GENEL - 04 Mayıs 2017 Perşembe 10:38

(Özel Haber) Niğde’deki köylülerin maden ocağı endişesi

A
A
A
(Özel Haber) Niğde’deki köylülerin maden ocağı endişesi

Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Toraman köyünde yapılacak kalsit maden ocağını istemeyen köylüler, köyün doğal güzellikleri ve su kaynaklarının kaybolması endişesi içerisindeler.

Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Toraman köyünde yapılacak kalsit maden ocağını istemeyen köylüler, köyün doğal güzellikleri ve su kaynaklarının kaybolması endişesi içerisindeler.


Toraman köyünde yaşayan köylüler, köyün üzerine yapılacak kalsit maden ocağının köydeki yeşil alanları, doğada yaşayan hayvanları ve doğal su kaynaklarının yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacağı için yapılacak maden ocağına karşı çıkıyor.


Konu ile ilgili açıklamada bulunan Toraman köyü muhtarı Cafer Ünsal, maden ocağının kurulduğu zaman köydeki su kaynaklarının ve doğal yaşamın kaybolacağını söyledi.


Muhtar Ünsal, ‘‘Köyümüzün nüfusu 80 kişi ve yazın olduğu zamanlarda nüfusumuz iki katına çıkıyor. Maden ocağı kurulduğu zaman bizim köyümüzdeki içme suyumuz tamamen gidecek. Arazilerimizi suladığımız kaynak sularımız maden ocağı kurulduğu zaman yapılan patlamalar neticesinde bunlarda yok olacak. Maden ocağındaki çalışmaların tozu köyümüze gelecek. Yollarımız yeteri kadar dar, Maden ocağının tırları da köyden geçerse köyümüz yaşanmaz hale gelecek. Yetiştirdiğimiz meyvemiz ve sebzelerimiz mahvolacak. Biz bu doğal güzelliklerimizi kaybettiğimiz zaman bizi alsınlar nereye atarsalar atsınlar. Köyümüzün suyu ve doğal havası bozulursa köyün hiçbir anlamı kalmaz bizim de burada yaşamamızın anlamı kalmaz’’ dedi.


‘Yapılacak maden ocağındaki patlamalar evleri yıkma riski taşıyor’’


Muhtar olarak yetkili makamlara yazılar yazdığını söyleyen Muhtar Cafer Ünsal, ‘‘Köylüler çok büyük tepki gösteriyor. Çünkü köyümüze maden ocağı açıldığı zaman yaşama alternatifimiz yok.Köyümüzde yetişmiş olan badem ağaçlarımız , ormanlarımız, dağdaki yabani hayvanlarımızda maden ocağı yapıldığı zaman yok olacaklar.Maden ocağı kurulduğu zaman yapılan dinamitli patlamalar sonucunda kayaların köy üzerine düşme riski de var. Karşı tarafımızdaki köydeki maden ocağında yapılan patlamadan bile köyümüz etkilenirken, buraya yapılacak maden ocağındaki patlamalar sonucunda evlerimizin yıkılma riski ile de karşı karşıya kalma ihtimalide var’’ diye konuştu.


Yapılacak maden ocağının köyün doğal güzelliklerini bozacağını dile getiren köylülerden Mehmet Yenel, ‘‘Köyümüze maden ocağı inşa edildiği zaman bizim köyümüzdeki bütün doğallığımız kaybolacak. Maden ocağı inşaatının başlayacağı yer ile köyümüze gelen suyun kaynağı aynı yerde. Maden ocağı kurulduğu zaman suyumuz tahrip olacak. Rüzgar estiği zaman kurulacak maden ocağındaki tozların tamamı köyümüze gelecek.’’ dedi.


‘Maden ocağının yapılacağı yer arkeolojik olarak incelenmesi gerekiyor’


Endemik türdeki hayvanların yaşadığı ve maden ocağını kurulacak yerin arkeolojik anlamda incelenmesi gerektiğine vurgu yapan köy sakinlerinden Ruhi Deniz Yalçın, ‘‘Buralar bizim için hafta sonları ve yaz aylarında şehrin stresli ortamından kaçıp gelebildiğimiz yer. Köyümüze yapılacak maden ocağı kırım tesisiymiş. Ocağın yapılacağı bölge köyün içe suyunun ana kaynağı. Burada yapılacak maden ocağındaki patlamaların etkisi ile su kaynaklarının kılcallarında oynamalar olacak ve bunun sonucunda köy susuz kalacak. Su kaybolduğu zamanda köyün başka su ihtiyacını giderebileceği bir kaynak yok. Köyümüzdeki dağlarda yaşayan endemik tür hayvanlar var. Bu maden çalışmaları doğanın habitatını bozacak ve dağdaki hayvanlar yok olacaklar.


Maden ocağının yapılacağı yer arkeolojik anlamda incelenmesi gereken bir yer. Çok fazla tarihi kalıntılar var. Bütün bunları bir araya getirdiğinizde maden ocağının hem köylülere hem doğaya ve herkese zararı olacaktır’’ diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman İsias Otel Davası’nda yeni bilirkişi raporu istenmesine karar verildi İsias Otel davasının 2. duruşmasın yeni bilirkişi raporu istenmesine karar verildi. Duruşma sırasında KKTC Başbakanı Ünal Üstel ile sanık avukatı arasında tartışma yaşanırken Üstel, bazı iddialarda bulunan sanık avukatına ‘yalan söylüyorsun’ diyerek tepki gösterdi. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, saat 10.00’da başlayan ve saat 18.15’de sona eren duruşmada mahkeme heyetinin ara kararıyla, tutuklu sanıklar Ahmet Bozkurt, Mehmet Fatih Bozkurt ve Erdem Yıldız’ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Tutuksuz sanıklar Efe B., Halil B., Hasan A., Mehmet G., Şule Ö. ve Ulviye B.’nin adli kontrollerin devam etmesine karar verildi. Mahkeme ayrıca, dosyayı yeniden bilir kişi heyetine tebliği edildi. Davanın bundan sonraki duruşmasının 12 Haziran 2024 tarihinde saat 09.00’da görülmesine karar verildi. KKTC Başbakanı Ünal Üstel, sanık avukatına ‘yalan söylüyorsun’ tepkisi 6 Şubat depreminde yıkılan ve 72 kişiye mezar olan İsias Otel davasıyla ilgili duruşmada, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Sanık Avukatı Fuat Göktaş arasında gerginlik yaşandı. Sanık avukatları savunmasında, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Gazi Üniversitesi raporlarına itiraz ederek, usule uygun alınmadığı ve laboratuvarlarda testin düzgün yapılmadığını söyledi. Otel sahibi tutuklu sanık Ahmet Bozkurt’un Avukat Fuat Göktaş, Gazi Üniversitesi’ne gönderilen numunelerin gitmesinden iki gün sonra KKTC’de bulunan Doğu Akdeniz Üniversitesi’yle Gazi Üniversitesi’nin ‘kardeş üniversite’ olduğunu yönünde haberler çıktığını belirtti. Göktaş, bunun yanında Gazi Üniversitesi heyetinin Kıbrıs başbakanıyla görüştüğü yönünde haberlerin servis edildiğini ancak bu görüşmelerin rutin olabileceğini düşündüklerini söyledi. Bunun üzerine salonda bulunan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, ziyareti yalanlayarak avukata hitaben, ‘Yalan söylüyorsun, sözlerini geri al’ dedi. Başbakanın bu sözleri üzerine, avukat KKTC’de medyaya yansıyan ziyaret haberini gösterdi. Sanık Avukatı Fuat Göktaş son olarak, çıkan bu haberleri kendisine gösteren müvekkil yakınlarına, ‘Bu ziyaretlerle ilgili olumsuzluk düşünmeyin, bu rutin bir ziyaret olabilir. Bu tür haberlere itibar etmeyin’ dediğini söyledi. Mahkeme Başkanı, salonda yaşanan sözlü sataşma nedeniyle tarafları sakin olmaya davet ederek, mahkemenin düzenini bozdurmayacağını vurguladı. Mahkemede tutuklu sanık Ahmet Bozkurt savunmasında, “Otelimin statiği 14 kata göre yapılmıştır. Otelim 9 kat olarak yapılmıştır. Statiğinde, taşıyıcısında herhangi bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Ben burayı yap-sat için yapmadım, burayı kendime yaptım. Malzemelerin en iyisini kullandım. Benim buraya yaptığım para ile aynı şekilde iki bina yapabilirdim. Ben malzemeden çalmadım. Adıyaman dördüncü derece deprem bölgesindeyken, ikinci derece deprem bölgesinin şartlarını karşılayacak şekilde otel yaptım. Ben suçsuzum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi. Tutuklu sanık Mehmet Fatih Bozkurt ise savunmasında, “Otelin yapıldığı yıllarda, 1993-1999 yılları arasında Kıbrıs’taydım. Benim mesleğim otomotiv sektörüdür. Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Yüce mahkemenizden tahliyemi talep ediyorum” ifadelerini kullandı. Diğer tutuklu sanık Erdem Yıldız ise, “Ben sadece dekorasyon yaptım. Benden öncekini bilmem. Benden sonra yapılan şeylerle hiçbir ilgim yok. Benim yaptığım musluğun, asma tavanın binanın yıkımında etkisi yoktur” şeklinde konuştu.