EKONOMİ - 05 Ekim 2017 Perşembe 13:02

MESOB Başkanı İsa Tunç: “Esnaflar desteklenmeli”

A
A
A
MESOB Başkanı İsa Tunç: “Esnaflar desteklenmeli”

Mardin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanlığına getirilen İsa Tunç, esnaf ve sanatkarların bölgedeki huzur ortamı tamamen sağlanana kadar desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

Mardin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (MESOB) Başkanlığına getirilen İsa Tunç, esnaf ve sanatkarların bölgedeki huzur ortamı tamamen sağlanana kadar desteklenmesi gerektiğini ifade etti.


Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 1993’ten beri Marangozlar ve Mobilyacılar Odası Başkanlığını yapan İsa Tunç, MESOB Başkanlığına getirildi. Tunç, mazbatasını alarak, göreve başladı. Esnaf ve sanatkarların sorunlarını yakından bildiğini belirten Tunç, bölgede yaşanan olayların her kesimden insana rahatsızlık verdiğini ifade etti. Nusaybin, Derik ve Cizre ile diğer bölgelerdeki çukur ve hendek girişimlerini bölge esnafını oldukça olumsuz etkilediğini kaydeden Tunç, “Yaşam zincirinin bir halkası zarar gördüğü zaman tüm halkalarda sıkıntılar, tahribatlar yaratır. Alınan göçler, yerinden yurdundan olan esnafımız ciddi zararlar gördü. Şiddet ve çukur siyaseti yanlıştı. Hukuk devletinde sıkıntılar, sorunlar, haksızlıklar olabilir. Bu sorunların çözüm yolu hukuk yoludur. Bunun dışına çıkanlar, kendi hukuklarını uygulamaya kalkanlar hem kendilerine hem çevrelerine zarar verir” dedi.


Esnafın ve sanatkarın bölgede huzur ortamı tam anlamı ile sağlanıncaya kadar devletin hibe ve uzun vadeli düşük faizli kredilerle desteklenmesi gerektiğini anlatan Tunç, “Esnafımız aldığı kredileri zamanında ödeyemedi. Kimi işyerini, evini satıp kredileri ödeme yolunu seçti, kimi de tefecilerin eline düştü. Rakamlara baktığımız zaman acı bir tablo ile karşılaşıyoruz. İl genelinde girişli çıkışlı 46 bin esnaf kaydını görüyoruz. Bugün itibari ile 11 bin esnaf kaydımız var. 35 bin esnaf farklı nedenlerle ya göç etti ya da terk-i sanat yaptı. Dolaylı olarak, olaylara bağlı olarak işyerini kapatıp başka yerlere göç edenler de var” diye konuştu.



“Mardin huzurlu ve güvenli bir şehir”


Bölgeyi olumsuz yönde etkileyen terör olaylarının yerini son dönemlerde huzur ve güven ortamına bıraktığını dile getiren Tunç, şunları kaydetti:


“Huzur ve güven ortamı olmadan ne yatırım olur ne turizm olur. Mardin huzurlu ve güvenli bir şehir. Bunu iyi anlatmalıyız. Huzur ve güven ortamının sağlanması için alınan önlemler ve sağlanan gelişmeler olumlu sonuçlar vermeye başladı. Yakın zaman içinde turizmde, yatırımlarda iyi gelişmeler olacağına inanıyorum.”



“Esnaf İngilizce öğrenmeli”


Mardin Kalesi’nin turizme açılmasının şehrin turizm ekonomisini hareketlendireceğini ifade eden Tunç, esnafın da turizme hazırlanması gerektiğini kaydetti. Tunç, şunları söyledi:


“Kalenin turizme açılması, Mardin turizmini hareketlendirecektir. Bunun yanında odalar birliği olarak bize yeni görevler düşüyor. Esnafımıza derdini, kendini anlatacak, satış yapabilecek düzeyde İngilizce öğrenmesini sağlamamız lazım. Bunu belediye ve üniversite ile ortak projelerle hayat geçirmeye çalışacağız. Üniversitenin desteğini alarak, Esnafı, günlük alıveriş ve ticaretine katkı sağlayacak bilgi ve beceri kapasitelerinin arttırılması için eğitimler vermeyi hedefliyoruz. Turiste karşı esnafın tavrı ve duruş ve davranışı çok önemlidir.”



“Topraklar suyla buluşmalı”


GAP kanallarının bir an önce tamamlanarak, oluşturulması planlanan havzalara akıtılması ve Yukarı Mezopotamya topraklarında sulu tarım yapılmasının zorunlu bir hal aldığını söyleyen Tunç, “Bu bereketli topraklar GAP suyu ile buluşursa Mardin ve çevresi Türkiye’yi besleyebilecek bir konuma gelecek. Esnaf rahatlayacak, ekonomi rahatlayacak, bölge huzura kavuşacak. Elektrik sorunu tamamen ortadan kalkacak. Geç kalınmış bir hizmet. Yetkililerden bu hizmeti bekliyoruz” ifadelerinde bulundu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Terör örgütü PKK Avrupa’nın başına bela oldu PKK/KCK’lı terörist ve sempatizanları, çıkardıkları şiddet olayları ile Avrupa ülkelerinin başına bela oldu. Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan habere göre, Belçika ve Fransa’da eş zamanlı gerçekleştirilen operasyon sonucu 8 PKK/KCK’lı gözaltına alındı. 8 kişiye yöneltilen suçlar, ‘terör eylemleri hazırlamak ya da finanse etmek, bir terör örgütünü finanse etmek için para sızdırmak veya sızdırmaya teşebbüs etmek için komplo kurmak’ olarak açıklandı. Belçika polisinin PKK/KCK’nın Belçika merkezli Sterk TV ve Medya Haber TV kanallarının stüdyolarına düzenlediği operasyonda doküman ve teknik malzemelere el konuldu. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, eş zamanlı olarak Fransa’da da PKK/KCK’ya müzahir Drancy Demokratik Kürt Toplum Merkezi’ne ve üyelerin evlerine operasyon düzenlendi. Söz konusu operasyonun örgüte karşı Avrupa ülkelerinin attığı adımların somutlaşması açısından önem arz ettiği belirtildi. Avrupa’da PKK/KCK yapılanması nasıl çoğaldı? Avrupa, PKK/KCK tarafından Türkiye’ye karşı stratejik bir cephe olarak görülmekle birlikte lojistik, finansman ve kadro temini için önemli alanlardan biri. Avrupa’da örgütün bu yapısının oluşmasında AB ülkelerinin sessiz kalarak, yer yer destek olduğu ifade ediliyor. PKK/KCK, Avrupa Birliği ülkelerinde terör örgütleri listesinde yer alıyor. Kürtlerin sözde ezilen halk olarak yaptıkları algı politikası ve AB’deki ilgili kurum ve kuruluşlar ile siyasi çevreler içinde oluşturulan diplomasi Avrupa kamuoyunda karşılık bulurken, AB’ye üye birçok ülkenin örgüte karşı gerekli adımları atmaması da örgütün Avrupa’da sesinin yükselmesinde ve daha cüretkâr davranabilmesinde etkili oldu. Avrupa’da artan PKK/KCK şiddeti PKK/KCK, propaganda faaliyetlerini daha çok Avrupa’da Kürt nüfusunun yoğun olduğu Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre ve Hollanda gibi ülkeler ile örgütün faaliyetlerinin merkezi olması sebebi ile Belçika’da gerçekleştiriyor. Bununla birlikte Avrupa’da geniş bir alana yayılmış olmanın verdiği avantaj da her eylem ve etkinlikte kullanılıyor. Avrupa sınırları içinde düzenledikleri eylemler sırasında ivedi bir şekilde organize olup, şiddet içeren girişimlerde bulunabilen örgüt üyeleri, güvenlik güçleri ile çatışıp çevreye zarar verebiliyor. Tüm bunlara Avrupa makamları tarafından göz yumulurken, ancak son zamanlarda PKK/KCK yüzünden artan şiddet olayları Avrupa ülkelerine bile “dur” dedirtti. Avrupa makamlarından PKK/KCK’ya karşı tepkiler arttı Belçika’da yaşanan PKK/KCK’nın kızıştırdığı son olaylar ve bu olayların diğer Avrupa ülkelerine de sirayet etmesi ile Avrupa ülkeleri, görmezden geldikleri PKK/KCK şiddetine karşı adım atmaya başladı. Özellikle Belçika’da Türk kökenli nüfusa yönelik şiddet olaylarının artması, bu olaylarda güvenlik güçlerinin yetersiz kalması, PKK/KCK’ya müzahir basın organlarında manipülatif haberlerin yapılması Avrupa vatandaşlarının da tepkisine neden oldu. PKK/KCK’nın asıl hedefindeki Türkler ise Türk siyasetçilerinin telkinleri ile sakinliklerini hep koruyarak, şiddet olaylarından kaçınmaya çalıştı. Olayların artması sonucu Belçika Başbakanı Alexander De Croo yaptığı basın açıklamasında, “PKK/KCK lehine gösteriler kabul edilemez. Belçika’da fikir özgürlüğü garanti altındadır ancak terör örgütü PKK/KCK lehine ifadelere tolerans gösterilemez. Zira Kürt sorununa sempati duymak farklı bir şeydir” ifadelerini kullandı. Belçika Federal Adalet Bakanı Paul Van Tigchelt’ten de benzer bir açıklama geldi. Van Tigchelt, “Belçika için PKK/KCK, açık şekilde bir terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Bu kırmızı çizgimizdir. Bu bağlamda PKK/KCK’nın Belçika’daki faaliyetleri kabul edilemez” dedi. Avrupa, PKK/KCK şiddetinin giderek artmasından endişe ediyor Belçika’da yaşanan olaylardan sonra Avrupa makamları PKK/KCK sempatizanları nedeni ile şiddet olaylarının artmasından endişe ediyor. Örgüte müzahir basın-yayın organlarında yaşanan şiddet olaylarının işlenme şekli ile Avrupa’daki örgüt yandaşlarını şiddete teşvik etmesi tedirginliği de arttı. Bu yayınlar yüzünden özellikle örgüte müzahir genç kesimin zaman zaman şiddet içerikli eylemlere başvurmasından korkuluyor. PKK/KCK, Avrupalı gençlerden örgüte adam devşiriyor Türkiye’de geçmişte olduğu kadar kolay kadro bulaman PKK/KCK, Avrupa’da Türk milliyetçileri ile Kürtlerin çatışmasını ön plana çıkararak gençlerden kadro temin edebilmek için bir zemin oluşturuyor. Kürt gençleri militarize eden örgüt, olaylara karışan ve adli yaptırım uygulanacak Kürt gençlerini örgüte sığınabileceği vaadiyle kandırıyor. Türkiye’den uzak ve PKK/KCK gerçeğinden habersiz Kürt gençlerini politize eden örgüt, “örgütsel bilinç” kazandırmaya çalışıyor.