EĞİTİM - 23 Ağustos 2023 Çarşamba 15:35

Bakan Tekin yeni eğitim öğretim yılında hayata geçecek uygulamaları açıkladı

A
A
A

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Şanlıurfa’da gerçekleştirdiği temaları sırasında yeni eğitim öğretin yılında uygulamaya girecek yeni uygulamaları açıkladı.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Şanlıurfa’da yeni eğitim öğretim yılıyla ilgili bilgi verdi. Deprem bölgesinde eğitimin sorunsuz başlaması için gerekli çalışmaları yaptıklarını dile getiren Bakan Tekin, “Deprem bölgesiyle ilgili altını çizerek söylemek istiyorum, biz 11 Eylül tarihi itibariyle şartlarımız önceki dönemde olduğu kadar rahat olmamak üzere asgari müştereklerde eğitim ve öğretim sürecini sağlıklı bir şekilde başlatacak tüm tedbirlerimizi almış durumdayız. Hiçbir sıkıntı olmadan eğitim süreci başlayacak. Öğrencilerimiz açısından zorunlu telafi eğitimleri, öğretmenlerimiz açısından başta barınma, ulaşım olmak üzere hem mevcut öğretmenlerimizin hem 1 eylül tarihi itibariyle atanan yeni kardeşlerimizin, yeni arkadaşlarımızın problemlerinin çözümü noktasında gerekli tüm tedbirleri almış durumdayız. Daha önce söyledim, tekrar söyleyeyim. Bölgede çalışan, özellikle 4 il ve 2 ilçe bazlı olarak çok fazla yıkımın olduğu bütün öğretmen arkadaşlarımız tek tek arandı. Konaklama, barınma, ulaşımla ilgili durumları, yeni atanan arkadaşlarımız tek tek arandı, durumları tespit edildi ve gerekli tedbirler İçişleri Bakanlığımız ve AFAD imkanları da kullanılarak ayarlanmış durumda. O arkadaşlarımız, kardeşlerimiz de hiçbir problem yaşamadan eğitim ve öğretim sürecini inşallah başlatmış olacaklar” dedi.

Deprem bölgesiyle ilgili 3 aşamalı projeksiyon

Bakan Tekin, "Aynı şekilde velilerimizle ilgili destek süreçleri yürütüldü. Hem yaz aylarında hem bundan sonra da devam edecek. Dolayısıyla deprem bölgesiyle ilgili bir sıkıntı en azından yaşanmayacak. Orayla ilgili derslik ihtiyacının karşılanması açısından 3 aşamalı bir projeksiyon gerçekleştirdik. Bazı projelerimiz 11 eylül itibariyle bitmiş olacak. Bazı projelerimiz bahar yarıyılı başlangıcıyla bitmiş olacak, bazı projelerimiz de önümüzdeki eylül dönemine yetişecek şekilde yatırım projelerimizi de yapmış olduk. Cumhurbaşkanımızın bu konuda hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan yatırım sürecini desteklediğini belirtip kendisine teşekkür etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.

Obezite ve dijital bağımlılığın önlenmesi

Pazartesi günü itibariyle 81 ilin valiliğine gönderdikleri bir genelgenin detaylarını da aktaran Bakan Tekin, “Eğitim ve öğretim sürecine hazırlık dönemine ilişkin genelgeden hareketle genel anlamda Türkiye’deki eğitim ve öğretim sürecini ilgilendireceğine inandığım birkaç hususun da altını çizmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi şu, obezite ve dijital bağımlılık şu anda çağımızın önemli problemlerinden bir tanesi. Biz bu gönderdiğimiz genelgede valilerimizden, il milli eğitim müdürlerimizden ve öğretmenlerimizden bir ricamız var. O da şu, okul bahçelerimizin lütfen öğrencilerimizin hem dijital bağımlılıklarının azaltılacağı, hem gündelik aktivitelerini yapabilecekleri oyun alanlarına, bu oyunların bizim geleneklerimiz, göreneklerimiz, kültürel mirasımıza yansıtacak oyunlarla bezenmiş bir şekilde okul bahçelerimizin etkili bir şekilde kullanılmasını arzu ediyoruz. Bunun için bakanlık merkez teşkilatından destek talepleri olan okullarımıza destekler vereceğiz. Arzumuz çocuklarımızın hem sağlıklı bir ortamda eğitim ve öğretim alması, hem bedensel sağlıklarını düzgün bir şekilde gerçekleştirebilmiş olmamız, hem de dijital bağımlılıkta çocuklarımızın teneffüste elektrik ortamlardaki kendi ruhsal ve zihinsel sağlıklarını sıkıntıya sokabilecek olan bağımlılıklarından bir nebze de olsun kurtulabilmiş olmalarını istiyoruz” dedi.

"Sosyal medya üzerinden ödev vermenin önüne geçilecek"

Sosyal medya üzerinden verilen ödevlerin çocukları dijital bağımlılığa ittiği yönünde velilerin şikayetleri olduğunu söyleyen Bakan Tekin, “Bu vesileyle şunu özellikle istirham ediyoruz, genelgemizde de var. Velilerimizin çokça şikayet ettiği konulardan bir tanesi öğretmen arkadaşlarımızın sosyal medya uygulamaları üzerinden öğrencilerimizi ödevlendirmeleri. Bunun da öğrencilerimizin, çocuklarımızın dijital bağımlılıklarını olumsuz şekilde etkilediğini hissettik, gördük. Bize gelen eleştiriler doğrultusunda bunun da tedbirini aldık” şeklinde konuştu.

Bakan Tekin yeni eğitim öğretim yılında hayata geçecek uygulamaları açıkladı

"Öğrencilerin sınıflara telefonla girmelerinin önüne geçilecek"

Çocukların okulda cep telefonuyla çok zaman geçirdiğini söyleyen Bakan Tekin, “Bir diğer husus çocuklarımızın okullarda GSM cihazları, cep telefonlarıyla çok fazla vakit geçirdiklerinden hareketle önümüzdeki eğitim ve öğretim yılında bunu zorunlu kılmamakla beraber bunun teşvik edilmesini arzu ediyoruz. Çocuklarımızın dersliklere cep telefonu sokmamalarını, sokmayacak şekilde tedbirlerin alınmasını arzu ediyoruz. Bunu da genelgemizde zikretmiş olduk” dedi.

"Çocuklar kendi kültürlerini öğrenecek"

Bakan Tekin 2017 yılında yapılan müfredat değişikliğinde hayata geçirilen şehrimizi tanıyalım ünitesinin öğretmenler tarafından aktif olarak kullanılmasını istedi. Bunu çok önemsediklerini söyleyen Bakan Tekin, “Bir başka husus, çok önemsediğim hususlardan bir tanesi. Daha önce 2017 müfredat değişikliği sürecinde kazanımların içerisinde seçilmiş bir ders olarak şehrimizi tanıyalım ünitemizi koymuştuk. Bunu çok önemsiyorum. Çocuklarımızın, gençlerimizin yaşadıkları şehrin geleneklerini, kültürünü, doğasını, tarihi dokusunu, kültürel mirasını yaşaması, öğrenmesi, bilmesi açısından öğretmenlerimizden rica ediyoruz, bu ünitenin aktif bir şekilde kullanılması ilin bu anlamdaki mirasının çocuklarımıza yansıtılmasında özellikle istirham ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

"Öğrencilere 500 milyon kitap dağıtılacak"

Yeni eğitim ve öğretim yılında öğrencilere yaklaşık 500 kitap dağıtılacağını söyleyen Bakan Tekin, “Bunun gibi yeni eğitim ve öğretim yılına ilişkin tedbirlerimizi sıraladık. Birkaç tanesini daha söyleyeyim. Bunlardan bir tanesi öğrencilerimize yaklaşık 500 milyon adet kitap dağıtıyoruz. Dolayısıyla bu kitaplarımızın da bir şekilde sene sonu itibariyle değerlendirilmesi açısından okullarımızdan rica ediyoruz, bu kitapların öğrencilerimizden tekrar sene sonu iade olarak alınmasını önemsiyorum” dedi.

"Öğretmenler beyaz önlük giyecek"

Öğretmenlerin okulda beyaz önlük giymeleri konusunda valiliklerin gerekeni yapmasını isteyen Bakan Tekin, “Bir başka husus öğretmenler odası toplantılarında da dile getirilen öğretmen arkadaşlarımızın okullarda, bir eğitimciye, bir öğretmene yakışır şekilde giyinmesi açısından beyaz önlük uygulamasının yine valiliklerimizce tespit edilmesini arzu ediyoruz, bunu da genelgemizde zikrettik” diye konuştu.

Bekir Şeyhanlı


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 7 kişinin can verdiği olayda kan donduran kaçış planı Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde 7 kişinin hayatını kaybettiği parfüm fabrikası yangınına ilişkin hazırlanan iddianamede, şüphelilerin kaçırılmasına yönelik planlara yer verildi. Şüpheli Ali Osman A.’nın firma sahiplerini saklayan kişiye, "Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar. Onları çok sağlam şekilde karşıya geçireceğiz. Maddi imkanımız ve gücümüz var. En kötü ihtimalle avukatları devreye sokacağız, suçu babaları üstlenecek. Onlara bir şey olmayacak. Bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet" dediği iddia edildi. Olay, 8 Kasım’da Dilovası Mimar Sinan Mahallesi’ndeki Ravive Kozmetik isimli iş yerinde meydana geldi. Patlamanın ardından çıkan yangında Hanım Gülek (65), Esma Dikan (65), Şengül Yılmaz (55), Tuncay Yıldız (48), Tuğba Taşdemir (18), Nisa Taşdemir (17) ve Cansu Esatoğlu (16) yaşamını yitirdi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 11 şüpheliden şirket sahibi Kurtuluş Oransal, şirket yetkilileri İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör, "Olası kastla öldürme" suçlamasıyla, Ali Osman A. ve Onay Y., "Suçluyu kayırma" suçlamasıyla tutuklandı. Şüphelilerden H.E., G.B., Ö.A. ve Güven Demirbaş, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturma sürecinde tutuklanan firma sahibi Kurtuluş Oransal ise cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Olayın ardından ihmali olduğu değerlendirilen SGK ve İŞKUR yetkilileri açığa alındı. Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 91 sayfalık iddianamede, İsmail Oransal, Altay Ali Oransal, Aleyna Oransal ve Gökberk Güngör hakkında "Olası kastla öldürme" suçundan 7’şer kez müebbet, "Nitelikli mala zarar verme" suçundan ise 3’er kez 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası istendi. 8 sanığın "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar, 4 sanığın "Suçluyu kayırma" suçundan 5’er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilen iddianamede, ayrıca Ümit Ç., Ünal A., Muhammet D., Seyfullah Ç., Güven D., Caner Özgür Y., Özcan Y., Özkan Y. hakkında "Bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma", Ali Osman A., Onay Y., Ömer A. ve Abdurrahman B’ın ise "Suçluyu kayırma" yönünden haklarında dava açılması istendi. "Sigortası olmayanları denetimde eve gönderdiler" İddianamede ifadesi yer alan işçilerden Keriman Miskin, 4 yıldır çalıştığı iş yerinde hiçbir eğitim almadığını ve koruyucu kıyafet verilmediğini belirterek, "İşletmede resmi bir sorumlu yoktu. Sigorta denetimine sadece bir kez gelindi. Bu denetimde de iş yeri sahibi Kurtuluş Oransal, yalnızca sigortası olanların kalmasını söyleyerek, benim gibi sigortası olmayan tüm çalışanları evine gönderdi. Maaşlarımız elden veriliyordu" dedi. Yaralı kurtulan işçi Ayten Aras, patlama anında ölen Nisa Taşdemir ve Esma Dikan’ın krem dolumu yaptıklarını söyledi. Aras, "Bize koruyucu elbise verilmedi, evden geldiğimiz kıyafetlerle çalışıyorduk. Kurtuluş Oransal 4 yıldır sigorta vaadinde bulundu ama yapmadı. Günlük 800 TL yevmiye ile çalışıyorduk" ifadelerini kullandı. Olay günü tesiste bulunan 16 yaşındaki Z.H. ise "Olay günü ikinci katta, iş yerinin ortasında bulunan tankerde parfüm karışımı yapılıyordu. Kimyevi maddeleri karıştıran bir alet vardı. Biz parfüm kutusu kapatırken bir anda patlama yaşandı" diye konuştu. Acılı aileler: "Cenazeleri DNA testiyle teşhis edebildik" Yangında çocuklarını ve eşlerini kaybeden ailelerin ifadeleri ise yürekleri dağladı. 17 yaşındaki kızı Nisa’yı kaybeden baba Vedat Taşdemir, "Kızım paketleme personeli olarak girdi ancak imalat işinde de çalıştırıldığını öğrendim. İmalat yapıldığını bilseydim kızımı asla göndermezdim. Kızımın vefat ettiğini, oğlumdan alınan DNA örnekleri sonucu öğrenebildik" dedi. Eşini kaybeden Aytekin Gikan, yangın söndürüldükten sonra içeride cesetler olduğunu öğrendiğini, hastaneleri aradığını ancak eşini bulamadığını, vefat ettiğini sonradan anladığını belirtti. Hanım Gülek’in eşi Metin Gülek ve Cansu Esatoğlu’nun babası İbrahim Esatoğlu da yakınlarının cansız bedenlerini ancak İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda yapılan DNA eşleşmeleri neticesinde teşhis edebildiklerini ifade etti. "İlkokul öğrencilerini bile çalıştırdıklarını biliyorduk" Tanık İ.A., mahalleli olarak iş yerinden yayılan kimyasal koku nedeniyle şikayetçi olduklarını belirterek, "Yaşı küçük çocukları, paraya ihtiyacı olan kadınları sigortasız çalıştırıyorlardı. İlkokul öğrencilerini bile çalıştırdıklarını biliyorduk. Gerekli kurumlara şikayet edilmesine rağmen nasıl üretim yaptıklarını anlamadık" şeklinde ifade verdi. "Kurtuluş Oransal bana, ’Yangından haberim var, yoldayım’ dedi" İş yeri çalışanı H.E. ise ifadesinde, olayın ardından Kurtuluş Oransal’ı arayıp yangını bildirdiğini, kendisinin nerede olduğunu sorduğunu ve acilen gelmesi gerektiğini söylediğini ifade etti. Bunun üzerine Oransal’ın "haberim var" dediğini, yolda olduğunu söylediğini, konuşma bittikten 5-10 dakika kadar sonra Kurtuluş Oransal’ın kendisini arayarak içeride kimsenin kalıp kalmadığını sorduğunu, tam sayıyı bilmediğini ancak içeride kalan en az üç kişi olduğunu söylediğini kaydetti. "2025 yılının ağustos ve eylül aylarında kuruma sadece 8 personelin çalıştığı bildirildi" Mali müşavir M.Ç. de, firmanın kuruluş ve işleyiş sürecine dair bilgiler verdi. M.Ç., Ravive Kozmetik’in resmi sahiplerinin İsmail ve Altan Ali Oransal olduğunu, baba Kurtuluş Oransal’ın ise kağıt üzerinde yetkisi bulunmadığını söyledi. Kurtuluş Oransal’ı 2010 yılında Düzce’de çalıştığı fabrikadan "usta makinacı" olarak tanıdığını belirten M.Ç., Dilovası’ndaki tesiste çalışan işçilerin sigorta işlemlerinin gayriresmi yöntemlerle iletildiğini anlattı. Tanık M.Ç., "İşçilerin kimlik numaralarını İsmail Oransal WhatsApp veya mail yoluyla gönderiyordu. Sigorta girişlerini bu bilgilere göre yapıyordum. 2025 yılının ağustos ve eylül aylarında kuruma sadece 8 personelin çalıştığı bildirildi" dedi. Fabrikanın Dilovası’nda faaliyete geçtiği günden bu yana iş sağlığı ve güvenliği hizmeti almadığını belirten M.Ç., "Normal şartlarda işverenin anlaştığı İSG firmasına düzenli ödeme yapması gerekir ancak bana bu firmadan herhangi bir hizmet faturası gelmedi. Fabrikanın açıldığı ve üretime başladığı tarihten itibaren iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili herhangi bir bildiri veya fatura tarafıma ulaşmadı" ifadelerini kullandı. "Çocuklarım, babalarını kendilerini uzak tutmak için bu iş yerini açtı" Kurtuluş Oransal’ın eski eşi A.A. ise şirketin kuruluş amacına dair iddialarda bulundu. Kurtuluş Oransal’ın borçlu ve sorumsuz bir yapısı olduğunu öne süren A.A., çocuklarının babalarını kendilerinden uzak tutmak ve "sokakta kalmaması" için bu iş yerini açtıklarını anlattı. Çocukları İsmail ve Altay’ın bu şirketin işleri ile hiç uğraşmadıklarını ve takip etmediklerini aktardı. A.A., patlamanın meydana geldiği iş yerine alınacak personeli Kurtuluş Oransal’ın kendisinin seçtiğini, iş yerinde üretilen ürünler ile yine Kurtuluş Oransal’ın ilgilendiğini, Kurtuluş Oransal’ın daha önce kozmetik sektöründe çalıştığı için burada bir çevre edindiğini ve kendisine pazar oluşturduğunu, iş yerinin tamamen Kurtuluş Oransal’ın kontrolü altında iş yapıldığını beyan etti. "Laptobu bana getirir misin? Ben birkaç gün bu işlerle uğraşacağım, avukatlarla ilgileneceğim" İddianamede ifadesine yer verilen LYKKE Kozmetik ortaklarından şüpheli Gökberk Güngör de olay günü yaşananları ve İsmail Oransal’ın bilgisayarını aldırmasını anlattı. Aleyna Oransal’ın şirkette yüzde 50 ortaklığı bulunduğunu belirten Güngör, olay günü Aleyna’nın kendisini aradığını belirterek, gayet sakin bir ses tonuyla ’Fabrikada yangın çıkmış’ diyerek görüşmeyi sonlandırdığını söyledi. Bu görüşmeden yaklaşık yarım saat sonra İsmail Oransal’ın kendisini arayarak, "İş yerimdeki laptobu bana getirir misin? Ben birkaç gün bu işlerle uğraşacağım, avukatlarla ilgileneceğim. Sen benim odada, masanın üstünde bulunan laptobu alıp evime getir" dediğini aktardı. Güngör, bu talep üzerine laptobu alarak Oransal’a teslim ettiğini kaydetti. "Suçu babaları üstlenecek, onları yurt dışına kaçıracağız" İddianamenin en çarpıcı bölümlerinden birini ise şüphelilerin kaçış planına dair detaylar oluşturdu. Şüpheli Onay Y. ifadesinde, Ali Osman A’nın kendisini arayarak, "Olanları duydun mu? Benim yeğenler bir olaya karışmışlar" dediğini ve onları misafir edip edemeyeceğini sorduğunu belirtti. Bu görüşme üzerine Ömer A. isimli kişiyi arayarak 1 haftalık ev ayarlamasını istediğini anlatan Y., daha sonra Tekirdağ’da İsmail Oransal, Altay Ali Oransal ve Abdurrahman Bayat ile buluştuğunu söyledi. Eve girdikten sonra televizyonda "Kocaeli’de patlama" başlıklı haberleri gördüğünü ifade eden Y., bunun üzerine Ali Osman A’yı görüntülü aradığını kaydetti. Y., Ali Osman A’nın görüşme sırasında kendisine şunları söylediğini iddia etti: "Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar. Onları çok sağlam bir şekilde karşıya geçireceğiz. Maddi imkanımız ve gücümüz var. En kötü ihtimalle biz avukatları devreye sokacağız, suçu babaları üstlenecek. Onlara bir şey olmayacak. Bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet."
İstanbul 51Talk, gençleri Birleşmiş Milletler’in iklim sahnesine taşıyacağını duyurdu Çevrimiçi İngilizce öğrenme platformu 51Talk, Birleşmiş Milletler’e bağlı bir gençlik konuşma girişiminde yer aldığını duyurdu. Çocuklar için çevrimiçi bire bir İngilizce öğrenme platformu olan 51Talk, uluslararası topluluğundan genç öğrencilerin 15-21 Kasım 2025 tarihleri arasında Brezilya’nın Belém şehrinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP30) sırasında BM’ye bağlı bir gençlik konuşma girişiminde yer aldığını duyurdu. Yapılan açıklamaya göre; 2023 yılında başlatılan ve üçüncü yılına giren girişim, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkiye, Tayland ve Vietnam’dan çocukların iklim ve çevrenin korunmasına ilişkin bakış açılarını İngilizce olarak paylaşmaları için fırsatlar oluşturuyor. Katılımcılar, BM düzeyinde uluslararası bir sahnede yapılan konuşmalarla yerel gözlemlerini küresel bir sohbete taşıyarak iklim sorunlarının dünyanın dört bir yanındaki genç nesiller tarafından nasıl deneyimlendiğini ve ele alındığını vurguladı. 51Talk CEO’su Jack Huang, "Her çocuğun dünyayla konuşma fırsatını hak ettiğine inanıyoruz. Çocuklara doğru araçlar ve rehberlik sağlandığında, düşünceli fikirler ifade edebilir ve küresel meselelerle anlamlı bir şekilde ilgilenebilirler. Öğrencilerimizi Birleşmiş Milletler iklim sahnesinde konuşurken görmek, eğitimin neleri ortaya çıkarabileceğinin güçlü bir hatırlatıcısıdır" dedi. Türkiye’den, aile desteğiyle küçük yaşta İngilizce öğrenmeye başlayan on iki yaşındaki Osman Batu, COP30’a hazırlanırken özgüven ve akıcılık konusunda gözle görülür bir ilerleme kaydetti. Üç dakikalık bir video göndererek ve konuşma becerilerinin, dilbilgisinin, telaffuzunun ve özgüveninin değerlendirildiği İstanbul’daki ulusal bir yarışmada yarışarak çok aşamalı bir seçim sürecinden geçerek birinciliği ve Birleşmiş Milletler’de Türkiye’yi temsil etme fırsatını kazandı. Osman, COP30’da Türkiye’deki orman yangınlarından büyükannesinin bahçesindeki kelebeklerin yok olmasına kadar tanık olduğu iklim değişikliğinin etkilerinden bahsetti.
Gaziantep Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Güneri, "Obstrüktif Uyku Apnesi hayatı sessizce tehdit ediyor" Medical Point Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Şeyda Çevik Güneri, obstrüktif uyku apnesinin genellikle yüksek sesli horlama, gece boyunca nefesin durması, ani uyanmalar ve sabahları yorgun uyanma gibi belirtilerle kendini gösterdiğini belirtti. Medical Point Gaziantep Hastanesi Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Şeyda Çevik Güneri, obstrüktif uyku apnesinin genellikle yüksek sesli horlama, gece boyunca nefesin durması, ani uyanmalar ve sabahları yorgun uyanma gibi belirtilerle kendini gösterdiğini belirtti. Gün içinde aşırı uyku hali, dikkat dağınıklığı ve baş ağrılarının da sık görülen şikâyetler arasında yer aldığını ifade etti. Uzm. Dr. Güneri, obstrüktif uyku apnesinin tedavi edilmediği takdirde hipertansiyon, kalp hastalıkları, inme, diyabet ve trafik kazaları riskini artırabileceğine dikkat çekti. Özellikle obezite, boyun çevresinin kalın olması, sigara ve alkol kullanımı ile genetik faktörlerin hastalık riskini yükselttiğini vurguladı. Tanının uyku testi (polisomnografi) ile konulduğunu belirten Güneri, tedavinin hastalığın şiddetine göre planlandığını söyledi. Hafif vakalarda yaşam tarzı değişiklikleri önerilirken, orta ve ileri dereceli olgularda CPAP cihazı, ağız içi aparatlar veya cerrahi yöntemlerin gündeme gelebileceğini ifade etti. Uzm. Dr. Şeyda Çevik Güneri, "Sürekli horlama, gece nefes durması veya gün içinde aşırı uyku hali yaşayan kişilerin mutlaka bir uzmana başvurması gerekir. Erken tanı ve doğru tedavi, hem yaşam kalitesini artırır hem de ciddi sağlık sorunlarının önüne geçer" diyerek vatandaşları uyardı. Medical Point Gaziantep Hastanesi, uyku bozukluklarının tanı ve tedavisinde multidisipliner yaklaşımıyla hastalarına hizmet vermeye devam ediyor.