GENEL - 30 Nisan 2018 Pazartesi 12:31

‘Uluslararası İslamofobi sempozyumu’ tamamlandı

A
A
A
‘Uluslararası İslamofobi sempozyumu’ tamamlandı

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Ürdün Üniversitesi Şeria Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen “İslamofobi-Gerçekle Umut Arasında Geleceğe Bakış-konulu Uluslararası Sempozyum, İstanbul Wish More Otel’de gerçekleştirildi.

Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Ürdün Üniversitesi Şeria Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen “İslamofobi-Gerçekle Umut Arasında Geleceğe Bakış-konulu Uluslararası Sempozyum, İstanbul Wish More Otel’de gerçekleştirildi.


Üç gün süren sempozyumun açılışında konuşan SAÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bostancı, “İstanbul’un Fethi, Haçlı Seferleri gibi etkenlerin yanında, Martin Luther’in Türkler ve dolayısıyla Müslümanlarla ilgili nefret dolu söylemleri, geçmişten beri Batılıların Müslümanlar hakkında olumsuz düşüncelere kapılmasına neden olmuştur. Yakın geçmişte 11 Eylül saldırıları ve bunun akabinde Batı toplumunda beliren İslamofobi, İslam hakkında ön yargıların daha sesli bir şekilde dile getirilmesine yol açmıştır” dedi.


Özellikle Batı’da birçok Avrupa ülkesi ve Amerika’da İslam’a karşı olan ön yargıların her geçen gün şiddetini daha fazla arttırdığının görülmekte olduğunu söyleyen Prof. Bostancı, “Batılıların Müslümanlara yönelttiği suçlamalar ve onlara karşı duyduğu ön yargı, zamanla Müslümanların da Batılılara karşı dışlayıcı ve ötekileştirici tavırlar sergilemesine yol açmıştır. Karşılıklı gerilimler, iki toplumun birbirinden uzaklaşmasına ve ayrışmasına neden olmuştur” diye konuştu.


Ürdün Üniversitesi Şeria Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdurrahman el-Keylani de İslamofobinin her geçen gün arttığına dikkat çekerek, Müslümanların İslamofobinin etkilerini önlemeye yönelik çalışmaları yapmaları gerektiğini ifade etti. İslamofobiye karşı mücadele etmenin sadece Müslümanların değil toplumların barış ve huzur içerisinde yaşamasını isteyen insaf sahibi herkesin sorumluğu olduğunu söyleyen Prof. Keylani, “İslam adına hareket ettiklerini iddia eden bazı radikal grupların masum kişilerin öldürülmesi, şehirlerin tarumar edilmesi gibi eylemleriyle İslamofobiyi körüklüyorlar” dedi.



Prof. Keylani, İslam adına konuşanların nefret söyleminden ve aşırılıklardan uzak durmaları gerektiğini ifade ederek sözlerini tamamladı. İslamofobi kavramı ve İslam’ın “fobi” kavramı ile ilişkilendirilmesinin sebepleri, İslamofobi olgusunun bireyler ve toplumlar üzerindeki yansımaları, Radikal İslami gruplar ve İslamofobinin güçlenmesine etkileri, İslamofobi olgusunun etkisini azaltmaya yönelik çözüm önerileri gibi konuların ele alındığı sempozyuma Ürdün, Cezayir, Suudi Arabistan, Fas, Irak, Sudan, Gine, Libya, Tunus, Kuveyt, BAE ve Katar’dan akademisyenler tebliğleriyle katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Karadeniz’deki kirliliğin müsilaj değil, alglerden kaynaklandığı ortaya çıktı Düzce’nin Akçakoca ilçesinde denizde görülen kirliliğin müsilaj değil alglerden kaynaklandığı belirtildi. Valilikten yapılan açıklamada "Köpüklenmenin önemli ölçüde kaybolduğu, deniz suyunun berrak olduğu" bildirildi. Düzce Valiliği Akçakoca ilçesinde denizde görülen beyazlığın müsilaj olmadığını açıkladı. Yapılan açıklamada "İlimiz Akçakoca ilçesinde ’Marmara’dan sonra Karadeniz’de de görüldü’, ’Karadeniz’de müsilaj yayılıyor’ şeklinde haber ve iddialara ilişkin 17 Haziran 2024 tarihinde Düzce Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve Düzce İl Tarım Orman Müdürlüğü ekiplerince yerinde inceleme yapılmıştır. Yapılan incelemede, haberlere konu edilen videolarda görülen köpüklenmenin önemli ölçüde kaybolduğu, deniz suyunun berrak olduğu, deniz yüzeyinde yer yer köpük kümelenmeleri bulunduğu, suda koku bulunmadığı gözlemlenmiş, su sıcaklığı 23.7°C, Ph:7:44, hava sıcaklığı 27°C olarak ölçülmüştür. Uzmanlardan oluşan ekiplerimizce durumun iddia edildiği gibi müsilaj olmadığı değerlendirilmiştir. Konu ile ilgili Düzce Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatih Taşpınar ve ekibinin yaptığı incelemede de Akçakoca sahilindeki görüntülerin müsilaj olmadığı, bunun hızlı bir şekilde çoğalan ve akabinde kısa süre sonra ölen algler nedeniyle olduğu, bunların ortamdaki yüksek sıcaklık ve yüksek besin maddesi ile alakalı olarak oluştuğu, nihayetinde denizde yüzey aktif madde, benzeri yağ ve proteinlerle parçalanıp bunun da denizde köpürmeye neden olduğu ifade edilerek, deniz suyu numunesi alınarak laboratuvarlarda analiz yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Tüm şüphelerin ortadan kaldırılması için her iki müdürlüğümüz tarafından ileri tetkik amaçlı su numuneleri alınarak, Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği gereğince incelenmek üzere TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezine, bakteriyolojik ve ağır metal analizi yapılmak üzere Bolu Gıda Kontrol Laboratuvarına teslim edilmiştir. Alınan numunelerin laboratuvar sonuçları ayrıca paylaşılacaktır” denildi.