Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Senatosu, ABD’nin bugün uygulamaya çalıştığı ambargo kararlarını şiddetle kınadığını duyurdu.
YYÜ Senatosundan yapılan açıklamada, Amerika ve Türkiye arasında Soğuk Savaş döneminde başlayan ve gittikçe gelişen ilişkilerin, zaman zaman Kıbrıs meselesi gibi tarihi olaylarda büyük gerilimlere neden olmasına rağmen karşılıklı çıkarlar gözetilerek günümüze kadar devam ettiği hatırlatılarak, geçtiğimiz aylarda ABD Senatosunun Türkiye’ye savaş uçağı, hava savunma sistemleri ve helikopter satışını yasaklayan tasarıyı onaylanmasıyla yeni bir boyut kazandığı belirtildi. Açıklamada, “II. Dünya Savaşı’ndan sonra her iki ülke açısından da askeri, siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda olumlu gelişmelere sebep olan bu ilişkilerde Türkiye, her zaman üzerine düşeni fazlasıyla yapmıştır. Ancak Van Yüzüncü Yıl Senatosu olarak kamuoyuna şu hususu özellikle belirtmek isteriz ki bu ilişkiler, özellikle Türkiye’nin beka sorunu ve bağımsızlığı noktalarında ilginç bir şekilde aleyhimize sonuçlanmaktadır. Kıbrıs meselesini beka sorunu olarak gören ve bu hususta asla taviz vermeyen Türkiye Cumhuriyeti’nin milli duruşu buna önemli bir örnektir. Kıbrıs’ta hep barışçıl ve yapıcı tavırlarıyla meselenin çözümü için irade koyan Türkiye Cumhuriyeti, soydaşlarımıza yönelik katliamlara seyirci kalamayarak 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’nı başlatmış, adada güvenlik ve huzur sağlandıktan sonra ABD, bize yönelik üç yıl sürecek olan bir silah ambargosunu devreye sokmuştu. Bu tavrın Türkiye Devleti’ne yönelik bugün uygulanan ambargolardan hiçbir farkı yoktur. Bugün de devletimiz, Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesi ve Türk milletinin milli duruşuyla Irak’ta ve Suriye’de olası bir Kürt devletinin kurulmasını ve 15 Temmuz darbe teşebbüsünü bertaraf ederken yılların müttefikini yanında göremediği gibi aksine sürekli bir muhalefetle de karşı karşıya kalmıştır. 250 vatandaşımızın şehit edilmesine sebep olan darbeci FETÖ mensuplarıyla ilgili hiçbir zaman adım atmayan ABD’nin, bir papazı bahane gösterip Türkiye’ye ambargo uygulaması ne kadar düşündürücü ve ibretlik bir vesikadır. Kamuoyuna şu hususu önemle belirtmeliyiz ki; ABD’nin bugün uygulamaya çalıştığı ambargo kararlarını şiddetle kınıyoruz. Bu hukuksuz tavırların Kıbrıs Barış Harekatı’nda olduğu gibi bugün de milli duruşumuza yönelik olduğu artık açıkça ortaya çıkmıştır. Ancak katliamlara kayıtsız kalamayarak 1974 Kıbrıs Harekatı’nı başlatan ve adada huzur ve barışı sağladığı halde haksız yere ABD ambargosuyla karşı karşıya kalan Türkiye, o zaman da asla ümitsizliğe düşmemiş; Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin kurulması, bütün Amerikan üs ve tesislerinin TSK’nın ‘kontrol ve gözetimi’ altına alınması, ABD Savunma İşbirliği Anlaşması’nı yürürlükten kaldırması gibi çok ciddi mukabeleler yanında asıl önemli olan ASELSAN’ı kurarak milli savunma sanayisine büyük bir yatırım yapmıştı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın son dönemde sık sık dile getirdiği ve uygulamaya koyduğu milli sanayi ile milli savunma hamleleri de kuşkusuz bu tarihi realiteden duyulan bir gereklilikti. Nitekim ABD’nin yaptırım kararlarında bu milli duruşumuzun da katkısı olduğu bir gerçektir. ABD, milli duruşumuz karşısında bir şey yapamayınca ekonomik yaptırımlara başvurarak bizi, tekrar dışarıya bağlı, üretmeyen bir devlet yapmak niyetindedir. Biz de bugün tarihten dersler çıkarmalı ve bu milli hamlelere destek olmalıyız. Milletçe seferber olup daha çok çalışmalı ve daha çok üretmeliyiz. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi alınlarımız eskisinden daha çok terlemelidir. Dün olduğu gibi bugün de Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Arap; hasılı topyekun millet olarak el ele verip çalışmak ve üretmek zamanıdır” dedi.
