POLİTİKA - 18 Kasım 2017 Cumartesi 17:15

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ayıp ya biz sizlerle müttefik değil miyiz ? Bu nasıl ittifak ?”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ayıp ya biz sizlerle müttefik değil miyiz ? Bu nasıl ittifak ?”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin Türkiye’ye yönelik yürüttüğü politikaların dost ve müttefik bir ülkeye yakışmadığını belirterek “Ülkemize karşı gerçekleşen tüm saldırıları hukuk kılıfı altında meşrulaştıran bir devlet nasıl bizim dostumuz olur soruyorum sizlere” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin Türkiye’ye yönelik yürüttüğü politikaların dost ve müttefik bir ülkeye yakışmadığını belirterek “Ülkemize karşı gerçekleşen tüm saldırıları hukuk kılıfı altında meşrulaştıran bir devlet nasıl bizim dostumuz olur soruyorum sizlere” dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün Rize Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Rize 6. Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Kongre öncesinde helikopterle Rize ve Artvin’de yapımı devam eden yatırımları havadan inceleyen Erdoğan, kapalı spor salonuna gelişinde önce ÇAYKUR Rizespor Kulübü’nü ziyaret ederek teknik heyet ve futbolcularla sohbet etti. Çiçeklerle karşılanan Erdoğan, daha sonra buradan ayrılarak kongrenin yapıldığı Kapalı Spor Salonu’na hareket etti. Erdoğan, salon dışında kendisini bekleyenlere kısa bir selamla konuşması yaparak salona girdi. Yaklaşık 3 aylık aranın ardından il kongresi vesilesi nedeniyle tekrar hemşehrileri ile bir araya gelmenin, hasret gidermenin, kucaklaşmanın memnuniyetini yaşadığını belirten Erdoğan’a hemşehrileri Erdoğan’ın resminin bulunduğu 3 boyutlu bir kareografi gösterisi ile cevap verdi.



“Ülkemize dört elle sarılacağız”


Hedeflerinin Türkiye’yi dünyada ilk 10 ülke içerisine sokmak olduğunu kaydeden Erdoğan “Bunu yaparmıyız ? Bu ülkeyi bizim başımıza yıkmak için ellerini ovuşturmak için o kadar çok güç, o kadar çevre var ki başka türlü başa çıkamayızNe diyor o güzel Rize türküsünde ‘Dumanım yayılamam, ben senden ayrılamam. Ben senden ayrılırsam halim yamandır yaman’ İşte bizde bu ülkeden bu milletten ayrılamayız. Allah göstermesin. Eğer öyle bir durum ortaya çıkarsa halimiz sadece yaman olmaz hepten duman oluruz. Çevremizde yaşananları görüyorsunuz. Devletimizin birliğinin, beraberliğinin, ülkenin bütünlüğünün, devletin varlığının ortadan kalktığı hiçbir yerde huzur ve güven göremezsiniz. Gelecek umudu bulamazsınız. Bu yüzden ülkemize dört elle sarılacağız. Bu ülkeyi bizim yapan değerlerimize ezanımıza, bayrağımıza, tarihimize, kültürümüze sıkı sıkıya sahip çıkacağız ki ayakta kalalım. Ordumuz en güçlü ordu, polisimiz en güçlü polis, istihbaratımızı en güçlü istihbarat haline getireceğiz ki maruz kaldığımız saldırıları rahatça bertaraf edebilelim. Ekonomimiz güçlü olacak, üretimimiz, ihracatımız, istihdamımız, yatırımlarımız kesintisiz sürecek ki önümüzü görebilelim” diye konuştu.



“AK Parti hiçbir zaman kendini sorgulamaktan çekinmez”


Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin doğru zamanlarda, zeminlerde olmak kaydıyla hiçbir zaman kendini sorgulamaktan çekinmeyeceğini kaydederek “AK Parti öz eleştiriyi ihmal etmeyen bir partidir. Ana muhalefet partisi hiçbir zaman gerçek bir iktidar murakabesi iktidar partisi eleştirisi yapamamıştır. Onlar sadece yalanla iftira ile ülkenin ve milletin gerçekleriyle hiçbir ilgisi olmayan tali işlerle uğraşmışlardır. Bunun için yaptıklarımız kadar yapamadıklarımızı eksik yaptıklarımızı ve hatta yanlış hatalı uygulamalarımızı da milletimizle paylaşıyoruz. Gene geldim bir Rize türküsüne, ‘Endim dere düzüne haşlamayı haşladım, sevdaluk iyi şeydur bende yeni başladım.´ Son günlerdeki değişim söylememizin bazıları tarafından sanki ilk defa olan bir şeymiş gibi algılandığını görüyorum. Halbuki biz kendimizi sineye çekme sorgulama işine yeni başlamadık. En başından beri bu anlayışla hareket ediyoruz. Çünkü bizim inancımıza göre Allah’tan başka hiçbir varlık sorgulamaz değildir. Faniler olarak bizlerin eksiği yanlışı hatası elbette olacaktır. Önemli olan bunu kabul edebilecek ve düzeltme yoluna gidebilecek erdemi gösterebilmektir. AK Parti işte bu erdeme sahip. Milletimizde hasbi ve harbi ilişki içinde olmaktan asla yüksünmeyen bir partidir. Hükümet icraatlarından teşkilatlarımıza kadar her alanda milletimize daha iyi hizmet edebilmek için ne gerekiyor onu yaparak yolumuza devam edeceğiz. Kongre sürecimizi bu anlayış ile yürütüyoruz. AK Parti sadece kendi iç meselelerine hapis olma hakkına sahip bir parti değildir. Çünkü milletimiz bize büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etmek vazifesini vermiştir” ifadelerini kullandı.



“Bunlar bittiği zaman zaten şok olacaklar”


Türkiye’nin bugün ASELSAN marifeti ile elektronik harp cihazlarında dünyada belli bir yere ulaştığını kaydeden Erdoğan “Türkiye çok uzak olmayan bir gelecekte kendi hava savunma sistemlerini kuracak ve bunları da dostlarıyla paylaşacaktır. İnşallah şimdi çok büyük ağır tonajlı olanların çalışması yapılıyor. Bunlar bittiği zaman zaten şok olacaklar. Kimsenin bizi elindeki teknolojik gücüyle tehdit etmesine boyun eğecek değiliz. Ülkemizi ele güne muhtaç etmeyecek benzer çalışmaların başlarına gelenlerin bir daha yaşanmasına izin vermeyeceğiz. Ülkemizde yürütülen tüm savunma sanayi ve ileri teknoloji projeleri Cumhurbaşkanı olarak şahsı himayem altındadır. Bu konularda yaptığımız çalışmalarda engellerle karşılaşan önü kesilen emeği zayi edilen herkese Cumhurbaşkanlığının kapısı açıktır. Kaybedecek bir tek dakikamız da heba edilecek tek bir damla alın terimiz de çöpe atacak tek bir projemizde yoktur” dedi.



“Sadece ambalajı ve etiketi değiştiriyorlar”


Türkiye’yi uluslararası alanda köşeye sıkıştırmaya çalışanların Suriye ve Irak’ta 2. Dünya Savaşı’ndan sonra ki en kanlı, en vahşi en sinsi en alçak senaryoyu uyguladıklarını kaydeden Erdoğan “Bölgede adeta bir terör fabrikası kurulmuş. Bu fabrikada görev yapan terör mühendisleri ellerinin altındaki geniş rezervden kimi zaman El-Kaide, DAEŞ kimi zaman PKK, PYD kimi zaman FETÖ olan kimi zamanda başka isimler taşıyan örgütler imal ediyorlar. Aslında hepsi de eli kanlı katiller sürüsünden. Hepsi aynı, sadece ambalajı ve etiketi değiştiriyorlar. İşte SDG olayında olduğu gibi. Yani PYD. Kaktılar dediler ki anlaşıldı, bunun ismini değiştirelim. Diyen kim; Amerika. Ne yaptılar ismini SDG; Suriye Demokratik Güçleri. Sevsinler sizi, biz anlamadık yuttuk bunu. Artık bunların hepsini biliyoruz. Bu fabrikada üretilen örgütler ihtiyaca göre tedavüle sokuluyor. Gerektiğinde tadilata tabi tutuluyor. Gerektiğinde ise evet imha ediliyor. Atalarımızın ’it iti ısırmaz’ dediği gibi. Bu terör örgütleri de zahirde birbirleri ile çatışıyor gibi gözükseler de aslında gayet uyumlu şekilde kendilerine verilen görevleri ifa ediyorlar. PYD denilen terör örgütü daha düne kadar DAEŞ ile çatışıyor, denilerek silaha paraya desteğe boğuluyordu. Rakka’da bu iki örgüt iş üstünde yakalanıp çarpık ilişkisi ifşa olunca fabrikatörler ne dediler ‘bunu saygı ile karşıladıklarını’ ifade ettiler. Ayıp ya biz sizlerle müttefik değilmiyiz. Bu nasıl ittifak ? Müttefikinize böyle bir çalımı nasıl atmaya kalkarsınız. Biz bu işlerden biraz anlarız. İnkara yalana çarpıtmaya dayalı açıklamaları ile ülkemizi ikna ettiklerini sananlara diyoruz ki ‘Biz her şeyin farkındayız’. Asıl önemli olan siz kendi yaptıklarınızın sonucunun farkındamısınız. DEAŞ ve PYD başta olmak üzere hepsi de aynı tezgahta üretilmiş terör örgütleri üzerinden çıkarlarını hayata geçirmeye çalışanların artık terör, terörizm laflarını ağızlarına almaya dahi hakları kalmamıştır. Bakın açık konuşuyorum bu yaşanlardan sonra terörle terör örgütleri ile mücadele ettiğini biz nasıl inanabiliriz” şeklinde konuştu.



“Yüzlerce binlerce teröristi evet gömüyorlar, gömmeye de devam edeceğiz”


Türkiye’nin yürüttüğü terör operasyonlarının devam edeceğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:


“İşte şimdi hükümetimiz, İçişleri bakanımız sayın Soylu ve tüm ekibimiz Elhamdülillah dağlarda taş üstüne taş koymadan yüzlerce binlerce teröristi evet gömüyorlar, gömmeye de devam edeceğiz. Ne dedik bunları biz inlerinde vuracağız dedik vurduk mu vurduk. FETÖ aynı şekilde, vurduk mu vurduk. Ama şimdi bazı dostlar geliyorlar ‘bizimkinin suçu yok’ diyorlar. Yav yapmayın. Bakın bunlar bizi aldattılar ama aynı şekilde annelerini, babalarını, eşlerini yavrularını onları da aldattılar. İşte şimdi bir kısmı içerde bir kısmı fırsatı bulan kaçtı, gitti. Nereye ağalarının yanına. O Pensilvanya’daki hainin yanına. Bir kısmı Avrupa’daki değişik ülkelerine. Oralarda görüyorsunuz NATO ile şunlarla bunlarla nasıl koalisyon oluşturuyorlar. Türkiye’nin açıkça terör örgütü dediği yapıları himayesine alan bir ülkeye biz nasıl güvenebiliriz. Ülkemize karşı kullanılacağı gün gibi aşikar binlerce tır silahı bölgeye yığan bir devletin bizim terörizm ile ilgili endişeleri paylaştığına biz nasıl inanabiliriz ki. Ülkemize karşı gerçekleşen tüm saldırıları hukuk kılıfı altında meşrulaştıran bir devlet nasıl bizim dostumuz olur soruyorum sizlere. Üstelik bu soru işaretleri, bu tereddütler, bu hayal kırıklıkları sadece bizimle de sınırlı değil. Dünyanın her yerinde bu yanlışlar açıkça görülüyor, konuşuluyor, değerlendiriliyor. Uluslararası kuruluşların anlaşmaları, diplomatik teammülleri, nezaketi bir kenara bırakarak dünyayı diledikleri gibi yöneteceklerini sananlar çok yakında yanıldıklarını da göreceklerdir. Dünya kimsenin tepe tepe yönetebileceği, kuralları istediği gibi koyup istediği gibi değiştirebileceği orman kanunlarının hakim olduğu bir yer değildir. Biz kendi ülkemizden başlayarak bölgemizdeki ve dünyadaki tüm mazlumları, mağdurlara sahip çıkarak onların hakkını, hukukunu koruma mücadelesi vererek bu çarpık düzene baş kaldırıyoruz. Onun için dünya 5’ten büyüktür diyoruz.”



“Coğrafya kaderdir ve biz de kaderimizden kaçmayacağız”


“Ecdadımız asırlar boyunca bu duruşu ile hem kendisine hem de tüm insanlığa çok büyük hizmetler yapmıştır” diyen Erdoğan, şunları söyledi:


“Ülkesine ve kendisine güveni olmayan birileri bu meydan okumamıza karşı çıkacaklar. Binbir dereden su getirerek yeniden teslimiyet politikalarına dönüşü savunacaklardır. Biz milletimiz ile birlikte bu politikaları geri dönmemek üzere gömdük. Köprüleri yıktık, gemileri yaktık bedeli ne olursa olsun hedeflerimize doğru yürümekten vazgeçmeyeceğiz. Suriye’de İdlip Operasyonu’nu da tamamlayacağız. Afrin’i de kurtaracağız. Münbiç’i de asıl sahiplerine teslim edeceğiz. Diğer bölgeleri de terör örgütlerinden temizleyeceğiz. Irak’ta Kandil başta olmak üzere ülkemize yönelik terör eylemlerinde kullanılan ne kadar bataklık varsa hepsini kurutacağız. Libya’da oynanan oyunlara seyirci kalmayacağız. Körfez’de çıkartılmaya çalışılan kardeş kavgasını engellemek, ateşi alevlendirmek için çalışılan mezhepçilik fitnesini söndürmek üzere tüm gücümüzle çalışacağız. Biliyoruz ki eğer meseleyi böylesine geniş bir çerçevede ele almazsak bizi bu vatan topraklarında asla rahat bırakmayacaklar. Türkiye’nin ve Türk milletinin kaderi Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Kuzey Afrika’dan Orta Asya’ya kadar tüm bu coğrafyanın yükünü omuzlamaktır. Evet coğrafya kaderdir ve biz de kaderimizden kaçmayacağız. Üzerine üzerine gidecek Allah’ın yardımı ve izni ile kendimiz ve tüm dostlarımız için güvenli ve müreffeh bir gelecek inşa edeceğiz.”



“Önümüzde çok kritik bir imtihan var; 2109 seçimleri”


Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının son bölümünde 2019 seçimlerine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:


“Kardeşlerim işte bu büyük mücadele önümüzdeki çok kritik bir imtihanı hazırlıyor. Bu imtihan 2019 seçimleridir. 3 kasım 2002 seçimlerinden beri güvenini, desteğini, teveccühünü bizden esirgemeyen milletimiz 16 Nisan halk oylaması ile önümüze unutmayın yeni bir yol açılmıştır. Bu yolu sağ salim katedebilmemiz için 2019’u başarı ile geçirmemiz gerekiyor. Ondan sonra önümüzde içerdeki ve dışarıdaki mücadelemizi kararlılık ile verebileceğimiz pırlanta değerinde bir 5 yıl olacak. Milletimizin geçtiğimiz 15 yıldır olduğu gibi 2019 seçimlerinde de sorumluluğu yine bize tevdi edeceğine ben inanıyorum. Ama bunun için bizim üzerimize düşenleri yapmamız gerekiyor. 81 vilayetimizde büyükşehirlerin hepsinde kongrelerimizi yapıyoruz. Şayet biz bu süreci hakkı ile yürütür ve milletimizin bize olan desteğinin artarak süreceğine ben inanıyorum. Tam tersi olursa yani rehavete kapılır, ülkeye hizmeti bırakıp kendi kendimizle uğraşamaya başlarsak o zaman milletimizin bize bakışı da ona göre şekillenir. Milletimizin 7 Haziran seçimlerinde verdiği mesajı hatırlayın, unutmadık değil mi unutmayacağız. Önümüzdeki dönemde yapmamız gereken en önemli işlerden biri geçtiğimiz 15 yılda ülkemize kazandırdığımız hizmetleri anlatmak olacaktır. Çünkü biz kendi yaptıklarımızı anlatamadığımızda birileri çıkıp kendi yalanları ile o boşluğu doldurmaya çalışır. Ne diyor o güzel Rize türküsünde ‘Mısırı kuruttun mu ?, ambarda duruttun mu ? Nenen çarık giyerdi bunları unuttun mu ?”


Erdoğan, konuşmasının ardından vefat haberini öğrendiği Olimpiyat Şampiyonu eski milli halterci Naim Süleymanoğlu’nun vefatı nedeniyle başsağlığı dileklerinde bulundu. Erdoğan, konuşmasının ardından Rize Valiliği’ni ve belediyesini ziyaret etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Işıkhan, "İŞKUR Yol Arkadaşım: Gençlerle Yarına Yolculuk Programı"nda gençlerle buluştu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, İŞKUR Ne Eğitimde Ne İstihdamda Olan Gençlere Yönelik İşgücü Piyasası Destek Programı Operasyonu (NEET PRO) kapsamında gençlerle bir araya gelerek, sorularını yanıtladı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, İŞKUR NEET PRO kapsamında ‘Gençlerle Yarına Yolculuk Programı’nda gençlerle bir araya geldi. Gençlerle bir arada olmaktan duyduğu heyecanı dile getiren Bakan Işıkhan, “Programımızda Türkiye’nin farklı illerinden 200’e yakın katılımcımız bulunuyor. Türkiye çalışma hayatında Türkiye Yüzyılı’nda sizin sorularınız benim için çok önemli olacak. Ben de deneyimlerim ve kariyerim doğrultusunda sormuş olduğunuz sorulara yanıt vermeye gayret edeceğim” ifadelerini kullandı. “Her şeyin arkasında devletimizin desteği ve gücü var” Türkiye Cumhuriyeti’nin fırsat eşitliği konusunda önemli bir sorumluluk ve rol üstlendiğine vurgu yapan Bakan Işıkhan, “Benim gibi bir işçi çocuğu kardeşiniz, hiçbir ayrım gözetmeden şu koltukta oturabiliyor. Çok farklı konumlarda olan insanlar buralarda oturabilir ama en alttan başlayıp devletin en üst kademesine kadar gelmiş bir hocanız olarak gerçekten vatanımıza, devletimize ne kadar şükretsek azdır diye düşünüyorum. Ben devletimizin yurtlarında, devletimizin burslarıyla okudum. Yurtdışına YÖK bursuyla gittim. Her şeyin arkasında devletimizin desteği ve gücü var” dedi. Işıkhan, gençlerin kariyer noktasında nereye ulaşmak isterlerse bu konuda zorlandıkları konuları kendileriyle paylaşılmasını isteyerek, “Tabii öncelikle İŞKUR Genel Müdürümüzün desteğini alarak, sizin önünüzü açmak zorundayız. Kariyer noktasında nereye ulaşmak isterseniz o noktadaki zorlandığınız konuları bizlerle paylaşın. Biz size destek verelim. İŞKUR yanınızda deniliyor ya. İŞKUR gerçekten yanınızda” ifadesini kullandı. Konuşmasının ardından gençlerin sorularını yanıtlayan Bakan Işıkhan, potansiyeli olan gençlerin network anlamında iş kaçırdıklarına ilişkin soru üzerine, “Artık 20-30 yıl önceki çalışma hayatından söz etmiyoruz. Birçok mesleğin şekil değiştirdiği, bazılarının da yok olmaya başladığı bir dönemdeyiz. Bunu belirleyen en önemli değişimlerden birisi teknolojik değişimlerdir. Teknoloji günümüzde inanılmaz bir hızla değişiyor. Biz özellikle kıymetli gençlerimizin kariyer noktasında gelişimini destekleme sürecinde de İŞKUR olarak destekler veriyoruz. Örneğin; savunma sanayii ve tedarik hizmetlerinin sunulduğu alanlarda KALFA programı var. KALFA programında genç mühendislerimiz geliyor, yetişiyor ve orada ilgili sektöre çok rahat girebiliyor, istihdam kapısı bulabiliyorlar. Bilişim sektörü, dijital alanlar, dijitalleşmenin yoğun olarak yaşandığı yapay zeka noktasında biz siz gençlerimize güveniyoruz. İŞKUR olarak özellikle bu yönde İş Başı Eğitim Programlarımızın çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum” açıklamasında bulundu. “İş tecrübesine sahip olabilmek için lisans eğitiminizi tamamladığınız alanda staj sürecini yaşamalısınız” Gençlerin iş bulma sürecinde yaşadığı zorluklarla ilgili soru üzerine ise Işıkhan, şöyle yanıt verdi: “Herhangi bir işe başvurduğunuzda önünüze çıkan engellerden bir tanesi iş tecrübesinin olup olmaması. İş tecrübesi için de bir yerden başlamak gerekiyor. Biz özel sektör temsilcileri ile görüşmeler yaparken burada biraz esnek olunması gerektiği yönünde önerilerde bulunabiliyoruz. Ama iş tecrübesine sahip olabilmek için hangi alanda lisans eğitiminizi tamamlarsanız o alanda mutlaka bir staj sürecini yaşamanız gerektiğini düşünüyorum. İŞKUR’umuzun staj programı var. Staj portalımız var, orayı ziyaret etmenizi, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’mizin önceki yıllarda başlattığı çok önemli bir staj seferberliği vardı. Şimdi iş dünyası da sizlerden bunu bekliyor. CV’nize baktığında acaba bu öğrenci, artık bu arkadaşımızın iş tecrübesi nerede, neleri biliyor, bilgisayar programlarını biliyor mu, yabacı dil düzeyi nedir vs. Ne yazık ki bunları belgelemek zorundayız. Belgelemenin ötesinde de iş tecrübesi sürecinde de bunları iş insanlarına ya da insan kaynakları ofisine mutlaka göstermemiz gerekiyor.” Bakan Işıkhan, çalışma hayatı ve çalışma koşullarının sürekli değişmesi ile ilgili yöneltilen soru üzerine ise, “Çağın çalışma modelleri değişiyor doğru. Özellikle Covid-19 pandemisinden sonra hepimiz o süreçleri yaşadık. İşin yapısı, şekli, çalışma modelleri değişmeye başladı. Uzaktan çalışma, esnek çalışma dediğimiz modeller gündeme gelmeye başladı. Bunun artısı da var, eksisi de var. Çalışma Genel Müdürlüğümüz bu konuda mevzuat düzenlemelerini gerçekleştiriyor. Biz çalışma hayatına girdiğinizde sosyal yeteneklerinizin çok iyi olması gerektiğini düşünüyorum. Covid-19 pandemisi sonrasında işler devam ediyor. Hala uzaktan çalışma, esnek çalışma, güvenceli esnek çalışma modelleri bizim için daha önemli. Çalışmanın işin şekli değişiyorsa bizim de bu değişime ayak uydurmamız lazım. On yıl sonra aklınıza gelemeyecek, farklı işlerle ve çalışma modelleriyle karşı karşıya kalacağız” cevabını verdi.