GENEL - 21 Temmuz 2018 Cumartesi 13:39

Gümüşhaneliler dedelerin yaşadığı toprakları ziyaret etti

A
A
A
Gümüşhaneliler dedelerin yaşadığı toprakları ziyaret etti

Gümüşhane’den yıllar önce Muş’un Malazgirt ilçesine yerleşen ve burada da 15 yıl önce Sakarya’nın Adapazarı ilçesine göç eden Karadenizliler, 15 yıl sonra doğup büyüdükleri toprakları ziyaret ettiler.

Gümüşhane’den yıllar önce Muş’un Malazgirt ilçesine yerleşen ve burada da 15 yıl önce Sakarya’nın Adapazarı ilçesine göç eden Karadenizliler, 15 yıl sonra doğup büyüdükleri toprakları ziyaret ettiler.


Malazgirt ilçesinde doğan Gümüşhaneli Yaşar, Alparslan, Osman Saltık ve Turan Gürbüz, 15 yıl sonra doğdukları topraklara gelerek Sıla-ı Rahim yaptılar. Doğdukları topraklarda beraber büyüdükleri arkadaşları ile buluşan Karadenizliler, yapılan ziyaret sırasında duygulu anlar yaşadılar. Dedelerinin ve kendilerinin doğduğu topraklarda olmaktan son derece mutlu olduklarını belirten Karadenizli vatandaşlar, burada doğduğumuz topraklarda olmak bizlere inanılmaz huzur veriyor ifadeleri kullandılar.



"Malazgirt’te Laz, Adapazarı’nda Kürt"


Doğduğu ilçede olmaktan son derece mutlu olduğu ifade eden Yaşar Saltık, "Yaşadığım heyecanı kelimeler ile anlatamıyorum. Bizlerin dedeleri tarihi bu ilçeye yıllar önce göç edip gelmişlerdi. Bizler burada doğduk büyüdük. Çok güzel arkadaşlıklarımız oldu. Burada yaşan Kürt kardeşlerimiz ile birlikte yıllarca birlik beraberlik içinde yaşadık. Buradaki topraklarımızı satıp Adapazarı’na yerleştik. Bizlere Adapazarı’nda Kürt diyorlar. Bizler Malazgirt ilçesinde yaşadığımız dönemde de buradaki kardeşlerimiz bizlere Laz diyorlardı. Yani biz Malazgirt’te Laz’dık, Adapazarı’nda ise Kürt olduk dedi.


Adapazarı’nda SGK’da çalıştığı belirten Alparslan Saltık,ise yaptığı açıklamada,” Çalıştığım kuruma ne zaman bir Kürt vatandaş gelse, hemen beni çağırıyorlar senin hemşerilerin geldi diyorlar. Buda bende inanılmaz bir mutluluk veriyor. Bizler bu tarihi ilçede, doğduk burada çok değerli kardeşlerimiz ve arkadaşlarımız var. Sırf onları görmek için geldik. Allaha çok şükürler olsun ki doğduğumuz toprakları bizlere görmeyi nasip ettiği için” dedi.



“Kürt Türk ayırımı yapmayın”


Kürt ve Türk ayırımı yapılmaması gerektiğini söyleyen Turan Gürbüz ise, "Bizlere kucak açan tüm Kürt kardeşlerimize selam olsun. Türkiye Cumhuriyeti toprakları içinde yaşayan tüm kardeşlerimize sesleniyorum. Lütfen Kürt ve Türk ayırımı yapmayın. Hepimiz Müslüman’ız ve Türkiye Cumhuriyeti kimliği taşıyoruz. Ben şahsen kimliğimde doğum yeri Malazgirt yazmasından dolayı çok büyük bir gurur yaşıyorum” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.