GENEL - 04 Nisan 2012 Çarşamba 20:41

"12 EYLÜL" DAVASI

A
A
A
"12 EYLÜL" DAVASI

12 Eylül askeri darbesinin mimarlarından dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile emekli Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya`nın, "Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkmak" suçundan yargılandığı davanın ilk duruşması sona erdi.
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülen ilk duruşmada, müdahil olma gerekçelerini açıklayan Cumhuriyet Halk Partisi`nin (CHP) avukatı Şenal Sarıhan, 12 Eylül darbesi sonrasında, tüm siyasi parti yetkililerinin güvenlik gerekçesiyle gözaltına alındıklarını ve ardından partilerinin kapatıldığını, bu dönemde cezaevlerinde işkenceler yapıldığını, "milli marş ve dini değerlerin bile bir işkence aracı olarak kullanıldığını" söyledi.
Hükümet üyelerinin mağdur olduğuna inanmadığını söyleyen Sarıhan, bu dönemde CHP`nin ağır yaralar aldığını, kapatıldığını ve partinin binası içinde ne kadar bilgi ve belge varsa SEKA`ya gönderildiğini savundu. Yargılamanın özel yetkili mahkeme yerine genel yetkili mahkemelerde yapılmasını uygun bulduklarını belirten Sarıhan, gözyaşlarına hakim olamadı. Sarıhan, mahkemede gerçek mağdurların acılarını dile getirme imkanı olmadığına dikkat çekerek, "O dönemde işsiz kalmamış veya etinde işkenceyi hissetmemiş
birinin, bu davaya müdahil olmasını anlamlı bulmuyoruz" diye konuştu.
"BİZ NASIL ERDOST`U SAVUNUYORSAK BAО`I DA SAVUNUYORUZ"
BBP Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır ise, 12 Eylül darbesi sonrasında 18 yaşında, "henüz yüzünde tüyleri yokken" Mamak Cezaevi`ne girmiş biri olduğuna dikkat çekerek, "Sabah sayımlarında, yüzümde tüyüm olmadığı için dayak yemiyordum. Ancak yaşım ilerledikçe sakalım çıktı ve her türlü işkenceye tabi tutuldum. Darbeciler bir konuda eşit davrandılar. Solcu, ülkücü ayrımı yapmadan işkence yapmışlardır" dedi.
Mamak Cezaevi`nde, bir tarafındaki hücrelerden birinde Mustafa Pehlivanoğlu`nun, diğer tarafındaki hücrelerden birinde ise Erdal Eren`in bulunduğunu kaydeden Çayır, "Tıpkı İlhan Erdost`a yaptıkları gibi Bekir Bağ`ı da sabaha kadar dayak ata ata öldürdüler. Biz nasıl Erdost`u savunuyorsak Bekir Bağ`ı da savunuyoruz" diye konuştu.
Darbeler arasında ayrım gözetilmeksizin, tüm darbelere karşı tavır sergilemek gerektiğini belirten Çayır, "Bu davayı önemsiyoruz ve sembolik kalmaması gerektiğini düşünüyoruz" dedi.
"BURADA OLSALARDI YÜZLERİNE TÜKÜRÜRDÜM"
Merhum DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler`in yakınlarının avukatı Rasim Öz ise, darbenin Türkiye işçi sınıfına karşı yapıldığını ileri sürerek, "Bu darbe biz komünistler, sosyalistlere ve Kürtlere karşı yapılmıştır. Sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmalarını talep ediyorum. Onlar gebermeden ceza almalılar. Burada olsalardı yüzlerine de tükürürdüm. Cezası ne olursa çekmeye razıyım" diye konuştu.
"200 BİN ÜYEMİZ MAОDUR EDİLDİ"
Kapatılan Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği temsilcisi İsmet Yalçınkaya, temsilcisi olduğu derneğin, 1980 öncesinde Türkiye demokratik öğretmen hareketinin en büyük örgütlerinden biri olduğunu hatırlatarak, "Biz halen mağdur durumdayız. 1980`de kapatılan partilerin hepsi açıldı ama biz hala kapalıyız ve devlet mallarımızı gasp etti. Derneğimizin mallarına 12 Eylül`le birlikte el konuldu ve derneğimiz kapatıldı. 200 bin üyemiz mağdur edildi. Bu üyeler adına da davaya müdahil olmak istiyoruz"
ifadelerini kullandı.
DURUŞMA SALONUNDA KISA SÜRELİ PANİK
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Temsilcisi Yaşar Yıldırım ise, partisinin darbeden çok büyük zarar gördüğünü, bu nedenle davaya müdahil olmak istediklerini söyledi. 12 Eylül`de bir bakanlarının öldürüldüğünü anlatan Yıldırım, "En az Diyarbakır Cezaevi`nde olduğu kadar, sağcı-solcu ayrımına bakılmaksızın insanlara işkence edildi. Bunu bir kez daha kınıyorum" dedi. Diğer taraftan Yıldırım`ın gerekçesini açıkladığı sırada Ankara Adliyesi`nin bahçesinde patlatılan şüpheli paket nedeniyle duruşma salonunda
kısa süreli panik yaşandı.
"İPEKÇİ, ÖZ VE TÜTENGİL`İN YAKINLARI MÜDAHİL OLMAZSA DAVA EKSİK KALIR"
Abdi İpekçi`nin kızı Nükhet İzet ile Cavit Orhan Tütengil`in yakınlarının avukatı Hasan Ürel de, "12 Eylül sürecinde şartların olgunlaşması beklenmiştir. Bu kapsamda bir gazeteci olan Apdi İpekçi, Cumhuriyet Savcısı olan Doğan Öz`ün, akademisyen olan Cavit Orhan Tütengil`in katledilmeleriyle toplumda bir nevi `huzura ersek de rahata kavuşsak` şeklinde bir duygu oluşması sağlanmaya çalışılmış ve toplum adeta orduyu bekler hale getirilmeye çalışılmıştır" diye konuştu. Ürel, müvekkillerinin davaya müdahil
olmamaları halinde bu davanın eksik kalacağını savundu.
Doğan Öz`ün kızı Bengi Heval Öz, siyasi görüşleri ne olursa olsun, darbe döneminde mağdur olan herkesin müdahillik taleplerinin kabul edileceğine inandıklarını kaydederek, babası Doğan Öz`ün, öldürülmeden önce üzerinde çalıştığı kontrgerilla raporunun önemli olduğunu ve babasının bu nedenle öldürüldüğünü iddia etti. Öz, "Biz bu sürecin yaşayan tanıkları ve mağdurlarıyız" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Büyükşehir, mahallelinin ’bank’ talebini geri çevirmedi Aydın’ın Yenipazar ilçesine bağlı Karacaören Mahallesi’nde, Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından cami cemaati ve öğrencilerin kullanımına yönelik banklar yerleştirildi. Aydın’ın Yenipazar ilçesine bağlı Karacaören Mahallesi’nde, mahalledeki kamu alanlarında kullanılmak üzere talep edilen banklar hizmete sunuldu. Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan çalışma kapsamında, cami çevresi ve okul alanlarına banklar yerleştirildi. Mahalle Muhtarı Mustafa Kıroğlan, geçtiğimiz haftalarda düzenlenen muhtarlar toplantısında mahalledeki kamu alanlarında bank ihtiyacı bulunduğunu Aydın Büyükşehir Belediyesi yetkililerine ilettiklerini belirtti. Yapılan değerlendirme sonrasında talebin kısa sürede karşılandığını ifade etti. Yerleştirilen bankların, cami cemaatinin namaz öncesi ve sonrasında, öğrencilerin ise teneffüslerde dinlenebilmeleri amacıyla kullanılacağı bildiren Muhtar Kıroğlan; "Geçtiğimiz haftalarda yapılan muhtarlar toplantısında Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne mahallede bulunan kamu alanlarında kullanılmak üzere bank ihtiyacı talebimizi dile getirmiştik. Kısa süre içerisinde talebimizi ilgili geri dönüş sağlandı. Artık cami cemaatimiz namaz öncesi ve sonrasında, öğrencilerimiz de ders aralarındaki teneffüslerde rahatça zaman geçirebilecek. Kısa süre içerisinde talebimizin değerlendirilmesini ve ihtiyacımızın karşılanması için çalışma yapılmasını sağlayan başta Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu olmak üzere tüm belediye çalışanlarımıza çok teşekkür ediyoruz" dedi.
İstanbul Yedikule Hisarı’ndaki Hazine Kulesi restore ediliyor İstanbul’un sembol yapılarından Yedikule Hisarı’ndaki Hazine Kulesi’nde restorasyon çalışmaları başlatıldı. İstanbul’un önemli tarihî yapılarından Yedikule Hisarı’nda sürdürülen restorasyon çalışmalarında yeni bir aşamaya geçildi. Fatih Belediyesi’nce yürütülen çalışmalar kapsamında, Osmanlı döneminde devlet hazinesinin ve ganimetlerin muhafaza edildiği Hazine Kulesi’nde kapsamlı restorasyon süreci başlatıldı. Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan, çalışmalara ilişkin yaptığı açıklamada, Yedikule Hisarı’nın yalnızca İstanbul’un değil, dünyanın en eski açık hava müzelerinden biri olduğuna dikkat çekti. Osmanlı hazinesinin korunduğu kule yeniden ayağa kalkıyor Hazine Kulesi’nin tarihi işlevine vurgu yapan Başkan Turan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Ülkemizin ve dünyanın en eski açık hava müzelerinden biri olan, İstanbul’un sembol yapılarından Yedikule Hisarı’nda başlattığımız restorasyon çalışmalarımıza büyük bir titizlikle devam ediyoruz. Osmanlı Devleti zamanında devlet ganimetlerinin muhafaza edildiği Hazine Kulesi’nde de restorasyon sürecini başlatmış bulunuyoruz." Bilim Kurulu ile yerinde inceleme ve istişare Restorasyon sürecinin bilimsel esaslara göre yürütüldüğünü belirten Turan, alanında uzman Bilim Kurulu üyeleriyle birlikte Hazine Kulesi’nde yerinde incelemelerde bulunduklarını ifade ederek. "Alanında uzman Bilim Kurulu üyelerimizle birlikte kulede detaylı incelemeler yaptık. Restorasyon sürecini, yapının özgün kimliğini ve tarihî dokusunu koruyacak şekilde istişare ederek sürdürüyoruz" dedi. "Bilimi ve ortak aklı esas alıyoruz" Tarihi mirasın korunmasında bilimsel yaklaşımın önemine işaret eden Başkan Turan, restorasyon çalışmalarının temel ilkesini şu sözlerle özetledi: "İstanbul’un değerlerini bilimi ve ortak aklı merkeze alarak korumaya devam edeceğiz. Hazine Kulesi gibi tarihî önemi yüksek yapıları, gelecek nesillere doğru ve güçlü bir miras olarak aktarmak en büyük sorumluluğumuz." Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından Hazine Kulesi’nin, Yedikule Hisarı’nın bütüncül koruma ve ziyaret sürecine katkı sunacak şekilde yeniden işlevlendirilmesi planlanıyor.
Edirne Bulgaristan levası tabelalardan kalktı Yeni yıla kısa bir süre kala yaşanan gelişmeler Edirne’de de etkisini göstermeye başladı. Bulgaristan ile yoğun sınır ticaretinin yaşandığı kentte, döviz bürolarındaki fiyat bilgilendirme tabelalarından Bulgar levası kuru kaldırıldı. Her ne kadar tabelalarda yer almasa da, döviz bürolarının leva bozdurma işlemlerini sürdürdüğü öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, leva bozdurmak isteyen vatandaşlar için alım fiyatlarının 20 ile 24 TL arasında değiştiği ifade ediliyor. Bulgaristan euroya geçiyor Bulgaristan, 1 Ocak 2026 itibarıyla euroya geçerek Euro Bölgesi’nin 21’inci üyesi olacak. Bu adımla birlikte, 1881 yılından bu yana kullanılan ulusal para birimi leva, yaklaşık 145 yıl sonra tedavülden kalkacak. Böylece Bulgaristan tarihinde ikinci kez resmi para birimi değişmiş olacak. 1997 yılından bu yana para kurulu sistemi uygulayan Bulgaristan’da leva, önce Alman markına, ardından euroya sabitlenmişti. Euroya geçişle birlikte uygulanacak sabit kur 1 euro = 1,95583 Bulgar levası olarak belirlendi. Bu oran, Alman markının euroya dönüşmesiyle birlikte 1999 yılından bu yana fiilen uygulanıyordu. TCMB’den resmi düzenleme Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2 Ocak 2026’dan itibaren alım satıma konu olan dövizler listesinden Bulgar levasını çıkardı. Söz konusu karar, 20 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Resmi Gazete’de yayımlanan düzenleme, Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2008-32/34 sayılı tebliğine ilişkin TCMB genelgesinde yapılan değişiklikleri kapsıyor. Alınan kararla birlikte, TCMB nezdinde Bulgar levası üzerinden gerçekleştirilen alım-satım işlemleri 2026 yılının başından itibaren sona erecek. Bulgaristan’ın euroya geçmesiyle birlikte söz konusu işlemler bundan sonra euro üzerinden yapılacak.