YEREL HABERLER - 07 Ocak 2012 Cumartesi 15:15

DEPREM PROFESÖRÜ NAZİLLİLİLERİ UYARDI

A
A
A
DEPREM PROFESÖRÜ NAZİLLİLİLERİ UYARDI

Nazilli Ticaret Odası tarafından düzenlenen ‘Nazilli’nin Depremselliği ve Kentleşme Sorunları’ konulu seminerine konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ve TMMOB Ankara Jeofizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Altay, Nazillilileri depreme karşı uyardı.
Prof.Dr.Övgün Ahmet Ercan’ın Nazilli ve Aydın bölgesinin deprem sakıncası nedir, kentleşmesi nasıldır, deprem öncesi alınması gereken önlemler, binaların kontrolü nasıl yapılmalıdır, yer seçimi, sağlam yapılar nasıl yapılır, depremin faydaları ve bölgenin depremi kazanca dönüştürmesi konularını değerlendirdiği seminere AK Parti Aydın Milletvekili Ali Gültekin Kılınç, Nazilli Kaymakamı Mehmet Okur, Yenipazar Kaymakamı Ünal Kılıçaslan, Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık, Kuyucak Belediye Başkanı Ali Ulvi Akoğlu, Yenipazar Belediye Başkanı Yüsran Erden, Buharkent Belediye Başkanı Kadri Ölçenoğlu, eski Aydın Milletvekilleri Ahmet Ertürk, Mehmet Yüzügüler, Aydın Mühendislik ve Mimarlık Odaları temsilcileri, akademisyenler ve çok sayıda işadamı katıldı.
“TÜRKİYE’NİN YÜZDE 92’Sİ DEPREM BÖLGESİNDE”
Belediye Tiyatro Salonunda düzenlenen ‘Nazilli’nin Depremselliği ve Kentleşme Sorunları’ konulu seminere İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan ile TMMOB Ankara Jeofizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Altay konuşmacı olarak katıldı. Seminerin açılış konuşmasını yapan Nazilli Ticaret Odası Meclis Başkanı Enes Öğünçlü, “Geçmişte yurdumuzda birçok yıkıcı depremler olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız tahmin edilmektedir. Deprem bölgeleri haritası’na göre, yurdumuzun yüzde 92’sinin deprem bölgeleri içerisinde olduğu, nüfusumuzun yüzde 95’inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ve ayrıca büyük sanayi merkezlerinin yüzde 98’i ve barajlarımızın yüzde 93’ünün deprem bölgesinde bulunduğu bilinmektedir. Bölgemiz; birinci derece tehlikeli deprem bölgesindedir. Nazilli’nin çok hafif olan büyük menderes çukurluğu içinde bulunması nedeniyle, birçok büyük depremler geçirmiştir. Şehrin güney kısımlarının zemini kuzeye nazaran deprem yönünden daha tehlikelidir. Yeraltı suyunun 5 metreden yüksekte bulunduğu sahaların deprem şiddetini artırıcı rol oynayacağı unutulmamalıdır. Ülkemiz topraklarının yüzde 30’unu ovalar oluşturmaktadır. ne yazık ki şehirler, sanayi ve büyük mühendislik yapılarının birçoğu, depreme neden olan aktif fayların oluşturduğu yada depremin yıkıcı etkisini büyüten ovalarda yer almaktadır. Nüfus artışı ve köyden kente göç nedeniyle kentlerin gelişim alanlarının ve yeni yerleşim alanlarının seçiminde deprem riski ve zemin özelliklerinin yeterince dikkate alınmadığı düşünüldüğünde, olabilecek yeni depremlerin tarihte yaşananlardan çok daha büyük kayıplara yol açacağı tahmin edilmektedir. Nazilli’miz de deprem riskinin olduğu önemli bir fay hattı üzerinde bulunmaktadır. Bu bilgiler ışığında ‘Nazilli’nin Depremselliği ve Kentleşme Sorunları’ konulu bir seminer düzenlemeyi uygun gördük. Depremi önleyemeyiz ama zararlarını azaltabiliriz” dedi.
“DEPREM BİR NİMETTİR”
TMMOB Ankara Jeofizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Altay’ın Jeofizik’i anlatmasının ardından seminere konuşmacı olarak katılan Prof.Dr. Övgün Ahmet Ercan, Nazilli’de deprem olasılığının yüzde 60 olduğunu ve olası deprem şiddetinin de en fazla 6-6,7 olacağını ifade etti. İlçedeki zemin durumuna göre deprem riski en az yerleri işaret eden Ercan; “Yapılarınızı; İzmir-Denizli Demiryolunun kuzeyine ve doğu-batı yönlerindeki alanlara yapın” diye öğüt verdi. Depremle yaşamayı mutlaka öğrenmeliyiz diyen Ercan, depremin çok önemli bir nimet olarak insanlığa sunulduğunu, depremler sayesinde jeotermal, petrol ve diğer enerji türlerinin açığa çıktığını, bu kaynakların da mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Belediye Başkanlarına bu konuda büyük görevler düştüğünü ve depremlerde olası bina yıkılmalarında birinci dereceden onların sorumlu olacağını da sözlerine ekledi. Konuşmasının ardından slayt gösterisi eşliğinde bilgiler veren Ercan; “Nazilli’nin 29 km altında yılda 3 cm civarında kuzeye doğru ilerleyen bir lav tabakası vardır. Ayrıca Batı Anadolu Fayı üzerinde bulunan bölgemiz potansiyel bir deprem bölgesidir. Coğrafi yapısı gereği bölgemizde çok sayıda fay kırığı da bulunmaktadır. Tanrı sevdiği ülkeye bol deprem verir. Bu da o ülke için bir nimet, bir enerji ve çok önemli verimli toprak demektir. Bölgemiz dingin deprem bölgesidir ama bunun ön deprem verme şansı olmadığı için olası deprem de aniden gelir ve şiddetli olur. Biz Nazillililer olarak konutlarımızı doğru yerlerde, doğru şekillerde yaparsak depremi gülerek karşılayıp en az hasarla ve can kaybıyla atlatabiliriz. Doğa, insanın tüm yanılgılarını mutlaka temizleyerek eski şekline döndürür. Bu nedenle zemini gevşek olan ovalara ev yaparsanız cinayet işlemiş olursunuz. Doğanın davranışına uymak zorundayız. Bina yapmadan önce mutlaka Jeofizik, Jeoloji ve Jeoteknik çalışmalar ayrı ayrı yapılarak yer araştırması tamamlanmalıdır. Depremden korunmanın en etkin yolu yapının depreme dayanıklılığının belirlenmesi, ya da depreme dayanıklı konut yapımıdır” dedi.
Konuşmaların ardından Kaymakam Okur, Belediye Başkanı Alıcık ve NTO Başkanı Pirinç konuşmacılara plaket ve çiçek takdim etti. Nazilli Belediyespor Alem Gençlik grubu sözcüsü Eşref Özbağcı ise konuşmacı olarak katılan Prof.Dr. Övgün Ahmet Ercan’a atkı hediye ederek sunumlarından dolayı teşekkür etti. Prof. Ercan’da Nazilli Belediyespor atkısını takarak; “En Büyük Nazilli Belediyespor. İnşallah bu yıl 2.Lig’e çıkar” dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Eskişehir için rüzgar ve toz taşınımı uyarısı Eskişehir’de rüzgar ve toz taşınımı beklenmesi nedeniyle yetkililer tarafından, meydana gelebilecek olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği konusunda uyarı yapıldı. Meteoroloji 3. Bölge Müdürlüğü tarafından yayınlanan hava tahmin raporuna göre, bölge genelinin parçalı ve çok bulutlu olacağı, öğle saatlerinde Eskişehir ve Bilecik illeri geneli ile Bursa ve Kütahya’nın doğu kesimlerinin yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği, ayrıca bölge genelinde toz taşınımı görüleceği tahmin ediliyor. Hava sıcaklığının 1 ila 3 derece azalması bekleniyor. Rüzgarın ise güney ve güneybatı (Lodos) yönlerden saatte 40 ila 60 kilometre hızla orta ve kuvvetli, bu akşam ilk saatler ve yarın öğle saatlerinde Eskişehir ve Kütahya çevrelerinde ise saatte 60 ila 80 kilometre hızla kısa süreli fırtına şeklinde eseceği öngörülüyor. Rüzgar ve toz taşınımı uyarısı Yetkililer tarafından, rüzgârın Eskişehir ve Kütahya çevrelerinde güney ve güneybatı yönlerinden kuvvetli rüzgâr, zaman zaman saatte 40 ila 80 kilometre hızla kısa süreli fırtına şeklinde esmesi beklendiğinden ağaç ve direk devrilmesi, baca gazı zehirlenmesi, çatı uçması, iç kesimlerde toz savrulması ve ulaşımda aksamalar, bölge genelinde toz taşınımı beklendiğinden; görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma ve çamur şeklinde yağış gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerektiği konusunda uyarı yapıldı. Öte yandan Eskişehir’de en yüksek hava sıcaklığının 33 derece ile Sarıcakaya ve Mihalgazi İlçelerinde olacağı değerlendiriliyor.
Elazığ ’Yalancı veba’ martıları vurdu: Binlercesi telef oldu, bir o kadarı da ölmek üzere Elazığ’ın Ağın ilçesinde Keban Baraj Gölü kıyısında binlerce martı telef oldu. Hayvan ölümlerinin nedeninin yalancı veba hastalığı olduğu belirtilirken, bölge halkı hastalığın diğer hayvanlara bulaşmasından endişeli. Hurşit Kuş Ormanı kıyısı ve bölgedeki martı kuşlarının üreme alanı olan adacıkta binlerce martı telef oldu. Çevredeki vatandaşlar tarafından paniğe neden olan ölümlerin nedeninin halk arasında yalancı veba olarak bilinen Newcastle hastalığı virüsü (NDV) olduğu belirlendi. "Martı adası ölüm adası olmuş" Bölge sakinlerinden Salih Genç, "Göl kenarında sahil şeridinde martıların öldüğünü söylediler. Biz de aşağı indik. Böyle bir şeyi bu yaşımıza kadar duymamıştık. Arkamızda duran martı adası var, bu saatlerde martıların şölen yaptığı bir yer olur. Ama şu anda martı adası bomboş ve ölüm adası olmuş durumda. Yaklaşık 15 gün önce yavruları doğdu. Sahil şeridi şu anda kötü bir durumda. Sahil şeridi ölü hayvanlarla dolu" dedi. Oktay Kılıç ise, "Bütün çocukluğumda bu kıyıda, bu baraj bölgesinde yaşadım, bunun gibi bir şey görmedim, görenlere de şahit olmadım. Biz burada su içtik, çay demledik fakat ne balıklarda ne de herhangi bir canlıda ölüm vakası yaşanmamıştı. Üst üste devam eden göçlerden dolayı özellikle balıklarda ve canlıların sayısında azalmalar meydana geldi. Özellikle kuş türünde. Martılarda böyle toplu ölümleri görünce endişelenmeye başladık" diye konuştu. İlk değerlendirme ’Yalancı veba’ üzerine Öte yandan, Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri tarafından 10 farklı noktadan ölü veya ölmeye yakın martılardan numuneler alınarak incelendi. Enstitülerce yapılan ilk değerlendirme neticesinde kuşlarda NDV olduğu tespit edilirken, ileri tetkiklerin devam ettiği bildirildi. Tarım ve Orman İl Müdürlüğünden yapılan açıklamada, “Elazığ ili Ağın ilçesi Hurşit Kuş Ormanı kıyısı ve bölgedeki martı kuşlarının üreme alanı olan adacıkta martı ölümleri görüldüğü ihbarı alınmıştır. İhbar üzerine aynı gün Ağın İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünde görevli veteriner hekimler tarafından gerekli tespitler yapılmış, ihbar yapılan bölgedeki 10 farklı lokasyondan ölü veya ölmeye yakın martı numuneleri alınarak soğuk zincir içerisinde Elazığ Veteriner Kontrol Enstitü Müdürlüğüne teslim edilmiştir. Enstitü Müdürlüğü tarafından aynı gün içerisinde numunelerin analizlerine başlanılmıştır. Elazığ İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinasyonunda il müdürlüğünden teknik personel martı ölümleri ihbarı yapılan bölgeye görevlendirilmiş ve teknik ekiplerce anılan bölgede tarama ve bilgilendirme çalışması yapılmıştır. Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri tarafından bölge içerisinde filyasyon ekipleri vasıtası ile bölgedeki ölü martılar toplanılmış, yönetmelik çerçevesinde tüm tedbirler alınarak riskler bertaraf edilmiştir. Numune sonuçlarının ilgili enstitülerce yapılan ilk değerlendirme neticesinde Newcastle hastalığı (NDV) olduğu tespit edilmiş olup, ileri tetkikler devam etmektedir. Süreç titizlikle takip edilmektedir’’ denildi. İnsanlara bulaşma riski de var Türkiye’de yalancı veba hastalığı olarak bilinen hastalık, kanatlı hayvanların vücudunda solunum sorunları ve en önemlisi sinir sistemini hedef alıyor. Nefes darlığı, depresyon ve halsizlik, yumurtlama performansının düşmesi, hızlı solunum, kanatlarının sallanması belirtileri arasında yer alıyor. Hastalığın en önemli belirtisi ise hayvanın kafasının geriye dönük olması ya da sallanması olarak ortaya çıkıyor. Yalancı veba hastalığı insanlarda tedavi edilebilir durumda ve kanatlı hayvanlar kadar etkili değilken belirtileri ise uykusuzluk, gözlerin kızarması ve sulanması ve baş dönmesi olarak gösteriliyor. Bu hastalık insanlara hasta tavuk eti, yumurtası ve hasta tavuğun karkasına temas etme yolu ile bulaşabiliyor.
Düzce Eksik ve yapılabilirlikten uzak projeler elenir Düzce Üniversitesi Araştırma Dekanlığı tarafından düzenlenen “4000 Kodlu TÜBİTAK Çağrıları” başlıklı seminer gerçekleştirildi. Cumhuriyet Konferans Salonu’nda ki programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Düzce Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Öztürk, milli gelirden projelere aktarılan kaynakların sınırlı olması nedeniyle projelerin sık dokunup elenerek kabul oranlarının düşük kaldığına işaret etti. Proje yapılmadan bilimsel çalışmaların ilerlemesinin mümkün olmadığına dikkat çeken Öztürk, bilgilerini ve tecrübelerini aktaracak olan Yusuf Akemoğlu’na teşekkür etti. Doç. Dr. Yusuf Akemoğlu, seminerde; Bilim ve Toplum Başkanlığı’nın bilim ve toplum destek programları, 4000 kodlu çağrılar, çağrı alanları, başvuru şartları, desteklenecek etkinlik türleri, bilim fuarları ve bilim şenlikleri gibi konularda önemli bilgiler verdi. Gerekli tüm belgeleri eksiksiz olan projelerin değerlendirme sürecine alındığını belirten Akemoğlu, eksik ve yapılabilirlikten uzak olanların ya da kuruma malzeme alınması için yazılan projelerin elendiğini sözlerine ekledi. Yürütücü kurumlar tarafından karşılanabilecek mal ve hizmet alımları, güvenlik, temizlik, yazılım, ısıtma ve aydınlatma gibi konuların destek dahilinde alınmayacağını dile getiren Akemoğlu, katılımcılardan gelen soruları da yanıtladı. Program, Düzce Üniversitesi Araştırma Dekanı Prof. Dr. Emine Tekin tarafından Doç. Dr. Yusuf Akemoğlu’na teşekkür belgesi takdim edilmesiyle son buldu.
Van Özalp’ta minik öğrenciler sinema ile buluştu Van’ın Özalp ilçesi 3 Nisan İlkokulu birinci sınıfta eğitim-öğretim gören 120 minik öğrenci sinema ile buluştu. Özalp Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Sadık Er’in öğrencileri ile birlikte yürüttüğü “Gönüllülük Çalışmaları” kapsamında yapılan etkinliklerde, 23 Nisan Ulusan Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla 120 minik öğrenci sinema ile buluştu. Özalp MYO öğrencilerinden Esra Karakaş, Songül Akman ve Fethullah Kutlu ile yürüttükleri gönüllülük projeleri kapsamında 3 Nisan İlkokulu birinci sınıfta eğitim-öğretim gören 120 minik öğrenci Özalp Gençlik Merkezi Sinema Salonunda ilk defa sinema ile buluştu. Öğrencilere mısır ikramıyla keyifli bir film izleme sunuldu. Heyecan ve mutluluklarını başta Özalp Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Özlem Orunç Kılınç ve emeği geçenler ile paylaşan çocuklar, bu özel gün için kendilerine unutulmaz bir deneyim yaşatan yetkililere teşekkür etti. Projeyi yürüten Özalp Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Öğretim Görevlisi Sadık Er, 23 Nisan’ın sadece bir bayram değil, aynı zamanda milli egemenliğin ve çocuklara armağan edilmiş bir bayram olduğunu vurgulayarak, “Türkiye, dünyada çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülkedir. Bizler de çocuklarımızın bu anlamlı günlerine biraz daha neşe ve mutluluk katmak adına onlara bu keyfi yaşatmak istedik. Bu vesileyle tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlar, onlara sağlıklı, mutlu ve başarılı bir hayat dilerim” dedi. Konuşmasının sonunda başta proje yürütücüsü öğrencilerine, öğrencilerin taşınması için otobüs tahsis eden belediye yetkililerine, Gençlik Merkezi müdür ve yetkililerine ve 3 Nisan İlkokulu müdür ve sınıf öğretmenlerine teşekkür ederek bu tür etkinliklerin devam edeceğini belirtti.
Balıkesir Kadavra köpekleri ormanda Korhan Berzeg’e ait iz arıyor Balıkesir’in Gönen ilçesine bağlı Armutlu Mahallesi’nde kayıp Ekonomist Korhan Berzeg’e ait olduğu iddia edilen kemiklerin bulunmasının ardından yürütülen çalışmalar bugün de sürüyor. Kadavra köpekleri ormanda Berzeg’e ait başka izler ararken, ünlü ekonomiste ait olduğu düşünülen dere yatağında bulunan kemikler ise ileri teşhis için İstanbul Adli Tıb Kurumu’na gönderildi. Balıkesir’in Gönen ilçesine bağlı kırsal Armutlu Mahallesi’ndeki dere yatağında bulunan kemik parçalarının Ekonomist Korhan Berzeg’e (83) ait olma ihtimali üzerinde yoğunlaşan ekipler, bölgede Berzeg’e ait başka izler bulabilmek için arama çalışmalarına devam ediyor. Armutlu Mahallesi Fındıklıderesi mevkii ile Turplu ve Gelgeç Mahallesi’nde arama çalışmalarını sürdüren ekipler tarafından iz bulma ve kadavra köpekleri ile ormanlık alan didik didik aranıyor. Çalışmalarda son olarak Korhan Berzeg’e ait olduğu değerlendirilen kıyafet parçaları bulundu. Detaylı inceleme için bulunan kemik parçaları ve diğer materyaller, İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü’ne, oradan da ileri teşhis için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Kızının DNA’sı olayı çözecek Dere yatağında bulunan kemiklerden alınan DNA örnekleri, ünlü Ekonomist Korhan Berzeg’in İngiltere’de yaşadığı öğrenilen kızı Nisa Berzeg’ten alınacak DNA örnekleri ile karşılaştırılacak. Dün öğle saatlerinde Türkiye’ye gelen Nisa Berzeg, DNA eşleşmesi için kan örnekleri verdi. Öte yandan Berzeg’in diğer kızı Sibel Berzeg’in de Amerika’da yaşadığı ve haberi alır almaz Türkiye’ye gelmek için yola çıktığı öğrenildi.