YEREL HABERLER - 30 Mayıs 2017 Salı 13:30

Bu çay ocaklarında Ramazan’da çay satılmıyor

A
A
A
Bu çay ocaklarında Ramazan’da çay satılmıyor

Samsun’da çay ocaklarının yoğunlukla bulunduğu İlkadım ilçesinde bazı çay ocakları oruçlu müşterileri için dükkanlarını açıyor fakat çay ocağını yakmıyor, çay satışı yapmıyor.

Samsun’da çay ocaklarının yoğunlukla bulunduğu İlkadım ilçesinde bazı çay ocakları oruçlu müşterileri için dükkanlarını açıyor fakat çay ocağını yakmıyor, çay satışı yapmıyor.


Ramazan ayında birçok esnaf, lokanta, kahvehane, çay ocağı, pastane gibi yerler faaliyetlerini sürdürüyor. Ancak Samsun’un İlkadım ilçesinde bulunan tarihi Saathane Meydanı civarındaki çay ocaklarında dükkanlar açık olmasına rağmen çay satışı yapılmıyor. Oruçlu olan vatandaşlar, çay ocaklarına oturup, gazete okuyup, televizyon izleyip iftar saatini bekliyor. Çay ocağı sahipleri Ramazan dolayısıyla ocağını iftardan önce yakmıyor.



“Ramazan ayında çay ocağımı açarım ama çay satışı yapmam”


7 yıldır bu geleneği sürdürdüğünün altını çizen kahveci Harun Torun (63), “Ramazan ayında çay ocağımı açarım ama çay satışı yapmam. Ramazan’da çay satan çay ocakları da var ama biz onlardan ayrıyız. Burası açık oluyor ama iftardan sonra çay satışlarımız başlıyor. İftara kadar çay ocağını bile yakmıyorum. Ramazan’da çay satarsam günaha ben de ortak olurum. Ben satmazsam onlar da gelip buradan içmez. Burayı çay demlememize rağmen açmamızın sebebi Ramazan’da oruç tutan insanların dinlenmesini sağlamaktır. Oruç tutan müşterilerimiz geliyor burada gazetesini okuyor, istirahatini yapıyor, iftarı bekliyor. İftardan sonra gelip burada çay içiyor. 7 senedir Ramazan’da çay ocağımı açıyorum ama çay satmıyorum. Buradaki birçok çay ocağı da benim gibi yapıyor. Burayı işlettiğim sürece de böyle yapmaya devam edeceğim” dedi.


Bu uygulamadan oldukça memnun olduklarını ifade eden 60 yaşındaki Emrullah Çelik, “Bu uygulama çok güzel. Geliyoruz burada oturup dinleniyoruz. Gazete okuyoruz. Sokaklarda boş boş gezeceğimize burada oturup televizyon izleyerek iftarı bekliyoruz. Bazı yerlerde çay satılıyor. Bu da demokrasiyi gösterir. Özgür bir ülkede yaşıyoruz, isteyen istediğini yapabilir. İftara kadar dinlendiğimiz burada, iftardan sonra gelip çay içiyoruz. Çok da keyifli oluyor” diye konuştu.


Fransa’dan gelip Türkiye’de bunları yaşamanın çok ayrı bir duygu olduğunu belirten 77 yaşındaki Yakup Torun ise, “Ben Fransa’da yaşıyorum. Ramazan’ı Samsun’da geçiriyorum. Ülkemizde böyle güzel şeyleri görmek çok güzel. Ramazan’da bir yerde bir şeyler yiyip içmeden oturabilmek çok güzel bir duygu” şeklinde konuştu.


Samsun’da özellikle emekli vatandaşlar, çay satılmayan bu çay ocaklarına gelerek akşama kadar iftar saatini bekliyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Terör örgütü PKK Avrupa’nın başına bela oldu PKK/KCK’lı terörist ve sempatizanları, çıkardıkları şiddet olayları ile Avrupa ülkelerinin başına bela oldu. Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan habere göre, Belçika ve Fransa’da eş zamanlı gerçekleştirilen operasyon sonucu 8 PKK/KCK’lı gözaltına alındı. 8 kişiye yöneltilen suçlar, ‘terör eylemleri hazırlamak ya da finanse etmek, bir terör örgütünü finanse etmek için para sızdırmak veya sızdırmaya teşebbüs etmek için komplo kurmak’ olarak açıklandı. Belçika polisinin PKK/KCK’nın Belçika merkezli Sterk TV ve Medya Haber TV kanallarının stüdyolarına düzenlediği operasyonda doküman ve teknik malzemelere el konuldu. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, eş zamanlı olarak Fransa’da da PKK/KCK’ya müzahir Drancy Demokratik Kürt Toplum Merkezi’ne ve üyelerin evlerine operasyon düzenlendi. Söz konusu operasyonun örgüte karşı Avrupa ülkelerinin attığı adımların somutlaşması açısından önem arz ettiği belirtildi. Avrupa’da PKK/KCK yapılanması nasıl çoğaldı? Avrupa, PKK/KCK tarafından Türkiye’ye karşı stratejik bir cephe olarak görülmekle birlikte lojistik, finansman ve kadro temini için önemli alanlardan biri. Avrupa’da örgütün bu yapısının oluşmasında AB ülkelerinin sessiz kalarak, yer yer destek olduğu ifade ediliyor. PKK/KCK, Avrupa Birliği ülkelerinde terör örgütleri listesinde yer alıyor. Kürtlerin sözde ezilen halk olarak yaptıkları algı politikası ve AB’deki ilgili kurum ve kuruluşlar ile siyasi çevreler içinde oluşturulan diplomasi Avrupa kamuoyunda karşılık bulurken, AB’ye üye birçok ülkenin örgüte karşı gerekli adımları atmaması da örgütün Avrupa’da sesinin yükselmesinde ve daha cüretkâr davranabilmesinde etkili oldu. Avrupa’da artan PKK/KCK şiddeti PKK/KCK, propaganda faaliyetlerini daha çok Avrupa’da Kürt nüfusunun yoğun olduğu Almanya, Fransa, Avusturya, İsviçre ve Hollanda gibi ülkeler ile örgütün faaliyetlerinin merkezi olması sebebi ile Belçika’da gerçekleştiriyor. Bununla birlikte Avrupa’da geniş bir alana yayılmış olmanın verdiği avantaj da her eylem ve etkinlikte kullanılıyor. Avrupa sınırları içinde düzenledikleri eylemler sırasında ivedi bir şekilde organize olup, şiddet içeren girişimlerde bulunabilen örgüt üyeleri, güvenlik güçleri ile çatışıp çevreye zarar verebiliyor. Tüm bunlara Avrupa makamları tarafından göz yumulurken, ancak son zamanlarda PKK/KCK yüzünden artan şiddet olayları Avrupa ülkelerine bile “dur” dedirtti. Avrupa makamlarından PKK/KCK’ya karşı tepkiler arttı Belçika’da yaşanan PKK/KCK’nın kızıştırdığı son olaylar ve bu olayların diğer Avrupa ülkelerine de sirayet etmesi ile Avrupa ülkeleri, görmezden geldikleri PKK/KCK şiddetine karşı adım atmaya başladı. Özellikle Belçika’da Türk kökenli nüfusa yönelik şiddet olaylarının artması, bu olaylarda güvenlik güçlerinin yetersiz kalması, PKK/KCK’ya müzahir basın organlarında manipülatif haberlerin yapılması Avrupa vatandaşlarının da tepkisine neden oldu. PKK/KCK’nın asıl hedefindeki Türkler ise Türk siyasetçilerinin telkinleri ile sakinliklerini hep koruyarak, şiddet olaylarından kaçınmaya çalıştı. Olayların artması sonucu Belçika Başbakanı Alexander De Croo yaptığı basın açıklamasında, “PKK/KCK lehine gösteriler kabul edilemez. Belçika’da fikir özgürlüğü garanti altındadır ancak terör örgütü PKK/KCK lehine ifadelere tolerans gösterilemez. Zira Kürt sorununa sempati duymak farklı bir şeydir” ifadelerini kullandı. Belçika Federal Adalet Bakanı Paul Van Tigchelt’ten de benzer bir açıklama geldi. Van Tigchelt, “Belçika için PKK/KCK, açık şekilde bir terör örgütü olarak kabul edilmektedir. Bu kırmızı çizgimizdir. Bu bağlamda PKK/KCK’nın Belçika’daki faaliyetleri kabul edilemez” dedi. Avrupa, PKK/KCK şiddetinin giderek artmasından endişe ediyor Belçika’da yaşanan olaylardan sonra Avrupa makamları PKK/KCK sempatizanları nedeni ile şiddet olaylarının artmasından endişe ediyor. Örgüte müzahir basın-yayın organlarında yaşanan şiddet olaylarının işlenme şekli ile Avrupa’daki örgüt yandaşlarını şiddete teşvik etmesi tedirginliği de arttı. Bu yayınlar yüzünden özellikle örgüte müzahir genç kesimin zaman zaman şiddet içerikli eylemlere başvurmasından korkuluyor. PKK/KCK, Avrupalı gençlerden örgüte adam devşiriyor Türkiye’de geçmişte olduğu kadar kolay kadro bulaman PKK/KCK, Avrupa’da Türk milliyetçileri ile Kürtlerin çatışmasını ön plana çıkararak gençlerden kadro temin edebilmek için bir zemin oluşturuyor. Kürt gençleri militarize eden örgüt, olaylara karışan ve adli yaptırım uygulanacak Kürt gençlerini örgüte sığınabileceği vaadiyle kandırıyor. Türkiye’den uzak ve PKK/KCK gerçeğinden habersiz Kürt gençlerini politize eden örgüt, “örgütsel bilinç” kazandırmaya çalışıyor.