EKONOMİ - 09 Aralık 2023 Cumartesi 13:53

Mavi Vatan’da yarım asırlık hayal gerçeğe döndü

A
A
A
Mavi Vatan’da yarım asırlık hayal gerçeğe döndü

Tersan Tersanesi, tarafından yeni gemi inşası, tamir bakım ve onarım için inşa edilen Avrupa’nın en büyük küresel tersanelerinden biri olan Ören Tekne İmal ve Çekek Yeri Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu tarafından hizmete açıldı.

Yat inşa sanayisi için yüksek standartlı örnek bir proje olan ve Tersan tarafından yapımı tamamlanan Ören Tekne İmal ve Çekek Yeri’nin hizmete açılış töreninde konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye’nin denizcilik sektöründe de cağ atladığını belirterek “Çünkü bizim için denizcilik sadece bir uğraş değil, kültürdür, güçtür. Denizlerimiz bizim ‘Mavi vatan’ımızdır. 2002 yılından bu yana bir deniz kaptanının oğlu olan Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve kaptanlığında denizcilerimizin bahtını ak, yolunu açık etmek için çok önemli atılım ve politikalar gerçekleştirdik” dedi.

Mavi Vatan’da yarım asırlık hayal gerçeğe döndü

Türkiye’de 2002 yılına kadar neredeyse sadece İstanbul Tuzla’da sıkışmış olan bir tersanecilik faaliyetinin söz konusu olduğunu belirten Bakan Uraloğlu, “Türk bayraklı gemiler kara listedeydi. Vergi yüklerinden bunalmış bir denizcilik sektörü vardı. Ama AK Parti hükümetleri olarak bu gidişata ‘dur’ dedik. Hayata geçirdiğimiz denetim ve uygulamalarla Paris Mou’da 2008 yılında beyaz listeye geçtik ve o günden bu yana beyaz listedeyiz” dedi.

Mavi Vatan’da yarım asırlık hayal gerçeğe döndü

Denizcilerin üzerindeki yükü paylaşmak için ÖTV’siz yakıt uygulamasını hayata geçirdiklerini kaydeden Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, “Bugüne kadar sektöre yaklaşık 11 milyar lira ÖTV’siz yakıt desteği verdik. Bugün ülkemiz; 217 limanında 543 milyon ton yük, 12,4 milyon Teu konteyner elleçlenen Tekirdağ, Ambarlı, Kocaeli ve Mersin’de bulunan konteyner limanları dünyada ilk 100 liman arasındayız. 85 faal tersanesi ile gemi siparişlerinde dünyada 7. sıradayız.45,7 milyon dedveyt tona ulaşan deniz ticaret filosu ile dünya sıralamasında 12. sırada yer alan ve 1 milyonu aşan amatör denizcisi ve 138 bin gemi inanı ile dünyanın önde gelen ülkeleri arasındayız” dedi.

Mavi Vatan’da yarım asırlık hayal gerçeğe döndü

“Türk gemi inşa ve sanayi; en son teknolojileri kullanmaktadır”

Konuşmasında Türkiye’deki denizcilik sektörüne ilişkin bilgiler de veren Bakan Abdülkadir Uraloğlu, “Biz tersaneciliğimizi tüm kıyılarımıza yayacak politikalar geliştirdik ve özel sektör temsilcilerimizin önünü açtık. Sayısal ve kapasite olarak geçmişten bugüne sektörümüze bakacak olursak; 2002 yılında 37 olan tersane sayımız 85’e, Yıllık üretim kapasitemizi ise 550 bin dedveyt ton’dan 4,8 milyon dedveyt tona yükselttik. Tersanelerimizdeki bakım-onarım hacmi de son 10 yılda yüzde 129 oranında artarak 35 milyon detveyt tona yükseldi. Gemi sanayimizin inovatif, çevreci ve alternatif enerji kullanma yeteneği ile rekabet gücü gün geçtikçe artmakta, döviz getirisi ile de ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. Özellikle balıkçı gemisi inşasında atağa geçen ülkemiz, rakibi İspanya’yı geride bırakarak en fazla ihracat yapan ülke olmuştur” diyerek dünyanın ilk hibrit balıkçı gemisi ile en büyük canlı balık taşıma gemisinde, full elektrikli feribot, LNG-hibrit-elektrikli römorkör, katamaran enerji gemisi gibi birçok yenilikçi projede Türk mühendislerinin imzası olduğunu söyledi.

Mavi Vatan’da yarım asırlık hayal gerçeğe döndü

“Ülkemiz dünya süperyat endüstrisinin parlayan yıldızıdır”

Yat inşa sektöründe küresel pazarda önemli bir konumda olan Türkiye’nin yat inşa sektöründe küresel pazarda önemli bir konumda olduğunu ve özellikle mega yat inşası noktasında İtalya ve Hollanda’dan sonra dünyada 3. Sırada yer aldığını kaydeden Bakan Uraloğlu; “Şu anda açılışını yaptığımız Ören Tekne İmal ve Çekek Yeri 275 bin metrekare alan üzerinde 16 hangarda, 32 kooperatif üyesi işletmeci ile tekne imal ve çekek faaliyeti yürütecektir. Bu alanda sağlanacak 4 bin kişilik istihdam bölge ülkemiz insanına ekmek kapısı olacaktır. Boyutlarına bağlı olarak yıllık 60 tekne üretimi yapılması planlanmaktadır” diyerek Türkiye için böylesine önemli bir tesisin yapılmasında emeği geçenlere teşekkür ederek hayırlı uğurlu olmasını diledi.

Konuşmasında basın mensuplarına da bakanlık olarak denizcilik faaliyetlerine yönelik yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Bakan Abdulkadir Uraloğlu, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak denizciliğimizin daha da gelişmesi, denizlerimizden sağlanan imkanların artırılması, kaynaklarının ekonomiye kazandırılması için daha da etkin çalışacağız. Çünkü bizim için denizcilik sadece bir uğraş değil, kültürdür, güçtür. Denizlerimiz bizim ‘Mavi vatan’ımızdır. Bütün bu olumlu gelimlerin bir sonucu olarak geçtiğimiz hafta, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Konsey Üyeliği seçimlerinde Ülkemiz tarihinin en yüksek oyunu alarak üst üste 13. Kez seçildi. Yine sektörümüz için güzel bir gelişme de ‘Türk Loydu’ Uluslararası Klas Kuruluşları Birliği’ne (IACS) üye oldu. Bu gelişme, Türk Loydu’nun uluslararası düzeyde etkisini arttırarak, Türk denizcilik sektörünün ve gemi sanayisinin daha fazla söz sahibi olmasına da katkı sağlayacaktır” ifadelerine yer verdi.

Muğla Valisi İdris Akbıyık, Tersan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Osman Nurettin Paksu, milletvekilleri, daire müdürleri ve çok sayıda davetli katıldığı törenin ardından Bakan Abdülkadir Uraloğlu tarafından çekek alanına denizden bir yat temsili olarak çekildi. Bakan Uraloğlu’na katkılarından dolayı Tersan Grup Yöneticileri tarafından plaket, Milas Halısı ve çeşitli hediyeler verildi.

Mavi Vatan’da yarım asırlık hayal gerçeğe döndü

İbrahim Kılınç - Eren Ayhan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun 20 farklı ülkeden heyet İkiztepe Sağlık Zirvesi için Samsun’a gelecek Samsun’da düzenlenecek olan 2. İkiztepe Sağlık Zirvesi’yle 20 farklı ülkeden heyet Samsun’a gelecek. Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) tarafından 16-18 Mayıs 2024 tarihlerinde Samsun’da düzenlenecek olan 2. İkiztepe Sağlık Zirvesi’nin hazırlıklarının görüşüldüğü toplantı Samsun Valisi Orhan Tavlı’nın başkanlığında, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Vali Yardımcısı Vekili/Canik Kaymakamı Vehbi Bakır, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Necmi Çamaş, ASKON Başkanı Ahmet Alp Doğru, ilgili kamu kurumlarının müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve ASKON yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Samsun Valiliği tarafından konuyla ilgili yapılan paylaşımda, "İkiztepe arkeolojik kazılarında çıkarılan beyin ameliyatı yapılmış insan iskeletleri Samsun sağlık tarihinin gerçek başlangıcını yansıtmaktadır. İkiztepe Sağlık Zirvesi de adını Bafra ilçemizdeki bu tarihi mirasımızdan almaktadır. Dünyanın en önemli 3 cerrahi el aletleri üretim merkezinden biri haline gelen Samsun, tıbbi cihaz üretiminde yeni teknolojilere ve ürünlere geçerek dünyada daha fazla söz sahibi olacak adımları atıyor. Samsun, Türkiye ve küresel pazarlarda tıbbi cihazlar ve sağlık tesisleri konusundaki tecrübesiyle yıllardır etkin bir rol oynamaktadır. Samsun, sağlık alanında her zaman üst düzey yatırımları elde eden ve öncü konumunu bu katkılarla koruyan, sadece bölgenin değil ülkemizin de önemli sağlık kentlerinden biridir. II. İkiztepe Sağlık Zirvesi’yle sağlık teknolojilerinde yenilenme, sağlık hizmetlerinde kümelenme, sağlıkta kalite-akreditasyon, ilaç ve tıbbi cihaz sanayii, sağlık turizmi Samsun’da konuşulacak. 20 farklı ülkeden heyetlerin katılacağı zirvede Samsun her alanda sağlık sektörünün parlayan yıldızı olacak" denildi.
İstanbul Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamak" İSTANBUL (İHA) – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamaktır. Aşama aşama ne yaptığımızı bilerek bu süreci yönetiyoruz. Gelecek yıl enflasyonun yüzde 20’nin altına düşmesini öngörüyoruz. Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz. Yapısal reformlarla, para politikalarıyla, mali politikalarla bunu adım adım gerçekleştireceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen "Türkiye’nin Gücü Ödülleri" programına katıldı. Yılmaz, programda yaptığı konuşmada Türkiye’nin ekonomik verileri ile enflasyonla mücadele gibi konularda açıklamalarda bulundu. Enflasyon ile mücadelenin öncelikleri olduğunu söyleyen Yılmaz, Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyledi. Yılmaz, "Ekonomide dengeli büyümeyi sağlarken kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz" dedi. Cevdet Yılmaz, konuşmasına İsrail’in Gazze saldırılarını hatırlatarak başladı. Yılmaz, "Gazze’de kimin nerede durduğu tarihe kaydedilecektir. Uluslararası sistemin çalışmadığını gösteren en büyük örnektir Gazze’de yaşananlar. Hangi dine mensup olursa olsun, hangi coğrafyada yaşıyorsa yaşasın bu zulme karşı duranları kutluyorum" ifadelerini kullandı. "Dünya ortalamasının üzerinde ekonomik büyüme performansı gösterdik" Küresel anlamda ekonomik olarak zor dönemlerden geçildiğini ifade eden Yılmaz, "Küresel ortama baktığımızda ekonomik anlamda çok olumlu bir dönemden geçmediğimizi görüyoruz. Bölgemizde de jeopolitik gerginlikler, savaşlar yaşanıyor. Bunun üzerine geçtiğimiz yıl depremi yaşadık. Dünyada talep daralmasına rağmen tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye geçen yılı yüzde 4,5 büyüme ile kapattı. Dünyanın ortalama büyümesi yüzde 3’tü. Dünya ortalamasının üzerinde bir ekonomik performans gösterdik" dedi. Milli gelir artışından da bahseden Yılmaz, "Geçen yıl ekonomimiz 1.1 trilyon doları aştı. Kişi başına düşen milli gelirimiz 13 bin doları aştı. Bu rakamlarla hacim olarak ekonomimiz dünyanın en büyük 17’inci ekonomisi olarak kayıtlara geçti. Son 20 yılda sadece rakamlarımız büyümedi. Niteliksel bir büyümeye de şahit olduk. Alt orta gelir gurubundan, üst orta gelir grubuna yükseldik. Şimdi yüksek gelirli ülkeler ligi eşiğindeyiz. Yüksek gelirli ülkeler liginde Dünya Bankası kriteri kişi başına düşen gelir 13 bin 845 dolar. Türkiye önümüzdeki dönemde bu eşiği atlayarak yüksek gelirli ülkeler ligine dahil olacaktır" diye konuştu. "Kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz" 2024 yılında iç dış talebin dengelendiği bir yıl olmasının öngörüldüğünü belirten Yılmaz, "Ekonomide dengeli büyümeyi sağlarken, kalıcı sosyal refahı artırmayı hedefliyoruz. Tüketimi dengelememiz lazım, ihtiyacımız olmayan tüketimi azaltmalıyız. Tüketimden elde ettiğimiz tasarrufları üretken alanlara kanalize etmeliyiz. Kamuda ve özel sektörde daha fazla tasarruf yapmalı ve bu tasarrufu verimli alanlara aktarmalıyız. Bunu gerçekleştirme gayretindeyiz" dedi. "Cari işlemler açığı geriledi" Cari işlemler açığı ile ilgili de konuşan Yılmaz, "Cari işlemler açığımız geçen yılın ortalarında 60 milyar dolar seviyesine kadar yükseldi, yıl sonu ise 45 milyar dolara geriledi. Bugün geldiğimiz noktada Şubat ayı verisine göre cari işlemler açığımız 31.8 milyar dolara kadar geriledi. Kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Yatırımları azaltarak değil, tasarruflarımızı artırarak dengeyi sağlamalıyız. OVP’de bu sene için yüzde 3 cari açık öngörüyorduk. Gidişata göre yüzde 2,5’lar civarında bu yılı kapatacağız" dedi. Yılmaz, ihracat rakamlarına ilişkin de "Geçen yıl 256 milyar doları bulan bir ihracatımız oldu. Özellikle Avrupa’daki daralmaya rağmen büyük bir ihracat yapıldı. Bu yılda ihracatımız iyi gidiyor. Nisan ayı itibariyle yıllıklandırılmış ihracat rakamımız 258 milyar dolar civarında. Dış ticaret açığımız geriliyor. Mal ticaretinde biraz açık veriyoruz. Hizmet ticaretinde daha iyiyiz. Geçen yıl 100 milyar dolara varan hizmet ticaret hacmimiz oldu. Burada turizmin önemli rolü var. 54 milyar dolar geçen yıl turizmde performansımız oldu. Yılsonu itibariyle 60 milyon turist 60 milyar dolar turizm gelirine ulaşacağız" ifadelerini kullandı. İstihdam oranları İstihdamda olumlu gelişmeler olduğuna da dikkat çeken Yılmaz, "Geçen yıl sonu itibariyle 31.6 milyon kişi istihdam yapılmış. Bu 20 yıl önce 19 milyonlar civarındaydı. Şubat ayında istihdam rakamımız 32.4 milyon kişiye ulaşılmış. OVP’de 10.1 işsizlik oranı öngörüyorduk. Geçen yılı 9,4 ile kapattık. Şubat ayında istihdam oranımız daha da iyileşerek, yüzde 8,7’ye kadar geriledi" diye konuştu. Önceliğin enflasyonla mücadele olduğunu da dile getiren Yılmaz, "Reel tarafta iyiyiz, büyümemiz iyi, istihdamımız iyi, bütçe dengemiz iyi, ihracatımız iyi, turizmimiz iyi. Esas sorunumuz enflasyon. En temel önceliğimiz enflasyonla mücadele. Para politikasıyla, mali politikalarla ve yapısal reformlarla enflasyon sorununu çözme irademizi ortaya koyduk" dedi. "Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamak" Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyleyen Yılmaz, "Temel amacımız enflasyonu düşürmek, kalıcı sosyal refahı sağlamaktır. Enflasyon adaletsiz bir yapı ortaya koyuyor. Enflasyon sabit gelirlileri daha fazla olumsuz etkiliyor. Enflasyonu düşürmeye odaklandık. Birçok denge içinde enflasyonu düşürme durumundayız. Büyüme, istihdam gibi alanları düşünmezsek daha hızlı enflasyon düşer. Bu çok büyük maliyetler doğurur. Biz aşama aşama ne yaptığımızı bilerek bu süreci yönetiyoruz. Merkez Bankamız açıkladı, yıl sonu itibariyle enflasyonun yüzde 38’e düşmesi öngörülüyor" dedi. "Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz" Yılmaz, "Gelecek yıl enflasyonun yüzde 20’nin altına düşmesini öngörüyoruz. Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek şekilde programımızı uyguluyoruz. Yapısal reformlarla, para politikalarıyla, mali politikalarla bunu adım adım gerçekleştireceğiz. Yıllık bazda etki göremedik ama aylık bazda etkileri görüyoruz. Yıllık etkiyi Mayıs itibariyle göreceğiz" ifadelerini kullandı. "Baz etkisi ile enflasyon düşüyor diyorlar, esas olan program etkisi" OVP programının etkisiyle enflasyonun düştüğünü ifade eden Yılmaz, "Baz etkisi ile enflasyon düşüyor diyorlar, esas olan program etkisi. Program yok ise enflasyonu düşürmezseniz baz etkisi diye bir şey de kalmaz. Baz etkisini ortaya çıkaran programımızın enflasyonu düşürücü etkisidir. Baz etkisi var ama esas etkiyi yapan programdır. Siyasi ve sosyal sahiplenme ile yürüyen programımız var. Bunun etkisini önümüzdeki dönemlerde daha hızlı göreceğiz" dedi. Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kredi risk primimiz CDS ciddi anlamda geriledi. Geçen yıl ortalarında 700 baz puan civarındaydı. Bugün CDS 300 baz puanın altına indi. Yurt dışından finansman temini artık çok daha elverişli şartlarda. Döviz sorunundan artık bahsetmiyoruz. Seçimlerden önce halkı döviz almaya yönlendirenler oldu. Herkesin yatırım tercihine saygılıyız. Bunu sistematik olarak yapanlara karşı da sesimizi yükseltmemiz lazım. Spekülatif çabalar tam tersine döndü. Seçim sonrası dövizin geldiği yer ortada. Merkez Bankası rezervlerinde toparlanma sağlandı. Kur oynaklığı azaldı. Uluslararası finans koşullarına erişim iyileşmiş durumda." Yılmaz, "Geçen yıl Mayıs ayında Merkez Bankası rezervlerimiz 98,5 milyar dolardı. Şu an 3 Mayıs itibariyle 127 milyar doları buldu. KKM’ı üçte bir oranında azalttık. Finansal istikrarımızı güçlendirirken, reel ekonomiyi ihmal etmiyoruz. Seçici kredi programlarıyla ihracatı, üretimi, istihdamı koruma gayretindeyiz. Reeskont kredilerinde uygun koşullu kredileri ihracatçılarımıza kullandırıyoruz. Yatırımlarda yatırım taahhütlü avans kredisini hayata geçiriyoruz. Burada da proje teklifleri toplanıyor. Teknolojik seviyemizi yükseltecek, katma değeri artıracak projelere uzun vadeli elverişli krediler sağlıyoruz" dedi.
Eskişehir Tahliye kararıyla evden atılan Çolak ailesi 2 gündür sokakta yaşıyor Eskişehir’de geçirdiği iş kazasının ardından çalışamadığı için kirasını ödeyemeyen ve yeni ev sahibi tarafından tahliye kararıyla evinden çıkarılan Murat Çolak, eşi ve 11 yaşındaki çocuğuyla 2 gündür sokakta yaşıyor. Tepebaşı ilçesinde bulunan Çamlıca Mahallesi Yeniköy Sokak’ta eşi ve 11 yaşındaki kızıyla birlikte yaşayan Murat Çolak, geçen yıl çalıştığı inşaatta kaza geçirdi. Gerekli ameliyatları olamadığı için iyileşemeyen, şuanda da yüzde 14 engelli raporu bulunan Murat Çolak, oturduğu evin kirasını ödeyemez hale geldi. Eski ev sahibi mağduriyeti anlayışla karşılarken, Çolak da eline para geçtikçe yaptığı ödemelerle kira borcunu kapattı. Ancak evin satılmasıyla aile daha zorlu günler geçirmeye başladı. Evi satın alan kişiyle anlaşmazlık yaşadığını ve iyileşip çalışmaya başlayacağını söylemesine rağmen ev sahibinin imzalattığı sözleşmenin ardından icrayla karşı karşıya kaldığını söyleyen Murat Çolak, 2 gün önce zorla evden çıkarıldı. Eşi ve 11 yaşındaki kızıyla birlikte tahliye edildikleri evin önünde yaşayan ve komşularının desteğiyle beslenme ihtiyaçlarını karşıladıklarını belirten Murat Çolak, yardım istedi. "2 gündür dışarda kalıyoruz, komşular yardımcı oluyor" Evlerinden çıkarıldıktan sonra eşyalarıyla birlikte sokakta yaşamaya başladıklarını söyleyen 35 yaşındaki Murat Çolak, "Bacağımda rahatsızlık var, ameliyat olamadım. Geçtiğimiz yıl iş kazası geçirdim. Diğer ev sahibimiz mağduriyetimi kabul etmişti. Ona kira borcum da yoktu. Daha sonra evini sattı. Yeni ev sahibine mağduriyetimi anlattım, çalışıp ödeyeceğimi söyledim. Kendimi toparlayana kadar müsaade etmelerini istedim. Bize sözleşme imzalattılar. Daha sonra bizi icraya verdiler ve 1 buçuk ay sonra tahliye kararı geldi. Mağduriyetimi söylememe rağmen ısrarla evi boşaltmamı istediler. Son geldiklerinde çilingirle girerek zorla çıkarttılar. 2 gündür bu haldeyiz. Dışarda kalıyoruz, komşular yardımcı oluyor. Bundan önce de gelirim olmadığı için komşularım yardımcı oluyordu. Şuradaki kanepede yatıp kalkıyoruz. Yeme içmeyi komşularımız getiriyor. Kendimiz bir şey yapamıyoruz. Çayımızdan kahvaltımıza kadar komşularımız getiriyor. Yetkililerden bize yardımcı olmalarını, ev sağlamalarını talep ediyoruz. En azından ben ameliyat olana kadar yardımcı olurlarsa iyi olacak. Herhangi bir sigortam veya gelirim yok. Hasta olmama rağmen iş arıyorum. Her şeyi göze aldım. Eşim ve çocuğum dışarda kalmasın istiyorum.”