POLİTİKA - 26 Şubat 2015 Perşembe 14:01

Malkoç Türkiye Ve Trabzon'un Fotoğrafını Çekti

A
A
A
Malkoç Türkiye Ve Trabzon'un Fotoğrafını Çekti

AK Parti Trabzon Milletvekili aday adayı Şeref Malkoç, Türkiye’nin artık kendi kabına, sığmayan uluslararası alanda olan bir ülke olduğunu ifade ederek 7 Haziran’da yapılacak seçimlerde Anayasa’yı değiştirecek sayıya da ulaşarak yep yeni bir Türkiye’nin temellerini atacaklarını söyledi.
İhlas Haber Ajansı Trabzon Bölge Müdürlüğü’nü ziyaret eden Malkoç, İhlas Trabzon Grup Yöneticisi Metin Güneş’in de bulunduğu ziyarette İHA Bölge Müdürü Öner Seven’e açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin AK Parti Hükümetiyle istikrarı yakaladığını belirten Malkoç, muhalefet partileri ’CHP ve MHP’nin iktidar olacağız’ diye bir iddialarının olmadığını belirtti. Malkoç, “Üç ay sonra seçim var. Hiç kimse kim iktidar olacak diye tartışmıyor. CHP ve MHP biz iktidara geleceğiz diye bir iddiaları yok. Bu Türkiye’nin siyasi istikrarın sağlandığını gösteriyor. Merak edilen AK Parti anayasayı değiştirecek milletvekili alabilecek mi alamayacak mı? 2023’e girerken Türkiye artık yama yapılmış, çatlamış, yırtılmış mevcut Anayasaya sığmayan bir ülke. Toplumun hemen hemen her kesimi yeni Anayasa istiyor" dedi.
AK Parti’nin Türkiye’de istikrarı, huzuru, barışı sağlayan bir parti olduğunu kaydeden Malkoç, “AK Parti Türkiye’de istikrarı, huzuru barışı sağlayan bir parti oldu. İkincisi Türkiye artık kendi kabına, bölgeye sığmayan uluslararası alanda aktif bir ülke oldu" ifadelerini kullandı.
TRABZON’UN OLMAZSA OLMAZLARINI BİLİYORUZ"
Trabzon’a bugüne kadar önemli yatırımlar hizmetler yapıldığını, bunların bundan sonra da devam edeceğini ifade eden Malkoç "Bundan sonra da Trabzon’un beklentileri yüksek. Gerek Sivil Toplum Kuruluşları , gerekse iş adamları, gerekse halkın talepleri var. Aslında bunlar belli. Burada önemli olan şu. Bu yerelde anlayacak idrak edecek Ankara’da da takip edip tutuğunu koparacak bir yapının oluşması. Bu açıdan AK Parti avantajlı. 6-0 büyük bir iddia. Biz isteriz 6-0. Bu tamamen bizim çalışmamıza milletin teveccühüne bağlı bir şey" diye konuştu.
“Trabzon’un olmazsa olmazları var” diyen Malkoç, “Bunu herkes sivil toplum örgütünden siyasetçisine kadar dillendiriyor. Bunlardan birincisi Güney Çevre Yolu’dur. Bu proje geç kalınmış. Şehir bunun etrafında kenetlenmesi lazım. Biz bunun liderliğini yaparsak diğer siyasi partilerden farklı sesler çıkabilir. Ama Sivil Toplum Örgütleri bunun liderliğini yapmalı ve bu talepler daha güçlü şekilde Ankara’da seslendirilmeli. Biz de takipçisi oluruz. İkincisi havaalanına yapılacak 2. pist. Trabzon Havalimanı bölgenin, dünyanın önemli yerlerinden birisi. Maliyeti yüksektir doğru. Ancak Türkiye bunları kaldırabilecek güçte kapasitededir. Üçüncüsü Trabzon’a ikinci devlet üniversitesi ama uluslararası bir üniversite. Yani Romanya’dan Bulgaristan’a, Ukrayna’dan Kafkasya’ya kadar veyahutta Azerbeycan’dan İran’a kadar bölgedeki insanların geleceği öğrencilerin geleceği olacak bir bölge üniversitesi” şeklinde konuştu.
"DEMİRYOLU ARTIK TRABZON’A GELMELİ"
Demiryolunun artık Trabzon’a gelmesi gerektiğini belirten Malkoç, “Samsun’dan buraya uzatılması ayrıca buranın mutlaka Erzincan’a bağlanması hem hızlı tren hemde yük taşımacılığı ile. Bunlar önemli şeyler. Bunlar aslında yeni şeyler de değil. Eskiden Türkiye’nin imkanları kaynakları buna pek müsait değildi. Şu anda Türkiye bunu yapabilecek durumdadır. Türkiye havaalanı yaparken dünyanın en büyük havaalanının yapıyor. Boğaz Köprüsü yaparken içinden tren yolu geçen en büyük boğaz köprüsünü yapıyor. Türkiye iki tane nükleer santral kuruyor. Bunlar müthiş şeyler. AK Parti iktidarı döneminde savunma sanayimizin yerlilik oranı yüzde 15’den yüzde 60’a çıktı. Türkiye iyi yolda. Bu dönemde millet istikrardan yana. İnşallah anayasayı değiştirecek çoğunlukta olur. Trabzon’da birkaç tane engel var bunların aşılması gerekiyor. Farklı düşünceden de olsa insanların Trabzon’a talepleri konusunda kenetlenmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Malkoç, Trabzon’da STK’ların geçmişten günümüze birçok talepleri olduğunu, şehir için gayret gösterildiğini ancak Trabzon’daki Sivil Toplum Örgütleri’nin talepleri konusunda bir istikrar ve takip mekanizmasını çalıştıramadığını kaydederek şunları söyledi.:
Talepler için istikrar ve takip önemli. Eksik olan Trabzon’da bu. Saman alevi gibi pat diye parlıyor bakıyorsunuz bir hafta geçmiş bitiyor. Ama istikrarlı bir takip gerektiriyor. Sabır gerekiyor. İnsanlar konuşurken toplumsal talepte bulunuyor. Ama ikiden ikiye kalınca da bireysel talebe dönüşüyor. Trabzon bunu aşmalı. Aslında çok güzel şeyler olacak. Trabzon Türkiye’nin göz bebeği."
HAS Parti’den AK Parti’ye geçiş süreci ve sonrasında teşkilatlarla ilişkisine de vurgu yapan Malkoç, "Bütün teşkilatlarla güzel diyaloglarımız oldu. Umduğumun üzerinde olan bir kaynaşma oldu. Bunun çeşitli sebebleri var. Birincisi biz sayın Cumhurbaşkanımızla, sayın başbakanımızla yeni tanışmıyoruz. Yıllara dayanan 25 yıla dayanan bir birlikteliğimiz var. Neticede AK Parti’de yeni Türkiye davasının partisi. Biz de yeni Türkiye’nin kurulması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Gittiğim bütün teşkilatlardan enerji, şevk alıyorum, heyecan duyuyorum” dedi.
"TÜRKİYE ATEŞ ÇEMBERİNİN ORTASINDA SAPA SAĞLAM"
Malkoç, konuşmasının son bölümünde Türkiye’nin etrafındaki ateş çemberine rağmen sapasağlam ayakta durduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Dünya önemli bir kavşak noktasında. Sayın Cumhurbaşkanımız Birleşmiş Milletlere diyor ki dünya beşten büyüktür. Bu aslında dünyadaki mevcut sisteme en önemli itirazdır. Bunu Trabzon’dan Ankara’dan söylemek kolay ama bunu Birleşmiş Milletler’de söylüyor. Bu hem Türkiye’nin itibarını hem de sayın Cumhurbaşkanımızın değerini artırıyor dünyada. Türkiye bunları düşünen planlayan bir konuma geldi. Etrafımıza bakın Ukrayna’da iç savaş var, Kafkasya her zaman hareketli. Balkanlar’da ne zaman çatışma çıkar belli değil. Rusya’ya dünya ambargo uyguluyor. Ermenistan’a biz ambargo uyguluyoruz, İran yıllardan beri ambargo altında. Bin 600 kilometrelik hududumuz olan Irak, Suriye’de iç savaş var. Kıbrıs’ta çözülemeyen bir sorun var, Yunanistan’da ne yapacağı belli olmayan bir iktidar var. Bu ateş çemberinin ortasında sapasağlam duran bir ülke; Türkiye. Bunun yansıması da fakir fukaranın milli gelirden pay alması. Memurun emeklinin milli gelirden pay alması. Önümüzdeki dönemde en önemli mesele reel sektördür. Yatırımların, istihdamın artması ve Türkiye’deki gelirin adil bir şekilde bölüşülmesi. Sayın Cumhurbaşkanımızın merkez bankasına söylemek istediği bu. Allah nasip ederse 7 Haziran seçimlerinden sonra bu daha da iyi olacak.”
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.