YEREL HABERLER - 28 Şubat 2017 Salı 14:44

İnşaat malzemesi üreticileri sanayi sitesi istiyor

A
A
A
İnşaat malzemesi üreticileri sanayi sitesi istiyor

Mersin’de şehir merkezinin farklı noktalarında üretim yapan inşaat malzemesi üreticileri, gerek çevreye verilen çevresel zararları azaltmak gerekse üretimde sinerji oluşturmak adına tesislerini şehir dışında kurulacak bir sanayi sitesine taşımak istiyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretimi ve Ticareti Meslek Komitesi Başkanı Erol Berktaş, inşaat üreticilerinin aynı merkezde toplanarak üretimlerini sürdürmesinin önemli olduğunu belirterek, "Grubumuzda inşaat malzemesi ve satıcıları yer alıyor. Bizim öncelikli konumuz üreticilerle ilgili. Mevcut durumda üreticilerimiz şehir merkezinde farklı noktalarda faaliyet gösteriyor. Bu durum gerek gürültü gerekse üretim sırasında oluşan atıklar nedeniyle çevre kirliliğini beraberinde getiriyor. Aynı zamanda bu firmalarımızın büyük makinelerinin ya da ürünlerinin kaldırılıp indirilmesi için kullanılan vinçlerin de gerek trafiğe gerekse çevre sakinlerine önemli ölçüde olumsuz etkisi oluyor. Tüm bu sorunların çözümü, bu iş kolundaki üreticilerin şehir dışında bir merkezde toplanması ile mümkün olabilir" dedi.
Şehir içine büyük araçların girememesi nedeniyle yükleme ve boşaltmalarda da ciddi sıkıntılar yaşandığına dikkat çeken Berktaş, böyle bir sitenin kurulması halinde üreticinin de kazanacağını anlattı. Berktaş "Üretici aynı merkezde bir araya gelirse organize sanayi bölgelerinde olduğu gibi elektrik, doğalgaz gibi bazı konularda avantajlar da elde edilebilir. Ya da ortak tüketim malzemelerinin ortak alımları yapılarak fiyat avantajları sağlanabilir. Aynı zamanda alüminyumdan panjur üreticisine PVC üreticilerine kadar tüm sektör bir arada bulunduğunda sinerji de oluşacaktır. Böylece müşteri bir firmaya geldiği zaman ihtiyaç duyabileceği diğer hizmetleri de aynı noktadan alabilecek, ekstra bir araştırma yapmasına, zaman kaybetmesine gerek kalmayacaktır. Böyle bir site oluşumu için, sosyal donatılarının da olacağı göz önünde bulundurulursa, 50 dönüme yakın bir arazinin yeterli olacağını düşünüyorum" diye konuştu.
Berktaş, her üretimin sonunun satış olduğunu hatırlatarak bu nedenle üreticilerle satıcıları birbirinden ayırmanın mümkün olmadığını, birinin sıkıntısının diğerini de etkilediğini söyledi. Üretimde bir diğer sıkıntıyı kalifiye, teknik personel bulma noktasında yaşadıklarını kaydeden Berktaş, böyle bir insan kaynağı, makineyi kullanabilecek teknik personel olmayınca ihtiyaç duydukları makinelerin yatırımını da yapamadıklarını bildirdi. Makineler için gerekli yardımcı malzeme ürettirmek istediklerinde ilgili makinelerin bulunmaması nedeniyle bu malzemeleri de Mersin’de ürettiremediklerini ifade eden Berktaş, “Bunların hepsi zincirin birer halkası. Personel yoksa makine yok. Makine yoksa üretim de yok. Biz de bu sorunun çözümü için mecburen şehir dışına yöneliyoruz. Sektörümüzde bu alanda üretim yapmak isteyen arkadaşlarımız da yatırım için İstanbul gibi büyük şehirlere yönelmek durumunda kalıyor” ifadelerini kullandı.
Bu durumun avantajının da dezavantajının da olduğuna dikkat çeken Berktaş, nakliye maliyetlerinin de eklenmesi nedeniyle ürünlerde fiyat artışı yaşanmasına rağmen İstanbul’dan Türkiye’nin her noktasına ulaşımın kolay olması nedeniyle nakliye avantajı yakalandığını söyledi. Berktaş, her zaman şehir dışına yatırım yapmanın mümkün olmadığını da kaydederek zaman zaman fason üretime başvurmak durumunda kaldıklarına da değindi. Bir süredir tüm kesimlerin borçlandığını, kredi borçlarının arttığını anlatan Berktaş, bu nedenle gerek konut yatırımlarının gerekse mevcut konutlardaki tadilatların ötelendiğini söyledi. Bu ötelemelerin iş hacimlerini düşürdüğünü, sektörüne göre değişim göstermekle birlikte son bir yıldır ortalama yüzde 40 gerileme yaşandığını ifade eden Berktaş, iş hacminin düşmesiyle üreticinin de zorlanmaya başladığını ve nakit döngüsünün gün geçtikçe zorlaştığını anlattı. Çıkış yolu olarak üreticinin yine banka kredilerine yönelmek durumunda kaldığını belirten Berktaş, “Ancak banka kredilerinde de sıkıntı yaşıyoruz. Bankacılar bize sormadan limitimizi düşürebiliyor. Bu da firmanın daha çok daralmasına ve ödeme güçlüğü yaşamasına neden oluyor. Geçmişten bugüne kadar birçok firma çek ile çalışmalarını sürdürürken çeklerde yaşanan sıkıntılar sonrasında şimdi kimsede çek de yok. Bu durumda firmalar kilitleniyor. Bu noktada özellikle bankalardan destek bekliyoruz. Bir çözüm üretilmesi kaçınılmaz” diye konuştu.
Sektörün gelişimi adına yeni ürün ve ar-ge çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiğine de vurgu yapan Berktaş, bu konunun özendirilmesi adına çalışma başlatılması gerektiğini söyledi. Komite olarak önümüzdeki süreçte ar-ge ve inovasyona yönelik çalışmalara ağırlık vermeyi planladıklarını dile getiren Berktaş, bu noktada komite üyelerini MTSO Test ve Ar-Ge Laboratuvarı’ndan daha fazla yararlanmaya davet etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.