GENEL - 17 Temmuz 2018 Salı 12:30

Avrupa’nın tuzu Sivas’tan

A
A
A
Avrupa’nın tuzu Sivas’tan

Sivas’ın Tuzlagözü köyünde üretilen sağlıklı kaynak tuzu, İsviçre başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesine ihraç ediliyor.

Sivas’ın Tuzlagözü köyünde üretilen sağlıklı kaynak tuzu, İsviçre başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesine ihraç ediliyor.


Sivas’ın Zara ilçesine 26 kilometre uzaklıkta bulunan Tuzlagözü köyünde yaklaşık 150 dönümlük arazide çıkarılan tuzun hasadı başladı. Üçyüz yıldır aynı yöntemle çıkarıldığı tahmin edilen kaynak tuzu sofralara tat katıyor. Temmuz ayında başlayan tuz hasadı Eylül ayına kadar devam ediyor. İki kaya arasından 15 derece sıcaklıkta çıkan tuzlu su büyük havuzlarda toplanıyor. Daha sonra güneşin ısısıyla ısıtılan tuzlu su 24 dereceye ulaştığında küçük havuzlara aktarılıyor. Bir süre sonra buharlaşarak havuzlarda oluşan tuz daha sonra toplanıp temizlenerek çuvallara yerleştiriliyor. Yaklaşık 4 ay süren hasatta, 700 ton ile bin ton arasında tuz elde ediliyor.


Tansiyon, şeker ve kolesterol gibi hastalığı olan vatandaşlar bu doğal kaynak tuzunu rahatlıkla tüketebiliyor. İçinde insan vücuduna yarayan ve içinde birçok mineral bulunan doğal kaynak tuzu Sivas’ın tamamına gönderilirken, Türkiye’nin de birçok büyük şehrine de gönderiliyor. Çıkarılan kaya tuzu Avrupa’da; Almanya, Fransa, İngiltere ve son olarak İsviçre’den de talep görüyor.



"Yaklaşık olarak 300 yıldır tuzlamızda üretimimiz devam etmekte"


Anadolu Tuz Madencileri Derneği Başkanı Bülent Yılmaz, aynı yerde yaklaşık bin 700 yıldan bu yana tuz üretildiğini belirterek, "Tahmin ettiğim kadarı ile bu tuzlamızda üretim bin 700 yılından beri devam ediyor. Daha eski de olabilir ama benim bildiğim bu yıllara kadar. Yaklaşık olarak 300 yıldır tuzlamızda üretimimiz devam etmekte. Bu tuzla da özelleştirme 2000 yılında yapıldı ve bu tarihten sonrada tuzlada üretim özel sektöre geçti. Kaynak tuzlaları içerisinde en büyük 2’inci tuzla. Üretim yöntemi yıllardır aynı solar yöntem ile devam ediyor. Kaynaktan çıkan suyun güneş ile buharlaştırılması ve çeşitli aşamalardan geçmesi ile üretim yapılıyor. Tuzlamızdan çıkan tuzların satışı genellikle iç piyasa olmakla birlikte yurt dışına da satışlarımız var. Almanya, Fransa, İngiltere ve son olarak tuzumuza talep İsviçre’den var. Bu ülkelerden tuzumuzu tercih etmesinin sebebi araştırmadan ve bir incelemeden sonra tuzumuzu talep ediyorlar. Belirli bir satışımızdan sonra da damak zevki oluşturduk ve insanların mutfaklarında tercih ettikleri bir tuz haline geldi" şeklinde konuştu.



Tuzlu su kaynaktan geliyor


Tesis de görevli Ahmet Turan Işık, "İlk baharda göllerde bulunan artık sularını ve yağmur sularını temizleriz. Ondan sonra ise tuzlu su kaynağından çıkan tuzlu suları göllere bıkarız. Göllere bıraktığımız su kaynaktan 15 derece olarak çıkar. Göllere bıraktığımız su 24 derece olduğunda ise tuz oluşumu ortaya çıkar. Bu tuz kaynağı 2 kayanın arasından geliyor. Bu yıl bahar aylarında çok fazla yağmur yağdığı için randıman alamadık. Yağmur kesildiğinden beri, yaklaşık 1 aydır da güzel bir şekilde üretimimizi yapıyoruz. Bu tuzumuz tansiyona, kolesterole ve şeker hastaları olanlar rahatlıkla tüketebilir. Tuzumuz içerisinde insan vücuduna iyi gelecek çok değerli mineraller var. Buraya gelen hocalar bunu rahatlıkla tuzumuzu inceledikten sonra rahatlıkla söyleyebiliyorlar" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.