POLİTİKA - 21 Aralık 2011 Çarşamba 21:27

TBMM GENEL KURULU`NDA 2012 BÜTÇESİNİN TÜMÜ ÜZERİNDE SON KONUŞMALAR

A
A
A
TBMM GENEL KURULU`NDA 2012 BÜTÇESİNİN TÜMÜ ÜZERİNDE SON KONUŞMALAR

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "’Soykırım yoktur’ diyene hapis, 45 bin avro para cezası vereceklermiş. Akla, rasyonaliteye, bilimselliğe, evrensel hukuk mantığına sırt çeviren bu anlayış, aydınlanma çağını açan Fransa’ya engizisyonun geri dönüşüdür. Bu olay, Fransız parlamentosunun Avrupa’nın temel değerlerine bayrak açmasıdır" dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 2012 Merkezi Yönetim Bütçe Yasa tasarısı’nın tümü üzerinde görüşmeler yapıldı. Bütçenin tümü özerine yapılan son konuşmalarda hükümet adına söz alan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bugünkü bütçe görüşmelerinin üslup ve içerik açısından çok düzeyli olduğunu belirterek, tüm parti sözcülerine teşekkür etti. "Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir" diyen Arınç, 2003’ten bu yana hükümetlerinin icraatları ve bütçe uygulamaları ile öngörülerinin başarılı olduğunu söyledi. Yanlışları
olabileceğini de belirten Arınç, "Üç dönemdir sandıktan birinci çıkıyorsak bu milletimizin güvenidir" dedi.
Arınç, konuşması sırasında Genel kurul salonuna giren Başbakan Erdoğan ve daha sonra da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendi parti milletvekilleri tarafından ayakta alkışlanması üzerine, "İki defa alkış oldu, önce üstüme alındım. Ama iki genel başkanımızın teşrifleri oldu. Bu alkışları hak ediyorlar" diye konuştu.
Bütçe görüşmelerinin Türkiye’de siyasetin toplam kalitesini göstermesi bakımından önemli olduğunu ifade eden Arınç, milletin kürsüsünde söylenilen her söz ve eylemin de millet tarafından kaydedildiğini söyledi.
Fransa’da, sözde ermeni soykırımını suç sayan yasa tasarısı ile ilgili Türkiye’nin tezlerini AK Parti, CHP ve MHP’li milletvekillerinin hep birlikte savunduğunu belirten Arınç, "Türkiye budur işte. Öyleyse bu üslubu siyasette de kalıcı kılalım. Dün üç partinin bildirisini alkışla karşıladık. Gönül isterdi ki dördüncü parti de buna katılsın ve meclisin gür sesini dünyaya ilan etmiş olalım" ifadelerini kullandı.
"HİÇBİR KURUMUN MİLİTANLAŞMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"
Arınç, Türkiye’nin artık eski günlere dönmeyeceğini ve artık Türkiye’nin demokratik istikrarı, büyümeyi, refah ve kalkınmayı hazmettiğini söyledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yargının militanlaştığına yönelik sözlerine yanıt veren Arınç, şunları kaydetti:
"Türkiye’nin demokrasi istikametinde normalleşmesi kararlılıkla devam edecek. Demokrasiyi karartma çabalarına hiçbir zaman prim vermeyeceğiz, demokrasiye tuzak kuranlara fırsat vermeyeceğiz. Demokrasi ve hukuk şemsiyesi bütün vatandaşlarımızı kuşatıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz. Ne hukuk kurumlarının ne de başka kurumlarımızın militanlaşmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Hukuk reformlarıyla, devletimiz ve milletimizle aynı istikamette yürüyeceğiz. Bütün toplumsal kesimlerin katkısıyla bütün
siyasi partilerimizle olabildiğince en yüksek mutabakatla yeni bir anayasa yapacağız ve 30 yıllık ayıptan kurtulacağız."
"FRANSA’DAKİ ERMENİ YASA TASARISI ENGİZİSYONUN GERİ DÖNÜŞÜDÜR"
Fransa’nın, sözde ermeni soykırımını suç sayan yasa tasarısı ile tarihi yargılamak istediğini ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
"Şunu düşünün; neden bugün Maraş’ın adı Kaharamanmaraş’tır? Niye Urfa’ya Şanlıurfa diyoruz? Niçin Antep Gazi’dir. Bağımsızlık mücadelemizi kime karşı verdik biz? İstiklalimizi kimlerden aldık biz. Şahin Bey’leri, Sütçü İmam’ları, kadın erkek şehitlerimizi, genç yeni yetişmiş delikanlılarımızı Fransız işgaline karşı, ülkenin bağımsızlık mücadelesi verirken karşısında silahıyla, süngüsüyle, Fransa işgalci olarak durmuyor muydu? Türk milleti büyük bir infial içinde. Bugün de Hrant Dink’in kardeşi Orhan
Dink’in sözlerine ve Ermeni patriğinin hepimize gerçekten memnuniyet veren, diasporaya karşı meydan okuyuşuna tanık olduk. Neymiş demek ki; ’soykırım yoktur’ diyene hapis, 45 bin avro para cezası vereceklermiş. Akla, rasyonaliteye, bilimselliğe, evrensel hukuk mantığına sırt çeviren bu anlayış, aydınlanma çağını açan Fransa’ya engizisyonun geri dönüşüdür. Bu olay Fransız parlamentosunun Avrupa’nın temel değerlerine bayrak açmasıdır. İstiklal mücadelesini yönetmiş TBMM’de bir süre başkanlık yapmış bir
arkadaşınız olarak söylüyorum; hiçbir parlamento kararıyla ve hiçbir kanunla tarihi yeniden yazamaz ve inşa edemezsiniz. Bu, eşyanın tabiatına da, akla da, mantığa da aykırıdır. Bir tezin konuşulmasının bile peşinen cezalandırılması, ’dünya hareket ediyor, dönüyor’ dediği için dünyanın en ünlü bilim adamını Galile’yi hapse atmak kadar akıl dışıdır. Tarihin, tarihçilerin elinden alınarak, saçma sapan bir kanunla karartılması akla zarar bir hezeyandır. Bir hezeyanın Fransa parlamentosunda oylanması ise
tarihe geçecek bir paradokstur. Fransasız parlamentosu hangi kararı verirse versin, bizim yeni engizisyonculara cevabımız, Galile’nin cevabı ile aynıdır. Fransız parlamenterlerine diyoruz ki, ’Bayanlar baylar, dünya dönüyor’."
"KÜRTLERE HAKKINI VERMEK, BİR BAHŞİŞ, ULUFE DEĞİL"
Kürt’lerin siyasi ve kültürel haklarının tümünün verileceğini belirten Arınç, "Bu bir bahşiş, ulufe değildir. Kimliğini tanıdığınız insanın bütün haklarına da saygı göstereceksiniz" dedi.
BDP’li Pervin Buldan’ın konuşmasına yönelik eleştirilerde bulunan Arınç, Buldan’ın eşinin öldürülmesi ile ilgili sözlerine, "Ben sizin acınızı anlıyorum. Bu acınıza saygı duyuyorum. Acınızı da paylaşıyorum, buna emin olun. Ama bu acıyı yaşayan sadece siz değilsiniz. Oya Eronat’a gösterilen tepkiyi anlamakta zorlanıyorum. O da bu acıyı 18 yaşındaki çocuğu gözünün önünde öldürüldüğü zaman yaşamış bir insandır. En yakınınızı, eşinizi kaybettiniz; hunharca. İnşallah bu olayın gerçek failleri ortaya çıkacak
ve bunun hesabı sorulacaktır. Bu hepimizin görevidir" diye konuştu.
Arınç’ın bu sözleri üzerine, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat gözyaşlarını tutamadı.
Buldan’ın, teröristlerden ’gerilla’ olarak söz ettiğini ve hiç ’terör ve terörist’ demediğini belirten Arınç, "Bu yanlış, Türkiye’de terör var, terörist var ve terörle mücadele var. Siz bunu yapmayın mı diyorsunuz? Kundakta bebek ölüyorsa, dört kızımız taksi içinde öldürülüyorsa, Batman’lı annenin karnındaki 8 aylık çocuk gün görmeden ölüyorsa, konuşmanızda niye buna yer ayırmadınız? Buradan 200 metre ileride, Kumrular’da masum ayakkabı boyacısının hayatına kastediyorlar, buna biryeş demiyorsunuz" dedi.
Arınç, Türkiye’nin asayişini korumanın hükümetin görevi olduğunu belirterek, "Bugünkü terörle mücadele konseptinde başarılıyız. Türkiye şu kadar yıl içinde mücadele etmiştir ama son dört aylık mücadele netice vermeye başlamıştır. TSK’da kimyasal silah envanteri yoktur. Kimyasal silah kullanmadık, kullanmayız. Ne böyle bir silahımız var ne de olsa kullanmayı düşünürüz. Kimyasal silah insanlık ayıbıdır, vahşettir. Bugün terörist mi, masum vatandaş mı olduğu ayırt edilmeyen kimseye silah doğrultulmuyor"
diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kırklareli Kırklareli’nde yılbaşında alınacak tedbirler masaya yatırıldı Kırklareli’nde uygulanacak yılbaşı güvenlik tedbirleri çerçevesinde, asayiş, trafik, kamu düzeni, sağlık, itfaiye ve acil müdahale hizmetlerine yönelik alınacak önlemler değerlendirildi. Kırklarelililerin yeni yıla sağlık, huzur ve güven içerisinde girmelerini sağlamak, yılbaşı tatilinin il genelinde sorunsuz ve emniyetli bir şekilde geçirilmesi amacıyla alınacak tedbirlerin ele alındığı Yılbaşı Tedbirleri Toplantısı, Vali Uğur Turan başkanlığında Valilik Atatürk Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda, İçişleri Bakanlığı’nın talimatları doğrultusunda ülke genelinde uygulanan yılbaşı güvenlik tedbirleri çerçevesinde, asayiş, trafik, kamu düzeni, sağlık, itfaiye ve acil müdahale hizmetlerine yönelik alınacak önlemler detaylı şekilde değerlendirildi. Toplantıda ayrıca, emniyet ve jandarma birimleri başta olmak üzere tüm ilgili kurumların, yılbaşı süresince 7/24 esasına göre görev yapacağı, denetimlerin ve uygulamaların artırılacağı vurgulandı. Kırklareli Valisi Uğur Turan, vatandaşların huzur ve güvenliğinin her zaman öncelikli olduğunu belirterek, İçişleri Bakanlığı’nın ’tedbir, denetim ve koordinasyon’ anlayışı çerçevesinde, kurumlar arası iş birliği ve koordinasyonun en üst seviyede sürdürüleceğini ifade etti. Vali Turan, kamu düzenini bozabilecek her türlü olumsuzluğa karşı gerekli tüm önlemlerin kararlılıkla uygulanacağını dile getirdi.
İstanbul Yusuf Güney’den uyuşturucu soruşturması sonrası açıklama İstanbul’da ünlü isimlere yönelik yürütülen uyuşturucu soruşturması kapsamında ifadesinin ardından saç ve kan örnekleri veren şarkıcı Yusuf Güney serbest bırakıldı. Güney, konuya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "On gündür hastalıklarla mücadele ediyorum. Telefonlarımı kapattım, kendimi iyileştirmek için istirahate çekildim, yer yerinden oynamış" dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık, Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından ünlü isimlere yönelik yürütülen uyuşturucu soruşturması sürüyor. Soruşturma kapsamında sanatçı Yusuf Güney ifadeye çağrıldı. İfadesinin ardından Güney, sevk edildiği Adli Tıp Kurumu’nda saç ve kan örnekleri verdikten sonra serbest bırakıldı. Yaşananların ardından Yusuf Güney, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Dört beş gündür yoktum. Niye yoktum biliyor musunuz? On gündür hastalıklarla mücadele ediyorum. O kadar ağır sendromlar yaşadım ki. Telefonlarımı kapattım, kendimi iyileştirmek için istirahate çekildim, yer yerinden oynamış. Elemanın bir tanesi adımı vermiş, olay sadece bu. ’O da içiyor’ demiş. Bundan dolayı aramam çıkmış. Öyle gözaltına alınmak, yakalama kararları yok. Benim haberim olduktan sonra da telefonu açtım, ’geliyorum’ dedim, özür dilerim sizi beklettiğim için ve gittim ifademi verdim. Kan tahlili, idrar tahlili ve saç tahlili verdim, sonuçları bekliyorum" ifadelerini kullandı.
Karabük Kuyumcu soygununda karar açıklandı Karabük’ün Safranbolu ilçesinde bir kuyumcuya silahlı ve maskeli şekilde düzenlenen soyguna ilişkin davada mahkeme karar vererek, sanıklar hakkında ’nitelikli yağma’, ’mala zarar verme’ ve ’ruhsatsız silah bulundurma’ suçlarından ayrı ayrı cezalandırıldı. Karabük 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 4. celsede karar duruşması görüldü. Mahkemeye tutuklu sanıklar Cemal Çelikay (21), Emre Ünlük (21), Rıza Çelikay (19), Ramazan Karakaş (33) ve Eyüp Emir Eper (20), avukatları ile sanık yakınları katıldı. Mahkeme başkanı soygunu gerçekleştirdikleri iddia edilen sanıklara tek tek son sözlerini sordu. Sanıklardan Cemal Çelikay, "Kendim için değil ailem için bir şans istiyorum. Kimseye zarar vermek istemedim ve silahı bir kez ateşledim. Pişmanım ve beraatimi istiyorum" derken, kardeşi Rıza Çelikay ise "Kimseye zarar vermek istemedim, sadece kaçarken kendi elimdeki silah ateş aldı ve yaralandım" diyerek beraatini istedi. Tutuklu sanıklardan Emre Ünlük, nitelikli yağmayı kabul ederek, öldürmeye teşebbüs suçunu kabul etmediğini ve bir anlık gafletle bu suçu işlediklerini, bunu da fakirlikten yaptıklarını ifade ederken, Ramazan Karakaş ise yardım ve yataklık ile gözcülük yapmadığını, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraatini istedi. Soygun girişimine silah temin eden Eyüp Emir Eper ise silahı satın aldığı için çok pişman olduğunu, askerlik görevini yaparak topluma kazandırılmak istediğinden beraatini talep etti. Sanıkların son sözlerini dinleyen mahkeme heyeti, Cemal Çelikay, Rıza Çelikay ve Emre Enlük’e "Nitelikli Yağma Suçu"ndan 149/1 maddesinin A- B- C ve D bendinden 13 yıl hapis cezası ve ayrıca mala zarar vermeden de 1’er yıl hapis cezası verdi. Ramazan Karakaş ve Eyüp Emir Eper’e de aynı suçtan 13 yıl hapis cezası verirken, iki sanığa indirim uygulayarak 6 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti ayrıca, öldürmeye teşebbüs suçundan ise 3 sanığa ayrı ayrı berat verdi.