GENEL - 29 Nisan 2017 Cumartesi 14:15

Darbeci general sahil güvenlik botunun vurulması emrini vermiş

A
A
A
Darbeci general sahil güvenlik botunun vurulması emrini vermiş

Mersin’de, Fetullahçı Terör Örgütü’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimine aktif olarak katılarak kendisini ’sıkıyönetim bölge komutanı’ ilan eden dönemin Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı tutuklu tuğamiral Nejat Atilla Demirhan’ın, o gece karargah binasını izleyen sahil güvenlik botunun ve limandaki polislerin vurulması emrini verdiği ortaya çıktı.

Mersin’de, Fetullahçı Terör Örgütü’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimine aktif olarak katılarak kendisini ’sıkıyönetim bölge komutanı’ ilan eden dönemin Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı tutuklu tuğamiral Nejat Atilla Demirhan’ın, o gece karargah binasını izleyen sahil güvenlik botunun ve limandaki polislerin vurulması emrini verdiği ortaya çıktı.


Mersin’de 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin iddianame hazırlanarak 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Mersin Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ömer Faruk Güngör tarafından hazırlanan 462 sayfalık iddianamede, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in bir numaralı sanık olduğu belirtilirken, aralarında tutuklu eski tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ile eski 3. sınıf emniyet müdürü Hasan Basri Dağdelen’in de bulunduğu, çoğunluğu rütbeli askerlerden oluşan 25’i tutuklu, 2’si tutuksuz, 2’si firari 29 şüpheli hakkında, 4’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 78’er yıl hapis cezası talep edildi.


İddianamede sanıkların, ’Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek, cebir ve şiddet kullanarak TBMM’yi ortadan kaldırmaya veya TBMM’nin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek, Türkiye Cumhuriyeti hükumetine karşı isyan, silahlı terör örgütüne üye olmak ve bu suçlar için anlaşmak’ suçlarını işledikleri belirtildi.


Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, kendisini sözde ’sıkıyönetim bölge komutanı’ olarak adlandıran dönemin Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Nejat Atilla Demirhan’ın, birlikteki toplantıda sözde ’Yurtta Sulh Konseyi’nce hazırlanan sıkıyönetim direktifini okuduğu vurgulandı. Demirhan’ın makamındaki aramada bulunan bir evrakta ise, 16-21 Temmuz tarihlerindeki tüm randevu ve planlamalarının üzerini çizerek iptal ettiği belirlenirken, darbeci generalin 15 Temmuz 2016’da Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’a darbe bildirisini okutmak isteyen eski Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Harekat Plan Daire Başkanı Tuğamiral İrfan Arabacı ile birçok kez telefonda görüştüğü tespit edildi. Demirhan’ın, ayrıca olay gecesi kendisine bağlı birlik komutanlarına personeli toplama talimatı verdiği, lojmanından çıkarken de nöbetçi askerlere, "Askerler, kapıya polis geldiği zaman almayacaksınız, gerekirse vuracaksınız" emrini verdiği iddianamede yer aldı.



Sahil güvenlik botu ve polislerin vurulması emrini vermiş


Hazırlanan iddianamede, darbeci general Demirhan’ın, olay gecesi birliğe polislerin geldiğinin kendisine bildirilmesi üzerine, ’Kim size engel olursa vurma yetkisine sahipsiniz’ dediği, Sahil Güvenlik Akdeniz Bölge Komutanının talimatıyla karargah binasını izleyen sahil güvenlik botunun kendilerine yönelmiş olduğunu görünce de TCG Taşucu Gemisinin komutanını arayarak, silahlarını sahil güvenlik botu ile limandaki polislere doğrultmasını, gerekirse ateş etmesi emrini verdiği belirtildi.



Polis telsizinden sıkıyönetim ilan etmeye çalıştı


15 Temmuz gecesi Demirhan’ın makamına giden eski 3. sınıf emniyet müdürü Hasan Basri Dağdelen’in, ’Bana Ankara’dan mail geldi, Atilla amiralin yanına git denildi. Yardımcı olmak için geldim. Emrinize girdim’ şeklindeki sözlerine yer verilen iddianamede, Demirhan’ın, Dağdelen’in telsizi aracılığıyla sıkıyönetim ilanı yapmak istediği, ancak muhabereden sorumlu emniyet müdür yardımcısı tarafından frekansa girilerek, ’Yapılan anons hukuksuz ve geçersizdir’ denilip, telsizin kapattırıldığı belirtildi.



Emniyet müdürü telefonu suratına kapattı


Demirhan’ın 112 İl Afet Koordinasyon Merkezini arayarak, ’Sıkıyönetim ilan edildiğini, kendisinin sıkıyönetim ve garnizon komutanı olduğunu, sıkıyönetim kanunlarının yürürlükte olduğunu, vali ve il emniyet müdürünün görevden alındığını, polislerin kendi emrini dinleyeceğini, emre uymazlarsa haklarında adli ve idari tahkikat yapacağını’ söylediği aktarılan iddianamede ayrıca, olay gecesi İl Emniyet Müdür Vekili olarak görev yapan Yakup Usta’yı da arayarak, ’112 merkezini teslim edeceksin, asker göndereceğim’ dediği, bunun üzerine Usta’nın telefonu suratına kapattığı sonra da koordinasyon merkezi çevresinde güvenlik önlemi aldırdığı ifade edildi.



Vali ve kaymakamların gözaltına alınması talimatını verdi


İddianamede Demirhan’ın, Vali Özdemir Çakacak ile birlikte tüm kaymakam ve emniyet müdürlerini görevden aldığı ve görevden alınan bu kişilerin yakalanmalarını istediği belirtilirken, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ı da telefonla arayarak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğunu, bir süre sonra TRT’de sıkıyönetim bildirisinin okunacağını söylediği kaydedildi. Kocamaz’ın ise telefon görüşmesi sonrası durumu Vali Özdemir Çakacak’a bildirip, Çakacak’ın yanına gittiği belirtildi.



Gözaltına almaya gelen komutanı tehdit etti


İddianamede yer alan bir başka önemli konu da Demirhan’ın kendisini gözaltına almaya gelen komutanı tehdit ettiğine dair ifadeler oldu. Bu konuyla ilgili dönemin merkez komutanı emekli Albay Ekrem Özer’in tanık olarak verdiği ifade şöyle aktarıldı; "İçeriye girdiğimde amiral kameraların başında duruyordu. Yanına giderek hakkında gözaltı kararı olduğunu, bu işin bittiğini ve teslim olmasını söyledim. Kendisi, yanlış yaptığımı, Genelkurmayın emirlerine uymadığımı, ilerde bunların hesabını vereceğimi ve yargılanacağımı söyledi. İlhan Tabur binbaşı da yaptığımın yanlış olduğunu, beklenilmesi ve komutanın alınmaması gerektiğini söyledi. Fakat ben tuğamiralin kolundan tuttum, arkaya doğru kıvırdım. Bu arada Tayfun Ergi albay yanıma geldi. Sonrasında da ’Komutanım, Ekrem Albay haklı, suç işliyorsunuz, daha fazla direnmeyin teslim olun’ dedi. Sonra bana dönerek, ’Efendim komutanın kolunu bırakın, komutanı biz kendisine yakışır bir şekilde uğurlayalım götürelim’ dedi. Bu sözleri de tuğamirali sakinleştirebilmek ve direnmemesi için söyledi. Tuğamiral bunun üzerine sivil olduğu için üstünü değiştirmek istediğini söyledi, refakatli olarak üstünü değiştirdi ve kendisini gözaltına alıp emniyet birimlerine teslim ettik."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.