YEREL HABERLER - 16 Ocak 2012 Pazartesi 12:42

KENDİSİ AYAKKABI GİYEMİYOR AMA TAMİR EDİYOR

A
A
A
KENDİSİ AYAKKABI GİYEMİYOR AMA TAMİR EDİYOR

Nazilli ve çevre ilçelerinde büyük semt pazarlarında ayakkabı boyacılığı ve tamiratı yaparak yaşamını sürdüren 72 yaşındaki Kemal Çalışkan’ın ibretlik hayatı gençlere örnek oluyor.
13 yaşında futbol oynarken kırılan ayağını tedavi ettiremediği için kangren olmasının ardından sol ayağını diz üstünden kaybeden Kemal Çalışkan bir ayağından yoksun 58 yıldan bugüne kadar devam ettirdiği mesleği ile genç nesile ibret oluyor. Fakirliği yüzünden ve zamanında doktor olmadığı için ayağını kaybettiğini ifade eden Çalışkan “Fakirliğimiz ayağıma mal oldu. Paramız olsaydı ayağımı tedavi ettirip kangren olmasını önler ve kesilmesini engellerdik. O yıldan bu yana ayakkabı tamir edip boyayarak geçimimi sağlıyorum” dedi.
Bozdoğan’a bağlı Yazıkent Beldesi İnebolu Köyü’nde doğduğunu ifade eden Kemal Çalışkan “1953 yılında ilkokul dördüncü sınıfa gidiyordum. Okulda futbol oynarken maç sırasında ayağımı kırdım. O zamanlar hem doktor hem de paramız yoktu. Ayağım daha sonraları kötüleşti. Ayağım iyileşmediği için 5 yıl sonra kangren olunca kesilmek zorunda kaldı. O zaman sadece Nazilli’deki Sümer Basma Fabrikası’nın doktoru vardı. Ona da gidemiyorduk. Parasızlık nedeniyle ayağımın birisini kaybettim” dedi.
“KAZANDIĞIMLA TORUNLARIMA HARÇLIK VERİYORUM”
Yazıkent Beldesinde küçük bir işyeri açtığını ifade eden Çalışkan; “1956 yılında çıraklıktan öğrendiğim ayakkabı tamirciliği ile bu güne kadar çalıştım. 30 yıl önce işyerimi Nazilli’ye taşıdım. Bağ-Kur’dan emekli oldum. İşler kötüleşip dükkanımı kapattıktan sonra sokaklarda gücüm yettiğince halen de çalışmaya ve ayakkabı boyamaya devam ediyorum. Son yıllarda 5-10 TL’ye yeni ayakkabı satılmaya başlayınca yine işler kötüleşti. Şimdi çevre ilçelerde ve Nazilli’de büyük semt pazarı kurulduğunda duvar diplerinde oturarak küçük çaplı ayakkabı tamiratı ve boya yaparak ekmeğimi kazanmaya çalışıyorum. Eşim evde oturuyor. Bir kızım ise buradaki bir fabrikada çalışıyor. Dünya tatlısı 2 torunum var. Bu yaşta çalışmamın zaten iki nedeni var. Birisi çalışmaya alıştığım için boş duramıyorum diğeri ise torunlarımın okul harçlıklarını çıkarıp ihtiyaçlarını gideriyorum. Zaten uzun yıllardır da hayatımı bu şekilde sürdürüyorum” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Bilal Erdoğan Kütahya’da konuştu: "Büyük mesafeler katettik" İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Kütahya’da düzenlenen "Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü" paneline katıldı. Kütahya Kadim Konağı’nda gerçekleştirilen Küresel Araştırma ve Düşünce Merkezi Genel Kurulu ve panel programına İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Prof. Dr. Ömer Türker, Prof. Dr. M. Sait Gökalp, Prof. Dr. Süleyman Elik, Prof. Dr. Ubeydullah Sezikli, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve davetliler katıldı. Panelde konuşan Bilal Erdoğan, Türkiye’nin 25 yıl önce 200 milyar dolar seviyesinde olan milli gelirinin bugün 1,6 trilyon dolara ulaştığını söyledi. Kişi başına düşen milli gelirin ise 3 bin dolardan 18 bin dolara yaklaştığını ifade eden Erdoğan, bu ekonomik büyümenin toplumun beklentilerini de köklü şekilde değiştirdiğini dile getirdi. Ekonomik gelişmenin sivil toplumu da güçlendirdiğini vurgulayan Erdoğan, "Anne babalarımızın yaşadığı Türkiye ile bugün çocuklarımızın yaşadığı Türkiye aynı değil. Gelişen bir ülkede sivil toplumun büyümesi, taleplerin artması ve gönüllülüğün yaygınlaşması kaçınılmazdır" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde ulaşım, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda büyük mesafeler kat edildiğini belirten Bilal Erdoğan, geçmişte siyasetten beklentilerin ‘devlet baba’ anlayışı çerçevesinde şekillendiğini hatırlattı. Erdoğan, "Bugün Türkiye’de devletin sunduğu hizmetler birçok alanda gelişmiş ülkelerle yarışır hale geldi. Cumhurbaşkanımız siyasetin gerçekten bir şeyler yapabildiğini topluma gösterdi" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinin toplumsal dönüşümde belirleyici olduğunu ifade eden Erdoğan, "Toplumun önünde yürüyerek ezberleri bozdu. Değeri, elbette ki olmadığı zaman daha net anlaşılacak. Büyük liderlerden sonra bu hep yaşanmıştır" dedi. Sivil toplum kuruluşlarının sahaya daha fazla hakim olması gerektiğine dikkat çeken Bilal Erdoğan, sağlık, eğitim ve sanayi gibi alanlarda işi doğrudan yapanların çözüm üretmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, "Bir hastalığı yaşayanlar, o hastalıkla ilgili en doğru çözümü siyasetçiye anlatmalı. Seramikten eğitime kadar her alanda, o işin erbabı siyasete yol göstermeli" ifadelerini kullandı. Kültür ve kimlik vurgusu da yapan Erdoğan, Türkiye’nin gelişmek için kendi değerlerinden vazgeçmek zorunda olmadığını belirtti. Erdoğan, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde görüldü ki gelişmek için kimliğimizi reddetmemiz gerekmiyor. Kendi kültürümüzle, kendi inancımızla da dünyanın zirvesine oynayabiliriz" dedi. Kendi kültürüne yaslanmadan başka kültürlerle sağlıklı ilişki kurulamayacağını söyleyen Erdoğan, "Köklerimizden ilham alarak dallarımızı her yere yaymamız gerekiyor. Kendi toprağında kök salmayanın başka yerlere uzanması mümkün değildir" şeklinde konuştu. Program, panel değerlendirmeleri ve genel kurulun ardından sona erdi.