- 22 Ocak 2018 Pazartesi 13:03

Seydikemerli öğrenciler yaptıkları robotlarla yarıştırdı

A
A
A
Seydikemerli öğrenciler yaptıkları robotlarla yarıştırdı

Özel okulların tanıtım yüzü haline gelen ’Robotik’ eğitimini Muğla’da ilk olarak uygulayan devlet okulu olan Seydikemer Şehit Gürcan Akan İlkokulu öğrencileri ’’Mini Robot Büyük Gelecek’’ projesi kapsamında yaptıkları robotlarını görücüye çıkarttı.

Özel okulların tanıtım yüzü haline gelen ’Robotik’ eğitimini Muğla’da ilk olarak uygulayan devlet okulu olan Seydikemer Şehit Gürcan Akan İlkokulu öğrencileri ’’Mini Robot Büyük Gelecek’’ projesi kapsamında yaptıkları robotlarını görücüye çıkarttı.


Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Mansur Harmandar ve Eşi Suzan Harmandar, Seydikemer Şehit Gürcan Akan İlkokulu Müdürlüğü tarafından yürütülen ’’Mini Robot Büyük Gelecek’’ Projesinde yaklaşık iki aydır devam etmekte olan çalışmalarda minik öğrencilerin yaptıkları robotları tanıtımına katılarak projedeki öğrencilere madalya verdiler.


Seydikemer Şehit Gürcan Akan İlkokulu Konferans salonunda öğrenciler yaptıkları robotları uygulamalı olarak tanıtarak birbirleriyle kıyasıya yarıştılar. Jüri koltuğunda oturan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Mansur Harmandar, Fethiye Ali Sıtkı Mefharet Koçman Meslek Yüksekokulu Müdürü. Prof. Dr. Ali SÜLÜN ve Seydikemer İlçe Milli Eğitim Şube Müdürleri öğrencilerin yaptıkları robotlara not verdiler. Yapmış oldukları robotları jüriye anlatırken heyecanları her halinden belli olan öğrenciler robotların maharetlerini de uygulamalı olarak gösterdiler.


Jüri Başkanı Rektör Mansur Harmandar ’’ Dijital çağın üreten Türkiye’si için Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi olarak Rektöründen müdürüne, profesöründen öğretim görevlisine kadar bu tür çalışmaları çeşitlendirerek desteklemeye devam edeceğiz’’dedi.


Rektör Harmandar konuşmasında: Dünyada olağanüstü bir hızla gelişme gösteren robotik bilimi, robotik biliminin eğitimine duyulan ihtiyacı da aynı hızla arttırmaktadır. Bu ihtiyaç doğrultusunda günümüzde robotik biliminin genç yaşlardan eğitimine başlanması hızla yaygınlaşmaktadır. Bu eğitim süreci gençleri robotik alanında geliştirmenin yanında, bilim ve teknoloji alanına yönlendirmekte, bu alanlarda yapılacak çalışmalara zevk ve ilgiyle katılmaları yönünde motive etmektedir. Yapılan bu tür atölye çalışmasında öğrenciler, elektronik temel sistem ve kavramlardan başlayarak adım adım mekanik yapıların nasıl çalıştıklarını incelerler ve bu düzenekleri kendileri tecrübe ederek hayata geçirirler. Çocuklar bu atölye sayesinde deneyerek ve görerek motor, tesisat düzeneği, elektrikli aksamlar, yazılımlar gibi ilgili temel beceri ve kavramları öğrenirler. Öğrenciler bu atölye sayesinde motor nedir, motor ve elektrikli düzenekler nasıl çalışır, sensörler (algılayıcı) ne işe yarar, bir robot üzerinde değişiklikler nasıl yapılır gibi birçok konuda bilgi sahibi olurlar.Üniversitelerin bu alanda çok çeşitli çalışmalar yürütmesi ülkemizin geleceği açısından büyük önem arz etmektedir" dedi.



Seydikemer Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Eyüp Akçetin ise, “Okulumuz da öğrencilerimiz sunulmakta olan atölye çalışmalarıyla herkes tarafından zor gibi gözüken mühendislik alanındaki uygulamaların aslında, eğlenceli ve bilimsel olarak düşünmenin sonucunda kolayca yapılabildiğini öğrenip, robotik eğitimine katılarak, farklı bakış açısı kazanırken, ilgi ve yeteneklerini de keşfetme imkânı buluyorlar. Robotik eğitimi alarak robot yapmayı öğrenen çocukların kendine güvenleri, öz saygıları, yaratıcılıkları ve bilimsel süreç, eleştirel düşünme, problem çözme, iletişim ve iş birliği becerileri yani 21. yüzyıl becerileri gelişiyor. Robotik eğitimi alan çocuklar, çevresindeki problemler için kendi çözümlerini üretebilen, algoritma ve kodlama bilen kendi ürünlerini ortaya çıkarabilen, çağın gelişmelerine ayak uydurabilen bireyler olarak yetişiyorlar. Teknolojiler değişir ama arkasındaki temel ve mantık hep aynıdır. Bugün belirli bir programlama dili veya teknolojik veriyi orta okulda öğrenmek çok önemli olmasa da yakın gelecekte çok önemli hale gelecektir. Çünkü gelecekte programlama bilmeyen doktor, veteriner, öğretmen gibi mesleklerin çoğu işsiz kalabilecektir. Bu nedenle bugünden programlama yolu ile yaklaşım tarzını ve problem çözme metodunu öğrenmek bir hayli önemlidir" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.