SAĞLIK - 18 Nisan 2024 Perşembe 13:01

Enfeksiyon hastalıkları uzmanı uyardı: "Sepsis tedavisindeki gecikmenin ölümcül sonuçları olabilir"

A
A
A
Enfeksiyon hastalıkları uzmanı uyardı: "Sepsis tedavisindeki gecikmenin ölümcül sonuçları olabilir"

Kana mikrop karışmasına tıp dilinde sepsis denildiğini söyleyen Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, “Pek çok değişik tür mikrop çeşitli yollarla kana karışabilir ve hastalığa neden olur. Kanda enfeksiyon oluşması çok ciddi ve hayati bir sorundur. Erken tanı ve etkili antibiyotik tedavisi hayat kurtarıcıdır. Bu tedavinin mutlaka hastanede ve damar yolu ile yapılması gerekir. Tedavide gecikme olan veya bağışıklığı baskılanmış hastalarda maalesef ölüm oranı yüksektir” dedi.


Liv Hospital Samsun Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sünbül, kanda görülen enfeksiyon hastalıkları hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Kandaki enfeksiyonun ne olduğundan bahseden Prof. Dr. Sünbül, “Kan sağlıklı insanlarda mikropsuzdur. Kana mikrop karışmasına tıp dilinde ‘sepsis’ denir. Pek çok değişik tür mikrop çeşitli yollarla kana karışabilir ve hastalığa neden olur. Enfeksiyon hastalıkları pratiğinin en acil tedavi gerektiren hastalıklarından biridir. Zamanında ve etkin tedavi yapılamaz ise organlarda hasar yaparak ölümle sonlanır. Sepsis dediğimiz bu hastalıkla dünyada sıkça karşılaşılmaktadır. Birçok ülkede hastalığın oranı bilinmemektedir. Yapılan araştırmalara göre ABD’de yılda yaklaşık bir milyona yakın kişi bu hastalığa yakalanmaktadır. Hastalık hastane dışında çeşitli nedenlerle oluşabileceği gibi hastanede yatan kişilerde de gelişebilmektedir. Özellikle yoğun bakım hastalarında kanda enfeksiyon oluşma riski çok daha yüksektir” diye konuştu.



"Kana mikrop karışması"


Kana mikrobun nasıl karıştığını anlatan Prof. Dr. Sünbül, "Kana mikrop, kısa süreli ve miktar olarak az sayıda veya uzun süreli daha fazla miktarda karışabilir. Diş fırçalama veya sakız çiğneme gibi basit işlemler sırasında bile kana geçici süre ve az sayıda mikrop karışabilir ancak bağışıklık sistemi bu mikropları yok eder ve hastalık oluşmaz. Ancak uzun süreli ve fazla miktarda mikrop kana karışırsa kanda enfeksiyon gelişir. İdrar yolları iltihabı, kalp kapaklarında veya kalp duvarında gelişen iltihap, kemik iltihabı, bağırsak iltihabı, cilt iltihabı, iç organlarda olan apseler başta olmak üzere birçok organ veya sistemimizde gelişen iltihap sepsis gelişimine neden olabilir. Ayrıca şeker hastaları, kanser tedavisi verilen kişiler, organ nakli yapılanlar ve yaşlılarda bağışıklık sistemi baskılanmış olduğundan veya yenidoğan dönemindeki bebeklerde ise bağışıklık sistemleri henüz gelişmediğinden bu tür hastalıklara karşı eğilim fazladır" şeklinde konuştu.



"Erken tanı ve etkili antibiyotik tedavisi hayat kurtarıcıdır"


Kanda enfeksiyon oluşumunun göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulayan Prof. Dr. Sünbül, “Günümüzde tıbbi teknolojideki gelişmeler sağlık hizmetlerinde kaliteyi artırırken diğer yandan tanı ve tedavi amaçlı hastaya uygulanan bir takım işlemler kanda enfeksiyon riski oluşturmaktadır. Uzun süreli idrar sondası kullanımı, diyaliz katateri, kanser tedavisi yapmak için konulan kalıcı kataterler bunlara örnektir. Kanda enfeksiyon oluşması çok ciddi ve hayati bir sorundur. Erken tanı ve etkili antibiyotik tedavisi hayat kurtarıcıdır. Bu tedavinin mutlaka hastanede ve damar yolu ile yapılması gerekir. Tedavide gecikme olan veya bağışıklığı baskılanmış hastalarda maalesef ölüm oranı yüksektir” ifadelerini kullandı.



"Tanı ayrıntılı fizik muayene ve laboratuvar tetkikleriyle konur"


Kanda enfeksiyon tespit edilmesi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Sünbül, “Vücutta iltihap olduğunda başta ateş yüksekliği, halsizlik, iştahsızlık, baş ağrısı, bulantı, kusma gibi pek çok klinik bulgunun dışında kanda bazı değerler de yükselir. Kana mikrop karıştığından şüphelenilirse, hasta derhal hastaneye yatırılır ve incelenir. Klinik şüphe ile birlikte ayrıntılı fizik muayene ve laboratuvar tetkikleri ile tanı konur. Hastadan alınan kanın kültürü yapılır ve kan kültüründe mikrop üretildiğinde tanı kesindir. Bu işlem birkaç gün alabilir, kanda enfeksiyon düşünülen hastalarda derhal tedaviye başlanır” açıklamasında bulundu.



"CRP değerinin yüksek olması, kanda enfeksiyon tanısı için yeterli değildir"


Kanda mikrop olduğunda pek çok laboratuvar değerlerinin de artabileceğini ve bu durumun tanı koymaya da yardımcı olabileceğini dile getiren Prof. Dr. Sünbül şunları söyledi: "Bunlardan birisi de C reaktif protein (CRP) olup kanda mikrop olduğunda artabildiği gibi başka birçok iltihap seyrinde de yükselir. Ancak herhangi klinik bir bulgu olmadan bazen tek başına CRP yüksekliğinde hastalara ‘kanınızda mikrop var’ diye ifade edilmektedir. Bu yorum hastalarda paniğe ve endişeye neden olmaktadır. Tek başına kanda CRP değerinin yüksek olması, kanda enfeksiyon tanısı için yeterli değildir. Hatta bazen yakın zamanda geçirilen pek çok enfeksiyondan sonra CRP yüksek bulunabilir. Bir diğer neden ise mikropsuz iltihap diye tanımlanabilecek romatizmal hastalıklar (otoimmun hastalıklar) seyrinde de bu değerin yüksek olmasıdır. Bunun ayrımı için detaylı bir muayene ve laboratuvar testlerinin doğru yorumlanması önemlidir."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gölbaşı Belediyesi: “Gerçekleşecek rehabilitasyon süreciyle yasa gereği hayvanlarımız alındıkları yerlere bırakılacaktır” Gölbaşı Belediyesi toplanan sokak hayvanlarının rehabilite edildikten sonra yasa gereği alındıkları yerlere tekrar bırakılacağını duyurdu. Ankara’nın Gölbaşı ilçesinde, bir çocuğa sahipsiz sokak köpeklerinin saldırması sonrası olay yerine gelen Gölbaşı Belediyesi ekipleri, köpekleri toplamaya başladı. Köpeklerin toplandığını gören bir grup vatandaş belediye ekiplerine karşı çıktı. Vatandaşların zorluk çıkartmasının ardından ekipler yakaladıkları köpekleri barınaklara götürdü. Konuya ilişkin açıklama yayımlayan Gölbaşı Belediyesi, hayvanların rehabilite sürecinin ardından alındıkları yere bırakılacağını ve tartışmalarla ilgili sorumlular hakkında inceleme başlatıldığını duyurdu. Gölbaşı Belediyesi tarafından yayımlanan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Dün ve bugün okul, üniversiteler kampüsü ve hastane çevresinde çok sayıda sokak hayvanının bulunduğu ihbarı çağrı merkezimize ulaşmıştır. Bir çocuğumuzun panikleyerek kaçarken yaralanması üzerine ekiplerimiz tarafından bölgede çalışma gerçekleştirilmiştir. Kırsal Hizmetler Müdürlüğümüz bünyesinde bulunan uzman veteriner hekimlerimiz tarafından yapılacak tetkik ve kontrollerin ardından, gerçekleşecek rehabilitasyon süreciyle yasa gereği hayvanlarımız alındıkları yerlere bırakılacaktır. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu gereği sokak köpekleri beslenmesi, tedavilerinin yapılması ve kısırlaştırılmasının ardından tekrar alınan yere bırakılması zorunludur. Belediyemiz can dostlarımızı sahiplendirme, bakım ve rehabilitasyon konularında da sürekli olarak çalışmalar yürütmeye devam edecektir. Bizler, toplumun tüm kesimlerini kucaklayarak, herkesin huzur ve güven içinde olduğu daha yaşanabilir bir Gölbaşı için çaba sarf ediyoruz. Geçmişte yaşanan olumsuzluklarla ilgili olarak ve gelecekte benzer durumların tekrarlanmaması için her türlü önlemi almaya kararlıyız. Bugün yaşanan ve kabul edilmesi mümkün olmayan tartışmalarla ilgili sorumlular hakkında incelemeler ivedilikle başlatılmıştır. Kıymetli hayvanseverlerimizin hassasiyetini anlıyor, konunun takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.”