GENEL - 24 Nisan 2015 Cuma 13:52

Masonlar Nevşehir'de Bir Araya Geldi

A
A
A
Masonlar Nevşehir'de Bir Araya Geldi

Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası (HKMBL) Büyük Üstadı Ömer Köker, Ermeni meselesi konusunda olaya tek taraflı bakılmasının yanlış olduğunu belirterek, “Ortaya çıkan sonuç her iki taraf içinde üzücüdür ama meseleyi tek taraflı olarak ele almamak lazım. Türkler’in çektiği acılar belki çok daha fazladır” dedi.
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Büyük Üstadı Ömer Köker, bu yıl “Anadolu’ya Dönüş” başlığı altında Nevşehir’de düzenlenen Büyük Buluşma ve 4. Masonluk Sempozyumu ile ilgili gazetecilere bilgiler verdi. Köker, Türkiye’nin yanı sıra çeşitli ülkelerden davetlilerin katılımı ile gerçekleştirilen sempozyumun Kapadokya’da yapılmasının sebebinin yörenin binlerce yıldır pek çok medeniyete ev sahipliği yapması ve zengin bir hoşgörü merkezi olmasından kaynaklandığını ifade etti. Bu engin kaynaktan esinlenerek ve beslenerek tüm insanlar arasındaki sevginin, toleransın ve kardeşliğin tesisine destek olmayı dilediklerini söyleyen Köker, “Anadolu’daki inançların ve masonluğun temellerinin araştırılması söz konusu. Masonluğun temellerine baktığınız zaman kökü ta kadim Mısır’a dayanıyor. Anadolu’da Ahi Evranlar ile devam ederek bu prensipler çerçevesinde batıya yayılıyor. Anadolu kültürlerin üst üste yığıldığı bir bölge. Bu bölge bütün inançların, bütün barışa susamış insanların yüzyıllardan beri yaşadıkları bir bölge. Barışı arayan insanların bölgesi burası. Barışı bulamamışlar şimdiye kadar ama bundan sonra bulunabilmesi için neler yapılması lazım geldiyse onların yapılması konusunda çaba gösterilmesinin öngörülmesini düşünüyoruz. Laik ve aydınlık görüşlü insanlar olarak bu bölgenin halkının barışa hizmet etmesinin hem de bu bölgenin bir lider ülkeyi, Türkiye’yi ortaya çıkarmasını ve Türkiye’nin bu konuda bütün bölgeye liderlik yapması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
ÇANAKKALE ZAFERİ’NİN 100. YILI
100. yılı anılan Çanakkale Savaşları’na da değinen Köker, “Tabi bu konuda bu günlerde 100. yılı olması dolayısıyla Çanakkale Savaşları çok önemli. Genelde bizim tarihimizde hep Çanakkale Savaşları 18-19 Mart denizden geçilememe noktasında bırakılır. Halbuki bizim için önemli olan aynı zamanda kara savaşlarıdır. Kara savaşının yarattığı barış düşüncesidir. Çünkü bu savaşlar Anadolu’nun bir anavatan olarak Türkler tarafının kabulünü doğuran bir savaştır. 1699’dan bu yana hep yenile yenile gelen ve Osmanlı’nın kendine olan güvenini kaybettiği süreç içerisinde Çanakkale Savaşları Osmanlı’nın kendine olan güvenini sağladığı savaşlardır. Bu savaşlarla Anadolu bir anavatan olarak belirlenmiştir. Bu savaşlar Mustafa Kemal’i çıkarmıştır ve Mustafa Kemal’de Kurtuluş Savaşı’nı kazanırken ya da başlatırken Anafartalar kahramanı olarak çıkmıştır ve orada pekiştirdiği liderliğini de Anadolu’da da sürdürmüştür. Aynı zamanda Nisan ayı bizim için çok önemli bir aydır. Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının alt yapısını oluşturan TBMM’nin 1920 yılında açıldığı ve o temel üzerine kurulan laik Türkiye’nin gelişiminin sağlanması noktasında bize rehberlik eden kalkış noktası olarak bulunan bir gündür bu tarih. Gelinen nokta itibariyle geleceğimize, geleceğimiz olan çocuklarımıza aydınlık bir Türkiye bırakabilmemiz için bu günlerde genel olarak herkesin çalışması lazım geldiğini, tarihin akışını geriye çevirmeden gelecek günlerin bütün Türk halkı için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyoruz” diye konuştu.
ERMENİ İDDİALARI
Köker, 1915 olayları ile ilgili olarak soykırım iddialarının ise tek taraflı olarak ele alınmasının yanlış sonuçlar çıkartabileceğini kaydetti. O dönemde yaşananların ortaya çıkartılabilmesi için İngiliz arşivlerinin de açılması gerektiğini vurgulayan Köker, “İnsanın acı çektiği her yer kabul edilemez noktadır. Burada çekilen acıları değerlendirirken tek taraflı olarak hareket etmemek lazım. Türkler’den de, Anadolu halkından da çok fazla kayıplar olmuştur. Eğer siz bir proje ortaya koyuyorsanız bu projenin her iki tarafının da olması lazım. Her iki tarafın çektiği acıları, üzüntüleri değerlendirirken tek taraflı düşündüğünüzde bir yere varamazsınız bugün olduğu gibi. Biz Türkler olarak diyoruz ki; sadece bir tarafın çektiği acılara dünya bakmasın, Türkler’in çektiği acıları da değerlendirsinler. Bir de yıllardan beri düşünülen Anadolu’da beraber yaşadığımız bu halkın neden tam Çanakkale Savaşları başladığı sırada, Çanakkale’nin geçilemez olduğunun ortaya çıktığı bir noktada ve kara savaşlarının 25 Nisan tarihinden bir gün önce İngilizler’in tahriki ile neden başladığının bir sorgulanması lazım. Bu konuda İngiliz arşivlerinin açılmasının lazım geldiğini düşünüyoruz. O tarihte bakıldığı zaman şunu görmek mümkün; 1. Dünya Savaşı’na Osmanlı kolundan tutularak zorla sokulmuştur. Osmanlı İngilizler’le ve Fransızlar’la savaşa girmemek için anlaşma imzalamaya çalışmıştır ama reddedilmiştir. Sonra başka bir oyun kurulmuştur ve savaşa sokulmuştur ama bunun arkasında yatan neden 1878 tarihindeki Berlin Anlaşması ile Fransa ve İngiltere arasındaki Osmanlı topraklarının paylaşılması meselesi yatmaktadır. İşte bu sömürgeleştirmeyi gerçekleştirmek için yüzyıllardan beri barış içinde yaşayan halk birbirlerine düşürülmüştür. Ortaya çıkan sonuç her iki taraf içinde üzücüdür ama meseleyi tek taraflı olarak ele almamak lazım. Türkler’in çektiği acılar belki çok daha fazladır. Meseleye bir tek gözlükle bakarsanız hiçbir yere varamazsınız” şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Prof. Dr. Türkan Saylan konser ve söyleşiyle anıldı Prof. Dr. Türkan Saylan, adını taşıdığı Menteşe Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezinde gerçekleştirilen anma etkinliği, ‘Bir kadın değişir, dünya değişir’ sloganıyla düzenlendi. Anma programı, senfoni orkestrası ve söyleşiyle devam etti. Söyleşinin moderatörlüğünü Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras üstlendi. Etkinlik, Muğla Büyükşehir Belediyesi ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği iş birliğinde gerçekleştirildi. Prof. Dr. Türkan Saylan, özellikle cüzzam hastalığının araştırılması ve tedavisine yönelik çalışmalarıyla tanınmış; uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalında görev yaparak hem tıp dünyasına hem de toplumsal hayata önemli katkılar sunmuştur. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Muğla Şube Başkanı Leyla Ural, Prof. Dr. Türkan Saylan’ı Türkiye’nin en önemli kadın rol modellerinden biri olarak tanımladı. Saylan’la hayattayken tanışma fırsatı bulduğunu ifade eden Ural, "Alçakgönüllülüğü, insan sevgisi ve hoşgörüsüyle çok özel bir insandı. Dernek olarak onun felsefesini yaşatıyor, çocuklara yalnızca maddi destek değil, kişisel gelişimlerine katkı sunacak çalışmalar yürütüyoruz. Büyükşehir Belediyesi ile gerçekleştirdiğimiz ortak çalışmalar için Başkanımız Ahmet Aras’a teşekkür ediyorum" dedi. Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras, anma etkinliğinde yaptığı konuşmada, "O, yaşamı boyunca toplumda var olan önyargılara, ayrımcı bakış açılarına, eşitsizliğe ve haksızlıklara karşı kararlılıkla mücadele etti. Bilimi, eğitimi ve insan haklarını rehber edinerek, özellikle kadınların ve kız çocuklarının toplumsal hayatta eşit şartlarda yer alması için öncü bir duruş sergiledi" dedi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Prof. Dr. Türkan Saylan’ı anma programında yaptığı konuşmada, Saylan’ın Cumhuriyet değerlerini ve çağdaş yaşam anlayışını topluma miras bırakan öncü bir isim olduğunu vurguladı. Başkan Aras, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve vakfının bu anlayışın kurumsal karşılığı olduğunu belirterek, "Çağdaş yaşamdan kastımız, Atatürk’ün bize gösterdiği ufku anlamaktır. Bu; insanların onurlu, eşit, refah içinde ve hiçbir ayrımcılığa tabi tutulmadan modern bir ülkede yaşamasıdır. Atatürk’ün ‘muasır medeniyet seviyesi’ olarak tarif ettiği hedef budur" ifadelerini kullandı. Konuşmasında Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin eğitim alanındaki çalışmalarına da değinen Başkan Aras, "Göreve geldiğimizde kent genelinde yalnızca 2 kreş vardı. Bugün 7 kreşe ulaştık. Kısa sürede bu sayıyı 18’e çıkaracağız. Son 1,5 yılda 5 yeni kreşi hizmete açtık" dedi.
Manisa Manisa, ilk kadın başkanına ağladı Genç yaşta hayatını kaybeden Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, on binlerce vatandaşın katıldığı cenaze namazının ardından gözyaşları ve dualarla son yolculuğuna uğurlandı. Yaklaşık 14 günlük bir tedavi sürecinin ardından metastaz kolon kanseri ve çoklu organ yetmezliği nedeniyle dün akşam hayatını kaybeden Manisa’nın ilk kadın belediye başkanı Gülşah Durbay’ın naaşı görev yaptığı Şehzadeler Belediyesindeki törenin ardından Hatuniye Camiine getirildi. Öğle namazının ardından Manisa İl Müftüsü Şükrü Kabukçu tarafından helallik alınmasının ardından omuzlarda taşınarak, teşrik tekbirleriyle Cumhuriyet Meydanına götürülen Başkan Durbay’ın naaşını burada on binlerce Manisalı karşıladı. Yol boyunca Manisalılar Başkan Durbay’ın naaşını çiçeklerle uğurladı. Cenaze törenine Manisa Valisi Vahdettin Özkan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP Genel Başkan Yardımcıları, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, çok sayıda belediye başkanı ve milletvekili, annesi Fatma Durbay, babası Osman Durbay, kardeşi Nevsale Durbay Ekin ile binlerce Manisalı katıldı. Manisa İl Müftüsü Şükrü Kabukçu tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından Gülşah Durbay’ın naaşı, doğup büyüdüğü Koldere Mahallesindeki aile kabristanlığında toprağa verilmek üzere alandan dualar ve gözyaşları içinde ayrıldı. Haziran ayında Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek için kılınan cenaze namazında binlerce vatandaşın yan yana saf tutarak tarifsiz bir acı yaşadığı Cumhuriyet Meydanında 6 ay sonra Manisa’nın ilk kadın belediye başkanı Durbay için de Manisalıların gözyaşları sel oldu.