GENEL - 12 Aralık 2017 Salı 18:00

Zeytin ağaçları 3 yıl sonra meyve verdi

A
A
A
Zeytin ağaçları 3 yıl sonra meyve verdi

Milas Ziraat Odası’nın yeni hizmet binasının bahçesinde bulunan yaklaşık 50 zeytin ağacı, 3 yıl süren bakımın ardından ‘halkalı leke’ hastalığını yenerek yeniden meyve vermeye başladı.

Milas Ziraat Odası’nın yeni hizmet binasının bahçesinde bulunan yaklaşık 50 zeytin ağacı, 3 yıl süren bakımın ardından ‘halkalı leke’ hastalığını yenerek yeniden meyve vermeye başladı. Oda Başkanı Atıcı ve personeli, gözleri gibi baktıkları ağaçlardan modern yöntemlerle zeytin hasadı yaptı.


Milas Ziraat Odası Başkanlığı, önümüzdeki aylarda Milas-Söke Karayolu kenarında bulunan Suçum Mevkii’ndeki yeni hizmet binasına taşınacak. Açılış için hazırlıklar tüm hızıyla sürerken, yeni hizmet binasının bahçesindeki yaklaşık 50 zeytin ağacı, Milas Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı ve oda personeli tarafından imce usulüyle hasat edildi. Oldukça renkli görüntülere sahne olan hasat etkinliği sonunda, plastik kasalara toplanan zeytinler fabrikaya götürülerek soğuk sıkım yapıldı. Elde edilen kaliteli zeytinyağı ise hasat yapanlar arasında paylaşıldı.


3 yıl önce zeytin ağaçlarının neredeyse kuruma aşamasında olduğuna dikkat çeken Milas Ziraat Odası Başkanı İsmail Atıcı, “Ağaçlarımızın yaprakları kurumaya başlamıştı. 3 yıl önce halkalı lekeyle mücadele etmeye başladık. Gerekli ilaçlamaları yaptık ve zeytinlerimizi budadık. Zaman içinde ağaçlarımız sağlıklı bir hale geldiler. Zeytin ağaçlarımız, bu yıl emeğimizin karşılığı olarak bizi oldukça iri meyveleriyle ödüllendirdi. Özellikle taban arazilerdeki zeytinlerde başlattığımız halkalı leke mücadelesinin en güzel örneklerinden biri bu bahçede” diye konuştu.



Halkalı leke hastalığının zeytindeki verimi düşüren hatta zeytin ağacının meyve vermemesine neden olan en önemli faktörlerden biri olduğunu belirten Başkan Atıcı, “Halkalı leke hastalığı hakkında üreticilerimizde farkındalık ve bilinç yoktu. Hal böyle olunca bu zeytinlikler 10 yıl, 15 yıl zeytin vermedi. Özellikle dikkatimizi çeken şuydu. Taban alanlarda mantar hastalıkların çoğaldığını gördük ve rutubetin, ısının ılık havalarda mantarın birden bire ağacın yapraklarını sardığını fark ettik. Ege bölgesinde zeytincilikle uğraşanlar da bununun farkına vardı. Bu hastalık üzerine yapılan çalışmada bu hastalıktan kurtulmak için ilaçlanması gerektiğini, bu hastalığın kendiliğinden kaybolmayacağı bir gerçekti. Bu hastalığı şöyle tarif edebilirim. Zeytinin akciğerleri. Zeytinin akciğerleri hasta ve bu hastalık giderek yaygınlaşıyor. Özellikle zeytinciliğin ana merkezleri, ambarı olan Beçin köyü, Ören Ovası, Bafa, Selimiye’ye kadar giderek hat safhalara geldi. Bu konuyla ilgili Bakanlığımıza, İl, İlçe müdürlükleriyle istişareler yaptık. En sonunda Büyükşehir Tarımsal Daire Başkanı Salih Tufan buraya geldi. 2015 yılı Haziran ayında zeytinliklerin yoğun olduğu 17 köy gezdik ve köylülerle konuştuk. Ardından bu hastalıkla mücadele için çalışmalara başladık.” dedi.



Zeytinliklerin kendi haline bırakıldığında hastalığın yaygınlaştığına dikkat çeken Atıcı, hastalıkla mücadele yöntemleriyle ilgili şunları kaydetti: “Halkalı leke hastalığı ortam bulunca yayılan bir hastalık. Zeytincilerimiz de 3 yıllık bir program yapsınlar ve yıl boyunca kasım başı, şubat ortası, mart sonu 3 kez zeytinliklerini bordo bulamacı ile ilaçlasınlar. Bordo bulamacı maddi yük getirecek kadar pahalı bir ilaç değil. Herkes ilaçlama yaparsa halkalı leke hastalığını en aza indirmemiz mümkün. Bu hastalık hiçbir zaman komple bitmeyecek. Şimdi hasat zamanı zeytinlerimizi toplayacağız ilaç mı verilir diye düşünen çiftçilerimize şunu söylemek istiyorum. Bu ilaç hasada engel değil, insan sağlığına hiçbir zararı yok. İlacı gönül rahatlığıyla yapabilirler. Biz bordo bulamacı uyguladığımız alanlarda halkalı leke hastalığıyla mücadeleyi başardık. Tüm çiftçilerimiz de zeytinliklerine uygulayarak başarılı olabilirler.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Sahte güneş gözlüğünde görme kaybı tehlikesi Sahte güneş gözlüklerinin gözde katarakt oluşmasına sebep olduğunu ifade eden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, katarakt oluşumun ise görme azlığına hatta görme kaybına kadar ilerleyebileceğini belirtti. Hangi tür malzemeden yapıldığı ve içinde ne tür kimyasal maddelerin bulunduğu bilinmeyen sahte güneş gözlüklerinin göz sağlığına kalıcı zararlar verdiğini belirten uzmanlar, bu tür güneş gözlüklerinin kullanılmamasını öneriyor. Yaz aylarının gelmesiyle beraber güneş ışınlarının etkisini daha da hissettirdiğini belirten Medicana Konya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Güneş gözlüğü alırken birtakım özelliklere dikkat edilmesi gerekiyor. Alacağımız güneş gözlüğü mutlaka optikçiden olmalı. Özellikle artık giyim mağazalarında, kıyafet mağazalarında satılan ya da işporta dediğimiz dış merkezde satılan sahte güneş gözlükleri de olabiliyor. Bu tarz durumlara düşmemek için öncelikle mutlaka bir optikçiden güneş gözlüğü almalıyız. Güneş gözlüğü alırken temel iki özelliğe dikkat etmeliyiz. Birinci özellik Ultraviyole 400 koruma olmalı bunu optikçiye belirtmeliyiz. İkincisi ise CE sertifikası olmalı. Bu sertifikanın önemi Avrupa standartlarında üretilmiş camlar demektir. Mutlaka optikçiye belirtip alacağımız güneş gözlüğünün sertifikasını sorup buna göre alışveriş yapabiliriz" dedi. "Güneş gözlüğü alırken koruyuculuk bakımından rengin bir önemi yok" Güneş gözlüğü alırken hangi renk alınması, nasıl bir tercih yapılması gerektiğinin sıkça sorulduğunu ifade eden Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Güneş gözlüğü alırken koruyuculuk bakımından rengin bir önemi yok. Kahverengisi, siyahı, grisi, yeşili UV 400 koruma olduktan sonra hepsi gözü korur. Sadece hastaların görüş kaliteleri, kontrast duyarlılıkları değişebilir. Ama göze gelen zararlı ışınları hepsi engelleyecektir. Polarize olan güneş gözlükleri güneş yansımalarını daha çok azaltır, görüş konforu sağlar ama polarize olmayan bir güneş gözlüğü de UV 400 korumayı içeriyorsa sizi yeterince güneşten koruyacaktır" şeklinde konuştu. "Katarakt, sarı nokta hastalığının ilerleyişini artırabilir" Sahte güneş gözlüklerinin güneş ışığından, UV ışınından koruyuculuğunun olmadığını belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Hiç gözlük takmasak bile gözümüz doğal mekanizma olarak güneşe çıktığımızda göz bebeğimizi küçültür ve bizi zararlı ışınlardan korumaya çalışır. Ama sahte bir güneş gözlüğü taktığımız zaman etrafı karartacağı için göz bebeğimiz büyür gözümüzün içine daha çok güneş ışınları girer. Bu sefer koruyucu özelliği olmadığı için birtakım hasarlara neden olur. Katarakt, sarı nokta hastalığının ilerleyişini artırabilir. Kornea dediğimiz gözün yüzeyinde ışık reaksiyonları oluşturabilir, kızarıklıklara ve yaralara neden olabilir. O yüzden sahte bir güneş gözlüğü, uygun olmayan bir güneş gözlüğü alacağımıza hiç almamak veya hiç kullanmamak daha iyi bir seçenek olacaktır" diye konuştu. "Görme bulanıklığına ve görme azalmasına neden olabilir" Güneş gözlüğünün sahte olmasının katarakt gelişimine neden olabileceğini ifade eden Op. Dr. Lütfi Seyrek, "Katarakt gelişimine ve görme azlığına sebep olur. Tam olarak körlük diye ifade etmesek de görme kaybına neden olabilir. Özellikle yaşlı hastalarda sarı nokta hastalığı dediğimiz görme kaybına neden olan hastalığın ilerleyişini hızlandırabilir ayrıca gözün yüzeyinden koruyuculuğu olmadığı için yüzeye gelen ışıklar gözün yüzeyinde yara yapıp yine görme bulanıklığına ve görme azalmasına neden olabilir. Bu yüzden mutlaka optikçiden alınmış kaliteli bir güneş gözlüğü kullanmalıyız. Sahte güneş gözlüğünü kesinlikle kullanmamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. "Kalitesiz camlar gözü korumasız hale getiriyor" Uzun yıllardır gözlük sektöründe olan Optisyen İbrahim Acaz da güneş gözlüğü alırken camların kalitesinin çok önemli olduğunu, göz sağlığını koruması gerektiğini söyledi. Gözlüğün mutlaka optikçiden alınmasını gerektiğini ifade eden İbrahim Acaz, "Tüm optikçiler orijinal gözlük alır. Sertifikalı, garanti belgeli gözlükler alır. Dışarda satılan ürünler veya başka yerde satılan ürünler, kıyafet mağazaları gibi farklı yerlerdekiler genelde sertifikasız oluyor. Ürünlerin modelleri güzel ama camları kalitesiz oluyor. Kalitesiz camlar gözü korumasız hale getiriyor" şeklinde konuştu.