POLİTİKA - 22 Ekim 2017 Pazar 17:28

İçişleri Bakanı Soylu’nun Muş ziyareti

A
A
A
İçişleri Bakanı Soylu’nun Muş ziyareti

MUŞ (İHA) – İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Geçen hafta Nüfus Kanunu tartışılırken malum partinin temsilcisi çıktı dedi ki, ‘Burası laik ülke, vatandaşlarının parası, Diyanet İşleri Başkanlığı için harcanmamalı.

MUŞ (İHA) – İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Geçen hafta Nüfus Kanunu tartışılırken malum partinin temsilcisi çıktı dedi ki, ‘Burası laik ülke, vatandaşlarının parası, Diyanet İşleri Başkanlığı için harcanmamalı.’ Ama hiç demedi ki ‘Burası demokratik bir ülkedir. Medeni ülkelerde, burada vatandaşın parası terör örgütünün dağ kadrolarına iaşe temin etmek için, silah temin etmek için, lojistik temin etmek için kullanılmamalı.’ Hiç demedi” dedi.


Muş Belediyesinin projeleri arasında yer alan Muratpaşa ve Sunay Mahallesi Bilgi Evi Sosyal Tesis Kompleksi hizmet binasının açılış programına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanı sıra Muş Valisi Aziz Yıldırım, Emniyet Genel Müdürü Selami Altınok, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Bitlis Milletvekili Vedat Demiröz, Muş Milletvekili Mehmet Emin Şimşek, Belediye Başkanı Feyat Asya, vatandaşlar ile çocuklar katıldı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Çocuklar ve gençler terör belasından, uyuşturucu belasından korunmuyorsa vatandaş çıkıp da ‘Allah razı olsun meclis kürsülerinde ne güzel konuşuyor’ demez. Yıllarca burada insanlardan tehditle veya yalanla bir şekilde oy alıp belediyelerine çöreklenen, belediyenin bütün kaynaklarını, insanların alın terlerinden alınan paraları terör örgütüne aktaran siyasi parti temsilcilerini Ankara’da meclis kürsüsünde konuşurken biz de dinliyoruz. Anlattıklarını bir görseniz, dersiniz ki bunlar dünyanın en medeni, en akıllı, en bilgili insanları. Ama gel gör ki konuşmalarının hiçbir yerinde bu millete yaptıkları hizmetten bahsetmiyorlar. ‘Şu okulu da biz yaptık, şu yolları, şu parkları da biz asfaltladık’ diyemiyorlar” ifadelerini kullandı.


Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesini eleştiren bazı parti temsilcilerini eleştiren Bakan Soylu, “Geçen hafta Nüfus Kanunu tartışılırken malum partinin temsilcisi çıktı dedi ki, ‘Burası laik ülke, vatandaşlarının parası, Diyanet İşleri Başkanlığı için harcanmamalı.’ Ama hiç demedi ki ‘Burası demokratik bir ülkedir. Medeni ülkelerde, burada vatandaşın parası terör örgütünün dağ kadrolarına iaşe temin etmek için, silah temin etmek için, lojistik temin etmek için kullanılmamalı.’ Hiç demedi. ‘Belediyenin araçları, kepçeleri, iş makineleri örgüt için barikat hazırlamakta, hendek kazmakta hiç kullanılmamalı’ demedi. ‘6-7 Ekim olayları sırasında Bitlis’teki halk kütüphanesini, Yüksekova’daki gençlik merkezini, spor salonunu, il gençlik müdürlüğü binasını yakıp yıktık bu olmamalıydı, bu da milletin parasıydı, milletin hakkı vardı.’ Hiç demedi, demiyor da. Diyanet İşleri Başkanlığının bütçe hesabını soruyor, ama 22 milyon lira harcayıp yaptığımız Malazgirt Endüstri Meslek Lisesinin kimin yakıp yıktığını, Yüksekova Havalimanı inşaatında iş makinelerini kimin yakıp yıktığının hesabını sormuyor. Onları soramazlar, onları söyleyemezler. Onları sormak için yürek lazım, onları sormak için tepesindeki silahlı iradeye karşı çıkmak lazım” diye konuştu.



“O çocukların dağa gitmesini engellemek hepimizin sorumluluğudur”


Çocukların dağa gitmesini engellemenin herkesin sorumluluğu olduğunu hatırlatan Soylu, “O çocukların dağa gitmesinin sorumlusu olarak bu ülkenin bir vatandaşı da, bu ülkenin bir evladı olarak da kendimi görüyorum. Bir şey daha ifade etmek istiyorum; o çocukların dağa gitmesini engellemek hepimizin sorumluluğudur. Bu bilgi evlerini yapmak sorumluluğumuzdur, onlara öğretmen getirmek sorumluluğumuzdur, onları mühendis yapmak, hemşire yapmak, doktor yapmak konusunda iddiamızı ortaya koymak da sorumluluğumuzdur. Bu sorumluluğumuzu başkalarına havale ederek hiçbir şekilde kurtulamayız. Kötüler kötülük yapmakla mükelleftirler, biz iyiliğimizi ve iyilik medeniyetimizin bütün anlayışlarını ortaya koymak zorundayız” ifadelerini kullandı.



“Ülkemizin bir takım vilayetlerinde uyuşturucu bela olmuştur”


Bazı vilayetlerde uyuşturucu sorunuyla mücadele ettiklerini ifade eden Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Ülkemizin bir takım vilayetlerinde uyuşturucu bela olmuştur. Valimizin de, kaymakamımızın da polis arkadaşım kadar, jandarma arkadaşım kadar, bekçi arkadaşım kadar görevi budur. Maalesef Türkiye’yi hedef ülke olarak belirleyip kendi emellerini gerçekleştirmek isteyenlerle büyük bir mücadele yapıyoruz.”



“Muş benim için farklı bir yerdir”


“Birçok yerde hemşehrilik beratı bana vermek istediler. Üniversitelerde doktora vermek istediler. Birçok yerde ismimize bir takım yerler yapmak istediler, bugüne kadar hiç birisine evet demedim” diyen Soylu, şöyle dedi:


“Mümkünse bilgim dahilinde olmayan iş yapmışlarsa da rica ettim, o tabelaları söktürdüm yerine başka bir şey yazdırdım. Ama Belediye Başkanı Feyat Asya, önceki Muş’a gelmemde belediyede böyle bir şey vereceklerini söyleyince, Muş benim için farklı bir yerdir. İki kişinin güzel sözü var Muş için; birisi Adnan Menderes’tir. Muş Havalimanına inerken Muş Ovası’nı gördüğünde veya Muş’un üzerinde uçakla dolaşırken Muş Ovası’nı gördüğünde ‘Gücümüzün, güzelliğimizin ne kadar sonsuz olduğunu ve kendi kuvvetimi, kendi gücümü yeniden bulduğumu görürüm’ derdi. Bir de kıymetli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Baharın herhalde en güzel karşılandığı şehir bu şehirdir’ dediği o güzel cümleler. Allah’ımıza sonsuz şükürler olsun. Burası bize hem güzellik, hem bereket, hem asalet, hem onur, hem de kahramanlık veren güçlü bir kapıdır.”


Muş Belediye Başkanı Feyat Asya ise taahhüt ettikleri projeleri tek tek hayata geçirdiklerini ifade etti. Başkan Asya, “Muş Belediyesi olarak 30 Mart 2014 seçiminde bizlere bu görevi layık gören değerli büyüklerimizin ilgisine, halkımızın teveccühüne layık olabilmek için, siz saygıdeğer büyüklerimiz ve öncülerimizin desteği ile seçim beyannamemizde taahhüt etmiş olduğumuz hedeflerimizin birçoğunu tek tek hayata geçirdik. Vaat ettiğimiz birçok projemizin de çalışmaları devam etmekte olup, inşallah bizlere tanınan sürenin sonunda tamamen sonuçlandırmış olacağız. Bu icraatları hayata geçirirken istemeyerekte olsa birçok kez halkımızın, gönüldaşlarımızın huzurunu kaçırdığımız olmuştur. Bu vesileyle hoşgörüleri ve katkılarından dolayı onlara minnettar olduğumuzun bilinmesini istiyorum. Halka, sosyal ve kültürel katkı sağlamak ve olanak tanıma gibi büyük bir sorumluluğumuz bulunmaktadır. Taahhütlerimiz arasında her mahalleye bir bilgi evi inşa etmek ve bunu aktif hale getirmek vardı. Bugün bu taahhütlerimizin iki tanesinin açılışını nasip eden Allah’a hamdolsun. Bilgi evleri, sokağın olumsuz ortamından çocukları güvenli ve kontrollü bir ortamda, ders çalışmalarını, kitap okuma alışkanlığı kazanmalarını, boş vakitlerini yararlı bir şekilde değerlendirmelerini, sosyal alanda yeteneklerini geliştirebilmelerini sağlamak amacıyla kurulmuştur. Aynı şekilde gençlerimize, hanımlarımıza da sosyal ve kültürel faaliyet alanı olacaktır. Toplumun her katmanına yönelik hizmet götürmek bizim asli görevimizdir. Hizmeti merkezi noktalardan ziyade şehrin bütün noktalarına aynı hassasiyetle taşımak bizim başlıca görevimiz. Bizler misyon olarak halka hizmetin Hakk’a hizmet olduğu bilinci ve inancı ile çalışmaktayız. Evet belediyecilik çok meşakkatli, zor bir iştir, ama bizler ilk gün bunu gerçekleştireceğimize dair söz verdi. Bizlere, verdiğimiz sözleri gerçekleştirme imkanı veren Allah’a hamdolsun. Bakanım, bu hizmetleri gerçekleştirirken bizlere olan desteğiniz azımsanmayacak kadar büyük ve motive edicidir. Sizlere karşı hep minnettar olacağız. Bu hizmeti sunarken, bu halkın hizmetlerin en iyisine layık olduğu bilinciyle çalıştık, çalışıyoruz ve çalışacağız. Rabbim bizlere sunduğu imkanlardan dolayı, öncelikle kendisine karşı sonra size ve gönüldaşlarımıza karşı bizleri mahcup etmesin. Allah’ın izni ve inayeti ile daha iyi ve güzel günlerimiz olacaktır” dedi.


Buradaki programın ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve beraberindeki heyet, İl Jandarma Komutanlığında düzenlenen güvenlik toplantısına katılmak üzere ayrıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.