KÜLTÜR SANAT - 30 Eylül 2017 Cumartesi 11:22

Şanlıurfa büyükşehir belediyesine kültür ödülü verildi

A
A
A
Şanlıurfa büyükşehir belediyesine  kültür ödülü verildi

Dokuz Eylül Üniversitesi ve Yaşayan Şehir Komitesi tarafından düzenlenen ’Şehir Ödülleri’ gecesinde Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, ’Kültür’ dalında ödüle layık görüldü.

Dokuz Eylül Üniversitesi ve Yaşayan Şehir Komitesi tarafından düzenlenen ’Şehir Ödülleri’ gecesinde Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi, ’Kültür’ dalında ödüle layık görüldü.


Göbeklitpe, Balıklıgöl, Hz. İbrahim’in doğduğu magara, dünyanın ilk üniversitesi Harran, Harran konik kubbeli evler, Doğası ve sahip olduğu güzellikleriyle Cittaslow Uluslararası Koordinasyon Komitesince "Sakin Şehir" ağına dahil edilen "Saklı cennet" olarak da anılan Halfeti, Fırat’ın incisi Birecik, Hanlar ve camileriyle, tarihi dokusu, Moziakleriyle, sıra geceleri ve damak lezzetiyle birçok kültüre ev sahipliği yapan dünyanın en kadim şehri olan Şanlıurfa’ya ’Kültür’ Ödülü verildi. Dokuz Eylül Üniversitesi ve Yaşayan Şehir Komitesi tarafından düzenlenen ’Şehir Ödülleri’ gecesinde Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ’Kültür’ dalında ödüle layık görüldü. Özel bir mekanda düzenlenen ödül gecesine Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, katıldı. Birçok belediye başkanının katıldığı ödül töreninde Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, ’Kültür’ ödülünü aldı. Ödül töreninde konuşan Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, Şanlıurfa’nın bir çok kültür ve medeniyete ev sahipliğini yaptığını söyledi.


Tarihi geçmişi gelecek nesillere taşıyacağız


Şanlıurfa’nın bir çok medeniyete ev sahipliğini yaptığını ve amaçlarının bu tarihi geçmişi gelecek nesillere taşımak olduğunu belirten Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, "Şanlıurfa, 11 bin 500 yıllık bir tarihi geçmişe sahip, birçok medeniyetlerin iz bırakmış olduğu bir şehir, bu kadar derin tarihi geçmişe sahip olan şehrin ve kültürleriyle iz bırakmış olduğu bu şehirde hepsini muhafaza etmek, korumak ve gelecek nesillere taşımayı bizler bir borç bir emanet olarak görüyoruz. Emanet olarak görmüş olduğumuz bu şehri yaşatma adına da Büyükşehir Belediye Başkanlığımız olarak bir çok kültür projelerine, sokak geliştirme ve restorasyon projelerine, inanç merkezlerimizi düzenleme, derleme ve restorasyon projeleri ve bunun yanında tabiat güzelliklerimizi de korumak ve geliştirmek adına önemli çaba içerisindeyiz. Bizi bu ödüle layık gördüğünüz için bende hem platform üyelerine, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığımızın tüm yetkililerine teşekkür ediyorum" diye konuştu.


Ödül töreni tertip komitesiyle çekilen hatıra fotoğrafıyla son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum ETÜ Kristal Parlamaya Devam Ediyor Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Kristal Girişimcilik Merkezi’nde faaliyetlerini sürdüren Eagleye Robotics firması Türkiye’nin önde gelen savunma sanayi şirketlerinden olan Türk Uçak Sanayii Anonim Ortaklığı’nın (TUSAŞ) Hangar Kampüs Programına kabul edildi. Havacılık ve uzay alanında yenilikçi iş fikirlerini iş modeline dönüştürerek ticarileştirme sürecinde genç girişimcilere altyapı, eğitim ve mentorluk destekleri sağlayarak ekosisteme girişimci mezunlar vermeyi hedefleyen Hangar Kampüs Programına 38 farklı üniversiteden 100’ün üzerinde başvuru yapılırken Eagleye Robotics firması ETÜ Kiristal Girişimcilik Merkezi’nde geliştirdikleri proje ile destek almaya hak kazanan 16 projeden biri olarak önemli bir başarıya imza attı. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, proje ekibini tebrik ederek: “Kristal Girişimcilik Merkezi’mizde gelişmiş teknolojilerle donatılmış laboratuvarlarımız ve nitelikli akademik personelimizle şehrimizdeki ve bölgemizdeki girişimcilerin yenilikçi iş fikirlerini destekleyerek marka değeri yüksek teşebbüslere dönüştürmek amacıyla çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Bununla birlikte üniversite-sanayi iş birliklerimizle öğrencilerimizin sektörel faaliyetlerde yer almalarını sağlamak amacıyla iş birliklerimizi güçlendiriyor ve girişimcilerimize sunduğumuz imkanları genişletmeye gayret ediyoruz. Bu çalışmaların meyvesini almak gerek bizleri gerekse de girişimcilerimizi ziyadesiyle memnun ediyor. Bu vesileyle ülkemizin ve dünyanın önde gelen savunma sanayi şirketleri arasında bulunan TUSAŞ’ın Hangar Kampüste Programına katılmaya hak kazanan girişimcilerimizi bir kez daha tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyorum” diye konuştu.
Ankara Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "İslam’ın rahmet mesajlarıyla insanları buluşturmanın heyecanı içerisinde olmalıyız" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "İslam’ın rahmet mesajlarıyla insanları buluşturmanın, hayırlı nesiller yetiştirmenin, erdemli bir toplum oluşturmanın ve daha iyi bir dünya inşa etmenin heyecanı içerisinde olmalıyız" dedi. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Değişen ve Gelişen Dünyada Din Hizmetleri Çalıştayı"na katıldı. Diyanet Akademisi Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen çalıştayda konuşan Erbaş, zamanın doğru kullanılması noktasında dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, "Zamanın gelişimine göre din hizmetlerinde daha etkili nasıl olabiliriz, din-i mübin-i İslam’ı insanlara nasıl daha nitelikli bir şekilde ulaştırabiliriz? Çocuklara, gençlere, yaşlılara, yetişkinlere, farklı kesimlerdeki insanlara daha nitelikli din hizmetini zamana göre değerlendirerek nasıl yapabiliriz, bunun derdini taşıyoruz” dedi. Erbaş, günümüzde iletişim ve etkileşim araçlarının çok hızlı geliştiğini ve geçmişin araçlarıyla yola devam etmekte ısrar edenlerin fırsatları kaçırabildiğine işaret ederek, “Müslümanlar olarak toplumla, mekanla, mabetle olan ilişkilerimizi çağın gerçekliklerini dikkate alan bir yaklaşımla yeniden şekillendirmek ve bunu mutlak sabitelerimizden vazgeçmeden başarmak durumundayız” diye konuştu. “Camiler, İslam toplumlarında, ilmin, irfanın ve kültürün gelişmesini mümkün kılmıştır” Tarihi süreçte camilerin önemine değinen Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, şöyle konuştu: “Camiler, sadece ibadet için toplanılan mekan olmanın ötesinde, yönetim ve istişare mekanı olarak da hizmet vermiştir. Eğitim faaliyetleriyle İslam toplumlarında, ilmin, irfanın ve kültürün gelişmesini mümkün kılmış, çevresinde kurulan çarşılar, yerleşim yerleriyle mabet merkezli medeniyetimizin sembolü olmuş camiler. Şu bir gerçek ki tarihsel süreç içerisinde toplumsal yapıda meydana gelen değişim, cami ve mescitlerin dini ve toplumsal fonksiyonlarında ve bu fonksiyonların icra ediliş biçiminde de ciddi bir değişimi beraberinde getirmiştir.” Diyanet İşleri Başkanlığının geçmişte olduğu gibi bugün de hizmet anlayışının, irşat ve ihya faaliyetlerinin ana ekseni olarak camileri gördüklerini kaydeden Erbaş, günümüzde insanların dini düşünce, bilgi ve mesajların aktarımı için kitle iletişim araçlarına başvurduğunu ve bu süreçte din ve irşat hizmetlerinin, anlam ve etki bakımından daha önemli hale geldiğini dile getirdi. Gelişen teknolojilerin din hizmeti açısından bir fırsata dönüştürülmesi gerektiğini söyleyen Başkan Erbaş, “İslam’ın rahmet mesajlarıyla insanları buluşturmanın, hayırlı nesiller yetiştirmenin, erdemli bir toplum oluşturmanın ve daha iyi bir dünya inşa etmenin heyecanı içerisinde olmalıyız” dedi. Çalıştaya; Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Prof. Dr. İbrahim Hilmi Karslı, Doç. Dr. Burhan İşliyen, Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Sedide Akbulut, Strateji Geliştirme Başkanı Mustafa Irmaklı, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkan Vekili Fatih Mehmet Aydın ile bazı il müftüleri ve il müftü yardımcıları katıldı.
İstanbul İstanbul Havalimanı’nda faciadan dönüldü, uzman isim sistemin nasıl çalıştığını gösterdi: “Daha büyük olaylarla karşı karşıya kalabilirdik” İstanbul Aydın Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pilotaj Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Salim Kurnaz, İstanbul Havalimanı’nda kargo uçağının gövde üzeri iniş yapmasıyla değerlendirdi, uçak iniş takımlarının çalışma sistemine yönelik bilgi verdi. Doç. Dr. Kurnaz, “Hidrolik borularda, kumandalarda bir tıkanıklık ya da mekanik sıkışma söz konusu olmuş olabilir. Sağ ve solundaki ana iniş takımları uçağın pistten çıkmasını biraz engellemiş gibi gözüküyor, daha büyük olaylarla karşı karşıya kalabilirdik. Pistten çıkarsa yolcuların zarar gördüğü değişik tarihlerde örnekler var, yaşanabilirdi. Dönem dönem yaşanabilen kazalar, daha kötü sonuçlananları var, genel olarak başarılı bir iniş, pilotlarımızı tebrik ediyorum” dedi. İstanbul Havalimanı’nda Paris-İstanbul seferini yapan FedEx Havayolları’na ait Boeing 763 tipi bir kargo uçağı, ön iniş takımlarının açılmaması üzerine gövde üzerine iniş yaptı. Ölen ya da yaralananın olmadığı olayda 2 pilot tahliye edilirken İstanbul Aydın Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pilatoj Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Salim Kurnaz, yaşananları değerlendirdi. Doç. Dr. Salim Kurnaz, Hidrolik İniş Takımı Eğitim Seti’nde iniş takımlarının nasıl çalıştığı anlattı. “Bölgesel bir sıkıntı yaşanmış olabileceğini düşündürüyor” İstanbul Havalimanı’nda kargo uçağının ön iniş takımlarının açılmaması sonrası gövde üzeri iniş yapmasıyla ilgili konuşan İstanbul Aydın Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pilotaj Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Salim Kurnaz, “Ana iniş takımlarının açılıp burun iniş takımlarının açılmaması sadece burun iniş takımında bölgesel bir sıkıntı yaşanmış olabileceğini düşündürüyor. İniş takımları hidrolik sistemlerle kontrol edildiği için öncelikle bölgedeki hidrolik borularda, kumandalarda bir tıkanıklık ya da iniş takımları mekanik sistemler olduğu için mekanik herhangi bir sıkışma ya da açılamama söz konusu olmuş olabilir. Kış şartlarında biraz daha buzlanma tarzı şartlar düşünülebilir. Özellikle uçakların çok yüksek irtifalarda -30, -50 derecelere varan sıcaklıklarda uçtuğu düşünüldüğünde buzlanma akla geliyor ama mevsimsel olarak biraz daha düşük bir ihtimal. O yüzden öncelikli olarak hidrolik sistemlerde bir arıza ya da kumandalarda bir arıza olarak düşünebilir. Teknik ekip yaptığı inceleme sonrası daha detaylı araştırmayı yapabilecektir, bunlar sadece ilk baştaki tahminlerimiz. Bakımsal olarak bir sıkıntı yaşandığını düşünmüyorum. Yazılımsal ve mekaniki olarak bütün sistemler kontrol ediliyor, uçuş öncesi, uçuş sonrası, günlük çekler, iniş takımları kontrolleri bunların yapılmış olması gerekiyor, bir hava aracının bunlar yapılmadan uçuşa çıkması imkansız” dedi. “Yolcu olmuş olsa belki daha sıkıntılı bir süreç olabilir” Pilotların yaşanabilecek olumsuzluklara karşı eğitimli olduğunu aktaran Doç. Dr. Kurnaz, “Pilotlarımız bir uçuş esnasında başlarına gelebilecek bütün emergence prosüdürler üzerinde full hakimiyete sahip olacak şekilde eğitiliyorlar. Derslerimizin geçme notu 100 üzerinden yüzdür, 99 alsalar bile başarısız kabul edilirler. O yüzden bütün prosedürlere hakimdirler, pilotsal bir sıkıntı olduğunu düşünmüyorum. Mekaniki olarak burun iniş takımında bir sıkıntı olmuş olabilir. Ana iniş takımlarının açılması burun iniş takımlarının açılmaması merkezi bir problem değil de daha çok ilk bakışta burun iniş takımına yönelik bir arızayı düşündürüyor. Pilot inişe geçmeye başladığı, iniş takımlarını açtığı anda göstergesinde iniş takımlarının tam açıldığının sinyalini almak zorunda. Bunu alamadığı zaman kuleyle temasa geçip önce pass geçip iniş takımlarını kuleden fiziki olarak gözle kontrol ettirmesi gerekiyor. Gözle kontrol edildikten sonra kulede iniş takımının açılmadığını onayladığı anda acil durum prosedürler başlatılıyor. Normal olarak 2 iniş takımı da açılmadığı zaman pist bir köpükle kaplanıyor ki herhangi bir gövdeyi piste sürtmesi esnasında yangın çıkmasın diye. Arkada kargo da olsa yolcu olmuş olsa belki daha sıkıntılı bir süreç, yolcular arasında korkma tarzı bir şey olabilir ama pilotlarımız bu konuda eğitimli. Arkada kargo da yolcu da olsa uçağı gövde üzerine indirebilecek eğitimleri aldıklarını düşünüyorum. O yüzden başarılı bir iş olmuş, pilotlarımızı da tebrik ediyorum. “Daha büyük olaylarla karşı karşıya kalabilirdik, pilotlarımızı tebrik ediyorum” Sözlerini sürdüren Doç. Dr. Kurnaz, “Özellikle ana iniş takımları açıldığı için sağ ve solundaki ana iniş takımları bu olayda uçağın pistten çıkmasını biraz engellemiş gibi gözüküyor. Normalde ana iniş takımları da açılmasa gövde üzerine indiği için oval bir düzlem, muhtemelen pistin sağına ya da soluna kayma tarzı bir şey gerçekleştirebilir. Daha büyük olaylarla karşı karşıya kalabilirdik, büyük de şansımız olmuş herhangi daha büyük bir olay yaşanmamış. Bu tarz gövde üzerine iniş olaylarında özellikle hava aracı pistten çıkarsa yolcuların zarar gördüğü, değişik tarihlerde olaylar ve örnekler var yaşanabilirdi. Pilotlarımız ve kule operatörlerimiz havaalanı personeli gayet uygun bir şekilde davranmış, gerekli önlemleri alıp hava aracını indirmişler. Bunlar dönem dönem yaşanabilen kazalar, dönem dönem örnekleri var. Daha kötü sonuçlananları var ama genel olarak baktığımızda başarılı bir iniş” diye konuştu. İniş takımının nasıl çalıştığını anlattı Hidrolik İniş Takımı Eğitim Seti’nde süreci anlatan Doç. Dr. Kurnaz şöyle konuştu: “Pilot ve teknisyenlerin eğitimimde kullandığımız simülasyon cihazımız iniş takımın nasıl açıldığını ve kapandığını gösteren ve tamamen uçak sistemleriyle birebir aynı olan bir sistemimiz. Öncelikle bir gösterge sistemimiz var, uçak takımları tamamen kapalı ve kilitli pozisyondaysa pilot göstergesinden görebiliyor. Hareket ettirmeye başladığı zaman iniş takımları açılsın hareketi sonrası açıldığı göstergesi ve en sonda aşağıda kilitli pozisyona geldiği zaman açıldı ikazını alıyor. Eğer açılmazsa bu ikaz ışığı yanmıyor ve aynı zamanda sesli olarak uçak pilotu iniş takımları tamamen açılmadı diye uyarıyor. Muhtemelen bu olayda da pilot ikazı aldığı için kuleyle temasa geçip ‘iniş takımlarım açılmadı’ diye acil durum bildirmiş görünüyor” dedi.
Mardin Mardin’de DİKA desteğiyle kurulan tekstil fabrikalarında 5 bin kişi istihdam edilecek Mardin’de Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA) desteğiyle kurulan fabrikalarda 5 bin kişi istihdam edileceği belirtildi. Projesi tamamlanan Derik ve Dargeçit ilçelerinde 265 kişi istihdam ediliyor. Çalışan ve Üreten Gençler Programı çerçevesinde desteklenen bir projeye imza atıldığını belirten Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA) Genel Sekreteri Aykut Aniç “Mardin’de sekiz tane projemiz var. Bunlardan iki tanesi tamamlandı” dedi. Derik ve Dargeçit projeleri tamamlanmış ve faaliyete geçmiş durumda olduğunu belirten Aniç, “Bir kısmının yapımı tamamlandı şu an işlemleri devam ediyor. Faaliyete geçme aşamasında bir kısmı da yapımı devam ediyor. Bu çerçevede bölgedeki iş gücünün katma değer alanına çevrilmez edilmesini destekler. Buna aracılık ediyoruz. Bunlar şu aşamada da bölgede ön plana çıkmış. Atölyeye baktığımız zaman yüksek bir kısmı gençlerden oluşuyor. Kadın istihdamına baktığımız zaman çok sayıda kadın istihdamı var. Diğer projeleri düşündüğümüz zaman Dargeçit ile birlikte şu an 265 kişi istihdam edilmiş durumda. İlçelerimiz bir şu anda projelerimiz var bunları da dahil ettiğimiz zaman bölgemizdeki diğer illerle birlikte toplamda 26 tekstil atölyesinin faaliyete geçirmiş ve toplamda 5 bin üzerinde istihdam sağlamış olacağız bunlardan bir bir tanesi Derik ilçemizdir. Burada bir çok genç istihdam edilen bir tesistir” ifadelerini kullandı. İlçede kurulan tekstil fabrikasında özellikle kadın ve gençlerin istihdam edilmesinden memnuniyet duyduklarını belirten Derik Kaymakamı Evren Çakır, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mehmet Fatih Kacır ve Gençlik Spor Bakanımız Dr. Osman Aşkın Bak iş birliğinde, il düzeyinde ise valiliğimiz, kaymakamlığımız ve Dicle Kalkınma Ajansının girişimleri ile 150 kişi istihdam ediliyor. Çalışan ve Üreten Gençler Programı çerçevesinde önemli bir işe imza atıldı. Bu çerçevede baktığımız zaman 9 dönüm üzerine kurulmuş bir tesisten bahsediyoruz. 3 bin metre kareye yakın kapalı alanı bulunmaktadır. Ve içerisinde sosyal alanları ile kadınlarımızın ve gençlerimizin istihdam edildiği, önceliklendiği, hem ilçe ekonomisi hem ilimizin ekonomisinde ve nihayetinde ülke ekonomisini önemli hizmetleri sağlayacağımızı düşündüğümüz, ülkemizin bilindik markalarının üretimini yapan bir tesis söz konusudur. Özellikle buraya geldiğimiz zaman bunun bir sosyal çıktısını görmek vatandaşımızın meslek edindiğini görmek bu anlamda biz de mutlu ediyor. Kamu kurum ve kuruluşlarının desteği ve ön açmasıyla beraber güzel bir hizmet sağladığımızı düşünüyoruz. Bu vesile de emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
Uşak Uşak’ta öğrencilere kırmızı düdük dağıtıldı Uşak’ta “Karayolu Trafik Güvenliği ve Karayolu Trafik Haftası” kapsamında 15 Temmuz Şehitler Meydan’ında program düzenlendi. Uşak İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı Trafik birimlerince Haftası etkinlikleri kapsamında 15 Temmuz Şehitler Meydan’ında etkinlik düzenlendi. Etkinlikte Uşak Valisi Turan Ergün, trafik ekiplerinden, trafikte kullanılan ekipmanlar hakkında bilgiler alırken, protokol üyeleri ile birlikte öğrencilere kırmızı düdük ile bilgilendirici trafik dergileri dağıttı. Burada konuşma yapan Uşak Valisi Turan, emniyet kemerinin önemine vurgu yaparak “Bu etkinliklerde özellikle vatandaşımızın dikkatini çekmek ve bu konuda bir farkındalık oluşturma gayreti içinde oluyoruz. Kıymetli vatandaşlarımızdan biz şunları istiyoruz, emniyet kemeri takmış olmak araç içinde meydana gelen ölümleri yüzde 45 ağır yaralanmalarda ise yüzde 50 oranında azaltıyor” dedi. Vali Ergün, trafik kurallarına uymanın zor olmadığını ve Uşak’ta trafiğin halen istedikleri düzeyde olmadığını dile getirerek “Aslında trafik kuralları zor kurallar değildir. Bütün dünyada kabul edilmiş, denenmiş herkes tarafından bu kuralların kaza riskini azalttığı yaşama şartlarının arttırdığı değerlendirilmiş ve bütün dünyada trafik kuralların standart işaretlenip konulmuş. Uşak’ta halen trafik konusunda istediğimiz düzeyde değiliz. Bunu hep birlikte aşmamız lazım. Bu konuda sadece polis ve jandarma ekiplerin uygulaması yeterli değil. Bunun için bütün ve tek başına alacağımız tedbirleri de el birliği içinde konuya hassasiyet göstermesi ve bütün kurallara uyması önemlidir.” dedi. Vali Ergün sözlerine, “Kurallar çok basit ve bu kurallar trafik işaretlerine ve görevlilerin uyarılarına uymak, hız sınırlarına dikkat edeceğiz, kırmızı ışıkta geçmeyeceğiz, yaya ve bisiklete mutlaka dikkat ederek bunlara öncelik vermek zorundayız, araç kullanırken yorulmasak bile çok uzun süre araç kullanmayalım ve araç kullanırken yorgun olduğumuzu hissettiğimizde belli aralıklarla mola verelim ve araçta cep telefonu kullanmayalım çünkü cep telefonu bir şekilde dikkat dağıtarak kazalara sebep oluyor. Onun için bizde araçla trafiğe çıktığımızda hem kendimize hem karşıdakine hem de yayaya ne olur elimizden geldiği kadar son derece kibar ve nazik olarak acele etmeyelim. Çok acele etseniz de bir yere varacağınız zaman inanın yüzde 10 kazanç sağlıyorsunuz ama hayatınızı çok çok riske atmış oluyorsunuz. Ben vatandaşlarımıza şunu tavsiye ediyorum ki arkadaşlar lütfen kurallara uyalım çünkü ‘Hayatla Yarışılmaz’.” dedi. Düzenlenen etkinliği Uşak İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Kolcu, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Fahri Semiz, trafik ekipleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.