YEREL HABERLER - 09 Şubat 2016 Salı 12:15

Yyü Hızla Büyüyor

A
A
A
Yyü Hızla Büyüyor

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Van’ın Türkiye için bir denge noktası olduğunu belirterek, “Van’ın güçlenmesi Türkiye’nin güçlenmesi anlamına gelir” dedi.
Kentte yayın yapan Tutku Radyo’da M. Salih Geçken’in konuğu olan Prof. Dr. Battal, Van’ın tarihten beri çok farklı bir potansiyele sahip olduğunu söyledi. Battal, “Osmanlı padişahlarından Abdülhamid ve Reşat’ın Van’a bir üniversite kurmak istemeleri, Van’ın coğrafik ve stratejik konumuna bağlı olarak potansiyelinin olmasından kaynaklanıyordu” dedi.
Van’ın şu an sadece ivmeye ihtiyacı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Battal, bu ivmeden sonra Van’ın hiç kimseye ihtiyacı olmayacağının altını çizdi. Battal, “Hafif raylı sistem belki de Van’ın en önemli ihtiyaçlarından biridir. Van’ı tamamen rahatlatacak bir projeden bahsediyoruz. Yaklaşık 30 bin öğrencimiz ve 700 yataklı hastanemiz var. Edremit’te kalan ya da kalmak isteyen öğrencilerimiz, hastanemize daha pratik bir şekilde ulaşmak isteyen hastalarımız, böyle bir projenin hayata geçirilmesi noktasında bizden talepleri oldu. Bu talepleri değerlendirdiğimizde hafif raylı sistemin bu konuda daha faydalı olacağını düşündük. Ulaştırma Bakanımız Sayın Binalı Yıldırım’a fahri doktora unvanlı verdiğimiz süreçte, hafif raylı sistemin öneminden bahsetmiştik. Kendilerine bu projenin YYÜ’nün gelişimine katkı sunacağını, kent ve üniversite arasındaki hareketliliğin artacağını söylemiştik. Bakanımız çok ılımlı bakınca, bizde hemen proje çalışmalarına başladık. Alan projemizi hazırladık. Sayın Bakanımız birkaç gün önce Van’a geldiğinden proje ile ilgili kısa bilgi vererek makamında proje ile ilgili bilgi verebileceğimiz aktardık. Haftaya bu projenin dışında bir iki proje ile birlikte makamında kendilerine bilgi vereceğiz. Eski Başbakan Yardımcımız ve Van Milletvekili Beşir Bey’e de bu proje ile ilgili bilgi verdik. Beşir Bey’in de bu projeye desteğinin olacağını biliyoruz. Hafif raylı sistemle ilgili çalışmalarımızı çok önceden başlatmıştık. Edremit Su Sporları Merkezi’nden başlayarak hastanemize kadar gelecek 24 kilometrelik bir proje hazırladık. İkinisan ve Sıhke caddelerinden iki makas, İskele Caddesi’nde de bir makas atmak suretiyle şehirle ilişkisi de kurulacak. Bu proje şehrimizde ulaşım açısından olumlu ve ektin bir sonuç doğuracaktır. Sayın Bakanlarımızın ve vekillerimizin Van’dan giden projelere olan desteğini biliyorum. Binali Bey’in Van’dan giden projelere verdiği desteği biliyoruz. Bu proje kısa sürede hayata geçince sonuçlarını hep birlikte göreceğiz” ifadelerini kullandı.
“ÜNİVERSİTE ŞEHİR DİYALOGUNDA EN İYİ YERDEYİZ”
Üniversite şehir bütünleşmesine de değinen Battal, “Üniversite şehirden kopuktur gibi bir algı vardı. Özellikle büyüklük ölçeği Van gibi olan kentlerde üniversitelerin daha fazla katkı sunması gerekir. Rektör olduktan sonra biz bu algıyla hareket ettik. Şehirle ilişkilerimizde, şehrin sorunlarıyla olan ilişkilerimizde hazırladığımız projelerle belli düzeyde kaktı sunduğumuza inanıyorum. Kentin gelişimi ile ilgili çok önemli projelerimiz var. Üniversitenin bu konuda üstüne düşen görevi hakkıyla yerine getirdiğine inanıyorum. Üniversite ve şehir ilişkisi kopuk olursa ya da düzenli bir ilişki kurulamazsa sorunlar artarak çoğalır. Bize intikal eden sorunların çoğunu projelendirerek çözdük. Bir kısmı da projelendirmeyi bekliyor. Bakın Van Türkiye’nin denge noktasıdır. Bu denge Van’da ne kadar düzenli kurulursa Türkiye’deki denge o kadar sağlam olur. İşte bundan ötürü çokta rahat uyuyamıyoruz. Yirmi dört saat esaslı çalışmamız gerektiğine inanıyorum. Bu gayretimizin de neticelerini görüyoruz. Zamanla daha iyi neticeler alacağız” diye konuştu. Rektörlük makamına Osmanlı padişahlarının Van’a üniversite kurulmasıyla ilgili emirlerini astırdığını dile getiren Battal, şöyle dedi:
“O dönemde çok az sayıda olan üniversite ayarındaki medreselerden birinin Van’a kurulmasıyla ilgili yazılı emirlerini asmamın nedeni, Van’a bir üniversite kurulmasının önemini belirtmek içindir. Tabi bu önemi bildiğimiz için kentin gelişimi ve değişimi için gerekli olan bütün projelere gerekli desteği verdik. Destek vermeye devam ediyoruz. ‘Rahatsız edilmek istiyoruz’ sloganını kullanmamızın nedeni de budur. Bizim her zaman herkese kapımız açık.”
Van YYÜ’deki Anne-Baba Üniversitesi’ne de değinen Battal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu proje, Tuşba Belediyesi ile ortak hazırlanın bir projedir. Başkanımız Doç. Dr. Fevzi Özgökçe, bu konuda oldukça iyi çalışıyor. Bu anneler içerisinde üniversite mezunu olan anneleri almadık. Annelerin ilk derslerine Sayın Valimizle birlikte katıldık. Çocuklarımızın eğitimine yönelik derslere ve sosyal faaliyetlere ağırlık verdik. Anneler beklediğimiz performanstan daha yükseğini sergilediler. Annelerin mezuniyet töreni, kep atma töreni olacak. Haftaya öğrencilerimiz geldiklerinde anneleriyle birlikte yemek sırasına girerek hep birlikte yemek yiyecekler. Öğrencilerle annelerin sohbetleri olacak. Tabi bu burada bitiyor. İlginç bir şey ortaya çıktı. Annelerimizin üniversiteye başlamasıyla birlikte ben bir baba üniversitesinin kurulmasının da gerekli olduğunu söylemiştim. İlerleyen aşamalarda anneler bir baba üniversitesinin olması gerektiğini de ifade ettiler.”
“YYÜ’DEKİ ÇOCUK ÜNİVERSİTESİ ÇALIŞMASI TÜRKİYE’DE BİR İLK OLACAK”
Çocuk üniversite çalışmalarının da devam ettiğini söyleyen Battal, “Yaz tatiline denk getirerek yurtlarımızı kullandırarak daha kapsamlı bir proje tasarlıyoruz. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşarlığı’nı aradık randevu alarak o projelerimizi anlatacağız. Türkiye’ye örnek olacak bir proje olduğuna inanıyoruz. Bakanlığın desteği ve projemize ortak olmak isteyen belediyelerimizle bu projemizi hayata geçireceğiz. Bu projenin etkisi çok daha büyük olacaktır. Zira yaş gurubu itibariyle zihinsel olarak yaşamın şekillendiği dönemler hedef alınarak programlar hazırlanacaktır. Kabiliyetleri doğrultusunda belli müzik enstrümanları öğretilecek. Sportif faaliyetler ve sosyal faaliyetler olacak. Geziler düzenlenecek. Proje üzerinde çalışmalarımız son aşamaya geldi. Tabi biz projeyi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ortaklığıyla yapmak istiyoruz. İlde hizmet veren il müdürlüklerinin hizmet verdikleri alanlar bellidir. Üniversiteler ise bütün bu il müdürlüklerinin hizmet verdiği alanlarda çalışmalar yapmak ve onlara destek olmak zorundadır” dedi.
TÜBİTAK projelerine de değinen Battal, “Ortaöğretim ve lise düzeyinde TÜBİTAK proje yarışmalarının koordinatörlüğünü öğretim üyemiz Cemil Bey yürütüyor. Bundan dört yıl önce proje sayısı açısından Van sondan beşinci sıradaydı. Biz bu sıralamanın doğru olmadığını, bizim ilk başlarda olabileceğimizi düşündük. Birkaç yıl içinde sondan beşinci sırada olan ilimiz şu an dördüncü sıraya kadar yükseldi. Liselerimize danışmanlık hizmeti verdiğimiz gibi, bu yıl kaliteyi de artırmak için ödüllü bir toplantı yaptık. İleriki yıllarda daha iyi şeyler yapılacağından eminim.
Sorunu doğru belirleyip doğru adımlar attığınızda doğru sonuçlar alıyorsunuz. Sorunun doğru tespiti için bizim bölgemize bağlı il milli eğitim müdürleriyle bir toplantı yaptık. Koordinatörümüz Cemil Bey bu konuda oldukça başarılı çalışmalar yaptı” ifadelerini kullandı.
Van balının markalaşması ve kalitesinin artırılması için VANTB ile bir çalışma başlattıklarını ifade eden Battal, Van’ın birçok değeri olduğu gibi Van’ın etinin de çok önemli bir değere sahip olduğunu belirtti. Kalkınma Bakanlığı’nın ‘Çiftçi Eğitim Merkezi’ projesinin Van için çok önemli projelerden biri olduğunu dile getiren Battal, özel üniversitelerin de içinde olduğu listede YYÜ Tıp Fakültesi’nin 20’inci sırada yer aldığını kaydetti. Battal, “Organ nakli gibi önemli faaliyetlerimiz bu çalışmalara dâhil edilmedi. Eğer bunlarda dahil edilseydi muhtemelen 14 ya da 15. sırada yer alırdık. Kimya bölümümüz Türkiye’deki üniversiteler arasında 7. sırada yer alıyor. Üniversitemiz çeşitli kategorilerde 25 ile 40. sıralarda yer alıyor. Bazı hesaplamalarımız dikkate alınsa daha üst noktalarda olacaktık. Başarı anlamında her geçen gün daha üst seviyelere çıkıyoruz. Uluslararası düzeyde web üzerinden takip edilen üniversitelerle mukayese edildiği zaman Türkiye’de 12. sırada yer alırken, dünya üniversiteler arasında 1022’inci sırada yer alıyoruz. Bu üniversitemizin güçlü olduğu kapasiteyi gösteriyor. Şu an Türkiye’de aktif rektörlük görevi yapan 12 rektör YYÜ kökenlidir. Çok üretken bir üniversiteyiz. Türkiye’deki birçok üniversitede YYÜ kökenli akademisyen bulabilirsiniz. Çok güçlü bir alt yapımız var. Yükseköğretimde sıkıntılarımızı aştık. Organ nakli yapan bir üniversiteyiz. Kan hücresi topluyoruz yakında, ilik nakli yapacağız. Alt yapımızı tamamladık tüp bebek ünitemizde hazırlandı. Karaciğer nakli için arkadaşları eğitime gönderdik. Birçok vasıflı ameliyat Van’da yapılmaya başlandı. Artık dışarıya hasta sevki yapılmıyor” şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.