GENEL - 19 Mart 2018 Pazartesi 11:08

300 Nüfuslu köy 80 doktor çıkardı

A
A
A
300 Nüfuslu köy 80 doktor çıkardı

Sivas’ın 300 nüfuslu Kolluca köyünde son 40 yıl içerisinde 80 doktor yetişti.

Sivas’ın 300 nüfuslu Kolluca köyünde son 40 yıl içerisinde 80 doktor yetişti.


Sivas’a yaklaşık 15 kilometre mesafede bulunan Kolluca köyünde veliler ’benim çocuğumun onun çocuğundan neyi eksik’ diyerek çocuklarının tıp fakültesi okuması için elinden geleni yapıyor. Bu düşünce ile son 40 yılda yaklaşık 300 nüfuslu köyde yaklaşık 80 doktor yetişti. Köyde gençlerin tıp fakültesine yönelmesinin nedenlerinden birisi de Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesinin köylerine yakın olması. Köyün ilk doktoru ise annesinin isteği ile Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doktor Cahit Gümüşer. Gümüşer, annesinin isteğini kırmayarak yaklaşık 40 yıl önce doktor olarak diğer gençlerin de önünü açtı.



Birbirine özendiler


Köyün Muhtarı Mustafa Polat, köyde gençlerin birbirine özendiği için doktor sayısının fazla olduğunu dile getirip, “ Eskiden beri köyümüzün eğitim seviyesi yüksek. 80 tane doktor var. Şuanda okuyanlarımız hariç. Onlarla gurur duyuyoruz. Birbirine özenerek okudular. Ben buradan onlara çağrı yapıyorum. Gelsinler köylerine, gezsinler. El ele verelim yeniden, köyümüzü eski haline getirelim. Tabi ki bir inatta var. Öteki doktor olmuşta ben niye olmuyorum diyor. Bu herkeste var. Benim oğlum da doktorluğa hazırlanıyor. Ben de doktor olacağım diyor. Üç tane dört tane doktor çıkan evler var. “ dedi.



Gümüşer diğer doktorlara örnek oldu


Medicana Sivas Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doktor Cahit Gümüşer, köylerin gençlerinin doktorluğa hevesi olduklarını belirtip “Doktorluktan başka bir meslek düşünmedim. Çok şükür lise dönemlerinde de iyi çalıştım. Tıbbiyeyi kazandım. Köyümüzde okuyanın çok olması bir defa okuma yazmanın düşük olduğu dönemlerde bile okuma yazma bilenler, kendi çevrelerine okul olmadan öncede eski yazı ve yeni yazıyı öğretirdi. Okul açıldıktan sonra okumaya karşı bir istek, bir sevgi gelişti. Elimizden geldiği kadar da insanlara hizmet etmeye çalıştık. Köyümüzde de okuma merakı sadece doktorluğa yönelik değil. Öğretmen olsun, mühendis olsun ve diğer meslek gruplarında çalışanlarda var. Ama doktorluğa daha yatkınlık var. Bizden sonra da oldukça büyük sayıda çocuklar tıbbiyeye yöneldi. Şuanda da 80 tane köyümüzden doktor var. Bayağı da tıbbiyelimiz var. Bizim aileden bile ben ve oğlum doktor. Kardeşlerimden de torunlarından 4 tane tıbbiyede öğrencimiz var. Köyümüzde doktorluğa karşı heves var. Çevredekileri görünce de tahminimce giderek artacak. Benim doktor olmamı annem istedi. O hastaydı durmadan hastaneye gidip geliyordu. Onun teşvikiyle doktor oldum. “şeklinde konuştu.



Gümüşer’in oğlu Oğuz Gümüşer’de babası ile birlikte aynı hastanede Acil Servis Doktoru olarak görev yapıyor. Babası ve köyündeki diğer gençler gibi doktorluk mesleğini seçen Gümüşer yaptığı açıklamada, “ Bizim köyümüzde okuma hevesi fazla bu nedenle çok okuyan insan var. Çok sayıda meslek grubuna çalışan var. Ama bunların başında doktorluk geliyor. “ dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Suyun 50 kilometrelik yolculuğu başladı, yüzde 50 kayıp kaçak moral bozdu Sivas Belediyesi ve Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında, 50 kilometre uzaklıkta ki Pusat Özen barajdan kentin içme suyunu karşılayan 4 Eylül barajına yapılan ishale hattı tamamlandı. Geçtiğimiz yıllarda etkili olan kuraklık nedeniyle kentin içme suyu ihtiyacının bir kısmını karşılayan 4 Eylül barajında su seviyesi dip noktaya gelmişti. Kentte alınan geçici önlemler kapsamında ara ara su kesintileri yapılmıştı. Bu soruna çözüm arayan Sivas Belediyesi, Devlet Su İşleri (DSİ) 19. Bölge Müdürlüğü iş birliğiyle kolları sıvamış ve yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta bulunan Pusat Özen Barajından 4 Eylül Barajına su takviyesi yapılabilmesi için ishale hattı tamamlandı. Proje tamamlanarak baraja su verilmeye başlandı. Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun ise projenin tamamlanmasının su sıkıntısının yaşanmayacağı anlamına gelmediğini ifade etti. “Şehirdeki kayıp ve kaçak oranı yüzde 50 civarında” Başkan Uzun, hatlarda çok ciddi anlamda kayıp ve kaçakların olduğunu belirterek; “Hatlarda ki kaçaklar için bir mücadele sürecini başlatacağız. Ben bunlarla ilgili özellikle Türkiye’nin bazı önde gelen kişileriyle, firmalarıyla şu an görüşmeler yapıyorum. Şehrin özellikle su yönetimini sağlıklı bir şekilde kurabileceğimiz bir sistem oluşturacağız. Bunun için de SKADA ismini vermiş olduğumuz bir sistem kuracağız. Bu sistemle birlikte suyun yönetimini inşallah gerçekleştireceğiz. Sivas’ın önümüzdeki yüz yıllık dönemde herhangi bir su kesintisi yaşamadan sağlıklı bir su yönetim sistemi oluşturmak istiyoruz. Şu an itibariyle herhangi bir sıkıntı görmüyoruz. Ama 2029-30 yılları arasında dünyada çok şiddetli kuraklıklar bekleniyor. Yani dünyada bir küresel ısıma var ve bunu getirmiş olduğu bir küresel iklim kriziyle kesinlikle karşılaşacağız. Sivas’taki doğal afetlerin başında da kuraklık geliyor. Hatlardan başlayarak kayıp ve kaçaklarla mücadele etmek istiyoruz. Şu an şehirdeki kayıp ve kaçak oranı yüzde elli civarında. Tabii bu hemen bizim 22 günde çözeceğimiz bir sorun değil. Bununla ilgili çok ciddi anlamda çalışmalar gerekiyor. Ama önümüzdeki günlerde şu an araştırmalarımızı yapıyoruz. Uzmanlarla bir araya geleceğiz. Ve şehrin su yönetimini sağlıklı bir hale getireceğiz” dedi. “Şehir gelecekte özellikle ciddi anlamda sorunlar yaşayabilir” Kentin gelecek yıllarda ciddi anlamda su sorunu yaşayabileceğini ifade eden Uzun, “ Şu an itibariyle barajın kendisini toparladığını görüyoruz. 2022 tarihinde artık o en alt çamur tabakası dediğimiz en alt tabakadan su çekilirken şimdi artık barajın biraz toparladığını görüyoruz. Tabii bu ishale hattıyla birlikte Pusat Özlem Barajı’ndan da düzenli bir su aktarımı var ama bu da tabii şehrin su sorununu bitirmedi. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum şöyle bir algı oluşmasın. İshale hattı tamamlandı ama şehrin sorunu bitmedi. Şehir gelecekte özellikle ciddi anlamda sorunlar yaşayabilir. Hatta Pusat Özen Barajı’na da çok yüklenmemek gerekiyor. Sonuçta burası tarımsal sulama amaçlı kurulan bir baraj. Buradaki üretimin de özellikle çevresinde aksamaması gerekiyor. Bunun için yapılması gereken en önemli husus tabii ki kayıp ve kaçakla mücadele. Kayıp ve kaçakla bizim hedefimiz. Şu an yüzde 50 olan, kayıp kaçak oranını eğer yüzde otuzlar gibi bir seviyeye çekebilirsek çok büyük bir başarı elde etmiş olacağız” şeklinde konuştu.
Trabzon Prof. Dr. Tevfik Özlü: “Astım ve KOAH hastaları çöl tozuna dikkat etmeli” Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden rüzgar ile taşınan tozun ülke üzerindeki hava kalitesini etkilediğine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Astım ve KOAH başta olmak üzere akciğer hastalarımız bu konuda dikkatli olmalılar. Çünkü havada izin verilen miktarların üzerinde bulunan toz ve gazların solunması akciğer hastalarımızın dengesini bozabilir, astım ve KOAH alevlenmelerine neden olabilir” dedi. Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Afrika çöl tozları hakkında uyarılarda bulundu. Son günlerde Afrika ve Arabistan çöllerinden kalkan tozun ülke üzerindeki hava kalitesini etkilediğine değinen Prof. Dr. Özlü, “Astım ve KOAH başta olmak üzere akciğer hastalarımız bu konuda dikkatli olmalılar. Çünkü havada izin verilen miktarların üzerinde bulunan toz ve gazların solunması akciğer hastalarımızın dengesini bozabilir, astım ve KOAH alevlenmelerine neden olabilir. Bu hastaların hava kirliliğinin arttığı dönemlerde acile başvuru ve ölüm oranlarının arttığına dair daha önce yaşanmış büyük hava kirliliği epizotlardan bildirilen veriler vardır” diye konuştu. “Astım ve KOAH hastalarında şikâyetler ortaya çıkabilir” Bu dönemde astım ve KOAH hastalarının şikâyetlerinin artabileceğini dile getiren Prof. Dr. Özlü, “Hastalarımızın şikâyetleri ortaya çıkabilir, var olan yakınmaları artabilir, mevcut tedavileri yetersiz kalabilir. Nefes darlığı, öksürük, balgam, hırıltılı solunum gibi yakınmalarınız ortaya çıkmışsa veya bu yakınmalarının şiddet ve sıklığında artma varsa, genel durumunuzda bir bozulma hissediyorsanız, uykudan uyandıran şikâyetleriniz oluyorsa hemen hekiminize başvurulmalıdır” şeklinde konuştu. “Tozun yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkılmamalı” Tozun yoğun olduğu saatlerde dikkat edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Özlü, “Özellikle tozun yoğun olarak hissedildiği saatlerde dışarıya çıkmayınız, pencerelerinizi kapalı tutunuz. Dışarıya çıkmanız mutlaka gerekli ise maske kullanınız” dedi. “Çöl tozu gözlerde kurumaya neden olabilir” Çöl tozlarının bireyi olumsuz etkileyebileceğini vurgulayan Prof. Dr. Özlü, “Çöl tozları gözlerde ve ciltte kurumaya, tahrişe, kaşıntı ve kızarıklık gibi yakınmalara neden olabilir. Eşya ve yüzeylerde çizilmelere, tahriplere, boyalarda deformasyona da yol açabilir. Çöl tozları ile taşınan mantarlar solunabilir ve duyarlı konakçılarda akciğer enfeksiyonlarına neden olabilir” ifadelerini kullandı.