POLİTİKA - 16 Eylül 2016 Cuma 14:29

CHP, KHK’ları Anayasa Mahkemesine taşıyacak

A
A
A
CHP, KHK’ları Anayasa Mahkemesine taşıyacak

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın ‘OHAL dönemindeki KHK’ların Anayasa Mahkemesine götürülemeyeceğini’ ifade etmesini eleştiren CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, kimsenin kendini Anayasa Mahkemesinin yerine koymaması gerektiğini söyledi. Özel, CHP olarak OHAL konusunu ve süresini aşan her KHK’yı 60’ıncı gününden itibaren Anayasa Mahkemesine götüreceklerini ve bunun demokrasi adına bir görev ve hak olduğunu söyledi.
CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın OHAL döneminde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin (KHK) Anayasa Mahkemesine götürülemeyeceğini dile getirmesine tepki gösterdi.
"Hem konusu hem süresi aşıldı"
Kaynak’ı yaptığı açıklamadan dolayı eleştiren Özel, “Başbakan Yardımcısı Sayın Veysi Kaynak yapmış olduğu bir açıklamada OHAL dönemindeki KHK’ların Anayasa Mahkemesine götürülemeyeceğini ifade etmiş. Bu ifadesi tamamen gerçeklerden uzak. Sayın Kaynak ya bir bilgi eksikliğine sahip ya da gerçekleri biliyor ama vatandaşa doğruları söylemiyor. Çünkü Anayasa Mahkemesi 1990 yılında verdiği iki ayrı karar ve 2003 yılında vermiş olduğu bir başka kararla olağanüstü dönemlerdeki KHK’ların Anayasa’daki Olağanüstü Hal dönemi ile ilgili sınırlar içinde kalıp kalmadığı yönünde 3 tür denetim yapabileceğini çok açıkça ifade etti. Birincisi OHAL’de çıkan KHK’ların OHAL konusuyla sınırlı olup olmadığını denetleyebiliyor. İkincisi uygulamaların OHAL süresiyle ilgili olup olmadığını denetliyor. Üçüncüsü de OHAL bölgesiyle sınırlı olup olmadığını denetliyor. Türkiye’de OHAL bütün ülkede ilan edildiği için bölgeyle ilgili bir sıkıntı yok. Ancak ilk baştan beri çıkan KHK’larda ki ilk KHK Sayın Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi mutabakatla çıktığı için o konuda bir tasarrufumuz yok. Ama onun dışında çıkan tüm KHK’larda OHAL’in konusu da aşılmış durumdadır, OHAL’in süresi de aşılmış durumdadır” dedi.
“Başbakan sözünü tutmalı”
Çıkarılan OHAL’in FETÖ ile mücadele etmek için çıkarıldığını ve 3 ay süreyle sınırlandırıldığını hatırlatan Özel, “Düşünün ki FETÖ örgütüyle mücadele etmek için ilan edilmiş bir olağanüstü halden bahsediyoruz. Ama bu sırada 3 ay süreyle OHAL ilan ediyorsunuz öğrencileri, hem de hiç ilgisi olmayan sadece kurucuları arasında olduğu ya da özel vakıf üniversitesi olduğu ama puanla yerleşmiş kendisinin hiç ilgisi olmayan öğrencileri okulsuz bırakıyorsunuz, o okulları kapatıyorsunuz, askeri okulları kapatıyorsunuz, eğitimini tamamlamış, rütbe takmayı bekleyen subay-astsubayı tamamen okulsuz ve mesleksiz bırakıyorsunuz ve bunları 3 aylığına yapmıyorsunuz. Bu insanların hayatları sonuna kadar etkilenecek. Bunun süre bakımından Anayasaya uygun olduğu nasıl iddia edilebilir? Ya da FETÖ ile mücadele için yapılmış olan OHAL ilanında ilgili ilgisiz her konuyla ilgili düzenlemeler yapılıyor. Açıkça söyleyeyim Sayın Başbakan Yardımcısı meclisi kapatıp yasama organı yerine yürütme organı çalışmasının haz ve şehveti içerisinde şimdi de kendisini yargının yerine koymuş. Anayasa Mahkemesinin yerine düşünüyor, yerine konuşuyor. Oysa ki Cumhuriyet Halk Partisi bu konudaki uyarılarını yaptı. Açıkça söyleyelim Sayın Genel Başkanımız Başbakanı ilk günden beri uyarıyor. Başbakan da diyor ki ‘Bu konuyu inceleyeceğiz ve Anayasal sınırları aşan düzenlemeleri iptal edeceğiz.’ Biz her düzenlemeyi 60’ıncı gününe kadar bekliyoruz. Başbakan dediğini yaptı, sözünü tuttu tuttu, tutmadı 60’ıncı günü gelen KHK’yı Anayasa Mahkemesine götürürüz. İlk günden itibaren götürürüz. Ama Türkiye’nin bu dönemde ihtiyaç duyduğu diyalog ortamına imkan tanımak için uyarılarımızı yapıyoruz ama yasal sürenin son gününe geldiğinde de kimse bunları Anayasa Mahkemesine CHP niye götürdü demesin. Niye götürüyor? Çünkü Anayasaya başvuru ana muhalefet partisi için bir hak olmanın yanında hak olmaktan öte bir görev de. Eğer bir anayasaya aykırılık tespit ediyorsanız bunu götürmek zorundayız. Gitmemesi mümkün. Başbakan sözünü tutsun, Anayasa Mahkemesine gitmeyelim. Ama sözünüzü tutmayacaksınız, anayasayı aşacaksınız, hukuk sınırlarını aşacaksınız ondan sonra da Anayasa Mahkemesine gitmesinler ya da gidemezler. Kimse Anayasa Mahkemesinin yerine kendini koyup da geçmişteki kararlarını görmezden gelmesin. Biz Anayasa Mahkemesinin anayasaya uygun, hukuka uygun bir karar vereceğini, bu kararıyla kendisinin yürütme organının tahakkümünde olmadığını da göstereceğini, kendisini yürütme organından bağımsızlaştıracak bir kararı vereceğine inanıyoruz” diye konuştu.
“Anayasa Mahkemesine gitmeyebiliriz”
Başbakanın verdiği sözleri yerine getirmesi halinde Anayasa Mahkemesine gitmeyebileceklerini kaydeden Özel şunları söyledi:
“Bu konuda anayasaya uygunluk açısından KHK’ların, KHK konusu ile sınırlı olup olmadığını, süresiyle OHAL’in sınırlı olup olmadığı yönünde gerekli hazırlıklarımızı yapacağız ve başvuruda bulunacağız ama Sayın Başbakanla, Sayın Genel Başkanımızın bayram sonrası yapacakları bir görüşmede de dile gelecek olan bu konularda o güne kadar hükümet, Başbakanın da kabul ettiği hatalarından dönerse, Cumhurbaşkanının ‘At izi it izine karışıyor’ diye nitelendirdiği konu ve kurunun yanında yaşın da yanmasını engelleyecek düzenlemeler ve hukuka anayasaya uygunluk sağlanırsa o zaman konu yeniden gözden geçirilir ve Anayasa Mahkemesine gitmenin bir gereği kalmayabilir.”
“Darbecilerin de darbenin de kökünü kazıyalım”
Yaşanan darbe girişimine tüm milletçe karşı konulduğunu hatırlatan Özel açıklamasını şöyle tamamladı:
“Bu ülke 15 Temmuz günü darbeye hep beraber direndi, parlamentoya kadar direndik. Bombalar altında kapalı parlamentoyu açtık, ertesi gün özel oturumda tüm parlamento birlikteydik, tüm liderler ortak bildiriye imza attı. O vakitten sonra meclisi kapatmak, meclis yerine yasaları hükümetten çıkarmak, kuvvetler ayrılığını ayaklar altına almaktır ve maalesef bugün kullanılan yetki anayasadan kaynaklanan bir yetki değildir. Bugün kullanılan yetki 2011-2013 döneminde anayasa uzlaşma komisyonuna Adalet ve Kalkınma Partisinin teklif edip, masanın dağılmasına sebebiyet veren başkanlık sistemi ve başkanlık kararnamesidir. Bugün fiilen sarayda toplanıyorlar, bakanları topluyorlar ve bir başkanlık kararnamesi adeta çıkararak ülkeyi saraydan yönetmeye çalışıyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bırakın ülke her geçen gün biraz daha otoriter bir rejime doğru giderken, insan hakları ihlal edilirken birileri de demokrasiyi savunsun, hukukun üstünlüğünü savunsun. Darbeyle mücadelede hükümeti hukuka davet etmek ülkeye büyük bir iyiliktir. Darbeyle mücadelede hukuku çiğnerseniz, insan haklarını ihlal ederseniz, anayasayı görmezden gelirseniz bu en çok darbecilerin işine gelir. Bu yüzden darbe mücadelesinin hukuk alanına çekmek, darbe mücadelesinde meclisi etkin kılmak ve hukuk denetimiyle vicdan denetimiyle darbeyle mücadele etmek Türkiye’yi bir daha darbelerden uzak tutacak tek şeydir. Yoksa size şunu söylerler; AKP olarak siz darbeye karşı değil misiniz? Siz Fetullah Gülen’in darbe yapmasına karşıymışsınız. Ama onun yerine siz bir sivil darbe yapmak ve belki de bu sivil darbe yüzünden ülkede geleceğe dönük olarak bir daha darbelerin tekrarlanmama imkanını ortadan kaldırma gibi bir hatada bulunuyorsunuz. Gelin darbecilerin de darbenin de kökünü kazıyalım. Bunun için hep birlikte olalım, hukuka sarılarım, evrensel insan haklarına saygılı olalım, anayasayı çiğnemeyelim.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.