ASAYİŞ - 10 Kasım 2012 Cumartesi 09:18

TERAS KATINDA ÇIKAN YANGIN KORKUTTU

A
A
A
TERAS KATINDA ÇIKAN YANGIN KORKUTTU

Bursa`nın Orhaneli ilçesinde 4 katlı binanın çatı katında çıkan yangın, mahalle sakinlerini ayağa kaldırdı.
Yangın, İsmetpaşa Mahallesi Zafer Caddesi`nde 4 katlı binanın teras katında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, neden çıktığı belirlenemeyen yangın, mahalle sakinlerine korkulu anlar yaşattı. Mustafa Taş`a ait evin teras katında çıkan yangına, Orhaneli Belediyesi itfaiye ekipleri ve orman işletmesine ait arasözlerle müdahale edilirken, merdivenli bir itfaiyenin olmaması yangının kontrol altına alınmasını geciktirdi. Yangın çıkan dairede kiracı olarak oturan Tanzer Uysal ve itfaiye eri Mehmet Ergin dumandan zehirlenerek, 112 Acil servis ekipleri tarafından Orhaneli Devlet Hastanesi`ne kaldırıldı.
Yangında can kaybı yaşanmazken, polis olayla ilgili soruşturma başlattı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa’da boşanma aşamasındaki eşi tarafından defalarca bıçaklanan kadın dehşet anlarını anlattı Manisa’nın Yunusemre ilçesinde, boşanma aşamasındaki eşinin cinsel saldırısına direndiği için defalarca bıçaklanarak ağır yaralanan ve 6 gün yoğun bakımda kalan 2 çocuk annesi Elvan Özerdim, tutuklu yargılanan eşi Olcay Özerdim’in ceza davası çıkışında yaşadığı dehşet anlarını anlattı. Manisa’nın Yunusemre ilçesi Tevfikiye Mahallesi’nde 19 Mayıs 2025 tarihinde yaşanan olayda 3. kez boşanma davası açtığı eşi Olcay Özerdim (40) tarafından önce cinsel saldırıya uğrayan ve buna direndiği için 5 kez ölümcül bıçak darbeleriyle ağır yaralanan 34 yaşındaki 2 çocuk annesi Elvan Özerdim geçirdiği sayısız ameliyatların ardından hayata yeniden tutundu. Birçok kadının ölümle sonuçlanan yaşadığı şiddetten ağır yaralı kurtulan Elvan Özerdim tutuklu yargılanan eşi Olcay Özerdim’in hak ettiği cezayı alması için sonuna kadar mücadele edeceğini söyledi. "Sen benimsin" diyerek saldırdı Yaşadığı olayı korku dolu gözlerle yeniden yaşayarak anlatan Elvan Özerdim, "15 yıllık evlilik hayatım vardı. Yani şubat ayında eşimle anlaşamamazlıktan dolayı, çalışmamasından, alkol bağımlılığından dolayı mahkeme açıp boşanmaya karar vermiştim. Ta ki mayıs ayına kadar. Mayıs ayına kadar tehditleri ve ’benimle boşanma, beraber yaşayalım, çocuklarımız var’ diye sürekli bana tehditlerde bulundu. Birlikte yaşamaya devam etmemizi istedi. Ama ben bunu istemedim. Çünkü bu 15 yıl içinde ben ona birçok kez şans vermiştim. Yani iki defa daha önce boşanma davası açmıştım ama sırf bu ölümden korktuğumdan dolayı ben onu boşayamamıştım. Sonrasında 3. boşanma davası sırasında mayıs ayında bu olay başıma geldi. Beni melek yüzüyle kandırdı açıkçası. Böyle ’Çocuklarımız için’ dedi ve kandırdı. ’Yok çocuklarım rahat etsin, gel birlikte eşyaları alalım, toplayalım’ falan dedi ve beni ayrıldığım eve götürdü. Ondan sonra ilk önce bana saldırdı. Sonrasında da bıçak darbeleriyle onun isteğine karşılık vermediğim için beni öldürmeye çalıştı. O çocuklarım diyen adamın ne çocuklarımı gözü gördü ne de beni gözü gördü. Kendime ev tutmuştum, ben yeni evimi temizliyordum. Evimi temizlerken oğlumu kandırıp benim evimin yerini öğrendi. Gelip beni evimden eski evimdeki eşyalarımızı alalım diye çocuğumla birlikte beni götürdü. Yani biz oraya gittik. Ben ilk önce gitmek istemedim. Yani inanamadım işte onun o kadar kadar iyi olabileceğine. Ama o beni işte her şekilde iki güzel sözüyle yine kandırmayı başardı. Sonra ’Çocuğum da var işte sana ne yapabilirim ki? Hani onun yanında bir şey yapamam gel’ dedi. Sonra çocuğumu kandırıyor. Evden gönderdikten sonra önce bana saldırıyor. Sonrasında da benimle ilişkiye girmeye kalktı. Ben bunu reddettiğimde bıçak darbeleriyle karşılaştım. ’Sen benim karımsın. Hala benimsin. Nikahımdasın. Yapmak zorundasın’ dedi bana. Ama ben hiçbir şey zorunda değilim. İki koltuk altımdan, göğsüme, sonrasında da kaburga kemiklerime darbe aldım. Mideme, ciğerlerime falan geldi. O an bilmiyorum nasıl kurtuldum. Bıçak darbelerinin ardından ’Benim çocuklarım var, ölüyorum ben’ diye bağırdım ve yere yığıldım ondan sonra bıraktı beni. Sonrasında da döndü etrafımda zarar vermek için ama bilmiyorum artık öldüğümü sandı galiba. Bornozla tampon yaptım kendime. Yani ben kaçıp kendimi banyoya kapattım aslında. Banyoya kapattıktan sonra baktım banyonun kilidi yok. Ben oradan kurtulamıyorum. Kendimi dışarıya atmak için orada baktım bornoz var. Üzerime bornozu giydim. İşte kendimi dışarıya atıp hani insanlar beni görsün de kurtulayım diye ama baktım ki dış kapı kilitli. Ben dışarıya çıkamıyorum. Orada kaldığım yerde baktım kanım fışkırıyor etrafa sıçrıyor. Sonrasında aldım orada böyle elimden ne geldiyse artık oralara bastım, baskı uyguladım. Yani kanımı durdurmaya çalıştım. Sonrasında da ona bağırdım. ’Artık yeter beni kurtar. Çocuklarım var benim. Onlar ne olacak ben ölürsem’ gibisine. Sonra benim zaten nefesim kesildi. Sonrasını hatırlamıyorum ben. Bir 6 gün yoğun bakımdaydım. Yoğun bakım sürecim oldu. Yoğun bakım ünitesinde bana gerekli tedaviler uygulandı. Güvenliğim için de sonrasında evime döndüm" şeklinde konuşarak yaşadığı dehşet anlarını anlattı. "Sanık tamamen öldürmeye yönelik hareket etmiştir" Elvan Özerdim’in avukatı Yalçın Arcak ise duruşma sonrası yaptığı açıklamada, "Bu adliye önünde çok kere basın açıklamaları yaptık, eylemler yaptık kaybettiğimiz birçok kız kardeşim için eylemler yaptık. Davalara katıldık. Bugün şanslıyız ki Elvan Hanım yanımızda. Şu an bu cani, tutuklu inşallah gün yüzü de görmez. Bir hukukçu olarak bunu sağlamak için elimden geleni yapacağım. Karşı taraf kasten yaralama iddiasında bulunuyorlar. Yaralama kastıyla hareket ettiklerini söylüyorlar. Ama müvekkilim beş bıçak darbesi alıyor. Beş bıçak darbesinin beşi de ölümcül darbeler. Tamamen öldürmeye yönelik hareket etmiştir. Biz olabilecek en yüksek cezayı alması için elimizden geleni yapacağız. Şu an tutukluk hali de devam ediyor. Dosyada birkaç eksiğimiz kaldı. Çok büyük ihtimalle önümüzdeki celse karara çıkar diye düşünüyoruz. İnşallah yüksek bir ceza alacak ve gün yüzü görmeyecek. Biz bunu sağlamak için tekrar söylüyorum. Hep beraber elimizden geleni yapacağız. İddianame öldürmeye teşebbüse yönelik yazılan bir iddianame. Tabii karşı taraf şu an kasten yaralama konusunu kabul ediyor. Bununla alakalı bugün de yine mahkemede pişman olduğunu dile getirdi. Tabii bir de tecavüze yeltenme durumu söz konusu. Bununla alakalı iddianamede bir husus yok. Mahkeme esnasında müvekkilimin ve tarafımın beyanlarıyla ve yine bu konuda tanıklar dinleteceğiz. Çünkü müvekkilim onun isteklerine karşılık da vermeyince kendisinin çok ciddi bir şekilde gözü dönüyor ve müvekkilime saldırıyor. Aslında cinsel bir tecavüz noktasında da ceza alması gerekiyor. Tabii savcılığın önümüzdeki celse nasıl bir mütalaa vereceğini bilmiyoruz ama ben bir hukukçu olarak öldürmeye teşebbüse yönelik bir mütalaa vereceğine inanıyorum. Bu yönde de karar çıkacaktır diye düşünüyorum" dedi. Tutuklu yargılanan Olcay Özerdim’in ise mahkemedeki ifadesinde eşinin rızasıyla birliktelik yaşadıklarını ve ağır tahrik sonucu bıçakla yaraladığını ancak daha sonra pişman olarak hem ambulansı çağırdığını hem de kendisinin polise teslim olduğunu söylediği öğrenildi. Mahkeme heyeti dosyadaki eksikliklerin tamamlanması ve tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 24 Aralık Çarşamba Günü saat 10.00’a erteledi.
Zonguldak Zonguldak’ta 14 milyon metreküp atık su Karadeniz’e aktı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılına ait "Su ve Atıksu İstatistikleri"ni açıkladı. Verilere göre Zonguldak’ta belediyeler tarafından su kaynaklarından çekilen miktar 36 milyon metreküp olurken, oluşan atık suyun büyük bir bölümünün denize deşarj edildiği belirlendi. TÜİK verilerine göre, ülke genelinde su kaynaklarından toplam 20,3 milyar metreküp su çekilirken, bunun 7,5 milyar metreküplük kısmı belediyeler tarafından kullanıma sunuldu. Zonguldak özelinde incelenen verilere göre, kentteki belediyeler yıl boyunca kaynaklardan toplam 36 milyon 37 bin metreküp su çekti. Su temininde en büyük payı barajlar oluşturdu. Toplam suyun 23 milyon 619 bin metreküpü barajlardan sağlanırken, 6 milyon 830 bin metrekübü kuyulardan, 5 milyon 589 bin metreküpü ise su kaynaklarından elde edildi. Dağıtılan toplam su miktarı ise 29 milyon 297 bin metreküp olarak kayıtlara geçti. Atık suyun adresi Karadeniz oldu Raporun en dikkat çeken kısmı ise atık su yönetimi oldu. Zonguldak’ta belediye kanalizasyon şebekesinden deşarj edilen toplam 20 milyon 186 bin metreküp atık suyun deşarj noktaları incelendiğinde, denizin payı öne çıktı. Atık suların 14 milyon 68 bin metreküplük büyük bir kısmı doğrudan denize deşarj edildi. Geriye kalan 4 milyon 794 bin metreküp atık su akarsulara, 1 milyon 324 bin metreküp ise diğer alıcı ortamlara bırakıldı.
Ankara Adalet Bakanı Tunç: "Adli emanetlerle ilgili sayımlar, teftişler devam ediyor. Bu teftişler sonrasında gelecek rapor doğrultusunda gerekli adımları kararlılıkla atacağız" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Şu anda Türkiye genelindeki adli emanetlerle ilgili sayımlar, teftişler devam ediyor. Bu teftişler sonrasında gelecek rapor doğrultusunda gerekli adımları kararlılıkla atacağız" dedi. Tunç, TBMM Genel Kurulu bütçe görüşmelerine katıldı ve öncesinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Tunç, ’adli emanetlerle ilgili ne tür önlemler alacaksınız’ sorusuna, "Büyükçekmece Savcılığı ve Adalar ile ilgili soruşturmalar devam ediyor. Adalet Bakanlığı da Adalet Müfettişliği vasıtasıyla bütün adli emanetlerle ilgili süreci başlattık. Özellikle adli emanetlerle ilgili alınan depolardaki delillerin saklanması önemli. Bu konuda mevzuattan veya uygulamadan bir takım zafiyetler, eksiklikler varsa, süratle giderilmesi konusunda gerekli çalışmaları yapıyoruz. Büyükçekmece Başsavcılığınca gözaltı kararları verildi. 10 gözaltı, 2 tutuklama kararı var. Kırmızı bültenle ilgili çalışmalar devam ediyor" ifadelerini kullandı. Yeni uygulama konusunda Tunç, "Adli emanetlerle ilgili nasıl saklanacağı, denetimlerin nasıl olacağı yönetmelikle belirlenmiş. Cumhuriyet Başsavcılıklarının belli aralıklarla denetimleri var. Rutin denetimler eğer yönetmelik konuda hangi aralıklarla denetim yapılıyor, yönetmelikten kaynaklı bir sıkıntı varsa bunun çözülmesi gerekiyor. Şu anda Türkiye genelindeki adli emanetlerle ilgili sayımlar, teftişler devam ediyor. Bu teftişler sonrasında gelecek rapor doğrultusunda gerekli adımları kararlılıkla atacağız" dedi. Yeni bir sistemle ilgili soruya Tunç, "Değerli eşyaların daha muhkem depo kasalarda korunması lazım. Kasaların tek anahtarla açılmaması lazım. Bu konuda adliyelerde bu konuda alınması gereken tedbir varsa bankalardaki sistem aynısı uygulanabilir. Bu konuyu araştırıyoruz" diye cevap verdi. Tunç, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na ilişkin soru üzerine, "Meclis raporunu hazırlayacak. Raporda ortaya çıkacak görüşler doğrultusunda gerek yasama gerek idari uygulamalarla ilgili atılması gereken ne adım varsa bize yol gösterecek" ifadelerine yer verdi.
İzmir Karın ağrısıyla şikayetiyle hastaneye gitti, zamanında müdahale ile sağlığına kavuştu İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi’nde tedavi gören Yasemin Karpuz, iki aşamalı cerrahi müdahalenin ardından sağlığına kavuştu. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gülden Ballı tarafından gerçekleştirilen operasyonlarla karın içine yayılan ciddi enfeksiyon kontrol altına alındı. Ağustos ayının sonunda şiddetli karın ağrısı ile acile başvuran Karpuz’da kalın bağırsakta divertikül iltihabı tespit edildi. Birkaç gün içinde şikâyetlerinin artması üzerine yeniden başvurduğunda, bazı divertiküllerin patlaması sonucu karın içine enfeksiyon yayıldığı belirlendi. Bunun üzerine acil ameliyat kararı alındı. İlk ameliyatta hasarlı bağırsak bölümü çıkarılarak geçici bir kolostomi torbası oluşturuldu. Enfeksiyonun tamamen temizlenmesinden sonra ikinci ameliyatla bağırsak akışı doğal hâline döndürüldü ve kolostomi kapatıldı. Her iki operasyonun ardından Karpuz sağlıklı şekilde taburcu edildi. Ballı: "Tablo acil müdahale gerektiriyordu" Süreci değerlendiren Op. Dr. Gülden Ballı, hastanın başvuru sırasında karın içinde yaygın enfeksiyon bulguları olduğunu belirterek, "Divertiküllerin patlaması ciddi bir tablodur. İlk aşamada enfeksiyonun kaynağını ortadan kaldırdık, iyileşme sürecinin ardından ikinci ameliyatla bağırsak akışını doğal yapısına kavuşturduk" dedi. Ballı, divertiküler hastalığın çoğu zaman belirti vermeden ilerleyebildiğini ancak bazı durumlarda ani komplikasyonlara yol açabileceğini hatırlatarak, şiddetli karın ağrısının önemsenmesi gerektiğini vurguladı. Yasemin Karpuz, yaşadığı süreci şu sözlerle aktardı: "Şiddetli karın ağrısıyla hastaneye başvurduğumda durumumun ciddiyetini fark etmemiştim. Yapılan tetkiklerde acil müdahale gerektiği söylendi. Ameliyatların ardından iyileşme sürecim düzenli kontrollerle ilerledi ve şu anda günlük yaşamıma sağlıklı bir şekilde devam ediyorum."