ASAYİŞ - 15 Kasım 2017 Çarşamba 21:42

Muğla Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz:

A
A
A
Muğla Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz:

Muğla Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz, yürütülen FETÖ soruşturmalarla ilgili sosyal medya hesapları üzerinden isimsiz olarak kamuoyunu yanıltıcı, provoke edeci paylaşımlar yapanların, hala medet umdukları FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne sadakat gösterisi yapmak uğruna gerçekleri çarpıttığını ve bu uğurda ilgisiz kişileri hedef göstermeye toplumu yanıltmaya çalıştığını belirtti.

Muğla Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz, yürütülen FETÖ soruşturmalarla ilgili sosyal medya hesapları üzerinden isimsiz olarak kamuoyunu yanıltıcı, provoke edeci paylaşımlar yapanların, hala medet umdukları FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne sadakat gösterisi yapmak uğruna gerçekleri çarpıttığını ve bu uğurda ilgisiz kişileri hedef göstermeye toplumu yanıltmaya çalıştığını belirtti.


Muğla Cumhuriyet Başsavcısı İlyas Yavuz, FETÖ/PDY soruşturmalarına yönelik bazı basın yayın organları ile isimsiz ve imzasız sosyal medya hesaplarından yapılan yorumlara ilişkin açıklama yaptı. Başsavcı Yavuz Muğla Adliyesi’nin web sayfasından yaptığı açıklamada, “Son günlerde bazı basın yayın organları ile bir takım sosyal medya hesapları üzerinden kamuoyunu yanıltıcı, provoke edeci ve yürütülen soruşturmalara yönelik çelişkili paylaşımlar yapılmaktadır. Bu paylaşımlarda bazı FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyesi şahıslar hakkında işlem yapılmadığı, bunların korunduğu, bazılarının ise keyfi biçimde serbest bırakıldığı şeklinde gerçek dışı ithamlar dile getirilmektedir. Ayrıca, ‘Şu kişi neden dışarıda, neden serbest kaldı, şu kişi hakkında neden hala işlem yapıladı’ şeklinde söylemlerle algı operasyonları yapılmakta ve maalesef buna bazı kişi ve kuruluşlar da alet edilmektedir. Öncelikle bilinmelidir ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yaşadığı tüm alçakça, haince ve kural tanımaz saldırıya rağmen, hukuka ve insan haklarına saygılı, somut deliller ile hareket eden, kin ve düşmanlıkla asla işlem yapmayan, siyasi ve politik hiçbir baskı altına girmeyen ve sadece milletin emrinde olan bir yargı teşkilatına sahiptir. Bu unsurular başta FETÖ/PRY, DEAŞ, PKK, DHKP-C ve benzeri olmak üzere milli güvenliğimize karşı tehdit oluşturan tüm örgütlere karşı sürdürülen mücadelede de geçerlidir” dedi.



“Soruşturmalar hızlı, şeffaf, hukuka ve adalete uygun yürüyor”


Soruşturmaların hızlı ve şeffaf bir şekilde yürütüldüğünü açıklayan Yavuz, “Anayasal düzeni değiştirmeye çalışan darbeciler ile FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarına yönelik olarak Muğla merkez ve mülhakat Cumhuriyet Başsavcılıklarımızca yürütülen adli soruşturmalar, hızlı, şeffaf, hukuka ve adalete uygun bir şekilde, Anayasamız, Türk Ceza Kanunumuz, Ceza Mahkemesi Kanunumuz ve diğer hukuk normları çerçevesinde devam etmektedir. Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen soruşturmalarda FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne ait, ‘Adliye, asker, emniyet, jandarma, öğretmen, esnaf, kadın, üniversite, sağlık, öğrenci vb. yapılanması’ gibi birçok hücresel yapılanmanın varlığı tespit edilmiştir. Elde edilen gizli ve açık tanık ifadeleri, itirafçı beyanları, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yasal düzenlemelerinden yararlanılarak ‘yasalmış gibi gösterilmek suretiyle’ oluşturulan eğitim kurumları, yurtlar, dernekler, sendikalar, basın kurum ve kuruluşlarına ait kayıt ve belgeler üzerinde yapılan incelemeler neticesinde elde edilen veri, doküman, belge ve bilgiler soruşturma dosyalarında maddi delil olarak değerlendirilmiştir” dedi.



“Şüphelilerden bazıları itirafçı, açık ve gizli tanık olmayı tercih etmiştir”


Soruşturma sürecinde FETÖ terör örgütünün faaliyetlerine katılmalarına karşın itirafçı olmayı tercih ettiğini belirten Başsavcı Yavuz, “FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan, bu mensubiyet çerçevesinde üst düzey, orta düzey ve alt düzey gruplarda yöneticilik yapmış, yöneticilik yapmamış olsa dahi sempatizan üye olarak bir çok faaliyete katılmış şüphelilerden bazıları bu aşamada itirafçı, açık ve gizli tanık olmayı tercih etmiştir. Bu kişilerin verdikleri ifade ve beyanlarda; FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile bağlantılarının öğrencilik yıllarında başladığı, öğrencilik sonrası kamu kurumlarında görev aldıkları, bu görevde iken bazılarının irtibatının koptuğu, bazılarının ise çocuklarını FETÖ/PDY silahlı terör örgütünce kurulan eğitim kurumlarına kaydettirmeleri neticesinde bağlantılarının devam ettiği ortaya çıkmıştır. Bu eğitim kurumlarında eğitim hizmetleri dışında velilere yönelik olarak sohbet toplantıları yapılarak FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ve bu örgütün yöneticileri ile örgüt lideri Fetullah Gülen lehinde propagandaların yaptırıldığı, kitapların okutulduğu, videolar izlettirildiği, zaman zaman hükümet ve devlet aleyhine yolsuzluk iddiaları ile konuşmalar yapılarak taraftar toplanmaya çalışıldığı tespit edilmiştir. Haklarında kuvvetli deliller ile soruşturma başlatılan örgüt yönetici ve mensuplarının ilk ifadelerinde suskun kaldıkları, itiraf etmekten çekindikleri ve özellikle yasal düzenlemelerden bilgilerinin olmaması nedeniyle pişmanlık yayasından yararlanıldığında ne gibi faydasının olacağı konusunda tereddütlerinin olduğu gözlenmiştir. Kendilerine her türlü yasal fayda sunulması ve anlatılmasına rağmen, örgütün bu soruşturmalardan aklanacağına ve kurtulacaklarına inanan tutukluların kandırıldıkları gözlemlenmiştir. Ancak Cumhuriyet Başsavcılığımızca uygulanan hukuki yöntemler neticesinde birçok örgüt mensubu devlete olan güvenini tazelemiş, itirafçı olmalarının kendilerine ve ailelerine büyük fayda sağlayacağını anlamıştır. Bu itiraflar neticesinde Cumhuriyet Başsavcılığımızca yapılan operasyonlar kapsamında da önemli sonuçlar elde edilmiştir. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanılarak adli kontrol ile serbest kalınması hususunda önemle belirtilmesi gereken nokta şudur. Haklarında herhangi bir adli soruşturma başlamadan veya başladıktan sonra veya tutukluluk süresi içerisinde pişmanlık duyarak itirafçı olacağına kanaat getirilen ve yasal mevzuat çerçevesinde görüşme yapılarak gerçek itiraflara yönelik anlatımlar yaptığı anlaşılanların söylemleri ışığında yapılan operasyonlar ile örgütün çok önemli isimlerine ulaşılmış ve gerekli adli işlemler uygulanmıştır. Bunun sonucunda da söz konusu itirafçılar yasaların da emrettiği maddeler ışığında adli kontrol kararı verilerek serbest bırakılmıştır” dedi.



“İlgisiz kişileri hedef gösterme çabaları var”


Bazı sosyal medya hesaplarından isimsiz yorumların yapıldığını, bu kişilerin aslında kendilerini gizlemeye çalıştığını ve ilgisiz kişileri hedef göstermeye yönelik olduğunu belirten Yavuz, “Gerçek dışı ithamları kendilerine iş edinmiş ve kullanıcısı belli olmayan bir takım sosyal medya hesaplarının aslında kimlere ve neye hizmet ettiği bellidir. Toplumdaki algıyı neden devletin aleyhine çevirmeye çalıştıkları da bunun bir ispatıdır. Ayrıca, bildiklerini iddia ettikleri konuları dile getirmek için ismini, cismini ve fiili varlığını gizlemeyi tercih eden bu kimseler, hala medet umdukları FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne sadakat gösterisi yapmak uğruna, gerçekleri inanılmaz derecede çarpıtıp, bu uğurda ilgisiz kişileri hedef göstermeye, toplumu yanıltmaya çalışmaktadır. Bu kişiler sözde FETÖ karşıtı gibi durup, özünde bu terör örgütüne bağlı kalmaya devam etmektedir. Sosyal medyadan gerçek dışı yorumlarla etki yaratacağını düşünenler, birilerinin kuklası ve piyonu olmuş ve hayatı böyle sürdürmeye mahkûm aciz kişilerdir” dedi.



“Elindeki belge ve bilgiyi yargıyla paylaşmamak devlete ihanettir”


Türkiye Cumhuriyeti Yargı Teşkilatının sadece hukukun terazisine bağlı, milletin emrinde olduğunu ve sadece milletine hesap vermekle yükümlü olduğunu belirten Yavuz, şunları kaydetti:



“Türk yargısı delillerle işlem yapar, kin ve garez ile hareket etmez. Elinde bilgisi ve belgesi olanların müracaat edeceği tek yer Türk yargısıdır. Sosyal medya hesapları üzerinden simsiz, imzasız yorum ve haberlerle iş ve işlem yapılmasını beklemek beyhude bir bekleyiştir. Elinde bilgi, belge ve delili olanların, altına imzasını da atarak Türk yargısına yardımcı olması gerekmektedir. Mesnetsiz girişimlerle, sadece sosyal medya hesaplarından yorum yapmak, elindeki bilgiyi yargıyla paylaşmamak, devlete yapılan en büyük ihanettir, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne edilen bir hizmettir.”



14 ayda 3 bin 86 soruşturma dosyası


Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan FETÖ/PDY ve darbeye teşebbüs soruşturmaları kapsamında yapılan çalışmaları da değerlendiren Başsavcısı Yavuz, “15 Temmuz 2017-15 Kasım 2017 tarihleri arasında 3 bin 086 soruşturma dosyasında işlem yapılmış olup, işlem yapılan şüpheli sayısı 2 bin 658’dir. Bu dosyalardan 572 soruşturma dosyasında iddianame ile mahkemelere kamu davası açılmıştır. Hakkında dava açılan şüpheli sayısı Bin 190 olup, 346 dosya da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. 102 dosya da kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş olup, mahkemelere açılan 572 iddianameden 149’u karara çıkmıştır. Hali hazırda FETÖ/PDY ve darbeye teşebbüs soruşturma ve kovuşturmaları kapsamında 387 kişi tutuklu bulunmaktadır. Soruşturma ve yargılamalar, masumiyet karinesi ve gizlilik kuralının ihlal edilmemesi çerçevesinde, hukuka uygun, kanunlar ışığında, titizlikle, adil, hızlı ve yoğun bir şekilde devam etmektedir. Konuyla ilgili olarak sadece Cumhuriyet Başsavcılığımızın resmi açıklamaları dikkate alınıp, kamuoyunda ortaya çıkan asılsız söylemlere itibar edilmemesi, hem soruşturma ve yargılamaların selameti açısından, hem de halkımızın yanlış bilgi sahibi olmaması açısından önem arz etmektedir. Ayrıca Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen soruşturmalarda gözaltına alınanlar şanlı bir tarihe sahip olan necip milletimizin kurduğu son devlet olan Türkiye Cumhuriyetimizin hukuka sıkı sıkıya bağlı, adalete gönül vermiş biz kamu görevlilerinin ve şanlı devletimizin teminatı altındadır” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler Resmi Gazete’de Çalışmak için bulundukları ilden başka illere giden mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin yaşadıkları sorunların giderilmesine yönelik yapılacak çalışmalar ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanarak Resmi Gazete’de yayımlanan ’Mevsimlik Tarım İşçileri ile İlgili 2024/5 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’ ile mevsimlik tarım işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yönelik yeni düzenlemeler getirildi. Genelge kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve aileleri için geçici yerleşim alanları oluşturulacak ve bu alanlarda eğitim, sağlık, ulaşım ve sosyal hizmetler sunulacak. Genelgeye göre, valilikler tarafından mevsimlik tarım işçilerinin yoğun olarak çalıştığı yerlerde iklim şartlarına uygun, emniyetli ve estetik prefabrik yapılar kullanılarak geçici yerleşim alanları kurulacak. Bu alanlar sel, su baskını gibi doğal afetlere karşı güvenli lokasyonlarda planlanacak ve yerleşim yerlerine elektrik, su ve kanalizasyon hizmetleri sağlanacak. Valiliklerce hazırlanan eylem planlarında belirlenen alanlara ilişkin tahsis veya protokol belgesi Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi’ne (e-METİP) aktarılacak. Sağlık hizmetleri Genelgede sağlık hizmetleri kapsamında, il sağlık müdürlükleri tarafından mevsimlik tarım işçileri ve ailelerine yönelik aşılama, kronik hastalık taramaları ve mobil sağlık ekipleri ile sağlık hizmetleri sunulacak. İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda personelinin istihdamının sağlacağı belirtilen genelgede, ”İl sağlık müdürlüklerince mevsimlik tarım işçiliğinin yoğun olduğu bölgelerde yeterli sayıda sağlık personelinin istihdamı sağlanacak ve hizmet ihtiyacına göre personelin çalışma saatleri düzenlenecektir. Çalışan sağlığının korunması ve geliştirilmesi kapsamında il sağlık müdürlüklerince gerekli bilgilendirme faaliyetleri yapılacaktır” ifadelerine yer verildi. Eğitim hizmetleri Genelgeye göre çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. İl milli Eğitim Müdürlüklerince; geçici yerleşim alanlarında eğitim ve sosyal faaliyetler için oluşturulan merkezin, öncelikle çocuklar için etkin bir eğitim merkezi olarak kullanılmasının sağlanacağına dikkati çekilen genelgede şu ifadelere yer verildi: "Çocukların eğitimi için geçici yerleşim alanlarında eğitim merkezleri oluşturulacak ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eğitim hizmetleri koordine edilecek. Mevsimlik tarım işçilerinin zorunlu eğitim çağındaki çocuklarının eğitimlerini devam ettirmek üzere konu hakkında Milli Eğitim Bakanlığının ilgili yönerge/genelge hükümleri uygulanacaktır. Bu hususta şartlı nakit transferi gibi özendirici tedbirler etkin şekilde uygulanacak, çocukların okul kıyafetleri ve malzemeleri valiliklerce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla temin edilecektir. İl milli eğitim müdürlüklerince; mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarının daimi ikametgahlarındaki okullarına döndüklerinde öğrenme kayıplarına yönelik telafi/yetiştirme eğitimleri yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçileri, daimi ikamet ettikleri illere geri döndüklerinde çalışma ve iş kurumu il müdürlükleri, halk eğitimi merkezleri ve mesleki eğitim merkezlerince; işçiler arasında yaygın eğitim ihtiyacı olanlar tespit edilerek eğitim ihtiyaçları karşılanacak, yetişkinlere okuma-yazma ve/veya meslek edindirme kursları, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile sosyal-kültürel faaliyetler düzenlenecektir. Özel eğitim ihtiyacı bulunan çocuklar rehberlik araştırma merkezi müdürlükleri tarafından eğitim imkanlarından faydalandırılacaktır. Mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanması amacıyla il/ilçe milli eğitim müdürlükleri bünyesinde kurulan ekiplerin görevleri süresince ulaşım ihtiyaçlarının giderilmesi için gerekli tedbirler Valiliklerce alınacaktır." Genelgeye göre, İçişleri Bakanlığı, mevsimlik tarım işçilerinin güvenli bir şekilde seyahat etmeleri için gerekli trafik denetimlerini artıracak ve gece saatlerinde yolculuk yapmamaları sağlanacak. Geçici yerleşim alanlarının korunması ve asayişin sağlanması için kolluk kuvvetleri tarafından düzenli devriyeler yapılacak. Sosyal hizmetler Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüklerince sosyal hizmetler kapsamında, mevsimlik tarım işçileri ve ailelerinin bilgilendirilmesi sağlanacağı kaydedilen genelgede kadın, çocuk, engelli ve yaşlıların sunulan hizmetlerden yararlanacağı vurgulandı. Okul çağına gelmemiş çocuklar için ise aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri ve İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından geçici yerleşim alanlarında eğitim ve bakım hizmetleri için personel görevlendirilebilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sunulan gezici kütüphane, gezici müze ve benzeri hizmetlerin geçici yerleşim alanlarında faaliyet göstermesi amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile koordineli çalışmalar yürütüleceği aktarılan genelgede şunlar yer aldı: "Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından mevsimlik tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik sosyal ve sportif faaliyetler yürütülecektir. İl Müftülüklerince mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin inanç ve ibadet ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli tüm tedbirler alınacak; çocuk işçiliğinin önlenmesine ve çocukların zorunlu eğitime devam etmelerinin sağlanmasına ilişkin olarak ailelerin bilgilendirilmesine yönelik çalışmalara destek verilecektir." Mevsimlik Tarım İşçileri Bilgi Sistemi (e-METİP) Mevsimlik tarım işçisi olarak daimi ikametgahı dışında bir başka ilde çalışmak amacıyla geçici olarak yer değiştirenlerin ve ailelerinin kimlik bildirimleri, bu kişilerin yaşadıkları geçici yerleşim alanlarındaki kolluk kuvvetlerince alınacağı vurgulanan genelge şu şekilde devam etti: "Bu bildirimler Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile elektronik ortamda paylaşılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için teknik altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığına e-METİP’e kayıtlı olan mevsimlik tarım işçilerinin ve aile bireylerinin kimlik numaralarını bildirecektir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kullanılmakta olan Milli Eğitim Bakanlığı e-Okul Yönetim Bilgi Sistemi’nde yer alan mevsimlik tarım işçilerinin çocuklarına ilişkin kayıtlar e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Mevsimlik tarım işçilerinin ve ailelerinin kimlik numaraları her sağlık hizmeti sunumunda alınarak, sunulan hizmetlere ilişkin bilgiler kişisel verileri içermeyecek şekilde e-METİP’e aktarılacaktır. Bu bilgilerin e-METİP’e sürekli ve eksiksiz şekilde aktarılması için altyapıya yönelik gerekli her türlü düzenleme Sağlık Bakanlığı tarafından yapılacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı gerekli gördüğü takdirde e-METİP’in etkinliğinin artırılması amacıyla diğer kamu kurum ve kuruluşlarından protokole gerek duymadan kişisel verileri içermeyecek şekilde veri talebinde bulunabilecektir. Tarım alanlarının geniş bölgelere yayılması nedeniyle mevsimlik tarım işçilerinin kayıt altına alınması sürecinde kolluk kuvvetlerine kolaylık sağlamak amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı başta olmak üzere ilgili kamu kurum ve kuruluşları, muhtarlar ile ziraat odaları birlikleri ve mevsimlik tarım işçisi çalıştıran tarla veya bahçe sahipleri/işleticileri ve işverenler tespit ettikleri/çalıştırdıkları mevsimlik tarım işçilerini kolluk kuvvetlerine bildirecektir.
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.