyorum. 1975 yönetmenliğine göre daha fazla perde duvar kullanılmalıydı. İnşaat mühendisinin otel sahibini uyarması gerekiyordu. İlk projede mal sahibi, belediye görevlileri, mühendislerin sorumluluğu var. İkinci projede ise 5 yılı bittiği için tekrar inşaat projesi yapılması gerekirdi. Karkas yapı 1998 yönetmeliğine uymamıştır. Projede çok duvar yükü bindirilmiştir. Zaten zayıf olan kirişleri ve döşemelere çok fazla yük bindirilmiş. Özellikle inşaat projesine uyulmadığını düşünüyorum. Sonuç olarak bütün ekibin hatalı kusurlu olduğu kanısındayım” dedi. Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhan Şensoy ise, “Ortada 1993 yılında yapılmış ve bununla ilgili statik hesapların olduğunu, ancak 2001 yılında yapılan projede sadece mimari proje olduğunu gördük. Biz projede tartışma konusu olabilecek hiçbir kusuru dikkate almadık. Kolon etriyelerinde sıklaştırma yapılmadığı, tadilat mimari projesinde mevcut asansörün arkasına iki asansör eklendiğini gördük. O bölgede kiriş olduğunu, ancak bununla ilgili sabit mi değil mi bilmiyoruz. Otele çevrilirken ek duvarlar yapıldığı, binanın kendi ağırlığında bir artış var. 2016 yılındaki ek bir kat yüklendiği biliyoruz. Buraya kat ekliyorsanız, ek yüklerde koymak zorundasınız" ifadelerini kullandı. ODTÜ İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Haluk Suçuoğlu’da rapora ilişkin, “Deprem yönetmenliğinin hazırlanmasında görev yaptım. 1993 yılında yapılan İsias Otel 1975 deprem yönetmenliğine göre yapılmış. Binanın uygulaması projeye uygun olmamış. 2003 yılında otele dönüştürüldüğünde deprem yönetmenliği değişmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış. Bu binanın sıkılaştırmasında ana ve tali unsurlar var. Ana unsur, ilk yapılan projeye göre inşa edilmemiştir. 1998 yönetmenliğinde daha ilave hükümler gelmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet Savcısı ise, “Tutuklu bulunan sanıkların tutukluluk haline, adli kontrol olanların adli kontrolünün devamına” şeklinde mütalaa verdi. Müşteki yakınlarına söz verildi. Müşteki avukatları mütalaalarını verdi. Müşteki avukatlarından birisi, tutuksuz sanık Efe Bozkurt’un, mahkemeye mazeretsiz gelmemesinden dolayı tutuklanması için yakalanmasını talep etti. Sanık avukatlarının mütalaasına geçilmeden, mahkeme heyeti duruşmaya 45 dakika ara verdi.