YEREL HABERLER - 22 Nisan 2017 Cumartesi 17:51

Van Büyükşehir Belediyesi 2017 projelerini açıkladı

A
A
A
Van Büyükşehir Belediyesi 2017 projelerini açıkladı

Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili İbrahim Taşyapan, 2017 projelerini açıkladı.

Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili İbrahim Taşyapan, 2017 projelerini açıkladı.


Double Tree BY Hilton Van Otelinde ulusal ve yerel basın mensuplarıyla bir araya gelen Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili İbrahim Taşyapan, göreve başladıkları günden itibaren yapılan çalışmalara değindi. Göreve geldikleri günden itibaren 2 genel seçim ve bir referandum geçirdiklerini anımsatan Taşyapan, “Çok şükür bu seçimleri halkımızın desteğiyle sıkıntı ve büyük problemler yaşamadan demokratik bir olgu içerisinde tamamladık. Bu dönem içinde çok değişik olaylar oldu. Hendeklerin kazılması, sokakların tuzaklanması, insanların canlarına ve mallarına kast edilmesi gibi olaylar yaşandı. Hiçbir devletin ve kamu düzenin kabullenemeyeceği sıkıntılar yaşandı. Bunlar bizim ilimizde de tevessül edildi ama hem aldığımız tedbirler hem de vatandaşımızın bunlara itibar etmemesinden dolayı bu sıkıntıları çok fazla yaşamadık. Bu süreçlerin arkasında devletimiz; vatandaşımızın can, mal ve namusunu korumak için gerekli bütün tedbirleri aldı. Bu tedbirler içerisinde sokakların temizlenmesi, vatandaşımızın evlerinde tecavüze uğramayacak şekilde ve hanelerin birilerinin kontrolüne geçmeyecek şekilde her türlü tedbiri aldı ve bunlarla baş etti. Dünyada hiçbir devlet cadde ve sokaklarının işgal edilmesine müsaade etmez. Böyle bir devlet biçimi dünya da yok. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti devleti de bunlara müsaade etmedi” dedi.


“15 Temmuz darbe girişimi tarihimizde yaşanmayan cinsten bir darbeydi”


15 Temmuz olaylarına değinen Taşyapan, “Bunun yanında ülkemizde 15 Temmuz tarihinde büyük bir darbe girişimi yaşandı. Bu darbe girişimi de, tarihimizde yaşanmayan cinsten bir darbeydi. Ülkemizin ordusunun içinden çıkan güçler, dışarıdan bazı güçlerin desteğiyle insanlarımıza kendi uçak, tank ve silahlarımızla silah sıktı. Hatta ve hatta demokrasimizin göz bebeği olan Türkiye Büyük Millet Meclisimizi de bombalamaktan çekinmeyecek kadar gözü dönmüş bir darbe girişimi oldu. Çok şükür Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, vatandaşımızın, milletimizin dirayetli duruşuyla bu süreci de, ülkemizi fazla bir sıkıntıya koymadan atlatabildik. Bu da bizim demokratik olgumuzun belli bir seviyeye geldiğinin göstergesidir. Daha sonra ki süreçte Olağan Üstü Hal (OHAL) ilan edildi. OHAl’de prensip olarak vatandaşlarımızın hayatlarına müdahil olmayacak şekilde, onların hayatını zorlaştırmadan devletin restorasyonunun amaçlayan bir OHAL yaşıyoruz. Bu bölgelerde geçmişte OHAL’ler yaşandı ama şimdiki OHAL; devletin içine yuvalanan güçlerin temizlenmesine ve hızlı bir şekilde bu güçlerin kanunlar karşısına çıkmasını hedef alan bir OHAL şeklidir. Normal insanların hayatlarına hiçbir tesiri olmadan sürmektedir” dedi.


“Belediyeler devletin bir parçasıdır”


Belediye başkanlarının teröre destek vermeye veya terör örgütleri ile irtibat kurmak gibi durumlardan dolayı tutuklanmaları halinde yerlerine kamu görevlileri ya da başkan vekili atanmasının yasal hale getirildiğini vurgulayan Taşyapan, “Bu süreç içerisinde ülkemizde bu şekilde değerlendirilen belediyeler ve haklarına işlem yapılan belediye başkanlarıyla ilgili işlemler yapıldı. Bu çerçevede 16 Kasım tarihinde İçişleri Bakanlığının onayıyla Van Büyükşehir Belediye Başkanının tutuklanması ile bende belediye başkan vekili olarak görevlendirildim. Bizden önce de birkaç ilçemizde bu durum oldu ve kaymakamlarımız görevlendirmeler ile göreve getirildi. Bu süre içerisinde belediye içerisinde bir takım çalışmalar yaptık. Bu çalışmalar kapsamında görev yapacak arkadaşlarımız ile ilgili tasarruflarımız oldu. Biz geldikten sonra belediyenin bir tespitini yaptık. Bu tespitleri yaparken kimlere borcumuz var? Ne kadar borcumuz var? Bunları çıkarmaya çalıştık. Bildiğiniz gibi belediye çalışmaları kesintisiz olan hizmetlerdir. Her hangi bir hizmet kesintiye uğradığı zaman vatandaşlarımız bunlardan haberdar olurlar. Bu yüzden hizmetlerimizin hiç birinin aksamamasını hedef aldık. Buralar kamu hizmeti üreten yerlerdir. Belediyeler devletin bir parçasıdır. Yerel yönetimler de devlet mekanizması içinde önemli bir yere sahiptir. Kamu kaynakları kullanırlar ve bu kamu kaynaklarını da en iyi şekilde vatandaşın hizmetine sunmak zorundadırlar. Bunun dışında bir görevleri yoktur. Bunun dışında her hangi bir örgüte, bir oluşuma bir diyet borçları yoktur. Tabi ki belediyeler seçimle gelen müesseselerdir. Belediye başkanları tabi ki de siyasi partilerde faaliyet yaparlar ama siyasi parti olsun, belediyeler olsun hiçbir zaman belediye hizmeti yürütürken vatandaşa hizmet dışında bir amaç yürütemezler. Bizde bunları öncelikle yapmaya çalıştık. Bu hizmetleri yaparken de şunu söyledik. İşinde gücünde olan, kendisi ile alakalı ekmeğinin peşinde olan ve derdi devlete hizmet yapmak olan çalışanlarla bir sorunumuz yoktur ve bütün çalışanlar ile bu işi yürüteceğiz dedik. Çünkü belediye bir ekip işidir ve bu hizmette mutlaka beraber yapılacak işler ile olabilir. Biz geldiğimizde 4 bin 300 kişi civarında çalışanımız vardı. Bu çalışanların büyük bir kısmı ile yolumuza devam etmekteyiz” ifadelerini kullandı.


“Bizim bin 100 civarında hizmet götürdüğümüz nokta var”


Van’ın büyükşehir olması nedeniyle hizmet götürmesi gereken alanların da çok fazla genişlediğine dikkat çeken Taşyapan, “Bugün Van ilinin 21 bin kilometre kare olan topraklarının her tarafına büyükşehir hizmet götürmektedir. Yol, asfalt, su, tarımsal hizmetler, itfaiye, mezarlıklar gibi birçok hizmet büyükşehir belediyesi tarafından götürülmektedir. Bütün köylerimiz mahalle statüsüne kavuşmuştur. Bugün 687 mahallemiz bulunmaktadır. Bunun dışında mahallelere bağlı olan mezralar var. Bizim bin 100 civarında hizmet götürdüğümüz nokta var. Bunun yanında su ve kanalizasyon sisteminin tek elden yürütülmesi adına büyükşehirlerde su kanalizasyon idareleri kuruluyor. Bu idarede bütün ilçe, mahalle ve mezralarımıza temiz içme suyu götürmekle görevlidir. Bu hizmetlerin yürütülmesini ancak elimizdeki kaynaklar çerçevesinde yapabiliriz. Elimizdeki kaynakların varlığı ya da borçlanma limitleri kadar hizmet imkanımız var. Yoksa Biz nihayetinde bu işlemleri kamu içerisinde ihaleye çıkarak müteahhitlere taahhütler vererek bu işleri yapmak zorundayız. Ancak onların yaptığı hizmetlerin karşılığını da zamanında ödemek zorundayız” şeklinde konuştu.


“Şehrimiz kontrolsüz bir şekilde büyümüş”


Belediyenin kasasına giren her kuruşun kendilerine emanet olduğuna vurgu yapan Taşyapan, “Eğer ki bu emaneti yerinde yapamazsak bundan sorumlu oluruz. Hem bu dünya da kanunlar karşısında hem de diğer dünya da manevi olarak sorumlu oluruz. Dolayısıyla bu kaynakların her kuruşunu bize emanet olarak görmeliyiz. Arkadaşlarımızın da böyle çalışacaklarına inanıyorum. Bunları yaparken başka sahipleri ile hareket etmemiz doğru değil. Tek bir hizmet sahibi ile hareket etmemiz gerekiyor. Gereken bütün kaynakları tahsil edeceğiz hem de bu kaynakları kullanırken bu sorumluluk ile hareket edeceğiz. Hem israftan kaçınacağız hem de gerekli yerlerde tasarruf yapacağız. Tasarruf israftan yapılır. Van’ın çözülmesi gereken projelerinin arkasında duracağız. Van’ın büyükşehir olmasından kaynaklanan problemleri var. Şehrimiz kontrolsüz bir şekilde büyümüş. Gerek taşradan gerekse de diğer yerlerden gelen insanların kenar mahallelere yerleşmesinden dolayı sıkıntılarımız var. Ana arterlerin dar olmasından dolayı sıkıntılarımız var. Deprem yaşamış olan bir kent olmamız nedeniyle sıkıntılarımız var. Bu sıkıntılarımızı da büyük düşünerek çözmek zorundayız” dedi.


“Şehir olarak Van Gölü’nden çok fazla istifade edemiyoruz”


Van’ın en büyük değerinin Van Gölü olduğunu ve kentin bundan yeterince istifade edemediği dile getiren Taşyapan, “Şehir olarak Van Gölü’nden çok fazla istifade edemiyoruz. Bu yöndeki çalışmalarımızı da hızlandırıyoruz. Bu anlamda da önümüzde bazı engeller var. Sit alanı, tarihi değerlerimizin olduğu alanlar, yapılacak bazı çalışmaları geciktirebiliyor. Ama bunları da hem merkezi idare hem de yerel yönetim olarak bir bütün halinde ele alarak orada güzel işler yapmanın çabası içinde olacağız. İnsanların denizden istifade etmesi önemlidir. Hem kendi insanımız hem de dışarıdan gelen insanların belirttiği ihtiyaçlardan bir tanesidir” ifadelerine yer verdi.


Van Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mustafa Yalçın tarafından projelerin sunumu ile devam eden toplantı, soru-cevap bölümü ile sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.