POLİTİKA - 22 Temmuz 2017 Cumartesi 17:27

Başbakan Binali Yıldırım Yörük Türkmen Şenliğinde

A
A
A
Başbakan Binali Yıldırım Yörük Türkmen Şenliğinde

Başbakan Binali Yıldırım, Yörüklerin 15 Temmuz’da Muğla Marmaris’te alçaklara geçit vermediğinin altını çizerek, "Milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktınız.

Başbakan Binali Yıldırım, Yörüklerin 15 Temmuz’da Muğla Marmaris’te alçaklara geçit vermediğinin altını çizerek, "Milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktınız. Cumhurbaşkanımızı katletmeye, şehit etmeye gelenlere en güzel dersi sizler verdiniz. Sizlere milletim adına teşekkür ediyorum. Türk demokrasisini zaferle sonlandırdınız, darbecilere darbeyi vurdunuz" dedi.


Başbakan Binali Yıldırım, Dalaman’dan Başbakanlık helikopteri ile saat 14.10’da Seydikemer ilçesi Boğalalar Mahallesi’ndeki şenlik alanı yakınına hazırlanan alana iniş yaptı. Başbakanlık otobüsü ile 19. Yörük Türkmen Kültür Şöleni’nin yapılacağı alana gelen Başbakan Yıldırım, girişte şenlik protokolü tarafından karşılandı. Başbakan Yıldırım, şenlik açılışı kapsamında 24 Oğuz boyu bayrağı ile Türk bayrağını göndere çekti. Şölene Başbakan Binali Yıldırım’a, eşi Semiha Yıldırım, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Muğla Valisi Esengül Civelek, Burdur Valisi Şerif Yılmaz, Denizli Valisi Hasan Karahan ve protokol üyeleri eşlik etti.


Başbakan Yıldırım ve protokol, Aydın Zeybeği Folklor gösterisini ilgiyle izledi. Ekip, gösterinin sonunda açtığı Türk bayrağını Başbakan Yıldırım’a hediye etti. Makedonya Yörükleri folklor ekibi de şenlik kapsamında gösteri sundu. Başbakan, misafir folklor ekibi ile de hatıra fotoğrafı çektirdi. Antalya Olgunlaştırma Enstitüsünün Teke Yöresi kıyafetlerini içeren defilesi de büyük beğeni topladı.


"Hava sıcak sizler daha sıcaksınız" diyen Başbakan Yıldırım, protokol konuşmaların uzaması nedeniyle konuşmasına bir fıkra ile başladı. Yıldırım, "Konuşmacıların sayısı artıkça ve konuşmacı sayısı uzadıkça milletin canı sıkılıyor. Yavaş yavaş alandan ayrılmaya başlıyorlar. Sonunda bir konuşmacıyı daha çağırıyorlar. Konuşmaya başlarken karşısındaki kimse kalmaz. Ama sadece bir kişi oturuyor meydan boşalmış. Konuşmayı da güzel hazırlamış konuşsa konuşmasa olmaz. Konuşmasını baştan sona -bizim İsmet Yılmaz bakanımız gibi- sonra kürsüden inmiş karşısında oturan arkadaşın yanına gitmiş. Sarılmış yanaklarından öpmüş. Adam şaşkın niye öpüyorsun kardeşim diyor, herkes bıraktı gitti sen benim konuşmamı sonuna kadar dinledin. Kardeşim öpmene gerek yok senden sonraki konuşmacı benim diyor."


Uzun konuşmalara rağmen Yörüklerin alanı terk etmediğine değinen Başbakan Yıldırım, "Maşallah Yörüklerden biri bile gitmedi. Yörükler Torosların tepesinde ay yıldızlı bayraklarınızla tüten ocaklarımızla geleceğin teminatıdır. Bu güzel yayların rengi, neşesi Anadolu’nun can damarı Yörük Türkmen kardeşlerim sevgili Muğlalılar, sevgili Burdurlular, Denizliler, Antalyalılar hepinizi selamlıyorum. Şölenin hayırlı olmasını diliyorum Gaziantep, Bitlis, Antalya, Isparta, Denizli’den Burdur’dan, Mersin’den Türkiye’nin her renginden her köşesinden gelen kardeşlerim hoş geldiniz" diye konuştu.



"Deprem açıklaması"


Bodrum’daki 6.6 büyüklüğündeki deprem hatırlatan Başbakan Yıldırım, "Allah’a şükür ki hiçbir can kaybı bizim topraklarımızda yok. Ancak İstanköy Adasında depremde hayatını kaybetti biri İzmirli hemşehrim ona Allah’tan rahmet diliyorum. İsveçli kardeşimiz de hayatını kaybetti ona da Allah’tan rahmet diliyorum. Depremden hemen sonra valimizle görüştük tedbirler alındı. Bütün bölge kısa sürede gözden geçirildi, kontrol edildi. Hiçbir can kaybı olmadığı tespit edildi. Hemen AFAD Kızılay ve ilgili bakanlıklarımızı buraya ekiplerini gönderdiler. Herhangi bir tekrar deprem olur düşüncesiyle gerekli tedbirlerini aldılar. Eğer dertli değilseniz milletin dertleri ile dertlenmeseniz deprem olur, afet olur yerlerde sürünürsünüz. Milletinizin, vatandaşınızın derdini dert edinirseniz milletin adamı olursanız ne olursa olsun hiçbir şey olmaz kararlılıkla geleceğe yürümeye devam edersiniz" dedi.



"24 Oğuz bayrağını göndere çekti"


Şenliğe 2010 yılında Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanıyken geldiğini anımsatan Başbakan Yıldırım, "Bu anlamlı buluşmada bu coşkulu buluşmada sizlerle beraber olduk. Bu şenliğe ikinci kez geliyorum 2010 yılında yine buradaydım. Ali Boğa o zaman Muğla milletvekiliydi. Bu şenliklerde sizinle tanıştık. Artık alışkanlık yaptı, gelmezsek duramayız. Şimdi de sizlerle beraberiz. Bir Yörük Türkmen olarak Kayı boyunun torunu olarak sizlerle gurur duyuyoruz. Kınık’ın, Dodurga’nın, Kayı’nın Bayat’ın bütün Oğuzların yiğitleriyle gurur duyuyoruz. Bugün onların torunlarıyla kucaklaşıyoruz. Kardeşlik bağlarımızı güçlendirmeye, kültürümüzü hatırlama ve yaşatmaya onun için geldik buraya. Bugün 24 Oğuz boyuna ait oğuz bayraklarıyla Türk bayrağının gölgesi altında toplandık, İstiklal Marşımızla bayrağımızı yükseklere çektik. O ay yıldızlı bayrağımızın nazlı nazlı dalgalanışına hep beraber şahit olduk" diye konuştu.



"Milletin adamına sahip çıktınız"


Yörüklerin 15 Temmuz’da Muğla Marmaris’te alçaklara geçit vermediğinin altını çizen Başbakan Yıldırım, "Milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktınız. Cumhurbaşkanımızı katletmeye, şehit etmeye gelenlere en güzel dersi sizler verdiniz. Sizlere milletim adına teşekkür ediyorum. Türk demokrasisini zaferle sonlandırdınız, darbecilere darbeyi vurdunuz. Onun için sizler bu dağların bu yaylaların cihan mert cömert,üreten, ürettiğini paylaşan, dönüşen geleneklerinizi hep sürdürdünüz. Geçmişte Yörük kardeşlerimiz sahilde duruyorlarsa gemi inşa ederler, gemi malzemeleri temin ederdi, sahilde değil de derbentteyse yol emniyeti, yol tamiri, köprü inşaatı sizlerden soruluyordu. Menzil bekleniyorsa çevreden zahireleri toplar ihtiyaç giderilirdi. Sizler olağanüstü zamanlarda, olağanüstü görevleri millet adına üşenmeden, yüksünmeden omuzlamış yiğitlersiniz. Şimdi hep birlikte ecdattan kalan bu mübarek topraklara sahip çıkmanın mücadelesini veriyoruz. Kardeşlik ruhunu korumanın onurunu yaşıyoruz" ifadelerine yer verdi.



"15 Temmuz şehitlerini andı"


Bu milletin bin yıldır bu topraklarda olduğuna vurgu yapan Başbakan Yıldırım, "Bu millet bin yıldır bu topraklarda Ahlat’tan, Malazgirt’e, Domaniç’e, Söğüt’e uzanmış, buradan 3 kıtayı kanatları altına alan sayısız kavmi ve ülkeyi şefkatle, sevgiyle kuşanan Osmanlının torunlarısınız. Yeryüzünde fesat çıkaranlara, ayrılık tohumları ekenlere karşı yüz yılardır aynı kalp atışıyla aynı bir arada durduk. Gittiğimiz her yerde kardeşlik tohumları ektik, gönül köprüleri inşa ettik, kardeş kardeşe cephelerde hep beraber olduk, birlikte mücadele ettik. Çok acılar çektik musibetler gördük. Bu davanın ve bağımsızlığımız uğruna nice şehitler verdik. 15 Temmuz şehitlerimize Allah rahmet versin. Şehitlerimizi şükranla minnetle yad ediyoruz. Şehit verdik gazilerimiz oldu, Allah’a şükür ki vatanımızı vermedik, istiklalimize gölge düşürmedik. 15 Temmuz’da kol kola mücadele ettik bayrağımız için toprağımızı için hep beraberdik. Mevlam bize bir yurt bir ülke bir vatan istiklal kazandıran bütün şehitlerimize gazilerimizden Allah razı olsun. Allah kardeşlik ruhumuzu yaralamak isteyenlere fırsat vermesin. Bundan sonrada birlik ve beraberliğimiz aşkımız sonsuza kadar devan etsin" dedi.



"Türkiye barış ve istikrar adası"


Türkiye’nin çok zor bir coğrafyada barış ve istikrar adası olduğuna vurgu yapan Başbakan Yıldırım, "Bize düşen bu coğrafyada birlik ve beraberlik ruhumuzu muhafaza ederek, ülkemizi Gaz Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesinden ileriye taşımaktır. İçeride birlik ve beraberliğimizi koruduğumuz sürece başaramayacağımız hiçbir şey yoktur. Ortak değerlerimiz etrafında kenetlenmek ve birlikte gelecek hedeflerimize kilitlenmektir. Bizim için bu güzel ülkenin her bir ferdi aynıdır, başımızın tacı. Biz sadece İstanbul’un, İzmir’in, Ankara’nın değil, Hakkari’nin de Edirne’nin de, Mersin’den, Samsun’a 81 ili sevgiyle kucaklıyoruz. 780 bin kilometrekare vatan toprağını aynı ruhla sahipleniyoruz. Üsküp’ün, Kerkük’ün, Hicaz’ın, Kudüs’ün, Yemen’in emanetini taşıyoruz. Bölgedeki ve dünyadaki bütün mazlumları dost ve kardeşlerimizin sesi olduk nefesi olduk olmaya devam edeceğiz. Balkanlardan, Moğoalistan’a, Asya’dan,A frika’ya kardeşliğimizi oralara da taşımak için her tülü gayreti gösteriyoruz. Yörük Türkmen ruhu barış kardeşlik demektir, birlik demektir beraberlik demektir. Birlikte Türkiye demektir" diye konuştu.



"15 Temmuz’da destan yazdınız"


Bu milletin 1071’den beri farklı coğrafyalarda barış ve adalet peşinde farklı renkteki bayrakların altında yürüdüğünü ve yürümeye devam edeceğini kaydeden Başbakan Yıldırım, "Bin yıldır kesintisiz yürümüş yürümeye devam edecektir. Milletimizin birliğine dirliğine, kardeşliğine kasteden 15 Temmuz alçak FETÖ darbe girişiminde siz, burada bu bölgede destan yazdınız, gözünü kan bürümüş hain FETÖ teröristlerinin cani planlarını boşa çıkardınız. Milletin adamı Recep Tayyip Erdoğan’ı onun hayatına kastetmek isteyen alçaklara geçit vermediniz. Bugün büyük bir coşkuyla, bu topraklar da kardeşliğimizle bir ve beraber olacak daim olacaktır. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet olarak ilelebet Türkiye Cumhuriyeti payidar olacaktır" dedi.



"Adam gibi adamların peşinden gideriz"


Bakan Çavuşoğlu, Yörük çocuğu olmaktan gurur duyduğunun altını çizerek, geçmişi ile gurur duyduğunu söyledi.


Geçmişini bilmeyenin vatana millete vereceği bir şeyi olmadığına vurgu yapan Bakan Çavuşoğlu, "Örf ve adetlerimizi yaşatıyoruz. Yörükler bu vatanı millet için her an canımızı vermeye hazırız. Vatan topraklarını beklemek için gece gündüz hizmet etmek için varız. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Başkanı olduğum zaman bana duygularımı sordular. Ben de, ’Biz Yörüğüz koyunu keçiyi de güderiz Avrupa’yı da yönetiriz.’ dedim. Bugün de diyorum ki, koyunu da keçiyi de güderiz, Recep Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım gibi adam gibi adamların peşinden gideriz, bu ülkeye, millete hizmet etmekten şeref duyarız" ifadelerini kaydetti.


Bakan İsmet Yılmaz, Türkmen geleneğinin yaşatıldığı bir şenlikte olduklarının altını çizerek yeryüzünün okul ve eğitim olduğunu kaydetti. Bakan Yılmaz, "Bir ocak dahi yansa bir bayrak bile dalgalansa gölgesinde özgürce yaşayacağız. Bizim yarınımız emin ellerdedir" dedi.


Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de kısa bir selamlama konuşması yaptı.


Bakan Fatma Betül Sayan Kaya, zengin Yörük kültürünün ve medeniyetinin temsilcisi olmaktan onur duyduğunu söyledi. Kutlu bir yolculuğun neferi olarak bu topraklara geldiklerini aktaran Bakan Kaya, "Kutlu bir kültürün temsilcisiyiz. 14 Ağustos 2001’de umudunu güvenini kaybetmiş millete yeniden o güveni veren ecdadına layık haline getirmeyi ülkeyi ayağa kaldırmayı şiyar edinmiş bir yolculuğun neferi olarak yanınızdayız. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakanımızın kabinesinde olmak bizler için büyük bir onur. Bu milletin öz ve çöz parçası olan Yörükler buraya akın etti. 15 Temmuz’da da devletinin yanında oldu. Olmaya da devam edecektir" dedi.


Başbakan Yıldırım’a konuşmasının ardından el dokuması halı hediye edildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Efes Antik Kenti’ndeki ‘gece müzeciliği’ lansmanına yoğun katılım UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Efes Antik Kenti’nin turistler tarafından gece de ziyaret edilebilmesi için ışıklandırılmasının ardından "gece müzeciliği" lansmanı gerçekleştirildi. Helenistik, Roma, Bizans, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinden taşıdığı izlerle Anadolu’nun eşsiz zenginliğini gözler önüne seren İzmir’in Selçuk ilçesindeki Efes Antik Kenti, Kültür ve Turizm Bakanlığının ‘gece müzeciliği’ uygulaması kapsamında ışıklandırılmıştı. Türkiye’de ilk kez Efes’te uygulanan ışıklandırma çalışmalarının ardından ‘gece müzeciliği’ tanıtım toplantısı düzenlendi. Yenilenen ışıklandırma çalışmalarıyla yerli ve yabancı binlerce ziyaretçi, 2 bin 300 yıllık Efes Antik Kenti’ni gün batımından sonra da ziyaret edebiliyor. Uygulama ilk kez ‘Efes Antik Kenti’nde hayata geçirildi Tanıtım toplantısında konuşan İzmir Valisi Süleyman Elban, ‘gece müzeciliği’nin ören yerlerinde ve tarihi kentlerde bu yıl ilk kez uygulamaya konulduğunu belirterek, “Bugün ülkemiz turizmciliğiyle ilgili çok farklı ama çok özel bir programı başlatmak üzere buradayız. İlk başlanan lokasyon da Efes’imiz oldu. Efes gibi bazı tarihi alanlarımızda çok fazla talep var. Hem ülkemizden hem de yurt dışından birçok insan bu alanları görmek istiyor. Fakat bu alanların da maalesef kapasitesi sınırlı. Dolayısıyla buradaki ziyaret saatlerini daha da ileri saatlere almak gerekiyor ancak gün ışığı yetersizdi. Kültür Turizm Bakanlığımız burada ciddi bir aydınlatma projesi hazırladı. Artık 00.00’a kadar da Efes’imizde gece müzeciliği şeklinde tabir ettiğimiz ziyaret saatlerini uzatmış olduk” dedi. “Gece deneyimi yaşamak farklı duygu oluşturacak” Tarihi kentlerin bulunduğu alanların Ege ve Akdeniz’de özellikle yılın 6 ayında çok sıcak dönemlere denk geldiğini belirten Vali Elban, sıcak dönemlerde insanların gündüz bu alanları gezmekte ciddi anlamda zorlandığını aktardı. İnsanların sıcaktan etkilenmemesi ve tarihi alanları daha kolay gezebilmeleri adına gece serin saatlerde ziyarete açılmasının konfor sağladığını vurgulayan Elban, şunları kaydetti: “Ayrıca bir diğer faydası da gündüz görünüyor ama gece deneyimini de yaşamanın farklı bir duygu oluşturacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla inşallah gece deneyimi de tarihi alanlarda insanlara ayrı bir haz, ayrı bir keyif verir diye düşünüyorum. Ülkemiz turizmine, kültür hayatına, dünya kültür hayatına ve bakanlığımızın bundan sonra yapacağı projelere de katkı sağlamasını diliyorum. Bu projenin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. İnşallah hem ülkemiz hem dünya turizminin hizmetine de yeni yeni projelerin gireceğini düşünüyorum.” “Gece ilk kez geldim, çok etkileyici” Antik kenti görmeye 80 kişilik kafileyle birlikte geldiğini belirten ziyaretçi Elif Toy, atmosferi çok beğendiğini söyledi. Toy, “Tiyatro gibi etkinliklerle Bergama’da ve daha farklı yerlerde bu şekilde etkinlikler oluyordu. Fakat bu düzenli bir şekilde halka açılan bir şey değildi. Daha önce gündüz de birkaç kere gelmiştik Efes’e. Bu şekilde daha güzel olmuş. Gece ilk kez geldim, bizim için çok etkileyici" dedi. Antik kenti görmek isteyenlere gelmeleri tavsiyesinde bulunan Toy, buradaki atmosferi daha fazla kişiye ulaştırabilmek amacıyla daha büyük etkinliklerin yapılması gerektiğini söyledi. “Ülkemizde antik kentlere değer vermemiz gerekiyor” Selçuk’ta yaşayan, antik kenti görmeye eşi ve arkadaşlarıyla birlikte gelen Gürbüz Gök ise, “Gündüz gelmiştik ama gece açılması aslında iyi olmuş. Dışarıdan çok fazla kişinin geldiğini gördük. Talep ve yoğunluk var. Güzel bir uygulama olmuş. Işık, ambiyans Efes’e çok fark katmış. Bayağı bir sevindik. Ülkemizde tarihi eserlere değer vermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu. “En çok kütüphane ilgimi çekti” İzmir’de hemşirelik bölümünde okuyan Merve Nur Tekin de daha önce hiç Efes’e gelmediğini belirterek, “Akşam ışıklandırmasını duyunca arkadaşlarımızla gelmek istedik. Gerçekten geldiğim için çok mutluyum. En çok ilgimi çeken kütüphanesi ve tiyatro alanı oldu. Gayet hoş bir ortam var. Işıklandırması çok güzel olmuş. Kesinlikle herkes gelmeli” dedi. Tanıtım toplantısına İzmir Valisi Süleyman Elban, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Kemal Yeni, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, protokol üyeleri, turizm sektöründeki paydaşlar ve birçok vatandaş katıldı.
Kütahya Türk iş insanı Ferhat Süleyman Çınar’ın başarı öyküsü Dünyada birçok ülke ile güçlü bağlantıları bulunan, NATO ve Birleşmiş Milletler Diplomatlığı gibi görevler yapan 46 yaşındaki iş insanı Ferhat Süleyman Çınar, başarı öyküsünü anlattı. Birleşmiş Milletler ve NATO’da önemli görevler üstlenen, Türkiye ve Birleşmiş Milletler arasındaki ilişkide önemli bir konuma sahip Ferhat Süleyman Çınar, 1978 yılında Ankara’da, üç çocuklu memur bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğu, dönemin zorlu şartları altında geçti ve Ankara’da memur bir ailenin ferdi olarak yaşamak ona mücadeleci bir ruh kazandırdı. Çınar, henüz ortaokul çağlarındayken, ailesinin beklentileri ve kendi davranışları arasında bir denge kurmaya çalıştı. Ailesi, onun abisi ve ablası gibi iyi bir eğitim alıp üniversiteye gitmesini ve kendileri gibi memur olmasını istiyordu. Ancak, Çınar, kendi geleceğini belirleme konusunda oldukça kararlıydı ve daha farklı bir yol izlemeye karar verdi. 80’ler ve 90’lar, Türkiye’nin ve dünyanın önemli dönüşümler yaşadığı yıllardı. Bu dönemde, Çınar, çevresindeki değişimleri yakından gözlemledi ve bu değişimlerin etkilerini bizzat deneyimledi. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve küresel sistemin dönüşümü gibi büyük olaylar, onun dünya görüşünü şekillendiren önemli faktörler oldu. “13 yaşında geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı” Çınar, sadece 13 yaşında olmasına rağmen, geleceğini şekillendirecek önemli kararlar almaya başladı. Geleneksel eğitim sistemi yerine gerçek okul olarak iş hayatını gördüğü için daha genç yaşlarda iş dünyasının içine adım attı. İş dünyasında içindeki erken deneyimleri, ona farklı bir bakış açısı kazandırdı. Matbaa sektöründe çalışmaları, ona sadece bir iş kolunun ötesinde, büyük bir resim olduğuna inanıyor ve küresel pazarın önemli bir parçası olarak görüyordu. Matbaacılığı, sadece basılı malzemelerin üretimi olarak görmek yerine, toplumun derinliklerine etki eden bir araç olarak değerlendiriyordu. Bu süreçte Ankara da Türk Siyasetinin kalbinde tanıştığı ve ortaklık kurduğu önemli kişiler başta Süleyman Demirel olmak üzere Ali Çetin Şener, Şahbettin Çimen, Cavit Çağlar gibi isimlerde onun Türk ve Dünya siyasi yapısını okumasında büyük önem taşıdı. “Sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıdı” Zamanla sahip olduğu işleri bölgesel çaptan küresel bir boyuta taşıyan Ferhat Süleyman Çınar, bu süreçte, uluslararası alanda geniş bir ağ oluşturdu ve işlerini küresel bir perspektifle genişletti. Ferhat Süleyman Çınar, insanlığı bir bütün olarak ele aldı ve küresel işbirliğinin, içinde bulunduğumuz sorunların tek çözümü olduğuna inandı. Ona göre insanlar kalıplarını devletler ise sınırlarını aşmalıydı, bu kaçınılmaz bir sondu ve elbet ki olacaktı. Bu gün bu amaca ulaşmak için Birleşmiş Milletler ve çeşitli STK’larda önemli misyonlar üstlenen Ferhat Süleyman Çınar bunun yanı sıra Orta Doğu’daki küresel işbirliğini geliştirmeye ve bölgede barış ve istikrarı sağlamak amacıyla Bölgedeki önemli Kraliyet Ailelerine danışmanlık yapmakta. ’’Ülkemiz ve dünya adına çok çalışıyoruz” Türkiye ve Dünya adına çok çalıştıklarını söyleyen Ferhat Süleyman Çınar ’’Ülkemiz Ekonomik, sosyal, kültürel ve insani nitelikteki uluslararası sorunları çözme düsturuyla, ırk, cinsiyet, dil veya din ayrımı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygının geliştirilip güçlendirilmesinde uluslararası işbirlikleri ile gelişmekte olan ülkelerin desteklenmesi ilkeler ile yola çıktık. Türk İş İnsanlarının Dünya’da temsili için güçlü lobilerde aktif rol alıyoruz. Birleşmiş Milletler misyonun gerçekleşmesi ve Türkiye’nin Misyon içerisindeki rolünün daha aktif olması için buradayız. Her zaman dediğimiz gibi bizler Türkiye ile Dünya arasında bir köprü görevi görüyoruz’’ ifadelerine yer verdi.
İzmir Efes Antik Kenti’ndeki ‘gece müzeciliği’ lansmanına yoğun katılım UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Efes Antik Kenti’nde, gece müzeciliği lansmanı gerçekleştirildi. Yerli ve yabancı turistler, antik kenti böylece gece saatlerinde de ziyaret edebiliyor. Helenistik, Roma, Bizans, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinden taşıdığı izlerle Anadolu’nun eşsiz zenginliğini gün yüzüne çıkaran İzmir’in Selçuk ilçesindeki Efes Antik Kenti, Kültür ve Turizm Bakanlığının ‘gece müzeciliği’ uygulaması kapsamında ışıklandırılmıştı. Türkiye’de ilk kez Efes’te uygulanan ışıklandırma çalışmalarının ardından, ‘gece müzeciliği’ tanıtım toplantısı düzenlendi. Yenilenen ışıklandırma çalışmalarıyla birlikte yerli ve yabancı binlerce ziyaretçi, 2 bin 300 yıllık Efes Antik Kenti’ni gün batımından sonra da ziyaret edebiliyor. Tanıtım toplantısına, İzmir Valisi Süleyman Elban, Ege Ordu Komutanı Orgeneral Kemal Yeni, Kültür ve Turizm Bakanlığı protokolü, devlet görevlileri, turizm sektöründeki paydaşlar ve birçok vatandaş katılım gösterdi. Uygulama ilk kez ‘Efes Antik Kenti’nde hayata geçirildi Toplantıda konuşan ve ‘Gece müzeciliği’ kavramının açık alanlarda, ören yerlerinde ve tarihi kentlerde bu yıl ilk kez uygulamaya konulduğunu söyleyen İzmir Valisi Süleyman Elban, “Bugün ülkemiz turizmciliğiyle ilgili çok farklı ama çok özel bir programı başlatmak üzere buradayız. İlk başlanan lokasyon da Efes’imiz oldu. Efes gibi bazı tarihi alanlarımızda çok fazla talep var. Hem ülkemizden hem de yurtdışından birçok insan bu alanları görmek istiyor. Fakat bu alanların da maalesef kapasitesi sınırlı. Dolayısıyla buradaki ziyaret saatlerini daha da ileri saatlere almak gerekiyor ancak gün ışığı yetersizdi. Kültür Turizm Bakanlığımız burada ciddi bir aydınlatma projesi hazırladı. Artık 00.00’a kadar da Efes’imizde gece müzeciliği şeklinde tabir ettiğimiz ziyaret saatlerini uzatmış olduk” ifadelerine yer verdi. “Gece deneyimi yaşamak farklı duygu oluşturacak” Tarihi kentlerin bulunduğu alanların, Ege ve Akdeniz’de özellikle yılın 6 ayında çok sıcak dönemlere denk geldiğini belirten Vali Elban, sıcak dönemlerde insanların gündüz bu alanları gezmekte ciddi anlamda zorlandığını aktardı. İnsanların sıcaktan etkilenmemesi ve tarihi alanları daha kolay gezebilmeleri adına, gece serin saatlerde ziyarete açılmasının konfor sağladığını vurgulayan Elban, şunları kaydetti: “Ayrıca bir diğer faydası da gündüz görünüyor ama gece deneyimini de yaşamanın farklı bir duygu oluşturacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla inşallah gece deneyimi de tarihi alanlarda insanlara ayrı bir haz, ayrı bir keyif verir diye düşünüyorum. Ülkemiz turizmine, kültür hayatına, dünya kültür hayatına ve bakanlığımızın bundan sonra yapacağı projelere de katkı sağlamasını diliyorum. Bu projenin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. İnşallah hem ülkemiz hem dünya turizminin hizmetine de yeni yeni projelerin gireceğini düşünüyorum.” “Gece ilk kez geldim, çok etkileyici” Antik kenti görmeye 80 kişilik kafileyle birlikte geldiğini belirten ziyaretçi Elif Toy, atmosferi çok beğendiğini söyledi. Sözlerini sürdüren Toy, şunları aktardı: “Tiyatro gibi etkinliklerle Bergama’da ve daha farklı yerlerde bu şekilde etkinlikler oluyordu. Fakat bu düzenli bir şekilde halka açılan bir şey değildi. Daha önce gündüz de birkaç kere gelmiştik Efes’e. Bu şekilde daha güzel olmuş. Gece ilk kez geldim, bizim için çok etkileyici. Antik kenti görmek isteyenlere gelmeleri tavsiyesinde bulunan Toy, buradaki atmosferi daha fazla kişiye ulaştırabilmek amacıyla daha büyük etkinliklerin yapılması gerektiğini söyledi. “Ülkemizde antik kentlere değer vermemiz gerekiyor” Selçuk’ta yaşayan, antik kenti görmeye eşi ve arkadaşlarıyla birlikte gelen Gürbüz Gök ise “Gündüz gelmiştik ama gece açılması aslında iyi olmuş. Dışarıdan çok fazla kişinin geldiğini gördük. Talep ve yoğunluk var. Güzel bir uygulama olmuş. Işık, ambiyans Efes’e çok fark katmış. Bayağı bir sevindik. Ülkemizde tarihi eserlere değer vermemiz gerekiyor” şeklinde konuştu. “En çok kütüphane ilgimi çekti” İzmir’de hemşirelik bölümünde okuyan öğrenci Merve Nur Tekin de daha önce hiç Efes’e gelmediğini belirterek, “Akşam ışıklandırmasını duyunca arkadaşlarımızla gelmek istedik. Gerçekten geldiğim için çok mutluyum. En çok ilgimi çeken kütüphanesi ve tiyatro alanı oldu. Gayet hoş bir ortam var. Işıklandırması çok güzel olmuş. Kesinlikle herkes gelmeli” dedi.
Aydın AKUT ödülleri sahiplerini buldu AKUT Kuşadası ekibi tarafından düzenlenen ‘Haydi Gençler, Haydi Çocuklar AKUT ile El Ele’ yarışmasının ödülleri verildi. Türkiye’nin ilk arama kurtarma derneği olan AKUT tarafından bu yıl 3’üncü kez düzenlenen ‘Haydi Gençler, Haydi Çocuklar AKUT ile El Ele’ yarışmasının ödülleri sahiplerini buldu. Tarihi Kervansaray’da düzenlenen yarışmaya Kuşadası Belediye Başkan Vekili Tibet Özer, AKUT Kuşadası Ekip Lideri Tağmaç Saraçoğlu, AKUT 2’nci Başkanı Esra Üstünkaya, Proje ve Kaynak Oluşturma Bölüm Sorumlusu Saliha Sönmez, yarışmada dereceye giren çocuklar ve aileleri katıldı. Yarışmada, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde hayatını kaybedenleri anmak ve AKUT gönüllülerinin deprem zamanı yürüttüğü çalışmalara dikkat çekmek için ilkokul ve ortaokul öğrencileri tarafından yazılan ve dereceye girenlerin mektuplar okundu. Sosyal sorumluluk oluşturmak ve duyarlılık kazanımlarını arttırmak amacıyla düzenlenen yarışmada konuşan AKUT Kuşadası Ekip Lideri Tağmaç Saraçoğlu, “Kurulduğu yıldan beri özveriyle çalışan ekibimiz, birçok alanda gönüllülük ile toplum hizmeti vermektedir. Geleceğimizin temsili çocuklarımız da bizlerin en hassas noktasıdır. Emek verip yarışmamıza katılmış tüm öğrencilerimize ve velilerine teşekkür ediyorum. Ayrıca bizlerden hiçbir zaman desteğini esirgemeyen, her zaman dayanışmamızı sürdürdüğümüz Kuşadası Belediyesi ve Başkan Ömer Günel’e teşekkür ediyorum. AKUT varsa hayat var” dedi. Haydi Gençler, Haydi Çocuklar AKUT ile El Ele’ Yarışması’nda dereceye giren çocuklara Belediye Başkan Vekili Tibet Özer, Kuşadası AKUT Ekip Lideri Tağmaç Saraçoğlu, Akut İkinci Başkanı Esra Üstünkaya ve Proje ve Kaynak Oluşturma Bölüm Sorumlusu Saliha Dönmez tarafından başarı belgeleri ve ödülleri verildi.