YEREL HABERLER - 20 Mart 2017 Pazartesi 15:18

Yılmaz: "Samsun’da yüzde 60 üstü evet”

A
A
A
Yılmaz: "Samsun’da yüzde 60 üstü evet”

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, referandum ve gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, referandum ve gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.


Bir TV kanalında referandum ve yeni anayasa ana başlığı altında sorulan soruları cevaplayan Başkan Yılmaz, "Samsun ve Karadeniz referandumda ‘evet’ diyor” dedi.


Ülkenin geleceği için Samsun ve Karadeniz insanının referanduma bakışının pozitif olduğuna dikkat çeken Başkan Yılmaz, “Karadeniz insanı ülkenin geleceğiyle ilgili dinamiklerin büyük bir parçası. Karadeniz insanı önemli bir sosyolojik yapıya sahip. Geleceğimiz için geleceğiyle ilgili önemli bir sorumluluk duyuyor. 1980 ihtilalinin ardından darbeci generallerin, darbecilerin yazdığı bir anayasa hakkında, 21. yüzyıla geldiğimizde yetersizliğini konuşuyoruz. Artık günümüzde yeni ekonomik, politik dengeler ortaya çıktı. Gücün Batı’ya değil Orta Doğu’ya Çin’e, Rusya gibi eksene kaydığı görülüyor. Herkes bunun bilincinde. Ortaya çıkan bu güç dengesinde, Türkiye’nin önünü açacak yeni bir anayasa ile güçlü bir şekilde yer almamız gerekiyor. İnsanlarımız tüm gelişmeleri yakından takip ediyor, düşünüyor hepimiz anlatıyoruz” diye konuştu.


Bu sistem ülkeyi hep istikrarsızlaştırdı


“1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda iki temel felsefe vardı. Tam bağımsızlık ve hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir” diyen Başkan Yılmaz şöyle devam etti: “Hakimiyet kayıtsız şartsız hiçbir zaman milletin olmadı. Olduğu zannedildi. TBMM’de böyle yazıyor ama hâkimiyeti sağlamak için halkın görevlendirdiği, seçtiği milletvekillerinin kurduğu hükümetin arkasında hep vesayetçi bir sistem olmuş. Asker, yargı, yüksek yargı gibi başka güçler hep müdahale etmiş. 1980 Anayasası böyle bir anayasaydı. Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin ideolojisi tam anlamıyla hedefine ulaşamadı. 94 yıldır böyleydi. Tam bağımsız olamadık. Bu istikrarsızlıkları getirdi, ekonomik güçlenmeyi engelledi. Vesayet hep dur dedi. Bu sistem ülkeyi hep istikrarsızlaştırdı. Sistemsel istikrarsızlık ekonomiye de yansıyor. Güvensiz bir ortama yabancı sermeye gelmez, yatırım yapmaz. Yabancı sermaye gelip yatırım ülkemizde yapmıyordu. Dünya ülkeleri yabancı sermayenin gelmesi için çalışır. Yeni Anayasa ile güven gelecek, istikrar artacak, Türkiye güçlenecek. 14 yıldır Türkiye tek parti iktidarıyla bir istikrar yakaladı. İstikrarın önemi ortaya çıktı.”



Halkımız istikrarın tadını aldı


Halkın istikrarın tadını aldığını belirten Başkan Yılmaz, "Mevcut sistem çift başlı. 1980 darbeci generalleri biz ne demek istiyorsak o olsun dediler. Kendilerini geniş yetkilerle donattılar ama hukuki sorumluluklarını azalttılar. Kendileri gidip yine vesayet altında yönetimi siyasilere bıraktıklarında, şu hataları niye yaptınız denmemesi için sorumluluklarını kaldırdılar. Onlara yok niye bunu böyle yaptınız kimse diyemedi. İki başlılık olmaz. Yaşandı bunlar. Krizler ortaya çıktı. Hatırlayın 1994 yılı ekonomik krizinde 600 TL olan dolar bir gecede 1200 TL ye çıktı. Tansu Çiller Başbakan, Murat Karayalçın Başbakan yardımcısıydı. Çok başlılık, istikrarsızlık, vesayet sistemi ülkenin iki yakasının birleşmesini zorlaştırdı. Tek AK Parti iktidarı ile güven ve istikrar geldi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a duyulan güven bir imaja dönüştü, ülke yönetimi, halkımız istikrarın tadını aldı. Halk artık O istikrarsız dönemleri yaşamak istemiyor, geniş kapsamlı ‘evet’ diyor" şeklinde konuştu.


Samsun’dan ne kadar ‘evet’ çıkacak sorusuna yanıt veren Başkan Yılmaz, “Tabii halkımızdan ‘hayır’ diyecekler de çıkacaktır. Her görüşe saygılıyız. Önce kimler ‘hayır’ diyecek ona bakmamız gerekli. Aklında hala soru işaretleri olanlara, yeni sistemin faydalarını anlatarak ikna etmek tabii ki, birinci temel hedefimiz. Bu birinci kısım. İkincisi ise bunun dışında tamamen ön yargıya sahip bir kesim var. AK Parti düşmanlığı olanlar, eski paradigmalarla ön yargıyla yaklaşanlar da çıkıyor. Tabii, ‘evet-hayır’ için kapsamlı bir anket çalışması yapılması gerekli ama yüzde 35 oranında, üstüne biraz daha ekleyelim yüzde 40 ‘hayır’ derse, şehrimizde yüzde 60 oranında veya üstünde ‘evet’ çıkacağını düşünüyoruz” açıklamasını yaptı.



“Avrupa kendi hırsı içinde boğulacak”


Avrupa’nın son dönemdeki Türkiye karşıtlığı ve referandumda ‘evet’ çalışması yapan Türk bakanlara uygulanan ambargolara yönelik soruyu cevaplayan Başkan Yılmaz, açıklamasına “Önce Türkiye güçlü olmak zorunda. Özellikle güçlü bir ekonomi. 30 yıldır bunu söylüyoruz” diyerek başladı.


Artık herkesin güçlü bir ekonominin gerekliliğinin net bir şekilde bilincinde olduğuna dikkat çeken Başkan Yılmaz, Türkiye’nin her alanda güçlenmesiyle önce Avrupa’daki ülkelerin çekinmesi gerektiğine vurgu yaptı. Başkan Yılmaz, “Niye güçlü olmamız gerekiyor? Önemli yer altı zenginliklerimiz yok. Yani kısacası petrol gibi bir zenginliğimiz yok. Çok fazla doğal zenginliklere sahip bir ülke değiliz. Bunun için ihracatımızı artırıp, üretmeliyiz. Güçlü bir ekonomi olmazsak ne Almanya’sı, Hollanda’sı, İsveç’i nede başka bir ülke bizden çekinir. Bizden korkmaları için iktisadi yönden çok güçlü olmamız gerekli. İktisadi yönden şuan kendilerince fazla önemsemiyorlar. Bu olaylardan dersler almamız gerekli. 15 Temmuz hain darbe girişiminden aldığımız ders gibi. Bu Avrupa ülkelerinin hiç birinin birbirinden farkı yok. Güçlü Türkiye olursak önemsemek zorunda kalacaklar. Dünya’nın ilk 10 ekonomisi arasına girdiğimiz zaman önemseyecekler, korkacaklar. Çok çalışmamız gerekli. Çok hazırcı, kolaycı bir toplum olmamalıyız. Her alanda çok çalışmalıyız. Zengin bir ülke olmamamız için zoru başaran insanlar olmalıyız” ifadelerini kullandı.


Başkan Yılmaz, Recep Tayyip Erdoğan gibi bir liderin güç dengelerini altüst ettiği, eski Türkiye olmadığının artık net bir şekilde görüldüğünü, hırçınlaşan Avrupa’nın kendi ihtirası içinde boğulacağını da sözlerine ekledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Devlet desteği ile kuruldu: Kadınlar modern serada üretime başladı Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde Kaymakamlık tarafından Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle kurulan serada kadın kooperatiflerine üye kadınlar, üretime başladı. Serada üretilen ürünler kadınların ekonomik kazanç elde etmelerini sağlayacak. Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde, İnebolu Kaymakamlığı ve Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUZKA) iş birliğinde yürütülen “Serada Üreten Kadınlar” projesinde desteklenen kadın kooperatiflerine üye kadınlar, serada ekim yaptı. İnebolu Kaymakamlığı tarafından ilçede kurulumu gerçekleştirilen seralarda günlerde çilek fidesi dikildi. Akabinde kadın kooperatiflerine üye kadınlar, topraklı alanda da domates, fasulye, biber ve salatalık fidesini toprakla buluşturdu. Yetiştirilecek ürünlerin satışından elde edilecek gelirle, kadınların ekonomik gelir elde etmesi sağlanacak. Aynı zamanda verilecek modern tarım eğitimleri ile ilçedeki çiftçilerin üretim kapasitesini arttırması sağlanacak. İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu ile İlçe Tarım ve Orman Müdürü Hülya Karaaslan, serada fide dikimi yapan kadınları ziyaret etti. Ziyarette kadınlarla bir süre sohbet eden Kaymakam Baycar, İnebolu’da üretim yapmak isteyen her kadını eğiterek üretime kazandırmayı hedeflediklerini söyledi. "Tarıma elverişli arazinin az olması seraya olan rağbeti arttırıyor" Proje çerçevesinde ilk aşamada yaklaşık 2 dönümlük bir seranın kurulduğunu söyleyen Kaymakam Baycar, “İnebolu, Kastamonu’da sera potansiyeli en fazla olan ilçemizdir. İnebolu, 650’ye yakın sera ile iştigal eden ve 115 bin metrekare sera alanımız buluyor. Kastamonu’nun tarıma elverişli arazisinin az olması seraya olan rağbeti arttırıyor. Çünkü başka hububat noktasında herhangi bir tarım yapacak alan kıtlığımız var. Dolayısıyla da serada da ciddi bir verimlilik var. Vatandaşlarımızın geleneksel olarak böyle bir eğilimi var ve serada pazarlama sıkıntısı yaşanmıyor. Gerekse İnebolu’da köylü pazarında gerekse yerel marketlerde gerek ise İstanbul’daki İnebolu pazarında satışları çok kolay oluyor” dedi. "Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik" KUZKA’nın destekleriyle İnebolu’da sera kurulumunu tamamladıklarını söyleyen Kaymakam Baycar, “Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen İnebolu Seracılık Projemizin son aşamasına geldik. İnebolu’da kurduğumuz kadın kooperatiflerimizle birlikte topraklı kesimdeki üretimde bugün son aşamasını da gerçekleştirdik. Topraklı kesime biber, domates, salatalık ve fasulye ekimlerimizi yaptık. Kadın kooperatifindeki üyelerimizle birlikte bu ekimleri gerçekleştirdik. Bundan yaklaşık 2 hafta öncesinde de topraksız kesime çileklerimizi ekmiştik. Çileklerimiz şu anda çiçek açtılar. İnşallah iki veya üç hafta içerisinde artık çilek toplama aşamasına geleceğiz. Artık iki yılın burada emekleri bulunuyor. Bu seramızı 2 milyon 500 bin liraya mal ettik. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı’nın ve Sayın Valimizin Özel İdareden destekleriyle bu seranın kuruluşunu gerçekleştirdik. Bugün ki bütçe ile 67-70 milyon liraya yapacağımız bir tesis var. Buradaki amacımız modern tesis yöntemlerini kullanmak. Toprak analizi olmak üzere, modern sulama, gübreleme yöntemlerini İnebolulu çiftçilerimize rehberlik niteliğinde bir uygulama kazandırıp, uygulama tarım serası alanına dönüştürmek. Çiftçilerimize aynı zamanda eğitim de veriyoruz. Burada da pratik eğitimi de gerçekleştireceğiz. Tarım Müdürlüğümüzden ziraat mühendislerimiz yaklaşık 2 aydır teorik eğitimler veriyorlar. Uygulamalı seracılık eğitimini de başlatacağız” diye konuştu. "Kadınların ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz" “Tarım İnebolu” adı altında bir marka oluşturmak için çalışma başlattıklarını ifade eden Kaymakam Baycar, “Aynı zamanda Tarım İnebolu diye bir marka oluşturuyoruz. Pazarlama stratejilerini de belirleyip kadınların biraz daha ekonomik değer elde etmelerini hedefliyoruz. Buradaki konteynerlerde paketleme makineleri de olacak. Bu şekilde hem İnebolu pazarında hem de İstanbul’daki köy pazarında satışını sağlayacağız. Kadın kooperatiflerimize ve ilçemize seramızın hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
Antalya Muratpaşa afet gönüllülerine, AFAD’dan eğitim Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin kısa adı MAG olan afet gönüllüsü programına katılan 32 kişi, AFAD eğitim ve tatbikatını başarıyla tamamlayarak GEA Arama Kurtarma ekibinin üyesi oldu. Muratpaşa Belediyesi’nin Türkiye’yi sarsan ikiz deprem felaketi sonrası her mahallede afet gönüllü grubu oluşturmayı hedefleyen Muratpaşa Afet Gönüllüsü (MAG) programı devam ediyor. Felaket sonrası 297 gönüllüsüyle İskenderun ve Antakya’da arama kurtarma çalışmalarına katılan ve 40 depremzedeyi göçük altından kurtaran GEA Arama Kurtarma Antalya ekibiyle yürütülen program kapsamında 420 gönüllüye eğitimler verildi. Olması muhtemel bir doğal afet anında ilk müdahalecinin yapması gerekenlerin anlatıldığı eğitim 8 hafta devam etti. İlk müdahale, afet bilinci, afet anatomisi, gönüllülük, ilk yardım, arama kurtarma gibi teorik eğitimlerin tamamlanmasının ardından 63 MAG üyesi AFAD Eğitim ve Tatbikat alanında 6 saat süren arama kurtarma tatbikatına katıldı. MAG üyelerinden 32’si ise ulusal bir afet durumunda gönüllü olabilecek düzeye ulaşması üzerine GEA Arama Kurtarma ekibine dahil edildi. Muratpaşa Belediyesi, MAG programının yanı sıra depreme dayanıklı bir kent için Protection Civile Federation isimli Fransız sivil savunma derneğinin desteğiyle Muratpaşa’nın 10 ayrı noktasına temel arama kurtarma malzemelerinin yer aldığı ‘Dayanıklılık Merkezleri’ de kuruyor.
Nevşehir 2024 YÖKAK Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı Başladı Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından düzenlenen ‘2024 YÖKAK Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı başladı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ve YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Ümit Kocabıçak’ın katılımlarıyla Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen konferansa NEVÜ’yü temsilen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mutluhan Akın, Kalite Ofisi yardımcıları Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Bengü Aksu Ataç, Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Yasin Polat katıldı. Konferansın açılış töreninde konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, evrensel düzeyde geleceğe yön veren yenilikçi ve rekabetçi bir yükseköğretim sistemi kurmayı hedeflediklerini belirterek; uluslararasılaşma ve kalite çerçevesinde üniversitelerin uluslararası görünürlüklerini artırmak, uluslararası sıralamalardaki üniversite sayısını yükseltmek, akademisyenlerin yer aldığı uluslararası projelerle nitelikli ve etki değeri yüksek yayınların sayısını çoğaltmayı amaçladıklarını ifade etti. Mevcut istatistiklere göre Türkiye’deki üniversitelerin 73’ünün kurumsal akreditasyona sahip olduğunu belirten Özvar, 2027’ye kadar üniversitelerin tamamına yakınının akreditasyon sürecini tamamlamasını beklediklerini söyledi. Ana teması ’Yükseköğretimde Kalitenin İyileştirilmesi’ olarak belirlenen ve yükseköğretimde kalite güvencesi alanındaki bilimsel gelişmeleri, yenilikleri, deneyimleri ve farklı bakış açılarını bir araya getirmeyi amaçlayan konferans çerçevesinde; ’Kalite Güvencesi Uygulamaları ve Sorunları’, ’Kalite Güvencesinin Etkileri’, ’Kalite Güvencesinde İyi Uygulama Örnekleri’ ve ’Kalite Güvencesinin Geleceği’ ana başlıklarında oturumlar düzenlenecek. 25-26 Nisan tarihleri boyunca 16 farklı oturumda bildiri ve sunumların gerçekleştirileceği konferansta; uluslararası ve ulusal düzeyde kalite güvencesi ajansları, akreditasyon kuruluşları ve yükseköğretim kurumları gibi paydaşlar bir araya gelecek.
Denizli CHP lideri Özel’den Başkan Çavuşoğlu’na övgü CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu ziyaret etti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ziyarette, Başkan Çavuşoğlu’na başarılar dileyerek, “Denizli ittifakı, Türkiye ittifakı kazandı” dedi. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Denizli’ye geldi. CHP Lideri Özgür Özel, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri öncesi Denizli Büyükşehir Belediyesi seçimlerini partisinin kazanması durumunda CHP Denizli İl Başkanı Ali Osman Horzum’a söz verdiği kırmızı motorsiklet ile belediye binasına geldi. Vatandaşların yoğun sevgi gösterileri arasında Delikliçınar Meydanı’ndan giriş yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nu ziyaret ederek, çalışmalarında başarılar diledi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Genel Başkanım şehrimize, Denizli’mize hoş geldiniz. Sizleri burada ağırlamak bizim için büyük bir onur. Türkiye’de başlattığınız değişim yolculuğunun Denizli’de taçlanıyor olması bizim açımızdan bir keyif. Bu sürecin içinde gerek şahsıma, gerek Denizli örgütüne duymuş olduğunuz güvenden dolayı sizlere çok teşekkür ediyorum. Bizler de umarım sizleri mahcup etmemişizdir ki bu yolculuğumuzun sonunda sizleri Denizli Büyükşehir Belediyemizde ağırlıyoruz” dedi. “Denizli ittifakına, Türkiye ittifakına minnettarız” CHP Genel Başkanı Özgür Özel de, seçim sonrası 2018’de Çorlu’da yaşanan tren kazası davasını takip etmek için gittikleri Tekirdağ’dın ardından ilk ziyareti Denizli’ye yaptıklarını ve keyifli bir ziyaret gerçekleştirdiklerini belirtti. CHP lideri Özel, “Dün gece Denizli’de kaldım bu sabah Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönettiği Denizli Büyükşehir ve Merkezefendi ilçesinde uyandım, birazdan hemen yanımızda olan Pamukkale’miz var. Denizli’de 4 küçük ilçe belediyesi hariç bütün belediyeleri CHP kazandı. Bunu tek başına partiye mal etmiyoruz, Denizli ittifakı, Türkiye ittifakı kazandı. Denizli’deki uzun yıllardır mücadele eden çok sevgili sosyal demokratlar, Cumhuriyet Halk Partililer Denizli ittifakını kurdular. Her görüşten insanlarla bu ülkenin vatanına, bayrağına saygılı olan herkesle el ele, omuz omuza kazandık. Denizli ittifakına, Türkiye ittifakına minnettarız” ifadelerini kullandı. “Başkanlık makamına Denizlililer kimi seçtiyse, O oturur” Genel Başkan Özel, Başkan Çavuşoğlu’nun makam koltuğuna oturmasını rica ettiğini ifade ederek konuşmasına şöyle devam etti; "Başka siyasi partilerin liderleri geliyorlar ve belediye başkanın koltuğuna oturuyorlar. Bu koltuğa bir kişi oturabilir, Denizlililer kimi seçtiyse O oturur. Cumhuriyet Halk Partisi lideri olmak, siyasi parti lideri olmak kamu görevini yapan birisinin partisinden seçilmiş olduğu koltuğunu hak etmiş anlamına gelmez. Bu koltuğa 5 yıl boyunca Denizlililer Nuri Çavuşoğlu’na otur dedi. Bu koltuk onun koltuğudur. Nuri Başkan bu koltukta oturdukça tüm Denizli’ye karşı sorumluluğu vardır. Oy veren, vermeyen herkese karşı sorumludur " diye konuştu. Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’nun hiçbir ayrım etmeksizin kent geneline hizmet edeceğini vurgulayan Genel Başkan Özel konuşmasına şöyle sürdürdü; “Ben kendisini biliyorum. İl Başkanlığı yaptığı süreçte, parti meclisindeki görevinden, Denizli Büyükşehir Belediyesi adaylığı sürecinden biliyorum. Son derece enerjik ve çalışkan bir arkadaşımız. Denizli’nin de birikmiş sorunlarını çözecek. Kamuoyunda çokça konuşulan borçlarını ödeyecek, hizmeti aksatmadan sürdürecek” dedi. Konuşmaların ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Denizli Büyükşehir Belediyesi Şeref Defterini imzaladı.