EKONOMİ - 15 Aralık 2017 Cuma 12:02

Hekimoğlu: "Türkiye yerli otomobili çok rahatlıkla yapacak tecrübeye sahip”

A
A
A
Hekimoğlu: "Türkiye yerli otomobili çok rahatlıkla yapacak tecrübeye sahip”

Hekimoğlu Döküm Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Celil Hekimoğlu, 2017 yılının Trabzonlu bir sanayici olarak kendileri açısından güzel geçtiğini, 2018 yılında da Türkiye’nin ihracatta en iyi yıllarından birini yaşayacağını söyledi.

Hekimoğlu Döküm Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Celil Hekimoğlu, 2017 yılının Trabzonlu bir sanayici olarak kendileri açısından güzel geçtiğini, 2018 yılında da Türkiye’nin ihracatta en iyi yıllarından birini yaşayacağını söyledi. Hekimoğlu, ülke olarak yerli otomobili çok rahatlıkla yapacak tecrübeye sahip olduklarını belirtti.


30 yılı aşkın tecrübesi ile Türk işçisinin emeğini birleştirerek Otomotiv sektörünün yurtiçinde ve yurtdışındaki en büyük kuruluşların güvenini kazanmış Hekimoğlu Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Celil Hekimoğlu, önümüzdeki günlerde geride kalacak olan 2017 yılını ve 2018 yılından beklentilerini değerlendirdi. Ülke olarak otomotiv sektöründe çok tecrübeli olduklarını ve yerli otomobili çok rahatlıkla yapabileceklerini vurgulayan Hekimoğlu, Bölgenin ve Trabzon’un ekonomi üzerine önemli tespitlerde bulundu.


Hekimoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Celil Hekimoğlu, 2017 yılının güzel geçtiğini belirterek, “Türk otomotiv sanayi yüzde 20 artış gösterdi. İç piyasadaki işlerde durgun olsa bile Türkiye ihracatla ayakta duruyor. O yüzden 2017 yılı başaralı bir yıl oldu diyebilirim" ifadelerini kullandı.



"2018 yılındaki bütün kapasitemizi satmış durumdayız"


Şirket olarak 2018 yıl bütçelerinde yüzde 45 artış öngördüklerini vurgulayan Hekimoğlu, çok iyi bir planlama yaptıklarını söyledi. Hekimoğlu, "Biz Hekimoğlu Döküm olarak 2018 yılındaki bütün kapasitemizi satmış durumdayız. İhracatta çok büyük bir ivme var şu an, Avrupa’daki işlerimiz çok iyi. Daha çok yurt dışı pazarında çalıştığımız için Avrupa pazarında iyi bir durumdayız. 2018 yılı otomotiv sanayisi için fevkalade iyi geçeceğini düşünüyorum. Diğer sektörleri bilemiyorum ama otomotiv sektörünün en iyi yıllarından bir tanesi olacak. Yeni yatırımlar yaparak kapasiteyi arttırıyoruz. İç piyasada bir durgunluk bekliyorum ama ihracatta Türkiye iyi yıllarından birini yaşayacak“ dedi.



"Türkiye yerli otomobili çok başaralı bir şekilde yapacaktır"


Yerli otomobil konusunda ise Hekimoğlu, "Cumhurbaşkanımızın bu konuya çok ciddi bir desteği var. Büyük işadamlarını bir araya getirerek büyük bir şirket kuruldu. Bunun üzerinde gidiliyor. Bence hiç abartıldığı kadar zor bir iş değil. Zaten Türkiye’de otomobil yapılıyor. Türkiye’nin bu konuda çok ciddi bir altyapısı var. Çok rahatlıkla yapacağımız bir iştir. Ciddi bir tecrübemiz var. Biz sadece ufak araçta değil. Orta boy minibüs tarzı, kamyon ve Otobüs tarzı araçlarda da çok ciddi markalar Türkiye’de üretim yapıyor. Burada sadece bizim markamız olacak ve daha çok milli parça ile yapacağız. Bence çok geç kalınmış bir durum. İnanıyorum ki bu çok kısa zamanda devreye girecektir ve başarılı bir şekilde biz bunu yapabiliriz. Türkiye bunu çok rahatlıkla aşabilir, zaten bunu yapıyor. Türkiye, sadece kendi markasıyla yapmıyor. Başka markalar Türkiye’de bunu yapıyor. Çok rahat başaracağımıza eminim. Çünkü Türkiye’de otomotiv üzerine tecrübe var. Hiç zor olmayacaktır. Abartılmasına gerek yok. Bu irade bunu desteklediği sürece, dünya nezdinde Türkiye’nin çok güzel bir markası çıkar“ diye konuştu.



"İhracatta Türkiye’de her şey oturdu"


Hekimoğlu, Türkiye’de ihracatta her şeyin oturduğu belirterek, "Çok ciddi destekler verildi. Ben ihracatta olarak baktığım zaman hiç bir sorun yok diyebilirim. En büyük sorun ihracatta finansmandı geçmişte, şimdi ise Eximbank çok büyük destekleri var. O yüzden gözle görülüyor bir şey yok ama ufak tefek şeyler olabiliri ama bence her şey çok iyi gidiyor. Bu destekler sayesinde ihracatta artama başladı. İhracatımızın en büyük lokomotifi otomotiv sanayi oldu, bunda alınan önlemlerin büyük bir etkisi var" ifadelerini kullandı.



“Biz işimizi yapmaya devam edeceğiz”


Türkiye’nin dış dünya da yaşadığı gelişmelerle ilgili olarak ise Hekimoğlu, "Geçen yıl Almanya ile ülke olarak çok ciddi sıkıntılar yaşadık. Bu süreçten etkileniriz diye çok korktum. Sonuçta hiç bir şey olmadı. İş adamları siyasetçilerin yapmış olduğu çatışmaya uymadılar. İş hayatı devam etti ve bir sıkıntı olmadı. 2017 yılında ihracatımız yüzde 20 arttı. Demek ki biz işimizi yapmaya devam edeceğiz“ dedi.



"Trabzon turizmden çok ekmek yiyebilir"


Trabzon’un Sanayi devi Hekimoğlu Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Celil Hekimoğlu, Bölge ve Trabzon’un ekonomiden daha çok pay alabilmesi iç in önemli tespitlerde de bulundu. Trabzon’un daha çok inşaat ve turizm ile ayakta duran bir şehir olduğunu belirten Hekimoğlu, "Turizm iyi gidiyor. Özellikle Arap turistler şehrimiz için çok önemli. Bana göre Arap turistler diğer yabancı turistlere göre daha çok parça harcıyorlar. Çok güzel yatırımlar yapıldı ve bunu devam ettirmek lazım. Onlara daha iyi hizmet vermemiz lazım. Bunu en iyi şekilde yaparsak Trabzon bundan çok ekmek yiyecektir. Trabzon’da sanayiyi çok büyütemezsiniz, çünkü arazı sorunu var. Bana geçen sordular Trabzon’a otomobil fabrikası olmaz mı diye, olmaz dedim. Olmasını çok isterim, ben de yan sanayi olarak parça yaparım. Trabzon’da bir otomobil fabrikası için 3-5 bin dönümlük bir arazi lazım. Böyle bir yer yok. Ham maddede Trabzon’a çok uzak. O yüzden turizm ayağı çok önemli. İnşaat sanayisine baktığımız zamanda her yerin dolduğunu söyleyebiliriz. Trabzon turizmde çok çok iyi yerlere gelebilir” şeklinde konuştu.



‘Yatırım Adası’nda mutlaka bir liman olmalı”


Trabzon’un Arsin ilçesi sahili üzerinde kurulacak "Doğu Karadeniz Endüstri ve Yatırım Adası" ile ilgili düşüncelerini de açıklayan Hekimoğlu, şunları söyledi:


“Bu proje Trabzon için çok büyük bir nimet. Orada çok ciddi anlamda sanayi yapılanması olacaktır. Bizimde orada bir yer talebimiz var. 200 dönümlük bir arazi bize verilir ise çok güzel bir yatırım yapmak istiyoruz. Sanayide bir tarafımızda olması lazım ama Trabzon’un bel kemiği Turizm olması lazım. Yatırım adasının önünde mutlaka bir liman olması gerekiyor. Liman olmadan bir şey olmaz. Biz bugün Trabzon ihracat yapıyorsak liman sayesinde yapıyoruz. Kara ile ihracat olma şansı yok. Ben buradan Avusturya’ya, Güney Afrika’ya, Amerika’ya mal yolluyorum. Mutlaka yatırım adasında bir liman olmalı. 3 Bin dönümlük sanayi adasında çok yuğun bir elektrik ihtiyacı olacaktır. Oraya çok ciddi bir elektrik altyapısı yapılması lazım. Dolguya başladığın gün elektrik altyapısına da başlamak lazım. Bunlar yapılırsa Trabzon sanayide büyük bir hamle yapar.“

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Lokanta ve kafelerde KDV oranında değişiklik Resmi Gazete’de Lokanta ve kafelerde yüzde 8 olan KDV, yüzde 10’a, yüzde 18 olan KDV’nin, yüzde 20’ye çıkarılmasına ilişkin tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Katma Deper Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğe göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 26 Nisan 2014 tarihli Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde yer alan ’yüzde 8’ ibarelerinin ’yüzde 10’, ’yüzde 18’ ibarelerinin ’yüzde 20’ olarak değiştirilmesine karar verildi. Buna göre, lokantaların hizmetlerini, et, su, meyve suyu gibi gıda malzemesi satışı göstererek yüzde 10 yerine yüzde 1 KDV ile faturalandırmasının önüne geçilecek. Hizmet sunan lokanta, kafe, pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için yüzde 10 oranında KDV hesaplayacak. Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışlar da aynı kapsamda değerlendirilecek. Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine masa, oturma yeri, tezgah gibi servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunanların bu yerlerde yaptıkları satışlar da bu kapsamda olacak. Tebliğin yayımını izleyen ayın başında yürürlüğe gireceği belirtilirken hükümlerinin Hazine ve Maliye Bakanınca yürütüleceği belirlendi.
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.