YEREL HABERLER - 27 Ekim 2016 Perşembe 17:11

Fethiye’de Cansu Kaya davasına devam edildi

A
A
A
Fethiye’de Cansu Kaya davasına devam edildi

Ortaca İlçesi’nde 18 yaşındaki Cansu Kaya’nın ölümüyle haklarında dava açılan ve adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar verilen 25 yaşındaki N.D. ve 18 yaşındaki M.P.Ç.’nin yargılanmasına Fethiye Cumhuriyet Savcısı Gökhan Büyükşimşek’in hazırladı mütalaanın okunmasıyla devam edildi.
Fethiye Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, "kasten öldürme", "cinsel istismar" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından tutuksuz yargılanan sanıklar M.P.Ç. (17) ve Necati Demir (25), Cansu Kaya’nın babası Osman Kaya ile sanık ve müşteki avukatları katıldı. Duruşma öncesi adliye önünde polis tarafından kontrol noktaları kurularak, güvenlik önlemi alındı.
Duruşma, Cumhuriyet Savcısı Gökhan Büyükşimşek’in hazırladığı 2 sayfalık mütalaanın okunmasıyla başladı. Mütalaada sanıklar N.D. ve M.P.Ç.’nin olay tarihinden itibaren verdiği ifadelerin sürekli birbiriyle çeliştiği vurgulandı. Cansu Kaya’nın anal bölgesindeki kızarıkla, genital bölgesindeki yırtıklı kanamaya sanıkların bir açıklama getiremediği belirtilen mütalaada Kaya’nın cesedinin bulunmasının ardından başında darp, boynunda ise yara izleri tespit edildiği aktarıldı.
Savcı Büyükşimşek, sanıkların ifadesine göre suya düştüğü yerin 5 metre derinliğinde olduğunu ancak yapılan keşifte bölgede Kaya’nın başını çarpabileceği herhangi bir cisme rastlanmadığını belirtti. Olay sonrası sanıkların kimseden yardım talebinde bulunmadığına dikkati çeken savcı Büyükşimşek, Kaya’nın eşyalarının saklanması ve sanıkların arama çalışmalarına katılmasının hayatın normal akışına uymadığını ifade etti. Büyükşimşek, sanıkların Kaya ile aralarında fiziksel temas olmadığını iddia etmelerine karşın doktor raporlarında N.D.’nin karın bölgesinde tırnak izi, M.P.Ç.’nin ise sol kolunda sıyrık ve çatlak izi tespit edildiğini belirtti.
Savcı Büyükşimşek sanık N.D ve M.P.Ç’nin ‘Beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak durumdaki kişiyi, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme suçundan’ ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi. Savcı ayrıca sanıklara, vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenen cinsel istismar suçundan 8 yıldan 15 yıla kadar, kişiyi fiili işlemek veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanmaktan 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezalarıyla cezalandırılmasını talep etti.
Mütalaanın okunmasının ardından Cansu Kaya’nın avukatları mahkemeden süre istediklerini belirterek sanıkların tutuklanmasını talep ettiler.
Sanık N.D ve M.P.Ç’nin avukatları ise müvekkillerinin tutuksuz yargılanmasını talep ederek: “Deliller arasında bir değişiklik yoktur. Mütalaa bu konuda bir değişiklik yaratmamıştır” dediler.
Avukat ve sanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme başkanı sanıkların tutuklanma isteğini reddederek, avukatların savunmasına süre verilmesi için davayı 4 Kasım Cuma gününe erteledi.
Duruşma sonrası gazetecilere açıklama yapan müşteki avukatlarından İsmail Can Varol, Savcının mütalaasının kendi ifadeleriyle örtüştüğünü belirterek: “Bizler bir süredir hukuki zeminde Cansu için adalet arıyoruz. Bu gün adaletin gerçekleşeceği yönünde biraz daha umutluyuz. Dosyanın geldiği aşama itibariyle biraz daha umutluyuz. Cumhuriyet Savcısının bugünkü esas hakkındaki görüşü, mütalaası teknik anlamda bizim baştan beri öne sürdüğümüz iddiaları tamamen kabul etmiş görünüyor. Savcımız bizim beklediğimiz ve umduğumuz bir mütala verdi. 82’nci maddenin nitelikli hallerinden yani çocuğa karşı işlenmiş olması ve cinsel saldırı suçunu gizlemek amacıyla öldürmek. Onun yanında cinsel saldırıdan cezalandırmayı istedi. Ve 18 yaşından küçük bir çocuğu hürriyetinden yoksun bırakma suçundan mütala verildi. Umuyoruz ki sayın mahkeme de aynı hükmünü verecek ve Cansu için adalet gerçekleşmiş olacak” dedi.
Mahkemede sanıkların tutuklanma talebinin reddedilmesine şaşırmadıklarını belirten Varol: “Biz kendi aramızdaki değerlendirmelerimizde sanıkların kaçma ihtimallerini ön görmüştük. Bu olabilir. Tutuksuz yargılanması sanıkların beraat edeceği anlamına gelmiyor. Tutuklanmamalarını çokta abes karşılamadık” dedi.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyeleri, duruşmanın ardından adliye girişinde kadın cinayetlerini protesto etti. Platform üyeleri: “Bizler biliyoruz ki Cansu ne kaza ne de bir ihmal sonucu hayatını kaybetmiştir. Kaza değil cinayet! Tespit edilen bulgular sonucunda sanıkların yargılanmasını bekliyoruz” dediler.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.