ASAYİŞ - 04 Şubat 2013 Pazartesi 13:49

ŞANLIURFA`DA TRAFİK KAZASI: 1 ÖLÜ, 4 YARALI

A
A
A
ŞANLIURFA`DA TRAFİK KAZASI: 1 ÖLÜ, 4 YARALI

Şanlıurfa`da meydana gelen trafik kazasında, 1 kişi öldü 4 kişi de yaralandı.
Kaza, Şanlıurfa`nın Ceylanpınar ilçesinde meydana geldi. Y.D. yönetimindeki araç, iddiaya göre aşırı hız nedeniyle sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi üzerine takla attı. Kaza sonrası araç sürücüsü olay yerinde hayatını kaybederken, araçta bulunan A.D., E.D., O.D. ve S.D. yaralandı. Yaralılar, olay yerine gelen sağlık ekipleri tarafından Ceylanpınar Devlet Hastanesi`ne kaldırıldı.
Kazayla ilgili soruşturma sürüyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "2026 yılında enflasyonu yüzde 20’nin altına indirmeyi, 2027 itibarıyla yeniden tek haneli rakamlara ulaşmayı hedefliyoruz" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Arz tarafını güçlendiren reform adımları ve talep yönetimindeki kararlılığımızla, 2026 yılında enflasyonu yüzde 20’nin altına indirmeyi, 2027 itibarıyla ise yeniden tek haneli rakamlara ulaşmayı hedefliyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda 2026 yılı bütçe görüşmelerinin kapanış konuşması yaptı. Yılmaz, Türkiye ekonomisinin dünya genelinde risk ve belirsizliklerin hakim olduğu 2025 yılında, dengeli ve sürdürülebilir bir zemin üzerinde istikrarla büyümeye devam ettiğini söyleyerek, "2026 yılında dış konjonktürün büyüme ve enflasyonla mücadele bakımından nispi olarak daha olumlu olmasını bekliyoruz. AB ve MENA başta olmak üzere ticaret ortaklarımızın büyümesinde daha olumlu perspektif, petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarının ılımlı seyri, gecikmeli de olsa gelişmiş ülkelerde faiz indirim döngüsüne girilmiş olması bu alanda başlıca etkenlerdir. 2024 yılında yüzde 3,3 büyüyen ekonomimiz, 2025’in ilk dokuz ayında yıllıklandırılmış olarak yüzde 3,7’lik bir performans sergileyerek 21 çeyrektir süren kesintisiz büyüme başarısını korumuş ve üretim gücümüzün dayanıklılığını kanıtlamıştır" şeklinde konuştu. Büyümenin enflasyondan arındırıldığını belirten Yılmaz, "Sayın Murat Emir bunu kendi partinizden bilenlere sorun. Yalan sözünü size yakıştıramadım. Asıl yalanı size o hiçbir teknik dayanağı olmayan tabloları hazırlayanlar söylüyor" diye konuştu. Sanayi sektöründeki toparlanmanın ve sabit sermaye yatırımlarındaki artışın büyümenin kompozisyonunun daha sağlıklı bir yapıya kavuştuğunu gösterdiğini aktaran Yılmaz, "Üretim cephesindeki bu iyileşme, büyümenin sadece tüketime dayalı olmadığını; aynı zamanda geleceğe dönük üretim kapasitesini ve yatırım iştahını da beslediğini ortaya koymaktadır. Büyümenin üretim ve verimlilik kanallarından destek bulması, ekonominin sürdürülebilirliği açısından son derece kıymetlidir. Tarım sektöründe bu yıl görülen zayıflama ise, yapısal bir sorundan ziyade büyük ölçüde dönemsel etkilere dayanmaktadır. Geçen yılın yüksek baz etkisi ve bu yıl yaşanan zirai don olayları ve kuraklık gibi iklimsel faktörler, üretim üzerinde geçici bir baskı oluşturmuştur. Dolayısıyla bu tabloyu kalıcı bir daralma olarak okumak doğru değildir. Tarım sektörümüz üçüncü çeyrekte yüzde 12,7 daralmakla birlikte, dördüncü çeyrekte daha olumlu bir görünüm sergilemekte olup, yıllık olarak yüzde 6 daralma tahmin ediyoruz. Tarımda yaşanan ve dönemsel olan bu etkiler olmasa, büyümemiz daha yüksek, enflasyon oranımız ise daha düşük gerçekleşecekti. Gelecek yıl bu dönemsel etkilerin yaşanmaması halinde büyüme de enflasyon da olumlu etkilenecektir. 2026 yılında tarım ve gıda konuları başta gelen önceliklerimiz arasında olmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı. "Hizmetler sektörü ve kiralardaki fiyat katılığını hassasiyetle takip ediyoruz" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, şöyle konuştu: "Türk lirasının kazandığı direnç ve ekonomi yönetimindeki güçlü eşgüdüm, atılan adımların ne denli sağlam bir zemine oturduğunu kanıtlar niteliktedir. Uygulanan programın başarısı, Kasım 2025 de verilerine net bir şekilde yansımış durumdadır. Yıllık tüketici enflasyonunun yüzde 31,1’e, mal grubu enflasyonunun ise yüzde 18,6 seviyesine gerilemesi, sürecin meyvelerini vermeye başladığını göstermektedir. Aralık ayında da bu düşüş trendinin sürmesini ve 2025 yılını yüzde 30’un biraz üzerinde bir rakamla kapatacağımızı tahmin ediyoruz. Ocak enflasyonu ile birlikte oranın yüzde 30’un altını, yani 20’li rakamları görmesini bekliyoruz. Mevsim etkilerinden arındırılmış veriler ve çekirdek göstergelerdeki dengelenme, fiyat artış hızındaki yavaşlamanın geçici değil, yapısal bir iyileşme eğilimine girdiğine işaret etmektedir. Mevcut kazanımlarımıza rağmen, mücadeleyi nihayete erdirmiş değiliz; beklentilerdeki gelişmeleri ve özellikle hizmetler sektörü ve kiralardaki fiyat katılığını hassasiyetle takip ediyoruz. Bu çerçevede, Aralık ayına dair öncü veriler de olumlu bir görünüm sunmaktadır. Arz tarafını güçlendiren reform adımları ve talep yönetimindeki kararlılığımızla, 2026 yılında enflasyonu yüzde 20’nin altına indirmeyi, 2027 itibarıyla ise yeniden tek haneli rakamlara ulaşmayı hedefliyoruz. Bu yolda para ve maliye politikalarımız tam bir ahenk içinde işlemeye devam edecektir. Bu çerçevede, yeniden değerleme oranını uygularken, enflasyonla mücadeleye destek olacak bir yaklaşım içinde olacağız." Satın alma gücü paritesine göre, Avrupa Birliği ülkelerinin kişi başına gelirinin ortalamasıyla Türkiye verilerinin kıyaslandığında, yakınsama oranının 2002 yılında yüzde 38,3 iken 2024 yılı itibarıyla bu oranın yaklaşık yüzde 70 olarak gerçekleştişğini ifade eden Yılmaz, "Bu rakamın 2025 yılında yüzde 71’i ve 2026 yılında ise yüzde 72’yi aşması öngörülmektedir. Başka bir ifadeyle, 2002 yılında Avrupa’da ortalama bir vatandaş kişi başına 100 liralık bir gelire sahipken bizim vatandaşımız 38 liralık bir gelire sahipti. Son verilere göre ise 2024 yılında vatandaşlarımızın geliri 70 liraya ulaşmış olup önümüzdeki dönemde de kararlılıkla uygulanan politikalar sayesinde bu yakınsamanın devam etmesi, Türkiye’nin güçlü, rekabetçi ve yüksek gelirli ülkeler ligindeki yerini daha da sağlamlaştırması hedeflenmektedir. 2025 yılında 1,5 trilyon doları aşan bir büyüklük ile nominal bazda dünyanın 16’ncı, satın alma gücü bazında ise dünyanın 11’inci ekonomisi olmayı bekliyoruz" şeklinde konuştu. "Hedefimiz, katma değeri ve teknoloji yoğunluğu yüksek bir ihracat yapısını kalıcı kılmaktır" 2025 yılı Kasım ayı itibarıyla yıllıklandırılmış ihracatın yüzde 3,6 artışla 270,6 milyar dolar seviyesine ulaştığını belirten Yılmaz, "Pazar çeşitlendirmesi ve rekabetçi üretim gücümüzün bir yansıması olan bu tablo, sanayi ve teknoloji politikalarımızla desteklenmektedir. Hedefimiz, katma değeri ve teknoloji yoğunluğu yüksek bir ihracat yapısını kalıcı kılmaktır. İhracattaki bu ivme, cari işlemler dengesinde de belirgin bir iyileşme trendini beraberinde getirmiştir. Yılın ikinci yarısından itibaren dış dengede sağlanan başarıyla, Temmuz ayından bu yana üst üste dört ay cari işlemler fazlası verilmiş; Ekim ayında da 457 milyon dolar fazla kaydedilmiştir. Ekonomimizin yapısal kapasitesini yansıtan altın ve enerji hariç cari işlemler fazlasının yıllıklandırılmış bazda 46 milyar dolara ulaşması, dış dengedeki iyileşmenin sağlam temellere dayandığını teyit etmektedir. Cari açığın finansman kalitesi ve kompozisyonu da son derece olumlu bir seyir izlemektedir. Yıllıklandırılmış cari işlemler açığı 22 milyar dolar olurken, hizmet ihracatımız yüzde 6,1 artışla 121,9 milyar dolara ulaşmış, toplam mal ve hizmet ihracatımız ise 392 milyar doları aşmıştır. Özellikle turizm ve taşımacılık gelirlerindeki güçlü performans, cari dengenin sürdürülebilirliğine ve fazla verme eğilimine en büyük katkıyı sunan unsurlardır. Önümüzdeki dönemde temel amacımız, dış dengedeki bu iyileşmeyi derinleştirerek kalıcı hale getirmektir. Orta Vadeli Program hedeflerimizle uyumlu olarak, 2025 yılında cari açığın milli gelire oranını yüzde 1,4 seviyesinde tutmayı öngörüyoruz" ifadelerini kullandı. "Kalkınma Yolu, Zengezur Koridoru ve Hicaz Demiryolunun yeniden canlanması gibi stratejik projeler ile birlikte bölgemizde de refah artacak" Orta ve uzun vadeli büyüme perspektifine "Türkiye Yüzyılı" vizyonu kapsamında "Terörsüz Türkiye" ve "Terörsüz Bölge" sürecinin de son derece olumlu katkılarda bulunacağını söyleyen Yılmaz, "Güven ve huzur ortamı yatırım ve ticareti güçlendirecek, başta Doğu ve Güneydoğu illerimiz olmak üzere ülkemizin genel olarak potansiyeli daha yüksek oranda harekete geçirilmiş olacaktır. Kalkınma Yolu, Zengezur Koridoru ve Hicaz Demiryolunun yeniden canlanması gibi stratejik projeler ile birlikte bölgemizde de refah artacak, istikrar güçlenecektir. Böylesi bir küresel konjonktürde, ekonomide uygulamakta olduğumuz istikrar programının etkileri daha net görülmeye başlanırken, işgücü piyasasında önceki yıllarda elde edilen kazanımların korunması ve güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Mevsimsel etkiden arındırılmış istihdam, üçüncü çeyrekte 65 bin kişi artmış, işsizlik oranı yüzde 8,5 olmuştur. Bu olumlu eğilim Ekim ayında da sürmüş; istihdam aylık bazda 185 bin kişi artarken işsizlik oranı 0,1 puan düşmüştür. Bu görünüm ekonomimizin dayanıklılığının somut bir göstergesidir" diye konuştu. Yılmaz, Merkez Bankası’na ilişkin olarak, "Merkez Bankamızın brüt rezervlerine baktığımızda, 12 Aralık 2025 tarihi itibarıyla, 190,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen brüt rezervler, geçen yılın aynı dönemine göre 27,3 milyar dolarlık güçlü bir artış göstermiştir. Geçici bir süre için hayata geçirdiğimiz kur korumalı mevduat uygulamasını da bu yıl sonlandırmış bulunuyoruz ve çok kısa bir süre içinde bu kapsamdaki bakiyenin de tamamen biteceğini öngörüyoruz. Ülkemizin kredi risk priminin de uyguladığımız programla beraber ciddi bir şekilde düşmeye devam ettiğini görüyoruz. Geldiğimiz noktada 207 baz puan civarında seyreden kredi risk priminde Mayıs 2018’den bu yana en düşük seviyedeyiz. Dolayısıyla risk görünümündeki söz konusu iyileşmeyle dış borçlanma maliyetlerinin gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha fazla gerileme sağlamış olduğunu, yurt içi finansal piyasaların güçlü ve dengeli görünümünü koruyarak riskleri çok daha düşürdüğümüz bir noktada olduğumuzu ifade etmek isterim"şeklinde konuştu. "KOBİ’lerimiz için gelecek yıl bu desteği 3 bin 500 liraya çıkarıyoruz işçi başına" Belediyelerin kayıp kaçağı düzeltmeleri gerektiğini söyleyen Yılmaz, "Şehir içinde kayıp kaçakları düzeltecekler. Dolayısıyla gelen suyu da verimli kullanmış olacaklar. Real sektörü desteklemeye devam ediyoruz. 493 milyar lirayı bu kapsamda reel sektör destekleri için ayırmış durumdayız. İzlediğimiz istikrar programının özellikle emek yoğun sektörlerde bazı sorunlar doğurduğunun farkındayız. Sürekli iş dünyamızla da istişare içindeyiz. Dolayısıyla bu emek yoğun sektörlerimizi özellikle tekstil, konfeksiyon, deri, mobilya gibi sektörler bunları desteklemek için bu sene 2 bin 500 lira işçi başı destek vermiştik. İstihdamını koruyan KOBİ’lerimiz için gelecek yıl bu desteği 3 bin 500 liraya çıkarıyoruz işçi başına. Sadece KOBİ’ler değil büyük ölçekli işletmeleri de bu kapsama alıyoruz. Dolayısıyla emek yoğun sektörlerimizi de gözetiyoruz. Finansman koşullarının makro olarak zaten iyileşeceğini görüyoruz. Faiz oranları, faiz indirim döngüsüne girmiş durumdayız" dedi. "Bu ayın sonunda 450 binden fazla hak sahibine anahtarları teslim edilecek" "Bir taraftan depremin yaralarını sarıyoruz. İnşa ve ihya çalışmaları yapıyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Son 2.5 yılda dile kolay. 90 milyar dolar ekstra bir harcama yaptık. Buna rağmen bütçe disiplinini koruduk. İşte borçlanmamızın faizlerdeki bir miktar artışın en temel gerekçesi de budur. Ama bu geçici bir durum. Bu artık önümüzdeki yıllarda gündemimizden büyük oranda kalkacak bir durum. Buna rağmen yolumuza devam ediyoruz. Bu noktada şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bu ayın sonunda 450 binden fazla hak sahibine anahtarları teslim edilecek" ifadelerini kullandı.
İzmir Thomas Reis: "Hayal kırıklığı yaşadık" Samsunspor Teknik Direktörü Thomas Reis, Göztepe maçının ardından, "Sonuç sebebiyle hayal kırıklığı yaşıyoruz. Tabii geçen haftalarda da ne yazık ki bizi hayal kırıklığına uğratan sonuçlar aldık" dedi. Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Samsunspor, deplasmanda Göztepe’ye 2-0 mağlup oldu. Karşılaşma sonrasında düzenlenen basın toplantısında Samsunspor Teknik Direktörü Thomas Reis, açıklamalarda bulundu. Maçı kaybettikleri için üzgün olduklarını söyleyen Reis, "Sonuç sebebiyle hayal kırıklığı yaşıyoruz diyebilirim. Tabii geçen haftalarda da ne yazık ki bizi hayal kırıklığına uğratan sonuçlar aldık. Bugünkü karşılaşmanın ilk 20 dakikasına baktığımızda aslında defansif anlamda çok doğru işler yaptınız. Çok iyi defans yaptığımız bir dakikaydı. Daha sonrasında zaten Göztepe’nin de oynama stilini biliyorduk. Uzun top oynayıp ikinci topu kazanmaya çalışan bir ekibe karşı oynayacağımızı biliyorduk ve buna göre de hazırlıklarımızı tamam almıştık. Birinci gole baktığımızda aslında rakibimizin girmiş olduğu net bir pozisyon değildi. Aslında bizim rakibimize oluşturmuş olduğumuz bir gol şansıydı ve rakibimiz de bunu değerlendirdi. Yapmış olduğumuz bireysel hata sebebiyle o pozisyonda topu uzaklaştırmak için aslında üç defa fırsatımız vardı. Ne yazık ki bunu yapamadığımız için de rakibimiz bunu golle değerlendirdi. İlk yarıya baktığımızda belki net sayılabilecek olsa olsa bir tane pozisyon vardı rakibimize verdiğimiz. Daha sonrasında ikinci yarıya geçtik. Biraz kızgınım çünkü korner pozisyonunda tüm oyuncuların nerede pozisyon almaları gerektiğini çok iyi bir şekilde, net bir şekilde biliyorlardı" dedi. "Yanlış pozisyon aldık gol yedik" Kornerde yanlış pozisyon sebebiyle skorun 2-0’a geldiğini dile getiren Reis, "Tabii zor bir süreçten geçiyoruz takım halinde ama şunu da unutmamak lazım ki son 3-4 haftada oynamış olduğumuz 8-9 karşılaşma var. Bu da açıkçası kolay değil. Her zaman aynı performansı göstermek kolay değil. Çünkü daha bir kadromuz var ve çok fazla seyahat ediyoruz. Biraz yorgunluk var takımın üzerinde. Hatta yemiş olduğumuz birinci golde de ben biraz yorgunluk olması sebebiyle o golü yediğimizi düşünüyorum. Ben Çarşamba günü oynamamız gereken bir kupa karşılaşması var. Tabii sakat oyuncularımız da var. Umarım sakat oyuncularımız da en kısa sürede iyileşirler ve takıma tekrardan katkı sağlamaya başlarlar ve ikinci ligin ikinci yarısında da çok daha iyi bir performans gösterir ve eski oyunumuza döneriz diye ümit ediyorum. Şu an tabii oynamış olduğumuz karşılaşmalardan almış olduğumuz ligde 25 puan var. Bence fena da bir puan değil. Aynı zamanda Konferans Ligi’nde Play-off’u garantilemiş bir takımdan bahsediyoruz. Dediğim gibi takım halinde şimdiye kadar kötü bir performans göstermedik ama dediğim ikinci yarısında çok daha iyi olacağımızı düşünüyorum" şeklinde konuştu. "Türkiye Kupası sistemini benimseyemedim" Türkiye Kupası sistemini çok fazla benimsemediğini söyleyen Reis, "Tabii Almanya’da biraz farklı bir sistem var. Türkiye’de farklı bir sistem var. Grup aşamasında oynamanız gereken dört karşılaşma var. Yani normal şartlarda zaten 3. Lig’den, 4. Lig’den ya da 2. Lig’den gelen takımların zaten kupa kazanma şansları çok olağan dışı. Bu sebepten dolayı da hatta bazı takımlarda U19 takımlarını oynatmaya çalışıyorlar kupa karşılaşmalarında. Ben bunu biraz ne yazık ki saçma buluyorum bu sistemi. 4 maç oynama sistemini biraz saçma buluyorum. Eleme usulü olmuş olsaydı bence çok daha doğru olurdu. Kazanırsanız devam edersiniz, kaybederseniz elenmiş olursunuz. Tabii bu benim şahsi düşüncem. Sonuç olarak karar veren ben değilim" diyerek sözlerini noktaladı.
Eskişehir Eskişehir’de liselilerin kavgası kanlı bitti: 1 yaralı, çok sayıda darp Eskişehir’de liseliler arasında çıkan kavgada çok sayıda öğrenci ve olaya müdahale eden yetişkin vatandaş darp edilirken, 15 yaşındaki çocuk bıçaklanarak yaralandı. Olay, dün saat 17.30 sıralarında Vişnelik Mahallesi Öğretmenler Caddesi Şehitlik Tramvay Durağı çevresinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, bir grup liseli öğrenci arasında henüz bilinmeyen bir sebeple kavga çıktı. Kavga sırasında çok sayıda öğrenci darp edildi, bir öğrenci baygınlık geçirdi. K.A. isimli 15 yaşındaki öğrenci ise bacağından bıçaklanarak yaralandı. Ayrıca, çocukları ayırmaya çalışan yetişkin bir erkek şahsa da öğrenciler tarafından fiziksel şiddet uygulandı. Çevredekiler tarafından sonlandırılan kavganın ardından şüpheli çocuklar olay yerinden kaçtı. Bıçaklanan öğrenci hastaneye kaldırıldı İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, yaralı öğrencilere ambulansta müdahale etti. Bacağından bıçaklanan öğrenci ise, Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Öğrencinin genel sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. "Çocuklar, kavgayı ayırmaya çalışan vatandaşları dövmeye çalıştılar" Görgü tanığı Büşra Özdemir, "15 kişiden oluşan bir grup, bir çocuğu dövdü. Bayağı hırpaladılar, bıçakla saldırdılar. Biri bıçaklandı. Olay anında çocuğum yanımda olmasına rağmen, anne olduğum için hemen elimden geldiği kadarıyla ve yanımdaki insanlarla olaya müdahale ettim. Bu sefer çocuklar kavgayı ayırmaya çalışan vatandaşları dövmeye çalıştılar. Eskişehir’i Teksas’a çevirmişlerdi, hepsinde bıçak vardı. İnşallah çocukların sağlığı iyi olur" dedi. "Bana arkadan saldırdılar, darp edildim" Kavga sırasında bir çocuğu korumaya çalışırken darp edildiğini anlatan Ahmet Balkan ise, şunları söyledi: "Saldırganlar çocuğu bıçaklamak üzere koşarken, ben de onu korumaya çalıştım. Çocuk, ’Bıçaklayacaklar beni’ diye feryat ediyordu. Bu esnada 3-4 kişi bana arkadan saldırdılar, darp edildim. Sonuna kadar da şikâyetçiyim." Kaçan şüpheli çocukların yakalanması için polis ekiplerince çalışma başlatıldı.