EKONOMİ - 23 Şubat 2018 Cuma 15:24

Yeni nesil gübre ile Türk tarımının verimi artacak

A
A
A
Yeni nesil gübre ile Türk tarımının verimi artacak

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu üyesi, ziraat mühendisi Enis Hekimoğlu, tarımda kullanılabilecek gübreler arasına yeni nesil gübrelerin de dahil edilmesiyle birlikte Türkiye’nin tarım ürünlerinde marka bir ülke olma yolunda büyük bir avantaj yakaladığını söyledi.

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu üyesi, ziraat mühendisi Enis Hekimoğlu, tarımda kullanılabilecek gübreler arasına yeni nesil gübrelerin de dahil edilmesiyle birlikte Türkiye’nin tarım ürünlerinde marka bir ülke olma yolunda büyük bir avantaj yakaladığını söyledi.


Hekimoğlu, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, tarım sektörü için gübrenin en önemli girdilerden birisi olduğunu belirtti. Tarımda kalitenin artırılması, birim alandaki kayıpların azaltılarak yüksek verime ulaşılması adına yaklaşık 4 yıldır ilgili komitelerin verdiği desteklerle MTSO olarak çalıştıklarını kaydeden Hekimoğlu, yeni nesil gübre kullanımına yönelik yaşanan sıkıntıları TOBB’un da desteğiyle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na taşıdıklarını, bakanlığa bağlı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü ile de konuyu uzun süredir çalıştıklarını ifade etti. Hekimoğlu, bu kapsamda tarımda kullanılan organik, mineral ve mikrobiyal kaynaklı gübrelere dair yönetmeliğin yayınlandığını hatırlatarak, tarımda kullanılabilecek gübreler arasına yeni nesil gübrelerin de dahil edilmesiyle birlikte Türkiye’nin tarım ürünlerinde marka bir ülke olma yolunda büyük bir avantaj yakaladığını söyledi. Yeni teknolojiye haiz organomineral, biyolojik, organik ve mikrobiyal gübrelerin kullanımının yaygınlaştırılması adına yürüttükleri bu çalışmaların sonuç getirdiğini memnuniyetle takip ettiklerini belirten Hekimoğlu, başta Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba olmak üzere, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü bürokratlarına yakın işbirlikleri için sektör adına teşekkür ettiklerini söyledi.


“Gübre sektöründe 4.0’a adım atılmıştır”


Yeni yönetmelikle birlikte sürdürülebilir tarım adına da önemli bir adım atıldığına dikkat çeken Hekimoğlu, “Yeni nesil gübrelerin kullanılmasıyla Türkiye’de gıda güvenliğinin artırılması yanında çevreyi koruyarak topraklarda yüzyıllarca bitkisel üretim yapılabilmesine de imkan sağlanmıştır” dedi. Türkiye’de yıllardır AB’ye bağlı gübre yönetmeliğinin uygulandığını hatırlatan Hekimoğlu, “MTSO olarak Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü ile ciddi çalışmalar yürüttük. Türkiye bitkisel üretimine ve Türk çiftçisine daha az kimyasal kullandırarak bitkisel üretimde hak ettiğimiz potansiyeli performansa çevirmek için yürüttüğümüz çalışmaların meyvesini topladık. Yeni yönetmelikle Türkiye gübre sektöründe 4.0’a adım atmıştır” diye konuştu.


“Topraklarını koruyan Türkiye yüzyıllarca üretim yapabilir”


Bu yönetmelikle Türkiye’nin topraklarını, yeraltı sularını koruyarak, toprakların verimliliğini, canlı faunasını kaybettirmeden insanlık var olduğu sürece Anadolu’nun değerli topraklarında kendi bitkisel üretimini yapabileceğini vurgulayan Hekimoğlu, aynı zamanda uluslararası pazarda ihracatta da daha fazla söz sahibi olunabileceğini anlattı. Yeni çeşitlerin ıslahı, yeni nesil sulama yöntemleri, entegre kontrollü üretim yöntemleri ve bitki beslemenin günümüzdeki en iyi teknolojileri ve aynı zamanda tarımın en önemli sermayesi bilginin kullanılmasıyla Türk tarım sektörünün hak ettiği yere ulaşacağını ifade eden Hekimoğlu, MTSO olarak çalışmaları bu vizyonla sürdürdüklerini söyledi.


Türk tarım sektörü için yalnızca Mersin özelinde değil Türkiye genelini ilgilendirecek birçok başlıkta çalıştıklarını kaydeden Hekimoğlu, “Bu çalışmalarda başta Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın, ona bağlı araştırma enstitülerinin, üniversitelerimizin, özel sektörle birlikte işbirliğinin ne kadar önemli olduğunu yayınlanmış olan bu yönetmelik bir kez daha göstermiştir” ifadelerini kullandı.


“Yeni Yönetmelik üretim ve kullanımı yaygınlaştıracak”


Yeni nesil gübreler olarak adlandırılan mikrobiyal ve organomineral gübrelerin kullanımının, üretimi ve dolayısıyla da uluslararası yeni bitki besleme teknolojilerinin yatırımların da Türkiye’de yapılması ve Türkiye üzerinden Akdeniz Havzası ile Ortadoğu’ya ihracatının önünün açılacağını dile getiren Hekimoğlu, şöyle konuştu: “Türkiye bundan sonra organik üretimde eskisinden daha fazla söz sahibi olacaktır. Yeni nesil gübrelerde Türkiye klorsuz, nitratsız, ağır metal içermeyen ve dünyanın en düşük tuz indeksine sahip gübrelerinin ülkemizde daha çok kullanılmasının avantajlarını yakalamış oluyor. Bu sebeple Türkiye’deki gıda güvenliğinin gerçekten sağlanması ve ihracat pazarlarında Türkiye’nin tarım ürünlerinde marka bir ülke olmasının yolu daha da kolaylaşıyor.”


“Gübre Kanunu’nu bekliyoruz”


Yönetmeliğin ardından Türkiye’nin gübre kanununun çıkmasını beklediklerine de değinen Hekimoğlu, “Sektörün gübrenin ithalatından ya da üretimden tüketiciye ulaşıncaya kadar altyapı aksaklıklarının giderilmesi ve kaliteli gübrelerin Türkiye pazarına hakim olması için yönetmeliğin ötesinde gübre kanununa kavuşmasını arzuluyoruz. Bu konuda Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nda çalışmaların devam ettiğini biliyoruz. Özel sektörün sesine kulak verip çözüm odaklı yürütülen çalışmalar için bir kez daha teşekkür ediyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.