GENEL - 17 Ağustos 2017 Perşembe 10:47

Makineler çıktı, el işi yorgancılık bitti

A
A
A
Makineler çıktı, el işi yorgancılık bitti

Samsun’da 25 yıldır yorgancılık yapan Mehmet Selçuk, makine işi yorgan çıktıktan sonra el işi yorgancılığın bitme noktasına geldiğini söyledi.

Samsun’da 25 yıldır yorgancılık yapan Mehmet Selçuk, makine işi yorgan çıktıktan sonra el işi yorgancılığın bitme noktasına geldiğini söyledi.


Hazır dikim yorganların çıkması ile birlikte öncelerden her mahallede olan yorgancıların sayısı yok denecek kadar azaldı. Türk ailelerinin çeyizlerinde olmazsa olmaz olan el işi yorganlar, şimdilerde yerini hazır yorganlara bırakmış durumda. El işi yorganlar 200-250 TL liradan, hazır yorganlar ise 60 liradan alıcı buluyor. Durum böyle olunca hem yorgancılık mesleği hem de el işi sanatı bitme noktasına geldi. Çırak yetişmeyen ve bitme noktasına gelen meslekte Samsun’da bu mesleği devam ettiren az sayıda yorgancı kaldı. Mesleğin son temsilcilerinden olan 25 yıllık yorgancı Mehmet Selçuk, el işi yorgancılık mesleğinin son zamanlarını yaşadığını, yaz dönemlerinde Avrupa ülkelerinden tatile gelen gurbetçilere yorgan sattıklarını söyledi.



“Yeni nesil paraya bakıyor”


Yorgancılık mesleğinin eskisi kadar revaçta olmadığını söyleyen Mehmet Selçuk, “İlkokulu bitirince bir yorgancı ustasının yaşında bu işi öğrendim. 25 yıllık ustayım. Eskiden yorgancılık iyiydi. Şimdi makineler çıktı, el işi yorgancılık geriledi. Bu işi Samsun’da yapan fazla kalmadı. El işi yorganların sayısı azaldı. Bu mesleği devam ettirecek fazla insan kalmadı. Yeni nesil paraya bakıyor. Sadece bizim meslekte değil demircilik ve bunun gibi mesleklerde durum böyle. Çocuk hemen kaç para alacağını soruyor. 1-2 gün geliyor ondan sonra bırakıp gidiyor. Bizim meslekte yetişen yok” dedi.



“Makine günde 200 yorgan yaparken ben iki tane dikiyorum”


El dikişinin daha iyi olduğunu belirten Selçuk, “Makine dikişinden daha sağlam. Makine yorganına göre el yapımı yorgan daha uzun ömürlü. Fakat makine günde 200’e yakın yorgan yaparken ben 2 tane dikiyorum. El işi yorganı özel yaptıranlar var. Eskiden satışlarımız daha iyiydi. Eskiden düğün çeyizlerinde kız veya erkek tarafı geldiğinde 3-4 tane alıyordu. Şimdi ise silikon yorgan alıyorlar” diye konuştu.



“Almancılar bizim el işi yorganlarını beğeniyor”


Yorganı yaparken önce desenleri çizdiklerini söyleyen Selçuk, “Desenleri kendimiz çiziyoruz. El işi yorganda önemli olan desenin çizimi. İyi bir usta her modeli çizebilir. Müşterinin beğendiği örneğe göre dikim yapıyoruz. Yorganlar genelde pamuk ve elyaftan yapılıyor. Koyun yünü de kullanılıyor ama diğerleri kadar değil. Aslında yün diğerlerinden daha sağlıklıdır. Çeyizlik yorganları pamukla dikiyoruz. Pamukta sağlıklı ama yünden daha sağlıklı değil. Makine yorganları ucuz olabilir ama onlar insanı yakıyor ve terletiyor. Sağlıklı değil ama millet alıyor. Koyun yünü sağlıklıdır. Bel fıtığına iyi geliyor. Kışın da iyi ısıtır. Almanya’dan tatile gelen gurbetçi vatandaşlarımız bizden el işi yorgan alıyor. Almanya’da yorgan var ama bizim el işi yaptığımız yorganların daha iyi olduğunu söylüyorlar. Buradan aldıkları yorganları güzelce paketliyoruz. Araba veya uçakla Almanya’ya götürüyorlar” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Motosikletine dağ keçisi boynuzu taktı, trafikte ilgi odağı oldu Adana’da motosiklet tutkunu Özay Altun motosikletine taktığı dağ keçisi boynuzu ile ilgi odağı oldu. Adana’da motosiklet tutkunu Özay Altun, Chopper tipi alçak binişli motosiklet aldı. Daha sonrasında motosikletini çeşitli eklemelerle modifiye etmeye başlayan Altun, bir avcı kulübünde duvarda gördüğü dağ keçisine ait olan boynuzu motosikletine taktırdı. Trafikte ’boynuzlu motosikletli’ olarak anılmaya başlayan Altun, vatandaşların kendisini motosiklet üzerinde gördüğünde video ve fotoğraf çekerek ilgi gösterdiğini, kendisinin de bu ilgiden mutlu olduğunu söyledi. "Bu tarz Alman askerlerinin savaş dönüşü dizayn ettikleri bir tarz" Amerikan motosiklet kulüplerine tutkulu olduğunu belirten Altun, "Amerikan motosiklet kulübü hastasıyım. Kulüpteki motosikletlere yıllar öncesinden hevesim vardı. Sonra ben de bu Chopper’ı aldım. Motorum 350 cc ve çeşitli aksesuar modifiyeleri ile kendime göre bir tarz oluşturdum. Bu tarz aslında yıllar önce Alman askerlerinin motorlarını savaştan döndükten sonra motorlarına dizayn ettikleri bir tarz. Artı olarak ben sadece dağ keçisi boynuzunu ekledim" dedi. "Boynuz dağ keçisine ait" Motosikletine monte ettiği dağ keçisine ait olan boynuzu bir avcı kulübünün duvarında gördüğünü anlatan motosiklet tutkunu Altun, "Bu boynuzu bir avcı kulübünde duvarda gördüm, Boynuzu görür görmez motosikletimin önüne güzel olacağını düşünerek aldım, gerçekten de güzel oldu. Trafikte giderken ışıklarda durduğum zaman vatandaşlar video ve resim çekiyorlar. Ayrı bir havası, kendine has bir ilgisi oldu motosikletimin. Boynuzu takalı 1 yıl oldu, motosiklet de 3-4 yıldır bende. Sinyalimi, farımı, sürüşümü engelleyen herhangi bir sorun yok, sadece motosikletime bir makyaj, bir süs yaptım. Trafiğe ve kurallara uymayan bir engelim yok, eğer olsa boynuzu kendim takmam" şeklinde konuştu. Chopper sahibi motosiklet tutkunlarının, farklı tarzlarına karşın trafikte gayet dikkatli motosiklet kullandıklarının da altını çizen Altun, "Chopper sahibi insanlar trafikte en düzgün motosiklet kullanan, kurallara harfiyen uyan motosiklet sürücüleridir. Motosiklet özgürlüktür, motosikletin üzerinde kendimi uçuyor gibi hissediyorum" sözlerine yer verdi. "Her gördüğümüzde tekrar ne zaman geçecek diye bekliyoruz" Motosikleti sıkça gördüklerini belirten esnaf Şehmus Tular ise, "Bu arkadaş motosiklet hastası. Değişik bir tarz yapmış, hoşumuza da gidiyor. Her gördüğümüzde tekrar ne zaman geçecek diye bekliyoruz. Değişik bir motor, arkadaş da biraz böyle şeyleri seviyor sanırım. Bu da bizim hoşumuza gidiyor. Söylenene göre yabani dağ keçisinden alınan boynuzmuş, orijinal bir şey olduğunu bana söyledi kendisi. Böyle şeyleri seviyor demek ki, Allah kaza bela vermesin" ifadelerini kullandı. (MUB-FKE-
İstanbul “Dönerin anavatanı Türkiye’dir” Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’ın Türkiye ziyaretine döneriyle birlikte gelmesi dünyada geniş yankı bulmuştu. Son günlerde devam eden döner diplomasisine Türk dönerciden yorum ‘Türkiye’ye döner getirilmesine gerek yok biz zaten dünyanın her yerine döner gönderiyoruz.’ Türkiye’ye yanında 60 kilo döner ile birlikte gelen Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ülkesinde de eleştirilerin odağı oldu. Dönerin ana vatanına yanında dönerle gelen Steinmeier, İstanbul’da Alman Büyükelçiliği’ne ait yazlık Tarabya rezidansında döner keserek davetlilere ikram etmişti. Görüntüler üzerine ülkesinde de çeşitli eleştirilere maruz kalan Steinmeier’a dün Cumhurbaşkanı Erdoğan da akşam yemeği için döner ikramında bulundu. “Dünyanın her yerine döner gönderiyoruz” Döner diplomasisi ardından Türk döner ustası Harun Davut ‘Türkiye dönerin ana vatanıdır. Kimsenin Türkiye’ye gelirken yanında döner getirmesine gerek yok. Biz dünyanın her yerine döner gönderiyoruz. Dönerin buttan olması ve yaprak olarak kesilmesi önemlidir. Kuyruğuna, döşüne ve pişmesine dikkat edilmesi gerekir. Bu işin ustaları Türkiye’de yetişir. Döner Türkiye’de başladı Türkiye’de devam edecektir. “Dönerde etin kalitesi ve pişirilmesi çok önemli” Döner ustası Davut, “Bir döner ustası en alt tabakadan çırak olarak başlar. Bir ustanın yetiştirilmesi hiç kolay değil. Usta yetiştirmek yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında olur. Döneri her usta yaprak gibi kesemez. Bunu özenle yetiştirdiğimiz ustalar kesebilir. Döner yaklaşık 180 derece sıcaklıkta pişirilir. Dönerin kalitesinden çok pişimi çok önemlidir. Lezzetli bir döner için kaliteli et, etin soslaması ve bunları yapacak kaliteli bir usta gerekir. Bu saydığım şartlar birbirine zincirlidir. Bizim için önemli olan lezzet ve kesim tekniğidir” dedi. “Dönerin en güzeli ve en lezzetlisi Türkiye’de” Dönerin ana vatanının Türkiye olduğunu belirten Döner Ustası Davut, “Yurtdışından gelenler yanlarına yemek almalarına gerek yok burada en güzel en lezzetli Türk dönerini yiyebilirler. Gelen misafirlerimize yurt dışına götürebilmeleri için paketleme yapıp gönderebiliyoruz. En iyi döner Türkiye’de yenir” şeklinde konuştu. Türk döneri tescilleniyor Öte yandan Türkiye tarafından Avrupa Birliği’ne (AB) dönerin geleneksel ürün adı olarak tescili için yapılan başvurunun ilanı, AB Resmi Gazetesi’nde yayımlandı. Dönerin 1800’lerin başından itibaren İstanbul’dan Osmanlı coğrafyasına yayıldığı kaydedilen ilanda, 1962’den 1979’a kadar devam eden Türklerin başta Almanya olmak üzere Avrupa’ya göçüyle yayıldığı anlatıldı. Dönerin 3 aylık itiraz süresinin dolmasının ardından tescil edileceği ve Türkiye’den AB’de tescillenen ilk geleneksel ürün adı olacağı kaydedildi.