GENEL - 20 Eylül 2018 Perşembe 15:14

2. Uluslararası İpek Yolu Sempozyumu başladı

A
A
A
2. Uluslararası İpek Yolu Sempozyumu başladı

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, İpek Yolu Derneği, Japonya KOBE Üniversitesi, Japonya OSAKA Üniversitesi, İtalya Chieti-Pescara Üniversitesi, Sırbistan Belgrad Üniversitesi Filoloji Fakültesi, Rusya Moskova Lomonosov Devlet Üniversitesi ve Uluslararası Akademik Forum (IAFOR) iş birliğinde, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen ’2.

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi, İpek Yolu Derneği, Japonya KOBE Üniversitesi, Japonya OSAKA Üniversitesi, İtalya Chieti-Pescara Üniversitesi, Sırbistan Belgrad Üniversitesi Filoloji Fakültesi, Rusya Moskova Lomonosov Devlet Üniversitesi ve Uluslararası Akademik Forum (IAFOR) iş birliğinde, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen ’2. Uluslararası İpek Yolu Akademik Çalışmalar Sempozyumu’ başladı.


NEVÜ Ürgüp Erol ve Sebahat Toksöz Uygulama Otelinde gerçekleştirilen sempozyumun açılışına; NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı, Kapadokya Üniversitesi Rektörü Hasan Ali Karasar, Ürgüp Kaymakamı Mehmet Maraşlı, 26 farklı ülke ve 94 üniversiteden 240 akademisyen ile davetliler katıldı.


Sempozyum, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı’nın açılış konuşmasıyla başladı. Rektör Bağlı konuşmasında, İpek Yolu’nun geçmişte olduğu gibi yeniden ticari, siyasi, kültürel ve ekonomi alanında canlanmaya başladığını, bu yönüyle toplantının önem arz ettiğini belirtti.


Tek kutuplu dünyanın, toplumları rahatsız etmeye başlamasıyla yeni arayışlara geçildiğini aktaran Bağlı, bu durumun akademik yeni bir çalışmayı gündeme getirdiğini ifade ederek, "Dünya ekseninin Asya Pasifik’e kaydığı bir süreçte İpek Yolu yeniden ticaret, siyaset, kültür ve ekonomide önemli bir güzergah haline gelmiştir. Türkiye de bu güzergahın en önemli duraklarından birisi. Bugün Nevşehir’in, Türkiye ve dünya siyaseti yönünden kritik pozisyonu var. Sempozyumun, Anadolu coğrafyasında farklı kültürlerin bir arada yaşatılmasıyla ilgili hoşgörü ve felsefeyi benimseyen Hacı Bektaş Veli’nin yöresinde gerçekleştirilmesi ayrıca önem taşıyor" ifadelerini kullandı.


Sempozyumun, Türkiye adına önemli bir çalışmaya ön ayak olacağını aktaran Bağlı, yenidünya düzeninin kurulma aşamasında olduğu bu süreçte Türkiye’nin de önemli aktörler arasında yer aldığını dile getirdi.


Bağlı, Batı’nın çifte standartlı uygulamalarının dünyadaki diğer aktörlerin farklı arayışa yönelmelerine neden olduğuna dikkati çekerek, şu görüşlere yer verdi:


"Toplumların ortak paydası akademik yeni bir çalışmayı meydana getirdi. Dolayısıyla dünyanın ekseni kaymaya başladı, tek bir kutup üzerinde sistem yürümüyor artık. Bunun yerini çok siyasal sistemli, kültürlü arayışların ortaya konduğu dillendirilebilir. Bunu, yeni bir dünyanın kurulma aşamasında olduğu süreçte Türkiye’nin gelecek zaman aktörü olma amacının bir sonucu olarak görmek gerek. Sempozyumun en önemli sonucu, farklı kültürlerin ve farklı üniversitelerin bu konuyla ilgili fikirleri birbiri ile paylaşmasıdır. Başka akademisyenlerin bize yeni bir pencere açmasını sağlayacak bilimsel araştırma olacaktır."


Avrupa’da tüm bilim insanlarına Türkiye’nin güvenilir ve özellikle bilim yapmak için uygun bir ülke olduğunu her daim dile getirdiklerini söyleyen Belgrat Üniversitesi Filoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ljiljana Markovic, “Kapadokya’nın güzel doğasında bulunmaktan çok mutlu olduğumu belirtmek isterim. Sizleri Belgrat Üniversitesi adına da selamlarken, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesinin kuruluşunun 11. yılı dolası ile de Rektör Bağlı’yı kutluyorum. Biz özellikle Avrupa’daki tüm bilim insanı arkadaşlarımıza Türkiye’nin çok güvenli, çok güzel ve özellikle bilim yapmak için uygun bir ülke olduğunu söylüyoruz” dedi.


Konuşmasına devam eden Markovic, “Bu sempozyumun ikincisi özellikle burada yapmamızın nedeni buranın İpek Yolu’nun kalbi olmasından dolayı. Biz bu etkinliğin üçüncüsünü de Japonya’da veya Belgrat’ta yapılmasını istiyoruz.


Geçen yıl birincisini yine burada düzenlediğimiz İpek Yolu sempozyumunda 19 ülkeden 250 bildiri sunulmuştu. Bu yıl ise 26 ülkeden ve 94 farklı üniversiteden 300 bildiri bulunmakta. Sayın Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mazhar Bağlı’ya, üniversite çalışanlarına ve sempozyumunun düzenlenmesinde emeği bulunanlara çok teşekkür ediyorum. Gerçekten bu ikincisini düzenlediğimiz sempozyumun bu kadar mükemmel ve düzenli yapılmasını sağlayarak bizlere ev sahipliği yaptılar.


Bu sempozyumumuz İpek Yolu’nun tarihi ve bugünü ile ilgili. İpek Yolu üzerinde bulunan Japonya, Türkiye, Kazakistan, Sırbistan ve tüm ülkeler bu tarz projeler ile kendilerini var etme konusunda büyük kazanımlar elde etmiş olacaklar” dedi.


24-25-26 dönemler Ankara Milletvekilliği görevini yapan Prof. Dr. Zühal Topçu ise, “Bizleri bu güzel ortamda bir araya getiren organizasyon komitesine öncelikle çok teşekkür ediyorum. Gerçekten ellerine ve yüreklerine sağlık. Bu toplantılarda yeni fikirler ortaya atılmakta, bu fikirlerden yeni sentezler üretilmekte, analizler yapılmakta ve en doğru, en güzel birikimler burada bir katma değer üretecek ortamlar oluşturmakta. Onun için burada bulunan siz değerli bilim insanlarının, beraberce, el birliği ile bir takım çalışmalar içerisindesiniz ve bu yapılan çalışmalarınız büyük önem arz etmekte.


İpek Yolu’na baktığımızda, tarihinin heyecan verici ve bugüne önemli katkıları olan gelişmeleri zemin hazırlayan bir dinamizmi aklımıza getiriyor. Bazı ifadelerde yol ve güzergah olarak ifade edilen İpek Yolu’nun bir çok iletişim ağlarının da oluşmasına ve akımlara da ev sahipliğini görüyoruz. İpek Yolu, medeniyetlerin gelişmesinde en önemli kaynak oluşturmuşken, insanlık için de bir kültürel miras olarak anılmalıdır. İpek Yolu gerçekten çok önemli ve bu mirasının korunması, geliştirilmesi, ilham alınarak gelecek kuşaklara da aktarılması gerekir.


İlişki ağlarının oluşturulmasında hem dünyanın, hem de Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden çok değerli bilim insanlarını bir araya getiren bu sempozyumda, herkes kendi ürettiği bilgisini birbiriyle paylaşacak. Aynı zamanda ilişki ağlarının oluşturulmasına büyük katkı sağlayacaktır. Böyle güzel bir sempozyumu hazırlayan, katılan ve emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyorum” diye konuştu.


Açılış konuşmalarının ardından 19 farklı üniversiteden akademisyenin ‘İpek yolunda Sanat’ konulu karma resim sergisinin açılışı gerçekleştirilerek sergide yer alan eserler gezildi.


Daha sonra, 22 Eylül 2018 tarihine kadar sürecek olan ve 300 bildirinin yer aldığı ‘2. Uluslararası İpek Yolu Akademik Çalışmalar Sempozyumu’nun oturumlarına geçildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Özgür Özel’e 9 yaşındaki adaşından sürpriz Manisa’nın Alaşehir ilçesinde vatandaşlarla bir araya gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kalabalığın içinde ulaşan 9 yaşındaki adaşı Özgür Sarı hayatının en mutlu gününü yaşadı. Doğum öncesi kan uyuşmazlığı tespit edilen ve Özgür Özel’in girişimleriyle kan değişimi sağlanan minik bebeği 9 yıl sonra karşısında adaşı olarak gören Özel, çocukla yakından ilgilendi. Manisa’nın Alaşehir ilçesi Şahyar Mahallesi’nde oturan 9 yaşındaki adaşı Özgür Sarı, kalabalığa rağmen, Özgür Özel’e ulaşıp ’hoş geldin’ demeyi başardı. Özgür Özel’in milletvekili olduğu dönem olan 31 Aralık 2015 yılında doğan Özgür Sarı, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde dünyaya geldi. Kan uyuşmazlığı nedeniyle, doğar doğmaz kanının değişmesi gereken ve 31 Aralık Yılbaşı tatili nedeniyle doktorların tatilde olabileceğini düşünen anne Raziye ve baba Serkan Sarı’nın, Özgür Özel’e ulaşıp yardım istemesiyle sağlıklı bir şekilde dünyaya gelen ve Özgür adını verdikleri evlatları 9 yıl sonra kendisinin hayata bağlanmasına vesile olan adaşıyla buluşmanın mutluluğunu yaşadı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Alaşehir’e geleceğini duyan anne Raziye ve dede Osman Sarı, tüm kalabalığı delerek, Özgür Özel’e ulaşmayı başardı. Özgür Özel de adaşıyla yakından ilgilenerek sevdi. Anne Raziye Sarı, "Oğlum karnımdayken kan uyuşmazlığı tespit edildi. Çocuk doğar doğmaz kanının değişmesi gerekiyordu. Doğum 31 Aralı gününe denk geldi. 31 Aralık yılbaşı olduğu için doktor bulamayacağız diye korktuğumuz için eşim Serkan ve dedemiz Osman Sarı, Özgür Özel’e telefon ederek yardım istedi. Özgür Özel bize hemen hastaneye gitmemizi ve danışmanının yardımcı olacağını söylemiş. Bizde hemen yola çıktık. Doktorlar bizi kapıda karşıladı. Hemen hastaneye yatırdılar ve öğlen üzeri doğum oldu. Çocuğumun kanı değişti. Eğer kanı değişmeseydi, bu gün belki hayatta olmayacaktı. Biz telefonla konuştuktan sonra yolda giderken, çocuğumuzun adını ’eli bol, ikram’ anlamına gelen Kerem adını verecektik. Özgür Özel’in ilgisi ve yardımlarından dolayı, çocuğumun sağlıklı bir şekilde doğması üzerine adını Özgür koymaya karar verdik. Çocuğumuz sağlıklı doğdu, kanı değişti, hayata tutundu, bizde adını Özgür koyduk. Bu günde Özgür Özel’le buluşturduk." dedi. Özgür Sarı da adını aldığı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e kavuştuğu ve konuştuğu için çok mutlu olduğunu söyledi.
Tekirdağ Teleferikte ailesiyle mahsur kalan makine teknisyeni: "Kazadan 10 dakika önce arayıp uyarmıştım" Antalya’da yaşanan teleferik kazasında ailesiyle birlikte mahsur kalan ve Çorlu ilçesinde yaşayan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Henüz olay yaşanmamıştı, ben arayıp uyardım ama maalesef 10 dakika sonra kaza meydana geldi. Çok üzücü bir olay fakat önüne geçilebilirdi” dedi. 12 Nisan tarihinde Antalya’nın Konyaaltı ilçesindeki Sarısu-Tünektepe teleferik hattında bulunan bir teleferik direği devrilip seyir halindeki bir kabine çarptı. Kabinin parçalanması sonucu Avukat Memiş Gümüş hayatını kaybederken, 17 kişi de yaralanmıştı. Kaza sonrası tamamen duran teleferik kabinlerinde mahsur kalan 174 kişi, yaklaşık 1 gün süren çalışmalardan sonra tahliye edildi. Çorlu ilçesinde yaşayan Cezmi Türkyılmaz, üniversitede okuyan kızını ziyaret için gittiği Antalya’da yolculuk için bindiği teleferikte, kabinlerde mahsur kalan 174 kişi arasında yer aldı. Türkyılmaz ve ailesiyle yaklaşık 7 saat sonra helikopter vasıtasıyla mahsur kaldığı kabinden kurtarıldı. Olayla ilgili konuşan Makine Teknisyeni Cezmi Türkyılmaz, “Gezi amaçlı teleferiğe bindik ve geziyi tamamladıktan sonra dönüş için teleferiğe bindik. Bu sırada direklerden bizim kabinin üzerine kıvılcım sıçradı. Bunu kızım fark etti ve bana da söyledi. Ben de bu konulara karşı bilgisi olan bir makine teknisyeniyim. Kafamı kaldırıp baktığımda direğin üzerinde makaralar kilitlenmiş dönmüyordu. Hemen kabinde yazan irtibat numarasını arayarak, görevlilere ulaştım ve kazaya sebebiyet verilmesin diye teleferiği durdurmalarını ifade ettim. Arayıp, ‘direğin üzerindeki makaralar dönmüyor. Bu yüzden çelik halat kıvılcım çıkarıyor, teleferiği hemen durdurun’ dedim. Telefonu kapattılar 5 dakika sürdü, herhangi bir durdurma olmadı. 5 dakika sonra tekrar aradım ve ‘sakın yolcu almayın, teleferiği hemen durdurun, kıvılcım ve duman çıkıyor’ dedim. 3-4 dakika sonra teleferik tekrar start alınca bir baktım arkaya etrafı toz bulutu kapladı. Telefon kayıtlarına bakılabilir muhtemelen ilk ben arayıp uyardım. Benim aradığımda stop edilip bırakılsaydı bu olay yaşanmazdı” diye konuştu.
Antalya Deniz kaplumbağaları ilk yuvayı yaptı Antalya’nın Manavgat ilçesi Sorgun-Side sahilinde ilk yetişkin deniz kaplumbağası yuvası tespit edildi. Manavgat’ta nesli tükenme tehlikesi altındaki deniz kaplumbağalarının yuvalama alanlarından Sorgun- Side sahilinde, yeni sezonun ilk kaplumbağa yuvası tespit edildi. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan aldığı araştırma izinleriyle izleme faaliyetlerini yürüten DEKAFOK Kıyı Koruma Derneği tarafından belirlenen kaplumbağa yuvası, korumaya alındı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve genelgelerle nesli koruma altına alınan deniz kaplumbağalarının yuvalama alanları, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli uyarı ve tedbirlerle korunacak. Bunların başında yuvalama alanlarından motorlu araçların geçmesi, sahilde ateş yakılması, yavruların deniz yönüne gitmesini engelleyebilecek yapay ışıklar, havai fişekler ve çöpler gibi faktörlerin yasaklanması geliyor. İlk yuva, geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildi DEKAFOK Kurucu Başkanı Seher Akyol, bu yıl beşinci koruma ve izleme sezonuna hazırlandıklarını belirterek, "2020 yılında bu işe başladığımızda bize ’Burada caretta mı olur?’ demişlerdi. İlk yıl burada carettaların olduğunu, ikinci yıl ise deniz analarının en büyük avcısı carettaların aslında buradaki en büyük çalışma alanı olan turizm için ne kadar önemli olduğunu gösterdik. Üçüncü yıldan itibaren ise çevreye duyarlı halkımızın muhteşem çabalarıyla daha da güçlendik. Bu yıl beşinci sezonumuza hazırlanırken çok daha müsterihiz çünkü vicdani duyguları son derece gelişmiş olan halkımız artık ne yapması ve yapmaması gerektiğini çok iyi biliyor. Geçmiş dönemlere bakarak duyarlılığıyla beni çok etkileyen off-road sürücülerimiz ekim ayının ortalarına kadar sahillerimizde araçla geçmemesi gerektiğini, kampçılarımız ateşin deniz kaplumbağalarına ne gibi zararlar verdiğini çok iyi biliyor. Bölgedeki otellerimiz bu konuda tam destekçimiz ve bu dönemde onlarla ve duyarlı personelleriyle muhteşem bir uyum yakalıyoruz" dedi. DEKAFOK tarafından yapılan açıklamada; ilk yuvanın geçtiğimiz yıldan 18 gün önce tespit edildiği belirtilirken, yetişkin deniz kaplumbağalarının ağustos ortalarına kadar yuvalamaya devam etmesinin beklendiği, yavruların ise ilk yuvadan yaklaşık 50 gün sonra çıkmaya başlayacağı ve geçen yıl olduğu gibi ekim ayının ortalarına kadar çıkışlarını sürdüreceği kaydedildi.