EKONOMİ - 21 Şubat 2017 Salı 20:28

’Kayıtlı İstihdamın Önemi ve İşverenlere Yönelik Teşvikler’ konferansı

A
A
A
’Kayıtlı İstihdamın Önemi ve İşverenlere Yönelik Teşvikler’ konferansı

Tekirdağ’da ve Çerkezköy ilçesinde ’Kayıtlı İstihdamın Önemi ve İşverenlere Yönelik Teşvikler’ konulu konferans düzenlendi. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Kılıç, Türkiye’de 2016 yılı sonu ile yüzde 34.6 kayıt dışı istihdamın var olduğunu kaydetti.
Çerkezköy Ticaret ve Sanayi Odası Konferans salonunda düzenlenen konferans, Trakya Kalkınma Ajansı ile ortaklaşa yürütülen etkinliklerinden “Kayıtlı Çalışıyorum” projesi kapsamında sosyal güvenlik uzmanı gazeteci yazar, akademisyen Prof. Dr. Cem Kılıç, Önce Tekirdağ’da daha sonra ise Çerkezköy’de ki işverenler ile bir araya geldi.

"Zorunlu sigorta getireceğiz"
Kılıç, yaptığı konuşmada Türkiye işgücü piyasasının temel sorun alanlarına dikkat çekti. Kılıç, “Türkiye işgücü piyasasının temel sorunları ‘yapısal’ izler taşıyor. İşgücü piyasasında Türkiye’de kent-kır ayrımı çok belirgindir. Kentsel alanda istihdamın karakteristiği, “Nitelik ve beceri uyumsuzluğu” olarak nitelendiriliyor. Kadınların işgücüne katılım ve istihdam oranları çok düşük seviyede. Atıl istihdam hala yüksek düzeyde ve genç işsizliği yetişkin işsizliğin iki katı seviyesinde. Urfa’daki kadının iş gücüne katılım oranıyla Tekirdağ’daki kadının iş gücüne katılım oranı bir değildir ve çok farklıdır. Bütün bunlar iş gücü piyasası açısında bizim genel karakteristik tarzımızı yansıtıyor. Kentsel alanda işsizlik, kırsal alanda işsizlik nerede daha fazladır. Kırda istihdam oranı daha yüksektir. Çünkü oralarda genel olarak aile ekonomisi geçerlidir. Yani bir çiftliği varsa işte bütün geçimini buradan sağlıyorsa, aile reisi çalışıyor, eşi yanında çalışıyor işte çocuklar tarlada çubukta çalışıyor. Bizim sistemimiz bunu istihdamlı gösteriyor. Yani bunlar istihdam rakamlarına dahildir. Kayıt dışı olsa bile. Yani kayıt dışı çalışıyor olmak istihdam olmadığının anlamına gelmeyecek. Kayıt dışı da bu rakamların içerisindedir. Kırsal alanda kadınların istihdam edilme oranları yüzde 90’lar seviyesindedir. Ama kentte geldiğimizde bu oran yüzde 7’lere ve yüzde 8’lere düşüyor. Biz buna ücretsiz aile işçiliği diyoruz. Bunların tamamı kayıt dışıdır. Buna ilişkin çalışmalar yapılıyor. Acaba biz bu kırda kendi ekonomisi olan aileleri nasıl sosyal güvenlik sistemleri içerisine koyabiliriz. Şimdi tarım bakanlığı ile çalışma bakanlığı ortak bir çalışma yapıyor. Bakan Faruk Çelik ile birkaç sohbetimizde ipuçlarını verdi dedi ki zorunlu sigorta getireceğiz tarımda çalışanlar açısından. Yani, tercihe bırakmayacağız belki de ama çok düşük prim oranları çerçevesinde gerçekleşecek. Bekleyip göreceğiz ama Türkiye’nin önemli kayıt dışılık problemlerinden bir tanesidir bu” şeklinde konuştu.

"Kayıt dışılık oranları giderek düşmeye başladı"
Cem Kılıç, Türkiye’de kayıt dışı istihdam oranının yüzde 34.6 olduğuna dikkat çekti. Kılıç, “Türkiye’deki mevcut istihdam rakamlarına göre her 3 kişiden 1’i kayıt dışı istihdam olarak çalışmakta. Bu rakam içinde özellikle kadın ve gençler yer almakta. Ayrıca eğitim düzeyi düşük kişilerin kayıt dışı istihdam içinde yer alma olasılığı yüksek. Sosyal yardım alanlar kayıt dışı olarak çalışmayı ek gelir olarak görüyor ve bu alanda kendilerine yer arıyorlar. Kayıt dışı istihdamın tercih edildiği en yaygın sektör ise tarım. Kayıt dışı istihdam nedir. Çalıştırdığınız kişiyi SGK’ya bildirmiyorsunuz. Sadece bu değil, bu sadece işin görünen yüzüdür. Sigortanın iş yapamaması kayıt dışıdır. Ama diğer yandan sigortalı çalıştırdığınız kişinin prime esas kazancı yani, SGK’ya bildirdiğiniz ücreti düşük gösterirseniz, oda kayıt dışıdır. Yani doğrudan birde dolaylı iki tür kayıt dışı söz konusudur, ücretlerin eksik bildirilmesi. Maalesef ülkemizde çok sık yaşana bir durumdur. Özellikle tekstil sektöründe çok yaşandığı yapılan araştırmalarla ortaya çıkmıştır. Mesela Güneydoğu Anadolu bölgesinde güvenlik işi yapan birçok şirket, yüksek ücretten gösterip, bankaya o parayı yatırıp daha sonra işçisinden bu parayı alanlar bile tespit edildi. Buda bir kayıt dışılıktır. Yani kişinin hiç bildirilmemesi de tespit edildiğine aynı cezalar ve idari yaptırımlar söz konusu olabiliyor. Ülkemizde istihdamdaki her 3 kişiden biri kayıt dışı çalışıyor. Yüksek bir oran ama 2000’li yılların başında bu oran çok daha fazlaydı yüzde 46-47’lileri telaffuz ettiğimiz bir dönemdi. Özellikle bilinçlenmeyle birlikte, insanların hakkını aramayı öğrenmeleriyle birlikte bu kayıt dışılık oranları giderek düşmeye başladı” ifadelerine yer verdi.

"Türkiye’de 1 milyon 800 bin işyeri var"
Kayıt dışı istihdam sağlayan işverenlerin ne gibi sonuçlar ile karşılaşabileceği hakkında da konuşan Prof. Dr. Cem Kılıç, “Yapılacak denetimler ve tespitler sonucu yüksek tutarlarda idari para cezasıyla karşılaşma veya işyerinin kapatılması riski vardır. Ayrıca işverenler işyerinde yaşanacak iş kazası ve meslek hastalıkları karşısında devlete ve işçilere mesuliyet doğururken, ciddi anlamda idari ve adli yaptırımlar ile karşılaşabilirler. Piyasada haksız rekabete neden olabilir ve piyasanın zeminini bozabilirler Yüzde 46-47’lik oranın düşmesi de bu idari ceza paralarıyla bağlantılıdır. H diyeceksiniz kaç işyeri denetleniyor. Türkiye’de 1 milyon 800 bin işyeri var. Bu 1 milyon 800 bin işyerinin küçük orta ölçekli olarak ifade edeyim. Küçük orta ölçekli sayısı, yaklaşık 1 milyon 700 binler civarıdır. Toplam denetmen sayısı ne kadar, toplamda 2 bin kişidir. Tüm Türkiye’de 2 bin kişi toplam bu. Böyle olunca denetim önemli bir zafiyet olarak ortaya çıkıyor. Bu seferde kayıt dışılık mekanizmasını ancak şikayet ederek yapmak mümkün olabiliyor” diye konuştu.
Cem Kılıç’ın anlatımlarının ve sunumunun ardından konferanslar, katılımcıların soru-cevap kısmı ile sona erdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kalıcı ateşkesin temini büyük önem arz ediyor” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kalıcı ateşkesin temini büyük önem arz ediyor. Ateşkes ve insani yardımcıların Gazze’ye kesintisiz ulaştırılması hususunda İsrail yönetimine daha fazla baskı yapılması gerekiyor” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hollanda Başbakanı Mark Rutte’yi Vahdettin Köşkü’nde kabul etti. Basına kapalı gerçekleşen kabulün ardından iki lider ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Hollanda ile 400 yıllık bir geçmişimiz var. Görüşmelerimizde ülkelerimiz arasındaki çok boyutlu iş birliğini gözden geçirdik. Ticari ve ekonomik ilişkilerimiz derinleşerek güçlenmeye devam ediyor. Hollanda Türkiye’deki en büyük yatırımcı ülke konumunda. İkili ticaretimiz geçtiğimiz sene 13 milyar doları buldu, bu rakamı 20 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sayın Başbakan’la başta Gazze ve Ukrayna özelinde ortak güvenliğimizi ilgilendiren gelişmeler hakkında fikir alışverişinde bulunduk. Kalıcı ateşkesin temini büyük önem arz ediyor. Ateşkes ve insani yardımcıların Gazze’ye kesintisiz ulaştırılması hususunda İsrail yönetimine daha fazla baskı yapılması gerekiyor. Terörle mücadele konusu da istişaremizin en öncelikli başlıklarından birisiydi. Türkiye’nin bölücü terörü ile mücadele noktasında ödediği ağır bedeller ortadadır. Aralarında çocukların, kadınların, sivillerin ve güvenlik güçlerinin olduğu binlerce vatandaşımızı PKK’nın saldırılarında kurban verdik. PKK ve uzantıları başta olmak üzere hiçbir terör örgütüne müsamaha gösterilmemesi gerektiğini ifade ettim” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Temmuz ayında Washington’da gerçekleştirilecek NATO Genel Sekreteri seçimine ilişkin ise, “Kararımızı stratejik akıl ve hakkaniyet çerçevesinde vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın” dedi. “NATO’nun Türkiye’ye ihtiyacı var” Hollanda Başbakanı Mark Rutte ise, “Türkiye şu anda belirleyici bir rol oynamakta ve bunu yaparken de Gazze’deki durumu çözme çabaları sarf etmekte, aynı zamanda Ukrayna’daki savaşla ilgili de çabaları var. Türkiye jeopolitik bir aktör. Gazze ve Ukrayna dahil tüm konuları detaylı konuştuk. 400 yılı aşan ikili ilişkilerimiz var. NATO Genel Sekreterliği adaylığım söz konusu. Türkiye zorlu bir bölgede. Terörizm var gündeminde maalesef. Bu konuyu da konuştuk. Türkiye NATO için çok önemli bir güç teşkil ediyor. NATO’nun güney kanadının Türkiye’ye ihtiyacı var, Türkiye’nin liderliğine ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.