KÜLTÜR SANAT - 27 Kasım 2015 Cuma 12:15

Kösele Derisinden Sanatsal Çalışma

A
A
A
Kösele Derisinden Sanatsal Çalışma

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Cam Bölüm Başkanı Yrd.Doç.Dr. Tamer Aslan, köseleden (deri) rölyef çalışmasının sabır isteyen bir iş olduğunu, bu mesleğin körelmemesi için merak eden öğrencilerine gösterdiğini söyledi.
Geleneksel Türk el sanatları içerisinde geniş bir yer tutan ve geçmişi çok uzun yıllara dayanan deri işleme sanatının devamı niteliğinde olan köseleden deri rölyef çalışmaların ustalık gerektirdiğini ifade eden Seramik ve Cam Bölüm Başkanı Yrd.Doç.Dr. Tamer Aslan, bu mesleğin körelmemesini dile getirdi. Aslan, “Bu çalışmayı yaparken ilk önce desenimizi tasarlıyoruz. Daha sonra tabakalanmış köseleyi alıyoruz ve bunun üzerine uyguluyoruz. Planlanan işin gereğine göre çalışmaları köselenin hem yüzeyine hem de tersine işliyoruz. Yüzeyde istediğimiz şekillerin kabartılarını elde ediyoruz. Bu işlem yapılan işin mahiyetine göre süresi uzuyor. Kösele üzerinde işlemleri yaptıktan sonra da boyamasını yapıyoruz” dedi.
Kösele ile ilgili çalışmalarına öğrencilik yıllarında başladığını ifade eden Aslan, “Üniversitede hocam rahmetli Saim Bugay’ın teşviki ile 1983 yılında bu işe girdim. Birkaç arkadaştık. Ben bunu ciddi anlamda öğrencilik yıllarımda yapmaya başladım. Daha sonra üniversiteyi bitirdikten sonra da bununla ilgili atölye açtım. Yaklaşık 15 yıl kadar bu işi yaptım. Fakat 1995 yılında üniversiteye gelip akademisyen olduktan sonra bu işten uzaklaşmak zorunda kaldım. Yaklaşık 20 yıldır elime almadım. Geçtiğimiz günlerde arkadaşlarım benden kösele rölyef istediler. Çok beğendiler ve bu işi tekrar devam ettirmemi istediler. 20 yıl sonra yeniden başlamak çok iyi geldi özlemişim. Şimdi Tüm Sanat Galerileri Derneği(TÜSGAD), Ankara Çağdaş Sanatlar ve Kültür Merkezi’nde 19-26 Aralık tarihinde gerçekleşecek, 2. TÜSGAD Ankara Sanat Buluşması’na OMÜ Güzel Sanatlar Fakültesi olarak davet edildiğimiz sergi için kösele rölyef hazırlıkları yapmaya başladım. Bu çalışmalarımı Ankara’daki sergi için hazırlıyorum” diye konuştu.
“KÖSELE RÖLYEFİ MERAK EDEN ÖĞRENCİLERE GÖSTERİYORUM”
Uzun yıllar yapmadığı bu mesleğin körelmesini istemediğinin altını çizen Aslan, “Bu iş sabır isteyen bir iş fakat gençlerimiz çok sabırlı değil. Bu işin Güzel Sanatlar Fakültesi için çok örtüşen yönleri var. Örneğin geleneksel Türk sanatları ile örtüşüyor. Dericilik Türklerde eski sanatlardan biridir. Ben de yeniden başladığım kösele rölyef çalışmamı merak eden öğrencilerime gösteriyorum. İlgisini çeken, merak eden öğrencilerimize öğretiyoruz. Hatta bunu bir dönem ders olarak da verdim. Kösele rölyef işi yapanlar var ama bu tarzda yapan az. Daha çok çanta, kemer ve aksesuar türünde yapanlar var. Ben bu işi yaparken benim işime yarayarak her türlü materyali kullanıyorum. Yani, dişçinin dolgu yaptığı aletten, kendi ürettiğim aletlere kadar her şeyi kullanıyorum ama bu işte en çok ellerimi ve tırnaklarımı kullanıyorum. Bazen bir kaşığın sapı bile işe yarıyor” şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ta depremde enkaz altında kalan ve belden aşağısı tutmayan kadına 11 yaşındaki ikiz çocukları bakıyor Kahramanmaraş’ta 6 Şubat depremlerinde enkaz altında kalan ve yatağa bağımlı hale gelen kadına 11 yaşındaki ikiz çocukları bakıyor. Dulkadiroğlu ilçesi Mehmet Akif Mahallesi’nde 5 katlı binanın 5. katında depreme yakalanan 31 yaşındaki Ayşe Çelik, üzerine beton gelmesi sonucu omurilik zarar gördü ve yatağa bağımlı hale geldi. Şuan Havaalanı Konteyner Kentte yaşayan Ayşe Çelik,"Deprem anında çocuklarımı kurtarmak için yatağın altına attım. Bana yer kalmayınca da ben onların üzerine yattım. Belime duvar geldi. Yatağıma mahkum kaldım. Bu zamana kadar ben onlara bakıyordum, şimdi onlar bana bakıyor ve onların omuzlarında kocaman bir yük var, anneye bakıyorlar" dedi. 11 yaşlarındaki ikiz çocuklarının Eren ve Kerem’in kendisine baktığını söyleyen Çelik,"Ben Kahramanmaraş depreminde Mehmet Akif Mahallesi’nde idim. Ben 5 katlı binanın 5. katında enkazda kaldım çocuklarımla birlikte.Deprem anında çocuklarımı kurtarmak için yatağın altına attım. Bana yer kalmayınca da ben onların üzerine yattım. Belime odanın duvarı geldi. Aldığım darbeler sonucunda omurilik zarar gördü. Ameliyat oldum. 4 aya yakın Mersin’de hastanede yattım. Şuan çocuklarımla birlikte Havaalanı konteynırkent’teyim. Ben böyle olunca eşimle ayrıldık. Şuan bana çocukların bakıyor"ifadesini kullandı. Çelik," 11 yaşındaki ikizlerim ilgileniyor. Yemeğimi hazırlıyorlar, ihtiyaçlarımı gideriyorlar, tekerlekli arabama binerken bana yardımcı oluyorlar. Duş almam konusunda bana yardımcı oluyorlar. Bu zamana kadar ben onlara bakıyordum, şimdi onlar bana bakıyor ve onların omuzlarında kocaman bir yük var, anneye bakıyorlar. 11 yaşındalar ve şuan omuzlarına kocaman bir yük aldılar. Kendilerini suçluyorlar bazen. Bizim yüzümüzden bu şekilde oldu diye. Kendilerini suçladıkları için de hep bana diyorlar anne,’keşke biz olsaydık diyorlar’ Ama bu Allah’tan geldi" dedi. 11 yaşındaki Eren Çelik,"Ben 5. sınıfa gidiyorum. İkiz kardeşimle birlikte bulaşıkları yıkıyoruz, yemek yapıyoruz. Anneme kahvaltı hazırlıyoruz. Evi temizliyoruz" diye konuştu. 11 yaşındaki Kerem ise, "Ben 5 sınıfa gidiyorum. Anneme yardımcı oluyoruz her konuda. Annemin kahvaltısını hazırlıyoruz. Yemek pişiriyoruz. Annem depremden dolayı bu hale geldi. Yatağa bağımlı hale geldi. Deprem oluyordu annem de bizim üzerimize yattı. Anneme yer kalmayınca annemin üzerine duvar düştü. yatağa bağımlı hale geldi. Anneme yardımcı olmaya çalışıyorum fizik tedavi hareketlerini yapmaya çalışıyorum. Benim çok param olursa annem yurt dışına gönderirim. Tedavi için" ifadesini kullandı.
Manisa Manisa’da Sefo coşkusu Bu yıl 484’üncü kez düzenlenen Uluslarlarası Manisa Mesir Macunu Festivali etkinlikleri kapsamında ünlü sanatçı Sefo Manisalılarla buluştu. Sevilen şarkılarını hayranlarıyla birlikte seslendiren Sefo, Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran Manisalılara unutamayacakları bir gece yaşattı. UNESCO’nun İnsanlığının Somut Olmayan Kültürel Mirası Listesi’nde yer alan ve bu yıl 484’üncü kez gerçekleştirilen Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali’nde karnaval havası yaşanmaya devam ediyor. Festival etkinlikleri kapsamında ünlü sanatçı Sefo Manisa’da sahne aldı. Binlerce Manisalının katıldığı konseri Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, eşi Nurcan Zeyrek ve kızı Nehir Zeyrek, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay da takip etti. Manisalılara muhteşem bir gece yaşatan ünlü sanatçı Sefo, şarkılarını hayranlarıyla birlikte seslendirdi. Konser sırasında Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek ve Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay da sahneye çıkarak sanatçıya çiçek ve mesir macunu takdim etti. Manisalılara seslenen Şehzadeler belediye Başkanı Gülşah Durbay, “Söz verdik, Manisa’yı gençliğin ve festivallerin kenti yapmaya. Kıymetli sanatçımız Sefo’ya teşekkür ediyorum ve festivalimizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek ise, sözlerine Manisa’yı ve Manisalıları çok sevdiğini söyleyerek başladı. Başkan Ferdi Zeyrek, “Ben de inanın ki çok eğleniyorum. Sefo bu akşam Manisa’mı kırdı geçirdi. İyi ki geldin. Bundan sonra Sefo gibi birçok ünlü sanatçımız Manisa’mızda olacak. Artık hep birlikte çok eğleneceğiz, çok mutlu olacağız, hep güleceğiz” ifadelerini kullandı.
Balıkesir Mimarlar Odası Genel Kurulu’nda Bandırma rüzgarı Mimarlar Odası 49. Olağan Genel Kurulu’nda Bandırma Temsilcilik Başkanı Çağrı Aldemir, sektördeki önemli konuları ele alarak gündeme taşıdı. 19-20-21 Nisan tarihlerinde düzenlenen Mimarlar Odası 49. Olağan Genel Kurulu’na Türkiye genelinden 821 delege katılım sağladı. Balıkesir Delegesi olarak toplantıya katılan Bandırma Temsilcilik Başkanı Çağrı Aldemir, 7 kişiden oluşan divan kuruluna seçildi. Toplantının kapanış konuşmasını gerçekleştiren Çağrı Aldemir konuşmasını üç ana başlık altında topladı. Çağrı Aldemir İlk olarak yeni mezun mimarların odaya üye olmasının sağlanması için neler yapılması gerektiğini açıkladı ve kendi çalışmalarından örnekler verdi. İkinci olarak yapı denetim havuz sistemindeki aksaklıklardan söz etti. Üçüncü olarak mevcut otopark yönetmeliğinin eski yapı stoğunun yenilenmesinin önündeki en büyük engel olduğundan söz ederek bu problemlerin çözülmesi konusunda mutlaka Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile görüşülüp çözüm bulunması gerektiğini belirtti. Çağrı Aldemir, konuşmasını teşekkürlerle tamamladı. Çağrı Aldemir, “49.Dönemde göreve gelen yeni yönetim kurulunu tebrik eder, TMMOB Delegeliğine seçilen Balıkesir Şube Başkanımız Betül Dikici, Onur Kuruluna seçilen Nurdan Topoğraf ve Denetleme Kuruluna seçilen Birol Yıldızdağ’ı da kutlarız,” dedi.
Eskişehir İkinci Kadir Şeker davasında hapis cezaları onandı Eskişehir’de eşini ve kızını bıçakla yaralayan Afganistan uyruklu şahsı, kavgayı ayırdığı esnada bıçakladığı için yargılandığı davada verilen 5 yıl hapis cezası onanan Tolga Daşkıran ile arkadaşı Hüseyin Şahin Eskişehir Adliyesine gelerek teslim oldu. Adliyedeki işlemlerinin ardından tutuklanarak cezaevine götürülen Daşkıran’ın ailesi ve sevenleri gözyaşlarına boğuldu. Odunpazarı ilçesi Emek Mahallesi’nde 5 Şubat 2022’de meydana gelen olayda, eşi Shannaz Nazari ve kızı Nasimgül Ahmadi’yi bıçaklayan Afganistan uyruklu Abdulkadir Ahmadi’ye, o esnada yakınlardan geçen Tolga Daşkıran ve arkadaşı Hüseyin Şahin müdahale etti. Abdulkadir Ahmadi, çıkan arbedede Hüseyin Şahin’i bıçakla yaralarken, kendisi de Tolga Daşkıran tarafından bıçaklanarak yaralandı. Olayın ardından başlatılan soruşturma sonucu tutuklandıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Tolga Daşkıran’ın devam eden yargılama sürecinin sonunda ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan haksız tahrik ve iyi hal indirimiyle 5 yıl hapis cezası verildi. Eskişehir 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılan davada, Tolga Daşkıran’ın avukatı ve Cumhuriyet Savcısı tarafından Ankara Bölge Adliye Mahkesi’ne itiraz dilekçesi verildi. Cumhuriyet Savcısı, Tolga Daşkıran’a verilen 5 yıl hapis cezasına ilişkin hazırladığı itiraz dilekçesinde Daşkıran’ın ‘meşru savunma’ hükümleri çerçevesinde hareket ettiğini belirterek, beraatını talep etti. Mahkeme heyeti, 13 Temmuz 2023 tarihinde yapılan itiraz rağmen Tolga Daşkıran’a verilen 5 yıllık hapis cezası onadı. Ayrıca sanık Abdulkadir Ahmadi, eşini kasten öldürmeye teşebbüs suçundan iyi hal indirimiyle 12 yıl 6 ay hapis cezası, Daşkıran’ın arkadaşı Hüseyin Şahin ise 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. “Üzüldüm, tam da hayatımın güzel noktasındaydım” Kararın ardından Tolga Daşkıran ile arkadaşı Hüseyin Şahin, aileleri ve arkadaşları ile birlikte Eskişehir Adliyesi’ne gelerek, teslim olmadan önce gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yaşanan hadisede kadınlara zarar gelmemesi için insanlık görevlerini yerine getirdiklerini düşündüğünü ifade eden Daşkıran, “Arkadaşlarımla birlikte insanlık görevimizi yaptığımızı düşünüyorum, gerisi Türk adaletine kalmıştır. İnşallah hakkımızda hayırlısı olsun. Üzüldüm, tam da hayatımın güzel noktasındaydım, inşallah çıkınca da hayatıma devam ederim. En kısa sürede çıkmamı temenni ediyorum” ifadelerini kullandı. “Bir anne olarak ciğerim yanıyor” Oğlunun adliyeye teslim olmak için geldiği sırada gözyaşlarına hakim olamayan anne Nazire Kurt, “Bir anne olarak benim ciğerim yanıyor, benim oğlum bunu hak etmedi. Ben adalete güveniyorum, benim oğlum 5 yıl hapis cezasını hak etmedi. Benim oğlum kötü bir şey yapmadı, can kurtardı. 2 kadını kurtardı, bu suçsa bir şey demiyorum. Kötü bir şey mi yaptı? Adam öldürmedi. Bu çocuklar oraya mı yakışıyor? Ben Türk adaletine güveniyorum, benim oğlum çıkacak. Girdiği gibi de gelecek, kötü bir şey yapmadı ben ona inanıyorum. alnımızın akıyla gidecek gelecek” şeklinde konuştu. “Bu gençlerin hayatı kararacak belki de” Tolga Daşkıran’ın Avukatı Muhammed Serkan İleli ise yaptığı açıklamada, “Tolga 2 sene önce bir olaya karışmıştı. Aslında olayda dememek lazım bu bir müdahale, kendi arkadaşları ve iki kişinin canını kurtarmak için bir müdahalede bulundu. Bundan kaynaklı bir yargılama sürdü ve 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. Bunu da istinaf mahkemesi onadı. Karar neticesinde Tolga’yı üzülerek teslim etmek zorundayız. Bizim karara saygımız sonsuz ancak herkes vicdanlara ters bir karar olduğunu düşünmekte. Diyeceklerimiz bu kadar yani 20 yaşında bir genç 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırılacak. Hüseyin 1 ay sonra üniversite sınavına girecek. Bu gençlerin hayatı kararacak belki de, karar saygımız sonsuz, bekleyip göreceğiz” dedi. Tolga Daşkıran ve Hüseyin Şahin, adliyedeki işlemlerinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderilirken Daşkıran ile Şahin’in aileleri ve arkadaşları gözyaşlarına boğuldu.