GENEL - 09 Kasım 2012 Cuma 13:40

İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ`NİN YENİ REKTÖRÜ PROF. DR. SEMAHAT DEMİR OLDU

A
A
A
İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ`NİN YENİ REKTÖRÜ PROF. DR. SEMAHAT DEMİR OLDU

2009`da ABD Dışişleri Bakanlığı``˜ndan ABD-Türkiye ``˜Bilim Elçisi` unvanını alan Prof. Dr. Semahat Demir, İstanbul Kültür Üniversitesi`nin yeni rektörü oldu. Prof. Dr. Semahat Demir İKÜ`nün gençliğin ve geleceğin beklentilerini karşılayan üniversite olmak için çalışacağını ifade etti.
National Science Foundation`da 2008-2012 döneminde Biyomedikal Mühendisliği Program Direktörü olarak 20 bilim dalını yöneten Prof. Dr. Sıddıka Semahat Demir, İstanbul Kültür Üniversitesi Akıngüç Oditoryumu ve Sanat Merkezi`nde 8 Kasım 2012 Perşembe günü gerçekleştirilen törenle görevini Prof. Dr. Dursun Koçer`den devraldı.
Görevine 2008-2012 dönem rektörü Prof. Dr. Dursun Koçer`le; ``˜seçilmiş rektör` unvanıyla Temmuz`dan itibaren hazırlanan Prof. Dr. Semahat Demir İKÜ`nün 4. Rektörü oldu.
Vakıf ve devlet olmak üzere pek çok üniversitenin rektörü, endüstri ve kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarından önemli isimlerin katıldığı Tören`de; Mütevelli Heyet Onursal Başkanı İnşaat Yüksek Mühendisi Fahamettin Akıngüç`ün açılış konuşmalarıyla başladı. Onursal Başkan İnşaat Yüksek Mühendisi Fahamettin Akıngüç konuşmasında; görev devir teslimlerini Üniversite olarak başarıyla gerçekleştirdiklerine dikkati çekti. Vakıf üniversiteleri arasındaki bilimsel iletişimin bir başarı unsuru olduğunu belirten Mütevelli Heyet Onursal Başkanı Fahamettin Akıngüç konuşmasında; 2004`te vefat eden kurucu rektörleri Prof. Dr. Önder Öztunalı`nın İstanbul Kültür Üniversitesi`nin başarısında temel aktörlerden biri olduğunu söyledi.
İstanbul Kültür Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver ise Prof. Dr. Semahat Demir ile üniversitenin 30. yılı olan 2027`nin hedeflerine odaklanacaklarını kaydetti. Dr. Günver; 2008-2012 dönem rektörü Prof. Dr. Dursun Koçer ile ılımlı yönetim iklimini ve kültür değerlerine bağlılığı Prof. Dr. Semahat Demir`le güçlenerek sürdüreceklerine inandıklarını ifade etti.
Prof. Dr. Dursun Koçer`in Rektörlük görevini devralırken belirlediği hedeflere kararlı ve tutarlı yaklaşımıyla ulaştığını kaydeden Dr. Bahar Akıngüç Günver; üniversitenin stratejik plan hedefleri, teknolojik donanım, akreditasyon çalışmaları; Bologna süreci, uluslararası ilişkiler ve yabancı diller alanında gerçekleştirdiği hamlelerle 4 yılda önemli gelişmeler kaydettiğini ifade etti.
Dr. Bahar Akıngüç Günver`in ardından sözü İKÜ 2008-2012 akademik yılı rektörü Prof. Dr. Dursun Koçer aldı. Prof. Dr. Koçer, rektörlük değerlendirmelerini içeren sunumunda; üniversitenin geçtiğimiz 4 yılını katılımcılara aktardı. Prof. Dr. Dursun Koçer, konuşmasında İstanbul Kültür Üniversitesi`nin yeni açılan fakülte ve bölümleri, teknolojik altyapısı, sanayi işbirlikleri, sosyal sorumluluk çalışmalarıyla geçen dört yılda gelecek dönemler adına önemli temeller atıldığını kaydetti.
Prof. Dr. Dursun Koçer`in sunumunun ardından rektörlük cübbesini takdim ettiği Prof. Dr. Semahat Demir; görevine ilişkin hedeflerini aktardı. Prof. Dr. Demir, rektörlük görevinde; geleceğin liderlerini yetiştirmek, geleceğin gündeminde yer alan sorunlara çözüm üreterek Türkiye`nin ve dünyanın kalkınmasına katkıda bulunmak ve İKÜ`yü eğitim, bilim, sanatta ilk akla gelen ve aranan üniversite yapmak üzere üç temel hedefe odaklanacağını ifade etti.
Prof. Dr. Demir, Rektörlük devir tesliminin; üniversite adına bir değişim değil dönüşüm sürecine işaret ettiğini söyledi. İKÜ`nün kurumsal mükemmeliyet hedefine bağlılığını da sürdürdüreceğini belirten Prof. Dr. Demir; üniversitenin tüm kademelerinde veri analiz, bilgi, servis ve hizmet sunumu ile teknolojinin tüm imkânlarından yararlanarak ``˜kusursuz işleyiş`i sağlayacaklarını kaydetti.
Kalite güvencesinin temeli olan planlama, değerlendirme, denetim ve akreditasyon çalışmalarını da ulusal ve uluslararası düzeyde sürdüreceklerini ifade eden, Prof. Dr. Semahat Demir tüm hedef ve uygulamalarda öğrenci merkezli yaklaşımın ön plana çıkacağını belirtti.
Konuşmasında disiplinlerarası eğitime yatırımları da önemsediklerini belirten Prof. Dr. Semahat Demir, Rektörlük döneminde birimler arası etkileşimi artıracak özelleştirilmiş çift anadal projesinin özetini şöyle aktardı: ``Küresel dünya, çok yönlü eğitim almış liderlere kapılarını açıyor. Bu nedenle disiplinlerarası eğitime yatırım yapmalıyız. Hedefimiz, iletişimde uzman mühendisler, uluslararası ilişkilere hakim mimarlar, psikoloji literatürüne hakim hukukçular ya da moleküler biyoloji ve genetik bilgisine sahip psikologlar yetiştirebilmek. Eğitim dalları arasındaki etkileşimi artırmak. 21. yüzyıl gençliğinin bizden; özelleştirilmiş ÇAP eğitimini talep edeceği gün gelecek. Ve biz o güne, bugünden hazırlanmalıyız.``
Konuşmasında, öğrencilere 360 derece destek vermeyi hedefleyen Öğrenci Dekanlığı Projesi, bilim ve akademisyenleri üretkenliğini destekleyen Proje Geliştirme ve Koordinasyon Ofisi`nin de temellerini atmayı hedeflediklerini belirten Prof. Dr. Semahat Demir; Endüstri İlişkileri ve Kariyer Merkezi, Sanayide Doktora Projesi, Akademik Mentorluk Sistemi ve yeni uluslararası bağlantılarla dünyanın kapısını bilimle aralayan üniversite olmayı hedeflediklerini belirtti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul GAİN Medya’ya yönelik yürütülen soruşturmada 4 şüphelinin ifade işlemleri başladı GAİN Medya’ya yönelik yürütülen soruşturma çerçevesinde 4 şüphelinin ifade işlemleri başladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından GAİN Medya’ya yönelik ‘kara para aklama’ soruşturması sürüyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan şüpheliler Berkin Kaya, Barbaros Reşat Gülcan, Selahattin Aydın ve Okan Karacan jandarmadaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Şüphelilerin ifade işlemlerinin başladığı öğrenildi. Olayın Geçmişi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, şüpheli Berkin Kaya’nın hesap hareketleri incelendiğinde çok sayıda ve yüksek tutarlı nakit yatırma ve çekme işlemlerinin bulunduğu, işlemlerin kaynağının anlaşılamadığı, şahsın SWIFT işlemlerinin yoğun olduğu ve yurt dışındaki bazı şirketlere yüklü miktarda para transferleri gerçekleştirdiği belirlendi. Şüpheli Kaya’nın ortağı olduğu firmalar incelendiğinde, bu ölçekte para transferlerini açıklayabilecek yeterli sermaye yapısı veya ticari faaliyetinin tespit edilemediği, hesaplarının yasadışı bahis ve dolandırıcılık faaliyetlerinde kullanıldığına ilişkin çok sayıda istihbarat bulunduğu, hesaplarda dolaşan yüklü miktarların kaynağının da açıklanamadığı tespit edildi. Yapılan araştırmalar ve MASAK raporu doğrultusunda, 2020 yılında kurulan GAİN Medya Anonim Şirketi’nin yüzde 50 hissesinin 2024 yılında şüpheli Berkin Kaya tarafından devralındığı, bu devir öncesi ve sonrasında 19 Nisan 2024 ile 22 Ekim 2024 tarihleri arasında şirkete toplam 310 milyon TL nakit, 88 milyon TL havale/EFT ve 9 Ocak 2025’te 1 milyon dolar olmak üzere toplamda yaklaşık 450 milyon TL tutarında ödeme yapıldığı tespit edildi. 29 Kasım 2024 tarihli genel kurul toplantısında şirket sermayesinin 1 milyar TL’ye çıkarıldığı, sermaye artışının 380 milyon TL’den fazlasının ortakların şirketten alacaklarının sermayeye mahsubu yoluyla karşılandığı, şirket finansmanının büyük ölçüde yüklü nakit girişleri ve yurtdışı kaynaklı transferlerle sağlandığı anlaşıldı. Soruşturma kapsamında para hareketlerinin miktarı, sıklığı ve yöntemi itibarıyla ticari hayatın olağan akışına aykırılık taşıdığı değerlendirildi. Öte yandan 12 Aralık 2024’te şüpheli Selahattin Aydın tarafından tek ortaklı ve 10 milyon TL sermaye ile kurulan Anahat Medya Anonim Şirketi’nin, GAİN Medya Anonim Şirketi’ni 22 Ocak 2025 tarihinde 450 milyon TL bedelle devraldığı, aynı tarihte nakit sermaye artırımına gidilerek sermayesinin 470 milyon TL’ye çıkarıldığı belirlendi. Anahat Medya Anonim Şirketi tarafından 28 Ocak 2025 ve 22 Ağustos 2025 tarihleri arasında GAİN Medya Anonim Şirketi’ne yaklaşık 1 milyar 76 milyon TL tutarında EFT ve havale işlemi gerçekleştirildiği, bu işlemlerin finansmanının Selahattin Aydın’ın hesabına yatırılan yüklü miktardaki nakit paralarla sağlandığı ve söz konusu tutarların kısa süre içerisinde GAİN Medya Anonim Şirketi’ne aktarıldığı anlaşıldı. İşlemler birlikte değerlendirildiğinde, suç gelirlerinin aklanmasına yönelik organize bir finansal yapı oluşturulduğuna dair kuvvetli şüphe bulunduğu soruşturma kapsamında belirlendi. Elde edilen deliller doğrultusunda, şüpheliler Berkin Kaya, Barbaros Reşat Gülcan ve Selahattin Aydın’ın yakalanması amacıyla İstanbul İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince bugün eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda 3 şüpheli de yakalanırken, suçtan elde edildiği değerlendirilen taşınır ve taşınmazlara el konuldu. İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği tarafından verilen karar doğrultusunda ise GAİN Medya Anonim Şirketi, GAİN Studio Prodüksiyon Anonim Şirketi, GAİN Shorts Medya Anonim Şirketi, Anahat Holding Anonim Şirketi, Anahat Medya Anonim Şirketi, 3B Yazılım Teknolojileri Sanayi Ticaret Anonim Şirketi ve Berton Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) kayyım olarak atandı.
İstanbul Bağcılar’da minik Meryem’i taşla öldüren sanığın yargılanmasına devam edildi İstanbul Bağcılar’da evine girdiği 12 yaşındaki Meryem Samou’yu başına taşla vurarak öldüren Zekeriyya A.’nın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, pedagog eşliğinde beyanda bulunan Meryem’in kardeşi Ahmad, "Olay günü kafama vuruldu. Vuran kişi Zekeriyya idi. O sırada kız kardeşim evdeydi. Başka bir şey bilmiyorum. Sanığı görsem tanıyabilirim. İsminin Zekeriyya A. olduğunu biliyorum. O, sürekli evimize geliyordu. O gün bize geldiğinde tekti" dedi. Bağcılar 15 Temmuz Mahallesi’nde, Meryem Samou’yu (12) kafasına taşla vurarak ve bıçaklayarak öldüren, aynı taşla Samou’nun 6 yaşındaki kardeşi Ahmad Samau’yu da yaralayan Zekeriyya A.’nın (51) yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Zekeriya A., müşteki anne Gulli Samou ve baba Cihat Samou ile tarafların avukatları hazır bulundu. Ayrıca duruşmaya, olay anında evde bulunan ve yaralanan Meryem Samou’nun küçük kardeşi Ahmed Samou ile abisi Mohammad Ali Samou duruşmaya ‘tanık’ sıfatıyla pedagog eşliğinde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. "Olay günü kafama vuruldu. Vuran kişi Zekeriyya idi" Duruşmada pedagog eşliğinde ‘tanık’ olarak dinlenen Ahmad Samou beyanında, "Olay günü kafama vuruldu. Vuran kişi Zekeriya idi. O sırada kız kardeşim evdeydi. Başka bir şey bilmiyorum. Sanığı görsem tanıyabilirim. İsminin Zekeriyya A. olduğunu biliyorum. O, sürekli evimize geliyordu. O gün bize geldiğinde tekti" ifadelerini kullandı. Bir diğer mağdur olan Meryem ile Ahmad’ın abisi Mohammad Ali Samou ise, "Saat sabah 10.00 gibi kahvaltı yaptık. Annemle 14.30 gibi yemek yedik. Küçük kardeşlerim evdeydi. Biz kapıyı çaldık kimse açmadı. Sonra anahtarla girdik, her yer kandı ve karanlıktı. Sonrasında polisler geldi. Zekeriyya en son olaydan kısa bir süre önce eşiyle birlikte bize geldiler" dedi. Beyanda bulunan müşteki baba Cihat Samou, "Ben şikayetçiyim. Olayı görmedim, bu olay olduğunda ben yurt dışında çalışıyordum. Beni Muhammet isimli arkadaşım arayıp, ailemle ilgili bir durum var dedi. Eşim ve kızıma ulaşamadım. Dayımın kızını aradım, o bana olayı anlattı" diye konuştu. Müşteki anne Gulli Samou ise beyanında, "Ben sanığın eşinden de şikayetçiyim, eşi bizi oyladı. Olaydan sonra, benim akrabalarım sanığın evine gitti ancak kapıyı ve perdeyi açmadı" şeklinde konuştu. Tutukluluk halinin devamına hükmedildi Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamını ve eksik hususların giderilmesini talep etti. Beyanda bulunan müşteki avukatları, sanığın en üst sınırdan cezalandırılmasını istediler. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmederek, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden: Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Zekeriyya A. ‘şüpheli’, hayatını kaybeden kız çocuğu Meryem Samau ‘maktul’ sıfatıyla yer aldı. Meryem’in vücudunda 3 adet kesici, delici alet yarası ve 17 adet kesik yara tespit edildi Hazırlanan iddianamede, hayatını kaybeden 12 yaşındaki Meryem Samou’nun boğaz kısmında kesi ve kafasının belli yerlerinde darp yaraları ile hayatını kaybettiği, olay sırasında evde olan ve yaralı olarak kurtulan Ahmed Samou’nun da vücudunun bazı yerlerinde darp izleri olduğu anlatıldı. Öte yandan iddianamede, olay günü yaralı Ahmed’in polis tarafından ifadesinin alınmak istendiği ancak küçük çocuğun hıçkırarak ağladığı ve kendisini ifade edecek durumda olmadığı belirtildi. Mağdur Ahmed hakkında hazırlanan Adli Tıp Kurumu (ATK) raporuna da yer verilen iddianamede, yaralarda kişinin yaşamının tehlikeye sokan bir durumun olmadığı, yaranın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek hafif nitelikte olmadığı ve darbelerin vücutta kemik kırığına neden olmadığı belirtildi. Ayrıca hayatını kaybeden Meryem Samou için hazırlanan otopsi raporuna da yer verilen iddianamede, maktulün vücudunda 3 adet kesici, delici alet yarası ve 17 adet kesik yara tespit edildiği ve yaralanmaların öldürücü nitelikte olmadığı, maktulün ölümünün künt kafa travmasına bağlı, kafatası kırıkları ile beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği bilgisine yer verildi. İddianamede, olay sonrası Ahmed Samou’ya şüphelinin tespiti için yaptırılan teşhis çalışmalarında, Zekeriyya A.’yı net ve kesin olarak teşhis ettiği de belirtildi. Olay gününe ait görüntü izleme tutanağına da yer verilen iddianamede, sanık Zekeriyya A.’nın olay yerine gittiği, yüzünün tam net olarak görüldüğü, elinde telefonla uğraştığı, üzerinde siyah deri ceket, altında siyah pantolon ve kafasına takılı beyaz açık renkli kapüşonlu polar giydiği, elinde eldiven olduğu, devam eden görüntülerde ise şahsın olay yeri adresinden hızlıca uzaklaştığı, tedirgin hallerde bulunduğu, bahse konu adrese giderken elinde eldiven olduğu, dönerken elinde eldiven olmadığının görüldüğü bilgisi aktarıldı. Ağırlaştırılmış müebbet ile 21 yıla kadar hapis talebi Hazırlanan iddianamede, sanık Zekeriyya A. hakkında, maktül Meryem Samou’ya yönelik ‘çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kadına karşı, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak, işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Ayrıca, olayda yaralanan Ahmed Samou’ya yönelik ise ‘çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kadına karşı, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 14 yıldan 21 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.
İstanbul Bağcılar’da minik Meryem’i taşla öldüren sanığın yargılanmasına devam edildi İstanbul Bağcılar’da evine girdiği 12 yaşındaki Meryem Samou’yu başına taşla vurarak öldüren Zekeriyya A.’nın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, pedagog eşliğinde beyanda bulunan Meryem’in kardeşi Ahmad, "Olay günü kafama vuruldu. Vuran kişi Zekeriya idi. O sırada kız kardeşim evdeydi. Başka bir şey bilmiyorum. Sanığı görsem tanıyabilirim. İsminin Zekeriyya A. olduğunu biliyorum. O, sürekli evimize geliyordu. O gün bize geldiğinde tekti" dedi. Bağcılar 15 Temmuz Mahallesi’nde, Meryem Samou’yu (12) kafasına taşla vurarak ve bıçaklayarak öldüren, aynı taşla Samou’nun 6 yaşındaki kardeşi Ahmad Samau’yu da yaralayan Zekeriyya A.’nın (51) yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Zekeriya A., müşteki anne Gulli Samou ve baba Cihat Samou ile tarafların avukatları hazır bulundu. Ayrıca duruşmaya, olay anında evde bulunan ve yaralanan Meryem Samou’nun küçük kardeşler Ahmed Samou ile Mohammad Ali Samou duruşmaya ‘tanık’ sıfatıyla pedagog eşliğinde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. "Olay günü kafama vuruldu. Vuran kişi Zekeriyya idi" Duruşmada pedagog eşliğinde ‘tanık’ olarak dinlenen Ahmad Samou beyanında, "Olay günü kafama vuruldu. Vuran kişi Zekeriya idi. O sırada kız kardeşim evdeydi. Başka bir şey bilmiyorum. Sanığı görsem tanıyabilirim. İsminin Zekeriyya A. olduğunu biliyorum. O, sürekli evimize geliyordu. O gün bize geldiğinde tekti" İfadelerini kullandı. Bir diğer mağdur olan Meryem ile Ahmad’ın abisi Mohammad Ali Samou ise, "Saat sabah 10.00 gibi kahvaltı yaptık. Annemle 14.30 gibi yemek yedik. Küçük kardeşlerim evdeydi. Biz kapıyı çaldık kimse açmadı. Sonra anahtarla girdik, her yer kandı ve karanlıktı. Sonrasında polisler geldi. Zekeriyya en son olaydan kısa bir süre önce eşiyle birlikte bize geldiler" dedi. Beyanda bulunan müşteki baba Cihat Samou, "Ben şikayetçiyim. Olayı görmedim, bu olay olduğunda ben yurt dışında çalışıyordum. Beni Muhammet isimli arkadaşım arayıp, ailemle ilgili bir durum var dedi. Eşim ve kızıma ulaşamadım. Dayımın kızını aradım, o bana olayı anlattı" diye konuştu. Müşteki anne Gulli Samou ise beyanında, "Ben sanığın eşinden de şikayetçiyim, eşi bizi oyladı. Olaydan sonra, benim akrabalarım sanığın evine gitti ancak kapıyı ve perdeyi açmadı" şeklinde konuştu. Tutukluluk halinin devamına hükmedildi Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamını ve eksik hususların giderilmesini talep etti. Beyanda bulunan müşteki avukatları, sanığın en üst sınırdan cezalandırılmasını istediler. Ara kararını açıklayan mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmederek, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı erteledi. İddianameden: Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Zekeriyya A. ‘şüpheli’, hayatını kaybeden kız çocuğu Meryem Samau ‘maktul’ sıfatıyla yer aldı. Meryem’in vücudunda 3 adet kesici, delici alet yarası ve 17 adet kesik yara tespit edildi Hazırlanan iddianamede, hayatını kaybeden 12 yaşındaki Meryem Samou’nun boğaz kısmında kesi ve kafasının belli yerlerinde darp yaraları ile hayatını kaybettiği, olay sırasında evde olan ve yaralı olarak kurtulan Ahmed Samou’nun da vücudunun bazı yerlerinde darp izleri olduğu anlatıldı. Öte yandan iddianamede, olay günü yaralı Ahmed’in polis tarafından ifadesinin alınmak istendiği ancak küçük çocuğun hıçkırarak ağladığı ve kendisini ifade edecek durumda olmadığı belirtildi. Mağdur Ahmed hakkında hazırlanan Adli Tıp Kurumu (ATK) raporuna da yer verilen iddianamede, yaralarda kişinin yaşamının tehlikeye sokan bir durumun olmadığı, yaranın basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek hafif nitelikte olmadığı ve darbelerin vücutta kemik kırığına neden olmadığı belirtildi. Ayrıca hayatını kaybeden Meryem Samou için hazırlanan otopsi raporuna da yer verilen iddianamede, maktulün vücudunda 3 adet kesici, delici alet yarası ve 17 adet kesik yara tespit edildiği ve yaralanmaların öldürücü nitelikte olmadığı, maktulün ölümünün künt kafa travmasına bağlı, kafatası kırıkları ile beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği bilgisine yer verildi. İddianamede, olay sonrası Ahmed Samou’ya şüphelinin tespiti için yaptırılan teşhis çalışmalarında, Zekeriyya A.’yı net ve kesin olarak teşhis ettiği de belirtildi. Olay gününe ait görüntü izleme tutanağına da yer verilen iddianamede, sanık Zekeriyya A.’nın olay yerine gittiği, yüzünün tam net olarak görüldüğü, elinde telefonla uğraştığı, üzerinde siyah deri ceket, altında siyah pantolon ve kafasına takılı beyaz açık renkli kapüşonlu polar giydiği, elinde eldiven olduğu, devam eden görüntülerde ise şahsın olay yeri adresinden hızlıca uzaklaştığı, tedirgin hallerde bulunduğu, bahse konu adrese giderken elinde eldiven olduğu, dönerken elinde eldiven olmadığının görüldüğü bilgisi aktarıldı. Ağırlaştırılmış müebbet ile 21 yıla kadar hapis talebi Hazırlanan iddianamede, sanık Zekeriyya A. hakkında, maktül Meryem Samou’ya yönelik ‘çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kadına karşı, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak, işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması istendi. Ayrıca, olayda yaralanan Ahmed Samou’ya yönelik ise ‘çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kadına karşı, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 14 yıldan 21 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.