SAĞLIK - 03 Eylül 2018 Pazartesi 13:51

DMD hastası çocuk kök hücre nakli bekliyor

A
A
A
DMD hastası çocuk kök hücre nakli bekliyor

Mardin’de DMD hastası 8 yaşındaki çocuk, hastalığından kurtulabilmek için kök hücre nakli bekliyor.

Mardin’de DMD hastası 8 yaşındaki çocuk, hastalığından kurtulabilmek için kök hücre nakli bekliyor. Maddi imkansızlıklar nedeniyle çocuklarının tedavisini yapamayan ve valilik oluruyla kampanya başlatan aile, çocukları için yardım istiyor.


Mardin’in Artuklu ilçesi Kabala Mahallesi’nde yaşayan 8 yaşındaki Hüseyin Burkay, halk arasında kas erimesi olarak bilinen DMD hastalığından kurtulmak istiyor. Ancak bunun için Hindistan’da kök hücre nakli yapılması gerekiyor. Burkay’ın ailesi, tedavi masraflarını karşılayamadıkları çocukları için valilik oluruyla kampanya başlattı. Aile, hayırseverlerden yardım bekliyor.


Baba Mehmet Burkay, maddi imkansızlıklar yüzünden oğlunun tedavisini yaptıramadıklarını, evde kendi imkanlarıyla çocuklarını yaşatmaya çalıştıklarını anlattı. Hindistan’ın kendilerini umutlandırdığını dile getiren Burkay, burada kök hücre naklini denemek istediklerini ifade etti. Hastalıkla tesadüfen karşılaştıklarını anlatan Burkay, “Annesi onu ufak bir rahatsızlığından dolayı hastaneye götürdü. Sürekli tahlil istediler. Mardin hastanesi yeterli kalmadığından dolayı Diyarbakır’a gönderdiler. Tahliller yapıldı. Orda da bir sonuca varamadılar. Oradan da Batman’da özel bir hastaneye sevk edildi. Burada DMD üzerinde durdular. Bize bir doktor ciddi bir hastalık olduğunu söyledi . Bizi İstanbul’a Çapa Hastanesine gönderdiler. Tahlil yaptılar ve teşhisi konuldu . 3-5 yaşlarında kendini gösteren bir hastalık SMA’dan sonra en tehlikeli ölümcül hastalık. 8-12 yaşlarında yürüme yeteneğini kaybediyor. 12-15 yaşlarında tekerlekli sandalyeye bağlanıyor, 15-20 yaşlarında solunum yetmezliği ve göğüs kasları çökmesinden dolayı hayata artık tutunamıyor” dedi.



“İhtiyaçlarını karşılayamıyorum”


Hindistan’da bu hastalık için kök hücre yapıldığını söyleyen Baba Burkay, “Bir umut zaman kazanmak için ona kök hücre yaptırmak istiyoruz. Maddi imkanlarımız yetmediği için ben oğlumu sürekli Cerrah Paşa’ya götüremiyorum. 6 ayda bir buraya gitmesi gerekiyor. Masrafları karşılayamıyorum. Bu parayı toplamak istiyoruz. Günde 2 defa fizik tedavi görüyor. Yüzmeye, spora gitmesi gerekiyor, özel bir bakım görmesi gerekiyor. Bunların hiç birini karşılayamıyorum” diye konuştu.



“Türkiye’de bölümü açılsın”


Hindistan’da tedavi edilmesi için 30 bin dolar masrafın olacağını öğrendiklerini vurgulayan Burkay, şunları kaydetti:


“Bu da net bir rakam değil. Yıllık 100 bin TL’ye varan bir masrafı var. Sağlık Bakanlığından Haluk Topaloğlu hocamızın Cumhurbaşkanımızla görüşmesine izin verilmesini istiyoruz. Bir randevu ayarlamak istiyoruz. KASKA-DER olarak 100 bin aileyiz. 7 Eylül bu hastalığın günü. DMD bölümünün açılması talebimiz var. Türkiye’de böyle bir bölüm yok. Sadece çocuk nöroloji bakıyor ve tıp doktorları yetersiz kalıyor.”



“Az bir süremiz kaldı”


Anne Yasemin Burkay, oğlunu tekerlekli sandalyede görmek istemediğini kaydederek, şunları söyledi:


“Oğlum 4 yaşındayken idrar kaçırıyor diye cerraha götürdük. Sonuçların çok yüksek olduğu söylendi. Eşimin dediği gibi Batman’a götürdük. Orada öğrendik hastalığın ne olduğu bilmiyorduk. Cerrah Paşa’da ölümcül bir hastalık olduğunu öğrendik. Bir kaç defa gittik ama daha sonra gidemedik. Maddi imkanlarımız el vermedi bir daha gidemedik. Daha sonra Valiliğe başvurduk. Hindistan’da böyle bir hastalığın tedavisi olduğunu öğrendik. Bu yardımın bir an önce toplanmasını ve onu Hindistan’a götürmek istiyoruz. Arkadaşlarına Hindistan’da kök hücre tedavileri yapılıyor. Videolarını izliyoruz şu anda çok iyiler. Aynısının bizim oğlumuzun da olmasını istiyoruz. Şu anda 8 yaşında az bir süremiz kaldı. 2 seneye kadar bir şey yapamazsak daha kötü sonuçlar doğabilir.”



“Ölmek değil, polis olmak istiyorum”


DMD hastası Hüseyin Burkay ise, ağrılarının yeni başladığını anlatarak, “İyileşmek, arkadaşlarımla oynamak istiyorum. Tekerlekli sandalyeye bağlanmak istemiyorum. 3. sınıfa geçtim. Polis olmak istiyorum” ifadelerinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.