EĞİTİM - 07 Kasım 2018 Çarşamba 14:44

ODÜ Tıp Fakültesinde ‘beyaz önlük’ sevinci

A
A
A
ODÜ Tıp Fakültesinde ‘beyaz önlük’ sevinci

Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesine 2018-2019 eğitim-öğretim döneminde yeni kayıt yaptıran öğrenciler için ‘Beyaz Önlük Giyme’ töreni gerçekleştirildi.

Ordu Üniversitesi Tıp Fakültesine 2018-2019 eğitim-öğretim döneminde yeni kayıt yaptıran öğrenciler için ‘Beyaz Önlük Giyme’ töreni gerçekleştirildi.


Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Konferans Salonunda gerçekleştirilen törene Rektör Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Tevfik Noyan, Prof. Dr. Fikri Balta, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tahsin Tonkaz, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nülüfer Erbil, akademisyenler, öğrenciler ve aileleri katıldı.


Saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi öğretim elemanlarının hazırladığı müzik dinletisinin ardından Tıp Fakültesine en yüksek puan ile yerleşen Muhammet Kutluhan Arpacı yaptığı konuşmasında, “Hekimlik insanlık tarihi boyunca en kutsal mesleklerden biri olmuştur. Biz tıbbiyeliler olarak bunun farkındayız” dedi.


Tıp Fakültesi intörn öğrencisi Dr. Merve Bingöl, “Beyaz önlük bir doktorluk üniforması değil, aslında bir sorumluluktur. Her yönüyle insani, vicdani, ahlaki olarak bir sorumluluktur ki bunun yükünü taşıyabilmek gerekir. Bu sorumluluğu ancak bilgi ve becerimizle taşıyabiliriz. Bilgi ve beceri içinse okumak daha fazla okumak, çalışmak daha fazla çalışmak gerekir. İyi bir tıp eğitimi donanımlı bir kadrodan ve hastaneden geçmektedir. Evet, yeterli bir hastanemiz yok fakat bizlere daha stajyer öğrenciyken bile meslektaşı nazarıyla bakan elinden geldiğince yardımcı olan hocalarıma gösterdikleri ilgiden ötürü eksiklik hissettirmedikleri için teşekkür ediyorum” diye konuştu.



“Hekimin hastalarla konuşması muayene sonucundan daha önemlidir”


ODÜ Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Tevfik Noyan da fakültede halen 200’ü kız, 204’ü erkek olmak üzere toplam 404 öğrencinin öğrenim gördüğünü, beyaz önlük giyen öğrenci sayısının 44’ü kız, 52’si erkek olmak üzere toplam 96 öğrenci olduğunu belirtti.


Hekimliğin bir bilim olduğu kadar aynı zamanda bir sanat da olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tevfik Noyan, “Bugün modern tıp eğitimi hala usta-çırak eğitimi temeline dayanmaktadır. Tıp doktorluğu hiçbir ayrım gözetmeksizin, başka özelliğine bakmaksızın sırf insan olarak yaratılmış olmakla kutsal addederek ona yaklaşım sanatıdır. Böylesine ciddi manevi ve insani yükümlülüğü içerisinde bulunduran bir meslektir. Günümüzde teknolojik gelişmeler baş döndürücü hızla ilerlemektedir. Bu gelişmelerin sağlık alanında tanı koyma ve tedavi etme konusundaki katkıları yadsınamaz bir gerçektir. Gerçek işi insanları hastalıktan korumak ve tedavi ederek iyileştirmek olan hekim adayları olarak, insanların ruhlarındaki derinliklere yalnızca sevgiyle dokunarak ulaşılabileceğini ve hastalarla konuşup onları tanımanın, nasıl bir hayatları olduğunu bilmenin bir muayenenin sonuçlarından çok daha önemli olduğunu vurgulamak istiyorum” şeklinde konuştu.



“Teknoloji hekimi hastadan uzaklaştırıyor”


ODÜ Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, konuşmasında önemli bir konuya dikkat çekti. Hekimin hastasıyla yakın ilişki halinde olması gerektiğine dikkat çeken Yarılgaç, “Giderek gelişen teknoloji hekimi hastadan uzaklaştırmaktadır. Eğer hekim hastayla arasına makinelerin girmesine izin verirse, iyileştirici etkilerinin gücünü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Doğru bir şekilde yapılan fizik muayene, hekime olan güveni güçlendirir” dedi.


Rektör Yarılgaç, “Tıp Fakültesi akademisyenleri büyük bir gayret, özveri ve çaba ile hem sağlık hizmetlerini kesintisiz sürdürmekte hem de asistan ve öğrencilerimizin en yeni bilgi ve yüksek klinik becerilere sahip hekimler olarak yetişmeleri için büyük çaba göstermektedir. Tüm öğretim üyesi arkadaşlarım ve sağlık çalışanlarının fedakarca gerçekleştirdikleri büyük hizmetlerden dolayı huzurunuzda kendilerine teşekkür ediyorum. Sizler hem sağlık hizmeti, hem eğitim-öğretim faaliyetleri hem de akademik ilerlemeniz için gerekli bilimsel çalışmalarınızı azim ve özveriyle gerçekleştiriyorsunuz. Bu duygu ve düşünceler ile siz değerli öğrencilerimize eğitim yaşamınızda ve mesleki hayatınızda başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.


Tören, Tıp Fakültesine 2018-2019 eğitim-öğretim döneminde yeni kayıt yaptıran öğrencilere beyaz önlükleri giydirilmesiyle sona erdi. Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Konferans Salonunda gerçekleştirilen törene Rektör Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Tevfik Noyan, Prof. Dr. Fikri Balta, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tahsin Tonkaz, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nilüfer Erbil, akademisyenler, öğrenciler ve aileleri katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Minibüsteki turist sayısı görenlere pes dedirtti Antalya’da trafik ekiplerinin gerçekleştirdiği fazla yolcu taşıyan toplu taşıma araçlarına yönelik denetimlerde birçok minibüse fazla yolcudan ceza uygulanırken, turizm bölgesinden gelen minibüsten inen yolcu sayısı görenleri şaşkına çevirdi. 16 kişi kapasiteli minibüsten tam tamına 35 turist inerken, ortaya ilginç görüntüler çıktı. Manavgat Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Büro Amirliği ekipleri, trafik kazalarının önlenebilmesi amacıyla Manavgat’ın farklı noktalarında denetimlerini aralıksız sürdürüyor. Denetimler sırasında karşılaşılan bazı olaylar görenleri hayrete düşürüyor. Turizm bölgesinden gelen 16 kişi kapasiteli bir minibüsten 35’in üzerinde yolcu inerken ortaya ilginç görüntüler çıktı. Denetim sırasında kapısı açılan minibüsten fazla yolcudan dolayı turistlerin hızla inmek zorunda kaldığı gözlendi. Fazla yolcu taşıdığı tespit edilen minibüs şoförlerine 540 TL para cezası ve 10 ceza puanı uygulandı. ATV’li turist kırmızı ışıkta geçmediğini iddia etti Yanında eşiyle birlikte kiraladıkları ATV araç ile Manavgat’a gelen yabancı uyruklu turist ise kırmızı ışık ihlali yaptığı için trafik ekipleri tarafından durdurulurken trafik ekiplerine itiraz etti. Uzun süre itiraz eden turist, kendisinin geçtiği sırada trafik ışığının turuncu olduğunu söylemesine rağmen ceza yemekten kurtulamadı.
İstanbul İletişim Başkanı Altun: “Bizim mücadelemiz, sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir” İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TRT İspanyolca dijital haber platformunun tanıtım programında yaptığı konuşmada, “Batı’nın konuştuğu, Batı dışı dünyanın sustuğu, Batı’nın söylem imal edip, Batı dışı dünyanın bu söylemleri tükettiği bir dünyada adalet olmaz. Batılı sömürge düzeni derinleşir, kökleşir. Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Bizim mücadelemiz, bu sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir" dedi. Uluslararası yayın kuruluşlarıyla Türkiye’nin sesini dünyaya duyurulmasını hedefleyen TRT; TRT World, TRT Arapça, TRT Rusça, TRT Almanca, TRT Fransızca, TRT Balkan ve TRT Afrika’dan sonra TRT İspanyolca dijital haber platformunu hayata geçirdi. TRT İspanyolca dijital haber platformunun tanıtımı, TRT - İspanyolca Konuşan Ülkeler 1. Yayıncılık Zirvesi’nin ikinci gününde TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ev sahipliğinde gerçekleşti. Törene İspanya, Meksika, Kolombiya, Arjantin, Peru, Venezuela, Guatemala, Ekvator ve Bolivya’nın da aralarında bulunduğu İspanyolca konuşulan ülkelerin medya kurumlarından 17 genel müdür, 21 gazeteci, 16 yönetici ve Türkiye’de öğrenim gören Latin Amerikalı ve İspanyol 40 öğrenci ile üst düzey yabancı misyon temsilcileri ve basın mensupları katıldı. ‘‘İnsanın önemsendiği yer’’ sloganıyla yayın hayatına başlayan TRT İspanyolca, bağımsız haber vizyonuyla, dünyada olup bitenleri farklı bir bakış açısıyla aktırmayı hedefliyor. Lansman İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı’nın açılış konuşmalarıyla başladı. “Batı dünyasında toplumlar, tarihin ve mekanın hızlanması karşısında kurumsal çözümler üretememektedir” Lansmanda konuşan İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “TRT İspanyolca, inşa etmek için yoğun bir çaba sarf ettiğimiz Türkiye İletişim Modelimizin pratik uzantılarından, somut çıktılarından biridir. Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı ’iletişim seferberliği’ ile kurumsallaştırdığımız Türkiye İletişim Modeli bir yandan küresel adalet ve hakikat mücadelesine katkı sunmak, diğer yandan da Türkiye’nin haklı tezlerini tüm dünyaya duyurmak hedefleri doğrultusunda şekillendi. 19. yüzyılda eser vermiş Batılı edebiyatçı Alfred Musset kendi dönemini anlatırken der ki ’Asrın bütün marazları iki sebepten ileri gelmektedir. Vaktiyle ne var idiyse ortadan kalkmış, gelecekteki hiçbir şey ise henüz meydana çıkmamıştır.’ Musset’nin bu sözleri esas itibariyle modernliğin o gününden bugününe modern insanın yaşadığı sıkışmışlığı, çaresizliği gözler önüne sermektedir. Geleneğin sarsıldığı, modern olanın inşa edilemediği ve hızla değişen bir dünyada yaşamak zorunda kalmak. Bütün modernist anlatılara rağmen bugün Batı dünyasında dahi toplumlar, tarihin ve mekanın hızlanması karşısında kurumsal çözümler üretememektedir. Tarihin ve mekanın bu denli hızlandığı çağımızda toplumların önünde iki meydan okuma vardır. Bugün her ne kadar küresel adaletsizliği doğuran temel sebep sağlıklı bir toplumlararası iletişim sisteminin yokluğu olmasa da, toplumlararası ilişkilerde karşılıklı ve iyi işleyen iletişim köprülerinin azlığı, zayıflığı küresel adaletsizliği derinleştirmektedir. Bugün küresel alanda karşı karşıya kaldığımız zulümlere bir bakın. Zalimlerin kulakları sağır eden gürültüleri olmasa bu zulümler devam edebilir mi, mazlumlar daha fazla konuşabilse, insanlık mazlumları anlamak için onları dinlese bu zulüm düzeni devam eder mi?” dedi. “Toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var” İçinde, toplumların gerçek ve sağlıklı bir iletişim kurabildiği bir dünya sistemi kurmanın zorunluluk olduğuna değinen Altun, “Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Önyargı, sömürünün gıdasıdır. Önyargısız sömürü sistemi kurulamaz. Sömürü sistemlerini yıkmak önyargıları ortadan kaldırmakla mümkündür. Önyargıları ortadan kaldırmaksa iletişim kurmakla mümkündür. Tek taraflı değil, çok taraflı bir iletişim. Batı’nın konuştuğu, Batı dışı dünyanın sustuğu, Batı’nın söylem imal edip, Batı dışı dünyanın bu söylemleri tükettiği bir dünyada adalet olmaz. Batılı sömürge düzeni derinleşir, kökleşir. Bunun için her şeyden önce toplumlar olarak birbirimizi daha yakından tanımaya ihtiyacımız var. Bizim mücadelemiz, bu sömürge düzenine son verme, küresel adaleti tesis etme mücadelesidir. Biz, uluslararası yayıncılığı da, TRT’nin farklı dillerde giderek artan oranda yaptığı yayınları da bu bağlamda değerlendiriyoruz. TRT, son iki yılda TRT Fransızca’yı, 3 farklı Balkan dilinde yayın yapan TRT Balkan’ı, 4 ayrı dilde yayın yapan TRT Afrika’yı hayata geçirdi. Yeni açılan bu kanallar, çok kısa süre içerisinde milyonlarca takipçi kazandı. TRT Uluslararası Dijital Haber Kanallarının takipçi sayısı 44 milyonu geçti. Ben eminim ki bugün lansmanını gerçekleştirdiğimiz TRT İspanyolca Dijital Haber Platformu da aynı ilgiye mazhar olacak” ifadelerini kullandı. “TRT Farsça dijital haber platformumuzun açılması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” Açılışta konuşan TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı ise, “Dünyadaki birçok ülkeyle güçlü bağlar geliştirmeyi hedefleyerek, önemli bir bölgesel güç ve küresel aktör olma konumunu pekiştiriyor. Ülkemiz, İspanya’dan Latin Amerika’ya uzanan ve yaklaşık 560 milyon İspanyolca konuşan insanın bulunduğu bu geniş bölge ile köklü iş birliği bağları ve stratejik ortaklıklar tesis ederek, ilişkilerimizi her alanda geliştirecek çalışmalar yürütüyor. Bugün gerçekleştirdiğimiz TRT İspanyolca Lansmanı ve TRT - İspanyolca Konuşulan Ülkeler 1. Yayıncılık Zirvesi ise, TRT ile İspanyolca konuşulan ülkelerin medya kuruluşları arasında güçlenen iletişimin en somut göstergesidir. Bugün, TRT İspanyolca dijital haber platformumuzun yayın hayatına başlamasıyla, uluslararası yayın ailemizin en yeni üyesi yolculuğuna başlıyor. Bunun yanı sıra, TRT Farsça dijital haber platformumuzun açılması için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Türkiye’nin kamu yayıncısı olarak bizler, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin küresel ölçekte verdiği ’daha adil bir dünya’ mücadelesine medya alanında elimizden gelen tüm katkıyı vermek için çaba sarf ediyoruz" dedi.