POLİTİKA - 18 Şubat 2017 Cumartesi 17:02

Elvan: “Bu millet kime, neye, nasıl oy vereceğini çok iyi bilir. Sizden icazet almaya ihtiyacı yok”

A
A
A
Elvan: “Bu millet kime, neye, nasıl oy vereceğini çok iyi bilir. Sizden icazet almaya ihtiyacı yok”

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, milli iradeden rahatsız olanların, milletin vereceği oydan korkanların, iftiralarla yalanlarla anayasa değişikliğiyle ilgili olmayan hususları gündeme getirerek vatandaşın kafasını karıştırmaya çalıştıklarını belirterek “Ama bunlar şunun farkında değil; bu millet kime, neye, nasıl oy vereceğini çok iyi bilir. Sizden icazet almaya ihtiyacı yok” dedi.
Kalkınma Bakanı ve Mersin Milletvekili Lütfi Elvan ile Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, bir dizi ziyaret çerçevesinde geldikleri Mersin’de, AK Parti İl Başkanlığında partililerle buluşarak, 16 Nisan’da anayasa değişikliğine ilişkin yapılacak referandumu konuştular.

Elvan: “Havaalanı yatırımının tamamlanmasıyla birlikte de Mersin turizmde şahlanacak”
Bakan Elvan, kültür ve turizm alanında son bir yılda önemli gelişmeler kaydettiklerini dile getirerek, hem yatırım boyutuyla hem turizm bölgelerinin Mersin’e kazandırılması amacıyla çalışmaları nihaileştirme aşamasına geldiklerini söyledi. Elvan, “Özellikle havaalanı yatırımının tamamlanmasıyla birlikte de Mersin turizmde şahlanacak. Bu yönde çok yoğun çalışıyoruz ve Mersin artık geçmişte konuşulanları unutacak, turizmde ne kadar canlı bir il olduğunu tüm dünyaya göstereceğiz” diye konuştu.
Dün Şanlıurfa’da yine hain bölücü terör örgütü tarafından bir saldırı gerçekleştiğini anımsatan Elvan, 11 yaşında bir çocuğun şehit düştüğünü ve yaralılar olduğunu kaydetti. Elvan, “Sizin bu desteğiniz sürdüğü müddetçe inşallah bu teröristleri barındırmayacağız ülkemizde ve bunların kökünü kurutacağız. Hep birlikte kazıyacağız. Bu konuda ne kadar kararlı olduğumuzu sizler çok iyi biliyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Elvan: “Milletin vesayeti dışında Türkiye’de hiçbir vesayetin başını dahi kaldıramayacağı bir yapıyı 16 Nisan’da ‘evet’ diyerek gerçekleştireceğiz”
Daha sonra 16 Nisan’da yapılacak referanduma değinen Elvan, 2002 yılında yola çıktıklarında ‘Yeter söz milletin’ dediklerini anımsatarak, şöyle devam etti: “Özellikle AK Parti Hükumetleri vesayet odaklarının ortadan kaldırılması ve milli iradenin tam manasıyla hakim kılınabilmesi için 15 yıllık dönemde çok yoğun bir çaba sarf etti. Vesayet odaklarını önemli ölçüde ortadan kaldırdık. Ama biz şunu arzu ediyoruz; artık milletin vesayeti dışında Türkiye’de hiçbir vesayetin hakim olamayacağı, başını dahi kaldıramayacağı bir yapıyı ortaya koymaya arzu ediyoruz. Bunu da 16 Nisan günü ‘evet’ diyerek gerçekleştireceğiz.”

Elvan: “Gerçek demokrasi, gerçek güçlü yasama, gerçek güçlü icraat, güçlü yürütme bu düzenlemeyle gelecek”
Anayasa değişikliğinin karmaşık bir değişiklik olmadığını, son derece basit olduğunu vurgulayan Elvan, “Milli iradeyi, milleti merkeze alıyoruz” diyerek, millet ne derse bundan sonra artık onun olacağını söyledi. Elvan, “Başka kimsenin sözü olmayacak. Vesayeti tamamıyla ortadan kaldıracak olan bir düzenlemeyi hayata geçireceğiz. İnşallah milletimiz destek verdiği müddetçe Türkiye büyümeye ve güçlenmeye devam edecek. Yaptığımız iş basit. Cumhurbaşkanlığı makamı ile Başbakanlık makamını birleştiriyoruz, tek bir yürütmeyi devreye sokuyoruz. O ‘tek adam’ diyenlere sesleniyorum; işte gerçek demokrasi, gerçek güçlü yasama, gerçek güçlü icraat, güçlü yürütme bu düzenlemeyle gelecek. Şimdi şu an Cumhurbaşkanının yapmış olduğu iş ve eylemler nedeniyle, atmış olduğu imza nedeniyle herhangi bir sorumluluğu yok. Tek bir konuda, eğer vatana ihanet söz konusu ise Yüce Divan’a gönderilmesi söz konusu. Ama biz Cumhurbaşkanlığı makamını hem yargıya hem de Meclise hesap verebilir bir yapıya dönüştürüyoruz. Cumhurbaşkanlığı makamı yaptığı her iş için, her bir icraat için Mecliste hesap verebilecek. Dolayısıyla biz aslında yasamayı, Meclisi daha da güçlendiriyoruz. Kurulacak olan hükümet, kanun tasarısını Meclise teklif edemeyecek. Kanun tasarılarını sizin seçtiğiniz milletvekilleri Mecliste teklif edebilecek ve yasalaştırabilecek. Aslında bizim yapmak istediğimiz düzenleme, yasamayı daha da güçlendiren, yürütmeyi daha da güçlendiren ve yargıyı da adil, bağımsız, tarafsız karar almasını sağlayan ve hızlı işleyen bir mekanizmaya dönüştürebilmek” şeklinde konuştu.

Elvan: “Bu millet kime, neye, nasıl oy vereceğini çok iyi bilir. Sizden icazet almaya ihtiyacı yok”
Mevcut sistemde halkın milletvekillerini seçtiğini, Meclisin de hükumeti oluşturduğunu ifade eden Elvan, yeni düzenleme ile ise milletin hükumetini doğrudan seçeceğini söyledi. Meclisle yasama ile yürütmenin icraatının tamamıyla birbirinden ayrılacağını vurgulayan Elvan, şunları söyledi: “Bu seçimi yaparken güçlü bir hükumet ortaya çıkacak. Çünkü bu seçilecek olan hükumet, Cumhurbaşkanı yüzde 50’nin üzerinde oy almak zorunda. Geçmişe baktığımızda yüzde 20 ile Başbakan olan var bu ülkede. Yüzde 20 oy almış ama Başbakan olmuş, yüzde 25 oy almış Başbakan olmuş. Artık bu olmayacak. Ülkenin Başbakanı, Cumhurbaşkanı yüzde 50’nin üzerinde oy almak zorunda. İcraatın başı çok daha güçlü olacak. Kararlar çok daha hızlı bir şekilde alınacak.”
Aslında yaptıkları şeyin, milli iradenin, gerçek anlamda bu ülkede tesis edilmesi olduğunun altını çizen Elvan, “Ama bu ülkede milli iradeden rahatsız olanlar, milletten korkanlar, milletin vereceği oydan korkanlar, başka yol ve yöntemlere başvurup, iftiralarla yalanlarla anayasa değişikliğiyle ilgili olmayan hususları gündeme getirerek vatandaşımızın kafasını karıştırmaya çalışıyorlar. Ama bunlar şunun farkında değil; bu millet öyle bir millet ki, kime, neye, nasıl oy vereceğini çok iyi bilir. Sizden icazet almaya ihtiyacı yok.”

Elvan: “Milletimizi gerçek anlamda devletimizin sahibi yapıyoruz”
Partililerden istekleri olduğunu belirten Elvan, şunları kaydetti: “Biz bugüne kadar hep engelli koşu gerçekleştirdik. Koşmaya çalıştık ama önümüze engel üstüne engeller konuldu. Artık bu anayasa değişikliği ile bu engelleri ortadan kaldıracağız, engelsiz koşuyu gerçekleştireceğiz. Türkiye daha da büyüyecek daha da güçlenecek. Kalıcı bir istikrara kavuşacağız. Eğer biz bugünü düşünseydik belki bu şekilde hareket etmezdik ama biz bugünü düşünmüyoruz. Biz ülkemizin geleceğini düşünüyoruz. Biz bu ülkenin istiklali, istikbali, bekası için yapılması gereken düzenlemeleri hayata geçirmek için çaba sarf ediyoruz. Yoksa bizim hükumetimiz güçlü bir hükumet. Ama yarın bu ülke sıkıntıyla karşı karşıya kalmasın, istikrarsız bir ortam oluşmasın düşüncesiyle bu düzenlemeleri yapıyoruz. Milletimizi gerçek anlamda devletimizin sahibi yapıyoruz.”
Partililerden, 16 Nisan’da yapılacak anayasa değişikliği referandumunda güçlü bir şekilde ‘evet’ deme sözü alan Elvan, anayasa değişikliği ile yasama ve yürütmenin birbirinden ayrılmış olacağını dile getirdi. Artık Meclisten bir hükumet çıkmayacağını vurgulayan Elvan, “Hükumeti doğrudan siz seçeceksiniz ve kimin hükumet olmasını istediğinize siz karar vereceksiniz. Bu da ülkede uzlaşma kültürünü daha da geliştirecektir, insanların birbirleriyle uyum içerisinde olmasını daha da artıracaktır” dedi.

Elvan: “Tek adam yargıdaki bütün atamaları yapacakmış. Kuyruklu yalan”
Elvan, değişikliğin yargı boyutuna ilişkin de şunları söyledi: “Vay efendim, tek adam yargıdaki bütün atamaları yapacakmış. Kuyruklu yalan. Yargıçlar, hakimler kimin adına karar veriyor? O imzayı atarken karar aşamasında ne diyorlar? ‘Türk milleti adına karar verilmiştir’ diyorlar. Millet adına karar veriyor. Peki millet adına karar veren bir yargıda atamayı kim yapmalı? Millet yapmalı, milletin temsilcisi yapmalı. Bürokrat, bir başka bürokratı atarsa bu olur mu? İşte bu bir vesayettir. Kim atayacak? Türkiye Büyük Millet Meclisi atayacak, sizin temsilciniz atayacak ve yine sizin seçtiğiniz, Başbakan olarak görmek istediğiniz hükumet atayacak. Yargıda bir başka şey daha yapıyoruz. Yargıda ikili bir yapı var, bir tarafta Askeri Yargıtay var, diğer tarafta da sivillere yönelik icraat gerçekleştiren Yargıtay var. Bunu tek bir çatı altında topluyoruz. Yargıda birliği sağlıyoruz. Türkiye, 16 Nisan akşamından sonra çok daha hızlı bir şekilde büyüyecek, daha hızlı kalkınacak, sadece bölgesinde değil, küresel düzeyde hem gücünü hem de etkinliğini çok daha fazla gösterecektir.”

Bakan Avcı: “16 Nisan, 15 Temmuz gibi hain girişimlere son darbeyi vuracağımız tarihtir”
Elvan’ın ardından kürsüye gelen Bakan Avcı ise AK Parti’li gençlerin tezahüratları nedeniyle uzun süre konuşmasına başlayamadı. Gençlere tezahürat konusunda tüyolar veren ve anekdotlar anlatan Avcı, “Slogan işini abartıyoruz. Kendi kendimizle yarışıyoruz. 16 Nisan’a kadar ev ev, kapı kapı dolaşacağız. Enerjimizi, mesajlarımızın ulaşmadığı yerlere ulaştırmak için harcayacağız” ifadelerini kullandı.
16 Nisan’da yapılacak referandumun, 16 Temmuz’da yarım bıraktıklarını tamamlama hamlesi olduğuna dikkat çeken Avcı, “15 Temmuz’da milletçe niye sokağa çıktıysak, 16 Nisan’da da onun için sandık başına gideceğiz. Türkiye, 15 yıldır örtülü veya açık pek çok saldırıya maruz kaldı. En son 15 Temmuz sadece hain kalkışma değildi, aynı zamanda bir işgal hareketinin ilk adımıydı. Allah muhafaza eğer millet o gece bu hainlere ’dur’ demeseydi, o gece millet Cumhurbaşkanının bir işaretiyle sokağa çıkmasaydı, biz bugün belki bir Türkiye’den bahsedemiyor olacaktık. 16 Nisan işte bu tür hain girişimlere son darbeyi vuracağımız tarihtir. Değişiklik, hükumeti, yürütmeyi güçlendirecek. Milletvekilini, parlamentoyu, Meclisi güçlendirecek. Her birini kendi alanında daha yetkili ve sorumlu kılacak. Bunlar tamam ama asıl bizim burada 16 Nisan günü ’evet’ dememiz Türkiye’ye kurulan tuzaklara son darbeyi vurmak içindir” dedi.

Avcı: “Avrupa’daki yakınlarınıza, düğünlerini Türkiye’de yapmaları çağrısında bulunun”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, gurbetçilerin tatillerini Türkiye’de geçirmelerine yönelik çağrısını anımsatan Avcı, “Cumhurbaşkanımız bir kampanya başlattı. Yurt dışında yaşayan 5 milyon Türk’e, bunun 3 milyonu Almanya’da, bir çağrıda bulundu, ’Tatillerinizi gelin Türkiye’de geçirin. Sadece kendiniz gelmekle de kalmayın eşinizi, dostunuzu, komşunuzu, iş arkadaşlarınızı da Türkiye’ye davet edin. Onlara Türkiye’yi tanıtın’ dedi. Şimdi Mersin’de de sizin de Almanya’da yakınlarınız var. Bir kerede siz hatırlatın ve onlara bu yaz tatillerini, izinlerini Mersin’de geçirmeleri için siz de çağrıda bulunun. Düğün derneklerini burada yapmaları için onlara çağrıda bulunun. Avrupa’daki Türkler yılda yaklaşık 60 bin düğün yapıyorlar. Bunun için ciddi paralar harcıyorlar, astronomik masraflar yapıyorlar. Cumhurbaşkanımız o açıklamasında buna da işaret etti ve dedi ki ’Önümüzdeki bir kaç yıl Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız, soydaşlarımız da düğünlerini, cemiyetlerini gelsinler memleketlerinde yapsınlar’. Hem burada eşini dostunu görmüş olur hem de yabanda yapacağı harcamalar memlekete kalmış olur. Çünkü biliyorsunuz 2016 yılında özellikle turizm alanında dar boğaz yaşadık bilinen sebeplerden dolayı. İnşallah aşıyoruz, onun önü açılıyor ama Cumhurbaşkanımızın çağrısı bu bakımdan çok önemli. Bunun için de Mersin’in ön almasını bekliyorum. Mersin bunu başarabilecek potansiyele sahiptir” ifadelerini kullandı.
Elvan ve Avcı, partideki programlarının ardından Mersin’de yapımı devam eden Arkeoloji Müzesi’ne geçerek, inşaatta incelemelerde bulundular. İki Bakana, Vali Özdemir Çakacak da eşlik etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Terör örgütü PKK Avrupa’nın başına bela oldu PKK/KCK’lı terörist ve sempatizanları, çıkardıkları şiddet olayları ile Avrupa ülkelerinin başına bela oldu. Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan habere göre, Belçika ve Fransa’da eş zamanlı gerçekleştirilen operasyon sonucu 8 PKK/KCK’lı gözaltına alındı. 8 kişiye yöneltilen suçlar, ‘terör eylemleri hazırlamak ya da finanse etmek, bir terör örgütünü finanse etmek için para sızdırmak veya sızdırmaya teşebbüs etmek için komplo kurmak’ olarak açıklandı. Belçika polisinin PKK/KCK’nın Belçika merkezli Sterk TV ve Medya Haber TV kanallarının stüdyolarına düzenlediği operasyonda doküman ve teknik malzemelere el konuldu. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, eş zamanlı olarak Fransa’da da PKK/KCK’ya müzahir Drancy Demokratik Kürt Toplum Merkezi’ne ve üyelerin evlerine operasyon düzenlendi. Söz konusu operasyonun örgüte karşı Avrupa ülkelerinin attığı adımların somutlaşması açısından önem arz ettiği belirtildi. Avrupa’da PKK/KCK yapılanması nasıl çoğaldı? Avrupa, PKK/KCK tarafından Türkiye’ye karşı stratejik bir cephe olarak görülmekle birlikte lojistik, finansman ve kadro temini için önemli alanlardan biri. Avrupa’da örgütün bu yapısının oluşmasında AB ülkelerinin sessiz kalarak, yer yer destek olduğu ifade ediliyor. PKK/KCK, Avrupa Birliği ülkelerinde terör örgütleri listesinde yer alıyor. Kürtlerin sözde ezilen halk olarak yaptıkları algı politikası ve AB’deki ilgili kurum ve kuruluşlar ile siyasi çevreler içinde oluşturulan diplomasi Avrupa kamuoyunda karşılık bulurken, AB’ye üye birçok ülkenin örgüte karşı gerekli adımları atmaması da örgütün Avrupa’da sesinin yükselmesinde ve daha cüretkâr davranabilmesinde etkili oldu. Avrupa’da artan PKK/KCK şiddeti PKK/KCK, propaganda faaliyetlerini daha çok Avrupa’da Kürt nüfusunun yoğun olduğu Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre ve Hollanda gibi ülkeler ile örgütün faaliyetlerinin merkezi olması sebebi ile Belçika’da gerçekleştiriyor. Bununla birlikte Avrupa’da geniş bir alana yayılmış olmanın verdiği avantaj da her eylem ve etkinlikte kullanılıyor. Avrupa sınırları içinde düzenledikleri eylemler sırasında ivedi bir şekilde organize olup, şiddet içeren girişimlerde bulunabilen örgüt üyeleri, güvenlik güçleri ile çatışıp çevreye zarar verebiliyor. Tüm bunlara Avrupa makamları tarafından göz yumulurken, ancak son zamanlarda PKK/KCK yüzünden artan şiddet olayları Avrupa ülkelerine bile “dur” dedirtti. Avrupa makamlarından PKK/KCK’ya karşı tepkiler arttı Belçika’da yaşanan PKK/KCK’nın kızıştırdığı son olaylar ve bu olayların diğer Avrupa ülkelerine de sirayet etmesi ile Avrupa ülkeleri, görmezden geldikleri PKK/KCK şiddetine karşı adım atmaya başladı. Özellikle Belçika’da Türk kökenli nüfusa yönelik şiddet olaylarının artması, bu olaylarda güvenlik güçlerinin yetersiz kalması, PKK/KCK’ya müzahir basın organlarında manipülatif haberlerin yapılması Avrupa vatandaşlarının da tepkisine neden oldu. PKK/KCK’nın asıl hedefindeki Türkler ise Türk siyasetçilerinin telkinleri ile sakinliklerini hep koruyarak, şiddet olaylarından kaçınmaya çalıştı. Olayların artması sonucu Belçika Başbakanı Alexander De Croo yaptığı basın açıklamasında, “PKK/KCK lehine gösteriler kabul edilemez. Belçika’da fikir özgürlüğü garanti altındadır ancak terör örgütü PKK/KCK lehine ifadelere tolerans gösterilemez. Zira Kürt sorununa sempati duymak farklı bir şeydir” ifadelerini kullandı. Belçika Federal Adalet Bakanı Paul Van Tigchelt’ten de benzer bir açıklama geldi. Van Tigchelt, “Belçika için PKK/KCK, açık şekilde bir terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Bu kırmızı çizgimizdir. Bu bağlamda PKK/KCK’nın Belçika’daki faaliyetleri kabul edilemez” dedi. Avrupa, PKK/KCK şiddetinin giderek artmasından endişe ediyor Belçika’da yaşanan olaylardan sonra Avrupa makamları PKK/KCK sempatizanları nedeni ile şiddet olaylarının artmasından endişe ediyor. Örgüte müzahir basın-yayın organlarında yaşanan şiddet olaylarının işlenme şekli ile Avrupa’daki örgüt yandaşlarını şiddete teşvik etmesi tedirginliği de arttı. Bu yayınlar yüzünden özellikle örgüte müzahir genç kesimin zaman zaman şiddet içerikli eylemlere başvurmasından korkuluyor. PKK/KCK, Avrupalı gençlerden örgüte adam devşiriyor Türkiye’de geçmişte olduğu kadar kolay kadro bulaman PKK/KCK, Avrupa’da Türk milliyetçileri ile Kürtlerin çatışmasını ön plana çıkararak gençlerden kadro temin edebilmek için bir zemin oluşturuyor. Kürt gençleri militarize eden örgüt, olaylara karışan ve adli yaptırım uygulanacak Kürt gençlerini örgüte sığınabileceği vaadiyle kandırıyor. Türkiye’den uzak ve PKK/KCK gerçeğinden habersiz Kürt gençlerini politize eden örgüt, “örgütsel bilinç” kazandırmaya çalışıyor.
İstanbul Beşiktaş, Tayyip Talha Sanuç ile 3 genç futbolcusunun sözleşmesini yeniledi Beşiktaş, savunma oyuncusu Tayyip Talha Sanuç’un sözleşmesini 2026-2027 sezonu sonuna kadar sözleşme uzattı. Siyah-beyazlılar ayrıca Beşiktaş Futbol Akademisi’nden yetişen Serkan Emrecan Terzi, Göktuğ Baytekin ve Yakup Arda Kılıç’ın da sözleşmesini yeniledi. Yeni sezon planlaması kapsamında Beşiktaş ilk olarak iç transfere yöneldi. Siyah-beyazlılar bu kapsamda savunma oyuncusu Tayyip Talha Sanuç’un sözleşmesinin 2026-2027 sezonu sonuna kadar uzatıldığını açıkladı. Siyah-beyazlıların resmi internet sitesinden konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Kulübümüz, 2022-2023 sezonundan bu yana Futbol A Takımımızın kadrosunda bulunan profesyonel futbolcumuz Tayyip Talha Sanuç’la 2026-2027 sezonu sonuna kadar sözleşme uzattı. BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde Futbol Takımları Genel Koordinatörümüz Samet Aybaba ile bir araya gelen futbolcumuz Tayyip Talha Sanuç, yeni sözleşmeyi imzaladı. Samet Aybaba, yeni dönemde Kulübümüze önemli hizmetlerde bulunacağına inandığımız Tayyip Talha Sanuç’a başarılar diledi" ifadeleri kullanıldı. Serdar Topraktepe ile yeniden forma şansı bulmaya başladı 2022-2023 sezonu başında Adana Demirspor’dan transfer olan Tayyip Talha Sanuç, siyah-beyazlı forma ile oynadığı 2 sezonda 27 maçta görev aldı ve 2 gol kaydetti. Tayyip Talha, yaşadığı uzun süreli sakatlığın ardından Teknik Sorumlu Serdar Topraktepe ile birlikte yeniden forma şansı bulmaya başladı. Genç futbolcuların da sözleşmeleri yenilendi Beşiktaş, Futbol Akademisi’nden yetişen genç futbolcuların sözleşmelerini de yeniledi. Siyah-beyazlılar, Serkan Emrecan Terzi ve Göktuğ Baytekin ile 2026-2027 sezon sonuna, Yakup Arda Kılıç ile de 2027-2028 sezonu sonuna kadar sözleşme imzaladı. BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde düzenlenen imza törenine Beşiktaş Futbol Takımları Genel Koordinatörü Samet Aybaba katıldı.
İstanbul Sarıyer’de öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi ortaya çıktı: ‘’Çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum’’ Sarıyer’deki bir ortaokulda oğlunun okul davranışlarıyla ilgili olarak görüşmeye davet ettiği öğretmenini, yüzüne yumruk atmak suretiyle darp eden ve tutuklanarak cezaevine gönderilen şüpheli velinin ifadesine ulaşıldı. İfadesinde, okul yönetiminden ve veliden olaydan 1 ay önce şikayetçi olduğunu belirten şüpheli, ‘’Bir anda istem dışı, çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık kızgınlık ve ebeveynlik duygusuyla hocaya vurdum’’ dediği öğrenildi. Sarıyer’deki bir ortaokulda 25 Nisan 2024’de iddiaya göre Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Necla Ö., öğrencisi E.S.Ç.’nin okul davranışlarıyla ilgili olarak velisi olan şüpheli Ali Ç.’yi (51) görüşmeye davet etmiş, okula gelen şüpheli veli Ali Ç. ise müşteki öğretmeni okul koridorunda görerek herhangi bir diyaloğa girmeden öğretmenin yüzüne yumruk atmıştı. Olayın ardından gözaltına alınan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Şüpheli veli Ali Ç., Savcılık işlemlerinin ardından çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe ‘kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. ‘’Oğlum ‘baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar’ dedi’’ Öte yandan şüphelinin ifadesine ulaşıldı. Kimlik tespitinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İSBAK A.Ş.’de dijital arşiv personeli olarak çalıştığını söyleyen şüpheli Ali Ç. ifadesinde, "Okul yönetimi ve sınıf öğretmeni Necla Ö.’den 26 Mart 2024’de Sarıyer Çocuk Büro Amirliği’nde ’kötü muamele’ konusundan adli olarak şikayetçi olmuştuk. 25 Nisan günü Kaymakamlık müfettişleri ile konuyla ilgili görüşmedeydim. Bu sırada eşim Neslihan Ç. beni aradı, kendisini okulun bir hizmetlisinin aradığını ve oğlumuzla ilgili bir sıkıntının olduğunu söyledi. Ardından eşimden hizmetlinin numarasını alarak durumun ne olduğunu sordum. Bana oğlumun atak geçirdiğini, öğretmenlerin yukarı almaya çalıştığını ancak oğlumun çıkmak istemediğini söyledi. Oğlumu telefona isteyince, ‘baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar’ dedi. Sonrasında hizmetli ‘müdür bey geliyor’ diyerek telefonu yüzüme kapattı’’ dedi. ‘’Dalga geçer gibi ‘beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin’ dedi, bir anlık sinir harbi ile vurdum’’ İfadesinin devamında, okula gittiğinde hizmetliye çocuğunun nerede olduğunu sorduğunu söyleyen şüpheli, ‘’Hizmetli bana, müdür beyin oğlumu yukarı çıkardığını söyledi. Ben de müdürün odasına çıktım. Bu sırada oğlum yanıma panik halinde ağlayarak geldi. Bana ‘baba buradan çabuk çıkalım, eve gidelim’ dedi. Korkusundan sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. Müdür beyi odasına doğru yürürken Necla hocanın elinde çay bardağı ile gülerek bize doğru geldiğini gördüm. Dalga geçer gibi ‘beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin’ dedi. Ben de o anda istem dışı çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık kızgınlık ve ebeveynlik duygusuyla hocaya vurdum. Sonra okulun dışına çıktım, çok pişmanım. Bir anlık sinir harbi ile vurdum, bu sinir harbini ise hem şahsın tahrik edici eylemlerinden hem de babalık içgüdüsünden dolayı yaşadım’’ şeklinde konuştu.