POLİTİKA - 07 Ocak 2012 Cumartesi 16:33

BAŞBUĞ`UN TUTUKLANMASI

A
A
A
BAŞBUĞ`UN TUTUKLANMASI

Andıç soruşturması çerçevesinde eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasını değerlendiren Halkın Sesi Partisi (Has Parti) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, "Bu olay mıncıklanmamalı. Siyaset olarak bu meseleyi mıncıklamak değil, gerçeklerin ortaya çıkmasına yardımcı olmak gerekir. Bundan sonra gerçekler ortaya çıkar. Türkiye sivilleşiyor. Ama sadece Türkiye’nin sivilleşmesi de yetmez. Türkiye demokratikleşsin. Türkiye’de hiç kimsenin aklının ucuna andıç hazırlamak gelmemeli" dedi.
Bursa’da çeşitli temaslarda bulunan Kurtulmuş, Bursa Orman Bölge Müdürlüğü Misafirhanesi’nde kalan 30 Vanlı depremzede ile bir araya geldi. Burada eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasını değerlendiren Kurtulmuş; Ergenekon, Balyoz, Andıç gibi Türkiye’nin gündemine etki eden davalarla ilgili en başından itibaren görüşlerini açıkladıklarını ifade etti. Kurtulmuş, "4 maddelik görüşümüz var. Siyaset bu konuda taraf olmasın. Siyasi partilerden kimse avukat ve savcılık rolüne soyunmasın. Bu
konudaki yargılama ve soruşturmanın hukukun prensibine uygun olması lazım. Sonuna kadar gidilsin ve gerçek suçlular en yüksek rütbede de olsa cezalandırılsın. Bunun da ötesinde, bu memlekette demokratikleşmeyi sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalı. 3-4 senedir bunları söylüyorum" diye konuştu.
"BAŞBUĞ OLAYI MINCIKLANMAMALI"
İlker Başbuğ’un tutuklanma olayının "mıncıklanmaması" gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, "Kamuoyuna yansıyan bilgiler çerçevesinde en son noktadaki Sayın Başbuğ cezaevine gönderildi. Siyaset olarak bu meseleyi mıncıklamak değil, gerçeklerin ortaya çıkmasına yardımcı olmak gerekir. Bundan sonra gerçekler ortaya çıkar. Türkiye sivilleşiyor. Ama sadece Türkiye’nin sivilleşmesi de yetmez. Türkiye demokratikleşsin. Türkiye, hiç kimsenin aklının ucundan andıç hazırlamayı geçirmeyeceği kadar demokratik bir ülke
haline getirilsin. Hiç kimse ihtilal yapacak bir düşünce içinde olmasın. Burada lafla peynir gemisi yürümez. Bunun için anayasa değişikliği tartışmaları var. En büyük endişemiz Türkiye, sıcak gündemlerle birkaç gündür kabarık tartışmalar yapıyor. Dersim ile ilgili kimse konuşuyor mu? Kıyamet koptu, çöp tenekesine atıldı. Uludere’de emri kim verdi? Yanlış ve ihmal kimin kabahatidir? Bunların ortaya konulması gerek. Uludere çöp tenekesine atılacak. Bu hükümet 2010 yılında yeni anayasa için destek aldı. Biz
diyoruz ki, halkın talebi bu kadar açıkken lafı eveleyip gevelemeden, olgun bir demokrasi için yeni bir anayasa yapmak Türkiye’nin boynunun borcudur. Asker ve sivil ilişkilerinin normalleşmesi ve demokratikleşmesi gerekir" dedi.
"YÜREĞİMİN YAĞLARI ERİDİ"
Yüksek Askeri Şura toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın toplantı masasının başında oturduğunu gördüğünde yüreğinin yağlarının eridiğini ifade eden Kurtulmuş, "Ben açık söylüyorum, yüreğimin yağları eridi. Çok güzel bir görüntü. Sadece Sayın Başbakanın Yüksek Askeri Şura toplantısında masanın başında oturması yetmez. Niye hala Yüksek Askeri Şura anayasal bir kuruluştur? Niye Yüksek Öğrenim Kurumu anayasal kuruluştur? Niçin Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanlığına bağlı değildir? Niye hala
asker ve sivil yargı sistemi gibi çift yargı sistemi vardır. Bunlar sözde olmaz. 12 Eylül’ün kayığına binerek 12 Eylül’ün rejimi ile hesaplaşılmaz. Türkiye, 12 Eylül rejimini değiştirmek zorundadır" ifadelerini kullandı.
"DEMOKRATİKLEŞMEYİ HIZLANDIRAN GELİŞME OLARAK ALGILANMALI"
12 Eylül ile hesaplaşmanın Kenan Evren ve Tahsin Kara’yı mahkeme önüne çıkarmak anlamına gelmediğini ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"12 Eylülün bütün sistemini değiştirirsek bugün bize Türkiye tarihinde bir ilk gibi görünen bu tutuklama ve benzer birçok mesele aslında çok normal ve sıradan bir iş olarak görülecek. Önce bu sistemin demokratikleşmesi lazım. Bunun sadece bir kişi üzerinden tartışma olarak değil, İlker Başbuğ’un tutuklanmasının Türkiye’nin demokratikleşmesi sürecini hızlandıran mesele olarak algılanması gerekir. Bu işi sokaktaki vatandaş yapmayacak. Bu işi de Türkiye’nin demokratikleşmesini de mahkemenin yargıçları ve
savcıları yapmayacak. Bunu yapacak olan TBMM’dir. Siyaset lafla peynir gemisini yürütmeyi bırakacak, adam gibi bir anayasa yapacak" açıklamalarında bulundu.
Özel Yetkili Mahkemeler meselesinin olağanüstü dönemin şartlarından geldiğini hatırlatan Kurtulmuş, "Devlet Güvenlik Mahkemeleri yerine Özel Yetkili Mahkemelerin geçmesi, hukuk sistemine göre doğru değil. Eldeki hukuki sistemi yetersiz kaldığı için bu özel yetkili mahkeme ortaya çıktı. Normalde son anayasa değişikliğine göre Yüce Divan’da yargılanmasına karar verilebilir. Bu sıradan bir suç gibi görebilir. Burada meselenin hukuki bakımdan açık olduğu kanaatindeyim. Nerede yargılanacağı konusundaki kararı
mahkeme verecektir" ifadelerini kaydetti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir