GENEL - 21 Ekim 2017 Cumartesi 10:57

Samsun’da güvensiz ürüne 103 bin 395 TL ceza kesildi

A
A
A
Samsun’da güvensiz ürüne 103 bin 395 TL ceza kesildi

Ürün Güvenliği Haftası kapsamında bir açıklama yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Samsun İl Müdürü Selahattin Altunsoy, "2017’nin ilk 6 ayında Samsun’da 832 adet ürün denetimi yapılmış olup bunların 177 adedi uygunsuz olduğu için düzeltilmesi için süre verilmiş ve düzeltilmeyen ürünler için 103 bin 395 TL idari para cezası kesilmiştir" dedi.

Ürün Güvenliği Haftası kapsamında bir açıklama yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Samsun İl Müdürü Selahattin Altunsoy, "2017’nin ilk 6 ayında Samsun’da 832 adet ürün denetimi yapılmış olup bunların 177 adedi uygunsuz olduğu için düzeltilmesi için süre verilmiş ve düzeltilmeyen ürünler için 103 bin 395 TL idari para cezası kesilmiştir" dedi.


Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca "Ürün Güvenliğine Dair Farkındalığın Artırılması" ve "Toplumda Ürün Güvenliği Bilincinin Geliştirilmesi" amacı ile Türkiye genelinde, her yıl "Ürün Güvenliği Haftası" etkinlikleri düzenleniyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü de bu hafta kapsamında, toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla amacıyla Samsun’da bir dizi etkinlik düzenledi.


Ürün Güvenliği Haftası etkinlikleri konusunda bilgi veren Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Selahattin Altunsoy, hafta boyunca çeşitli etkinlikler yaptıklarını belirterek, "İlk olarak Özel Final Okullarında, daha sonra da Ertuğrul Gazi Ortaokulunda Piyasa Gözetimi ve Denetimi Şubemiz denetçileri ile birlikte çocuklarımıza Güvenli Ürün konusunda bilgiler verdik. Ürünün güvenli olduğu nasıl anlaşılır, hangi işaretleri taşıması gerekir, hangi ürünler nasıl denetleniyor, özellikle asansörlerde kırmızı, sarı, mavi ve yeşil etiketler ne anlama geliyor asansörde kırmızı etiket varsa kullanılmaması gerektiğini çocuklarımıza anlattık. Çünkü çocuklarımız bizim için çok değerli. Onlarda farkındalık yaratırsak, onları bilinçlendirirsek toplum daha iyi bilinçlenir. Onlar bizim küçük denetçilerimiz. Onlara binalarındaki asansörlerin kırmızı etiketli olması halinde, binmemelerini, anne ve babalarını uyararak asansörün güvenli hale getirilmesi için bina yöneticisini uyarmalarını söyledik. Ayrıca mutlaka asansörlerinin yılda bir kez periyodik kontrolden geçirilip geçirilmediğinin kontrol edilmesini yani asansörde mutlaka ’yeşil’ yada ’mavi’ etiket olup olmadığına bakmalarını söyledik. Aileleri ile alışverişe gittiklerinde CE işaretli ürünleri, enerjiyi verimli kullanana ürünleri ve alev izleme tertibatı olan güvenli ürünleri almaları için ailelerini uyarmaları gerektiğini anlattık. Onlara bu konularda kamu spotları, video ve çizgi filmler izlettik daha sonra da küçük hediyeler dağıttık. Hafta kapsamında üretici ziyaretleri yaptık. Bakanlığımızdan gelen Ürün Güvenliği konulu billboard ve afişlerin Büyükşehir Belediyemize ait billboard ve SAMULAŞ’a ait raylı sistem trenlerinde hafta boyunca sergilendi. Bir AVM’de Ürün Güvenliği Bilgilendirme standı açarak vatandaşlarımızı bilgilendirdik" diye konuştu.


Ürün Güvenliği Haftası dolayısıyla bir açıklama yapan Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Selahattin Altunsoy, "Vatandaşlarımızın günlük hayatta kullanmış olduğu asansörlerden elektrikli ev aletlerine, gaz yakan cihazlardan otomotiv aksam ve parçalarına kadar ürünler ile profesyonel maksatla sanayi üretiminde kullanılan makine, sınai gaz tüpleri gibi birçok ürünün piyasadaki denetimleri Bakanlığımız tarafından gerçekleştirilmektedir. Piyasa Gözetimi ve Denetimi (PGD) olarak adlandırılan denetim faaliyetleri ile piyasaya arz edilen ürünlerin güvenli olması amaçlanmaktadır. Bu çerçevede Bakanlık olarak ülkemizin 81 ilindeki il müdürlüklerimiz ve 869 denetçimiz ile vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği için çalışmaktayız. PGD faaliyetleri kısaca piyasaya arz edilen bir ürünün gerekli güvenlik kriterlerine ve teknik düzenlemelere uygun olarak üretilip üretilmediğinin denetlenmesi anlamına gelmektedir. Bakanlığımız bu denetimleri temel olarak bilimsel kriterlere dayanan bir risk analizi sonrasında tespit edilen yüksek riskli ürünler üzerinde gerçekleştirmektedir. Ancak bununla birlikte vatandaşlarımızdan gelen ihbar ve şikayetler ile basına yansıyan kaza ve yaralanma haberleri de denetimin başlatılması için kullanılmaktadır. Denetimlerde öncelikle ürünlerin sahip olması gereken ve ürünün güvenli bir şekilde üretildiğini gösteren belgeler incelenmekte; denetçilerimiz tarafından gerek görülmesi durumunda ürün test ve muayeneye gönderilmekte ve bu işlemler sonucunda uygunsuz olduğu tespit edilen ürünler için piyasadan toplatmaya varan önlemler alınabilmektedir. Bakanlığımız denetimlerinde; güvenlik kriterlerini dikkate almadan merdiven altı olarak tabir edilen şekilde üretim yaparak, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini tehdit eden ve ayrıca haksız rekabet ortamı oluşturan firmalarla mücadele amacını taşımaktadır. Bu mücadele bir yandan vatandaşlarımızın sağlığını, can ve mal güvenliğini korumak, bir yandan adil bir piyasa ortamı oluşturmak bir yandan da Türk malı imajını korumak amacını gütmektedir. Bu nedenle ürün güvenliği ve PGD faaliyetleri doğrudan cezalandırmayı hedef almak yerine üreticilerimizi bilinçlendirerek güvenli bir piyasa oluşturmayı ve güvenli bir piyasa ortamında vatandaşlarımızı yüksek standartlı ürünlerle buluşturmayı hedeflemektedir" dedi.



"İlimiz denetim alanında Türkiye’de 5. olmuştur"


Can ve mal güvenliği oluşturan ürünleri titizlikle incelediklerini belirten Altunsoy, "Yine de Bakanlığımızın yapıcı yaklaşımına rağmen piyasaya teknik düzenlemesine uygun olmayan ve/veya güvensiz ürün arz edenler hakkında gerekli idari yaptırımlar uygulanmakta ve Bakanlığımız ile işbirliği içerisine olmayarak insan sağlığı can ve mal güvenliği için tehdit oluşturan üreticiler açısından caydırıcı olmaya çalışılmaktadır. Bu çerçevede, 2017 yılının ilk 6 ayında ülke genelinde 57 bin 502 farklı marka/model ürün denetlenmiş olup bu ürünlerin 18 bin 471 adedi uygunsuz bulunmuştur. Uygunsuz bulunan ürünler arasında insan sağlığı can ve mal güvenliği oluşturan 45 ürünün piyasaya arzı yasaklanmış ve bu ürünlerden daha önce piyasaya arz edilenlerin toplatılmasına karar verilmiştir. Yine bu süreçte tespit edilen uygunsuzluklar için toplam 4 milyon 730 bin 367 TL idari para cezası uygulanmıştır. Aynı dönemde İl Müdürlüğümüzce Samsun ilimizde 832 adet ürün denetimi yapılmış olup bunların 177 adedi uygunsuz olduğu için düzeltilmesi için süre verilmiş ve düzeltilmeyen ürünler için 103 bin 395 TL idari para cezası kesilmiş olup, Bakanlığımızın performans değerlendirmesinde İlimiz denetim alanında Türkiye’de 5. olmuştur" diye konuştu.



Alo 130 Şikayet Hattı


Vatandaşların da güvenli ürün konusunda duyarlı olması gerektiğini belirten Altunsoy, "Vatandaşlarımızın güvenli ürünleri kullanması, bu ürünleri tercih etmesi ve güvensiz ürünler konusunda farkındalığa sahip olması ise en az yapılan denetimler kadar etkili ve önemlidir. Bu gerekçeyle hem piyasaya arz edilen ürünleri kullanan vatandaşlarımız hem de üreticilerimizi daha yakından bilgilendirebilmek için her yıl bir haftayı Ürün Güvenliği Haftası adı altında bilgilendirme ve bilinçlendirme faaliyetlerine ayırıyoruz. Bu yıl da 16-20 Ekim haftası tüm ülkemizde Ürün Güvenliği Haftası olarak kutlanmaktadır. Ürün güvenliği konusunda halkımızda farkındalık ve bilinç oluşturulması oldukça önemli bir husustur. Bizler Bakanlık olarak vatandaşlarımızdan bize gelen her türlü ihbar ve şikayeti mutlak suretle soruşturuyoruz ve şikayet sahibine yapılan işlemler hakkında mevzuatın belirlediği süreler içerisinde bilgi veriyoruz. Denetim sürecinde şikayet sahibinin bilgilerini de gizli bir şekilde muhafaza ediyoruz. Bu çerçevede, vatandaşlarımız günlük hayatta karşılarına çıkan ürün güvenliğine ilişkin herhangi bir hususta Bakanlığımız internet sayfasında yer alan ihbar/şikayet formunu veya Alo 130 Şikayet Hattını kullanarak ya da doğrudan İl Müdürlüğümüze yazacakları bir dilekçe ile bizlere ulaşabilirler. Bu hafta kapsamında ülkemizin her köşesinde düzenlenen toplantılar ve ziyaret edilen okullar ile toplumun her yaş ve her kesiminden vatandaşımıza ulaşarak ürün güvenliğinin önemini anlatmaya çabalıyoruz. Zira Bakanlık olarak ne kadar denetim yaparsak yapalım halkımızın bu konuda bilinçli olmaması durumunda gerçekleştirilen denetimler tam anlamıyla sonuç doğurmuyor. Örneğin güvensiz olması nedeniyle hakkında toplatma kararı verilen bir ürünü evinde kullanan vatandaşımız bu ürünü iade etmez ve kullanmaya devam eder ise yapılan denetimin sonuç doğurması beklenemez. Ya da benzer şekilde evde kullanmış olduğunuz ve elektrik kaçırdığını fark ettiğiniz bir elektrikli ısıtıcıyı bize ihbar etmezseniz bir başka evde bu ısıtıcı dolayısıyla kazalar ve hatta ölümler yaşanabilir" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.