GENEL - 29 Eylül 2017 Cuma 18:23

Bilal Erdoğan: “Bize gerici diyenler mandacıdır”

A
A
A
Bilal Erdoğan: “Bize gerici diyenler mandacıdır”

Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, gençlikteki 15 Temmuz ruhunun Batı tarafından Türkiye’ye biçilen elbisenin yırtıldığı bir süreç olduğunu belirterek, “2053 Türkiyesi, 2071 Türkiyesi göreceksiniz 21.

Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, gençlikteki 15 Temmuz ruhunun Batı tarafından Türkiye’ye biçilen elbisenin yırtıldığı bir süreç olduğunu belirterek, “2053 Türkiyesi, 2071 Türkiyesi göreceksiniz 21. yüzyıla damgasını vuracak. Bütün bunlar bugünün gençliğinin omuzları üzerinde yükselecektir” dedi.


Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Ordu Şubesi binasının açılışı TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Altınordu ilçesi Atik İbrahim Paşa Camii (Orta Camii) önünde gerçekleştirilen açılışta bir konuşma yapan Bilal Erdoğan, son 150-200 yıldır Türkiye’ye ‘modernite ve batılılaşma’ adı altında bir kimlik biçildiğini, bunu yaparken de Türkiye’nin kendi teknolojisini, kendi kimlik ve bağımsızlığını geliştirmesine engel olduklarını belirtti. Bilal Erdoğan, “Son 150-200 yıldır bize biçilen medeniyet, modernite, batılılaşma adı altında sadece onların müziklerini dinleme, onların kıyafetlerini giyme, onların harflerini kullanma, onların takvimlerini kullanmaktan ibaretmiş gibi böyle bir kimlik biçildi. Eğer gelişmek ise bu, o zaman niçin kendi uçağımızı yapacağımız zaman Nuri Demirağ’lara engel olundu? Niçin bu ülkede bize ait teknolojiler geliştirileceği zaman engel olundu? Kendi arabamızı üretmek istediğimiz zaman, devrim arabasının hikayesini bilirsiniz, engel olundu. Çünkü bir yandan milletimize gelişeceksiniz, batılılaşacaksınız, modernleşeceksiniz diye bir hap yuttururken öbür yandan bizi kimliksizleştirmeye mahkum ettiler. Ve bu oyunu özellikle gençlerimiz üzerinde oynadılar” diye konuştu.



“15 Temmuz ruhu dünyaya damgasını vuracaktır”


Bir ülkenin bağımsız olmasının sadece ekonomik ve askeri güçle mümkün olmadığını, aksine kendi kimliğini korumasından geçtiğini belirten Bilal Erdoğan, 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı çıkan gençliğin artık uyandığını ve gerçekleri anlamaya başladığını vurguladı. Erdoğan, şöyle konuştu:


“Şimdi 150-200 yıllık kimlik erozyonundan sonra kültürsüzleştirme tağutlarından sonra bu millet yeniden ayağa kalkmaya başladı. Bu gençlik yeniden dünyada bir misyonu olduğunu görmeye anlamaya başladı. Ve Türkiye’ye biçilen bu kaderin, kaderimiz olmadığını hep birlikte anlamış olduk. 15 Temmuz işte bütün bu gidişatın dönüm noktası oldu. Neden, çünkü sizler genç kardeşlerimiz sokaklara çıkarak bizi yozlaştırmak isteyen, bizi bağımsızlığımızdan mahrum etmek isteyen, bizi köle kılmak isteyenlere isyan etmiş olduk. Sokaklarda tankların önünde, silahların karşısında durmak suretiyle biz artık kimliğimizle de bağımsız olacağımızı bütün dünyaya haykırmış olduk. Bunu bu milletle yaptık. Allah’ın izniyle bu ruhla yetişen gençlerimiz göreceksiniz çok kısa zamanda sadece bölgesine değil sadece ümmetin gönül coğrafyalarına değil bütün dünyaya damgasını vuracaklardır.”



“Bize gerici diyenler mandacı”


Türkiye’de muhafazakar ve inançlı kesim ‘gerici’ diye damgalayan bazı kesimler bulunduğunu, bu kesimlerin ortak özelliğinin ise Türkiye’yi başka ülkelerin mandası haline getirmek isteyen kesimler olduğuna dikkat çeken Erdoğan, konuşmasında şu görüşlere yer verdi:


“Bize medeniyeti, moderniteyi sadece şekli unsurlar üzerinden dayatmaya çalışanlara bunun gerçek anlamda bilimle, fenle, gelişmeyle, kendi teknolojilerimize sahip olmakla, kendi üretim imkanlarına sahip olmakla mümkün olduğunu göstereceğiz. Onlar bize gerici diyorlar ya, niye gerici diyorlar, güya biz eski zamanlara özeniyoruz diye gerici diyorlar. Biz eski zamanlara özendiğimiz için bu yolda değiliz. Biz geçmişimizi bilmeden geleceğimizi bağımsız bir şekilde kuramayacağımızı bildiğimiz içini gericiyiz. Eğer bunun adı gericilikse. Bize gerici diyenler bu ülkeyi bir manda ülkesi haline getirmek istediler. Kimin mandası? İşte bir zaman İngiliz mandası olsun, bir zaman Amerikan mandası olsun, bir zaman Avrupa mandası olsun. Biz bunu kabul ettik mi? Etmedik, 15 Temmuz’da da bunu ispat ettik. Biz bağımsızlığa aşık bir milletiz. İşte bu bağımsızlığımızı inşallah kimliğimizle, kültür sahasında da yaşatacağız. Bunun için geçmişimizi ecdadımızı çok iyi bileceğiz. Bir milletin hafızasını silmek isteyenler ne yaparlar? Geçmişi ile arasındaki ilişkiyi koparırlar. Biz bu ilişkiyi inşa edeceğiz bir kere. Niçin? Ecdadın dünyaya adalet götürdüğü, zulümlere karşı mücadele ettiği o ruhu 21.yüzyıla, 22. yüzyıla taşıyacağız da onun için. 2053 Türkiyesi, 2071 Türkiyesi göreceksiniz 21. yüzyıla damgasını vuracak. Bütün bunlar işte bu gençlerin omuzları, elleri üzerinde yükselecektir.”


Bilal Erdoğan’ın konuşmasının ardından TÜGVA Ordu temsilciliği kesilen kurdelenin ardından açıldı. Gençlerle bir araya gelen Erdoğan onlarla bir süre sohbet etti.


TÜGVA Ordu Temsilciliğinin açılışına Bilal Erdoğan’ın yanı sıra Ordu Valisi Seddar Yavuz, AK Parti Ordu Milletvekili Oktay Çanak, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, AK Parti Ordu İl Başkanı Uğur Çelenk, Türkiye Gençlik Vakfı Başkanı İsmail Emanet, TÜGVA Teşkilat Başkan Yardımcısı Ramazan Aydoğdu, TÜGVA Ordu İl Temsilcisi Ahmet Güler ve TÜGVA Ordu Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Zafer Öztürk ve vatandaşlar katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.