GENEL - 24 Mart 2018 Cumartesi 09:32

Eski askeri araçların ikinci baharı

A
A
A
Eski askeri araçların ikinci baharı

Ordulu tamirci, önceden askeriyede kullanılan arazi araçlarını onararak kullanılır hale getiriyor.

Ordulu tamirci, önceden askeriyede kullanılan arazi araçlarını onararak kullanılır hale getiriyor. Önceden askeriyede kullanılan ve arazi şartlarına uygun olan araçlar tamir edilmesinin ardından satışa sunuluyor.


Ordu’da yaklaşık 40 yıldır tamircilikle uğraşan ve sanayi sitesinde dükkanı bulunan Turgut Karapestil, askeriyede kullanılan arazi tipi araçları ihale yoluyla satın alarak restore ediyor. Birçoğu tamamen kullanılmaz ve hurda olan araçları Makine Kimya Enstitüsünden temin ettiğini aktaran Karapestil, bu iş için kurduğu özel deposunda askeri araçları adeta biriktiriyor. Askeri birliği andıran deposunda araçları her gün kontrol eden tamirci Turgut Karapestil, zevkle yaptığı işi ile yıllık yaklaşık 30 tane arazi aracı sattığını belirtiyor.



Hurda askeri araçlar sıfırlanıyor


Tamirci Turgut Karapestil, 40 yıllık meslek hayatı boyunca edindiği tecrübeler ile araçları çalışır ve yürür hale getirdiğini söylüyor. Karapestil, bu işe merak salmasının, babasının küçük yaşta tamirhaneye vermesi ile başladığını belirterek, "Babamın beni oto tamirhaneye vermesi ile bu hayatım devam etti. Cipleri de genelde eskiden resmi dairelerden ihale yolu ile alırdık. Şuanda resmi dairelerde cipler kalmadı, askeriyeden alıyoruz ve bunların tamirleri yapıp vatandaşın hizmetine sunuyoruz. Bunlar ilk bize geldiğinde göründüğü gibi değil, askeriyeden çıktığında çok masraflı oluyor. Makine Kimya Enstitüsünde veya nakliye sırasında çok zarar görüyor. Tam olarak hurda halinde aldığımız cipleri restore ediyoruz. Motor ve şanzıman aksamını elden geçirip yürür hale getiriyoruz. Herkes aynı rengi beğenmiyor. Değişik renklerde yapılmış 8-10 tane aracımız var. Farklı renklerden araçları yapıyoruz, müşteri zevkine göre tercih ediyor. Ama tabi daha değişik isteyenler de oluyor” dedi.



“Meraklıları satın alıyor”


Kullanılmaz halde olan arazi araçlarının köylüler ve meraklı kişiler tarafından satın alındığını dikkat çeken Karapestil, "Bu araçların sonu yok. Ne kadar para harcarsan o kadar gidiyor. Genelde bunları arazisi olan ve Off Road tutkunları tercih ediyor. Yani günlük kullanılacak araçlar değil ama köyde bağ ve bahçesi olanlar muhtemelen alıyor. Çünkü bu araçların yenisi de çıkmadığı için, vatandaşlar bunları tercih ediyor. Bu cipler arazide de rahat olduğu için tercih ediliyor” şeklinde konuştu.



“Restorasyon 3 ay kadar sürebiliyor”


Karapestil, konuşmasını şöyle tamamladı:


“Yıllık aşağı yukarı biz 30 tane araç toplamaya çalışıyoruz ama bunların kaporta, boya ve döşemesi derken bir araç neredeyse 3 ayda zor çıkıyor. Biz sadece bir aracın peşinde gezmiyoruz. 3-4 tane aracı bir sökmeye başlıyoruz, boya ve kaporta derken bu şekilde toplanıyor. Bu araçlarda edilen masrafın sonu yok. Bu araçların masrafı 50-60 bin lirayı buluyor. Vatandaş kendi zevkine göre çok özellik istiyor.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.
Adana Okan Buruk: “Büyük rekorlara imza atıyoruz” Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Y. Adana Demirspor galibiyetinin ardından yaptığı açıklamada “Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Trendyol Süper Lig’in 34. haftasında Galatasaray deplasmanda Y. Adana Demirspor’u 3-0 mağlup etti. Maç sonu basın toplantısında konuşan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Adana deplasmanının zorlu olduğunu belirterek, “Adana deplasmanı birçok takım için çok zordur. Maç öncesi muhteşem bir koreografi vardı. Maç atmosferi çok güzeldi. Oyuna bakacak olursak da bizlerin ofansif anlamda çok kolay pozisyon ürettiğimiz oyunlardan biriydi. Oyun içerisinde rakibimizin de çok net pozisyonları vardı. Kaptanımız Muslera kendisi bir rekora imza attı. Galatasaray’ın kazandığı 3 puanda önemli bir rolü vardı. Rakibimize verdiğimiz pozisyonlardan dolayı mutlu değilim. Bugün buradan ayrılırken 7 puan önde ayrılıyoruz. Bir sonraki maça da hazırlanırken rakiplerimizin maçlarını da bekleyeceğiz. Kendi rekorumuzu geçtik, benim ve oyuncularım açısından çok önemli. Herkese teşekkür ediyorum. Hep beraber bu rekorları kırıyoruz. Büyük rekorlara imza atıyoruz. Daha büyük rekorlar ve başarılar bizi bekliyor. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı. Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanacak maç hakkında da sorulan soruya cevap veren Buruk, “Rakibimizin iki kanadı da çok geriye dönmedi. 56 kere ceza sahasına girip 25 şut atmışız. Rakibimiz iyi savunma yapamadı. Biz hep kendi maçımıza odaklanıyoruz. Biz kendi maçlarımızı kazandığımız için avantajlı olan biziz. Rakibimizin puan kaybetmesi halinde bu puan farkı 6 veya 7 olarak değişecek. Hiçbir şey bitmedi. Devam ediyoruz” diye konuştu.