GENEL - 15 Şubat 2012 Çarşamba 18:05

TAŞ ATAN ÇOCUKLARA POLİSİN `DİL SİLAHI` PROJESİ

A
A
A
TAŞ ATAN ÇOCUKLARA POLİSİN `DİL SİLAHI` PROJESİ

Afyonkarahisar Polis Meslek Yüksekokulu (PMYO) Rehberlik ve Psikolojik Danışma Büro Amiri Murat Tezcan, suça bulaşmış çocuklara karşı polisin daha öğrenciyken olumlu bir davranış modeli geliştirmesini sağlamak amacıyla ’Taş Atan ve Atılan Çocuklarla Empati’ projesini başlattı.
Son yıllarda Türkiye’de televizyonlara yansıyan başta taş atan çocuklar ve diğer suçlularla polis arasında yaşanan olumsuzlukları en aza indirmek için hazırlanan ’Taş Atan ve Atılan Çocuklarla Empati’ projesi ile öğrencilerin akıl ve mantığı ön plana çıkarabilmesi, olumlu tutumları, pozitif adımları atabilmesi hedefleniyor. Dört ay boyunca 5 aşamalı sürdürülecek çalışmanın sonucuna göre proje diğer polis okullarına da örnek olarak sunulacak. Öğrenciler, böylece aktif göreve başlamadan önce neler
yaşayabilip yaşatabilecekleri ile ilgili bir deneyim kazanma imkanına kavuşacak.
Proje ile ilgili bilgi veren PMYO Rehberlik ve Psikolojik Danışma Büro Amiri Murat Tezcan, çocuk ve suç kavramlarının birbirinden ne kadar farklı şeyler çağrıştırırsa çağrıştırsın son günlerde çocuk suçluluğunun gözle görülür bir şekilde arttığını söyledi. Kapkaç yapan çocuklar, saldırı olaylarına karışan çocuklar ve taş atan çocukların artık herkesin aşina olduğu haber haline geldiğini dile getiren Tezcan, çocukları suça iten etkenlerin mikro ve makro etkenler olmak üzere gruba ayırmanın mümkün olduğunu
belirtti.
"Mikro düzeyindeki etkenler çocuk ve ailesi etrafında toplanır" diyen Tezcan, "Aile ilişkilerin niteliği, anne babanın çocuk yetiştirirken sergilediği tutumlar, aile içi şiddet, çocuğun dışlanıp dışlanmadığı, ekran gurubu çocuğun seçtiği modeller gibi faktörler Mikro düzeydeki etkenlere örnek olarak verilebilir" ifadelerini kullandı.
ÇOCUKLAR TOPLU HALDE SUÇA İTİLİYOR
Çocukların tek tek suça itilmelerinin yanı sıra toplu halde suça itildikleri durumların söz konusu olduğuna dikkat çeken Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle terör örgütü PKK’nın, yasa dışı toplantı ve gösterilerinde ön saflara sürdüğü ’Taş atan çocuklar’ bu grup çocuklara örnek olarak verilebilir. Peki neden PKK toplantı ve gösterilerinde çocukları kullanmaktadır? Çocukların kandırılarak, kullanılmalarının yetişkinlere oranla daha kolay olması, çocukların ceza ehliyetinin olmaması veya az olması
çocukların yetişkinlere oranla daha az şüphe çekmesi. Bu çocuklar kötü niyetli kişiler tarafından var olan etnik farklılıkları, ekonomik farklılıkları, sosyokültürel farklılıkları, inanç farklılıklarını ve politik farklılıkları olduğundan çok farklı şekilde algılamaları sağlanarak kandırılmakta ve istismar edilmektedir."
5 BASAMAKTAN OLUŞAN PROJE HAZIRLANDI
Bu yönde istismar edilen çocukların terör örgütlerinin eline düşmemeleri için aileler, vatandaşlar, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri kadar güvenlik güçlerine de çok önemli görevlerin düştüğünü belirten Tezcan, sözlerine şöyle devam etti:
"Aksi takdirde bugün terörist muamelesi yaptığımız çocuklar yarın dağa çıkma olasılıkları çok daha fazla artırdığımızı unutmamamız gerekir. Bu modelle suça sürüklenen veya risk altında bulunan tüm çocukların tanınması, onlarla ilgili gerekçi ve çok boyutlu bilgilendirme sağlanarak, daha sağlıklı empati kurulabilmesi ve öğrencilerimizin meslek hayatlarında çocuklara karşı sergileyebilecekleri olumsuz davranışların engellenmesi amacıyla 5 basamaktan oluşan proje hazırlanmıştır."
PROJE BEŞ BASAMAKLI
Projenin ilk basamağında öğrencilerin dikkatini konu üzerine çekip öğrenme motivasyonlarını artırmaya yönelik değişik afişler hazırlanarak tüm öğrencilerin görebileceği yerlere asıldığını anlatan
Tezcan, şöyle konuştu: "Bilgilendirici broşür hazırlanarak dağıtımı yapılmış ve slogan yarışması düzenlenerek dereceye giren öğrenciler ödüllendirilmiştir. İkinci basamakta öğrencilerimize, bazı polislerimizin suça sürüklenen çocuklara ilişkin sahip oldukları olumsuz duygu, düşünce ve davranışları genel başlıklar halinde, örnek video gösterileri ile birlikte anlatılacaktır. Üçüncü basamakta öğrencilerden çalışma grupları oluşturmaları ve suça sürüklenen çocuklarla ilgili yaşanılan sorunları araştırarak
yaptıkları analizleri sunum haline getirmeleri istenecektir. Bu şekilde öğrencilerimizin bilgiye kendilerinin ulaşmaları sağlanarak edindikleri bilgilerin daha kalıcı olması sağlanacaktır. Son basamakta ise guruplardan sırayla suça sürüklenen çocuklar ve onlarla müdahale eden polisler gibi davranmaları istenerek, yaşanılan olayların örnek canlandırılmaları yapılacak ve karşılıklı yaşanılanların anlaşılması sağlanmaya çalışılacaktır. Böylece öğrencilere aktif göreve başlamadan önce neler yaşayabilir,
yaşatabilecekleri ile ilgili bir deneyim sunulacaktır."
Afyonkarahisar Polis MYO Müdürü Hasan Şahin ise son zamanlarda geleceğin teminatı olan çocukların suç örgütlerince sık sık kullanıldığının görüldüğünü söyledi. Bu çocukların suç ile yan yana görmenin emniyet teşkilatını üzdüğünü belirten Şahin, şöyle konuştu: "Özellikle bu çocuklarımızı suç örgütlerinin, terör örgütlerinin elinden kurtarmak için okullarımızda böyle bir projeyi başlatmak istedik. Okullarımızda suç ile karşı karşıya kalan çocuklara karşı polislerimizin daha öğrenciyken empati kurabilmesi
için bu projeyi gerçekleştirdik. Polislerin de fevri hareketlerinin önüne geçileceğine inanıyoruz."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.