MHP`Lİ VURAL`DAN ZANA`NIN SÖZLERİNE TEPKİ

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Diyarbakır bağımsız milletvekili Leyla Zana’nın sözlerine tepki göstererek, "Aç tavuk kendini darı ambarında sanarmış. Bu milletin devletin milletin hayatında böyle oyunlar oynanmasına müsaade edilmesine müsaade etmemiz mümkün değildir. Herkes haddini bilmelidir" dedi.
TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Vural, Diyarbakır bağımsız milletvekili Leyla Zana’nın ’Kürtler, özerkliğin yetersiz olduğunu düşünüyor. Bana kalırsa Kürtler kendi kaderlerini kendileri tayin etmeliler" sözlerine sert tepki gösterdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Ben Başbakan olarak Kürt sorununu savunurum" ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın bütçe konuşmasında "Dil, kimlik hakkı ne varsa vereceğiz" sözlerini dinleten Vural, Arınç’ı alkışlayanlardan birinin Leyla Zana olduğunu söyledi.
Vural, şunları kaydetti:
"Bülent Arınç mektubu yazdı. O da adresi gösterdi. Arınç ile Zana’nın ifadelerinin ve sözlerini arasında ne fark var? Ne varsa vereceğiz diyor. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti adına konuşma yapıyor ne varsa vereceğiz diyor. Cebinden mi vereceksin. Bu konudaki tüm taleplerini karşılayacağını ifade etti. O da dedi ki hepsini vereceksin. O zaman bunları da vereceksin diyor. Bunlar aynı sudan içmişler. Aynı yolun yolcusu. Leyla Zana ile Bülent Arınç’ın ifadeleri aynı adrese teslim bir mektuptur. Bu milletin
içinden yeni millet çıkarmak, etnik kimliklere bölmek kültürü ayrıştırmak, Türk milletini milli kimliğini ayrıştırmak için amacıyla ortaya konulan bir siyasi senaryonun taşeronları bunlar. Zana’nın ifadelerini manşete taşıyanlara soruyorum. Arınç’ın ifadelerini anlamı nedir. Bu ifadeleri kullanırken BDP’liler canı gönülden alkışlıyor bu sözlerin nereye gideceğini bilmiyor musun? Kendi eline almış bir mezro bu milleti ekliyor bölüyor parçalıyor. Herkes haddini bilmeli. Bu coğrafya kolay yapılmış bir
coğrafya değil. Birlik bütünlüğünü bütün badireleri atlatarak koruyan bir millet fitne fesatlarla milleti ayrıştırmak aramızdaki rabıtaları bozmak için pis oyunun aktris ve aktörleri çıkmış bu oyunu oynuyorlar. Dolayısıyla Zana Arınç, suflör-dublör al birini vur ötekine. Aynı zihniyetin yolcuları bunlar. Aynı sudan içmişler. Herkese şunu sesleniyorum. Bu gemi herkesin gemisi. Türkiye Cumhuriyeti kalkıp bunları söylüyor. Hiç kimse bunu sorgulamıyor. Sen kim oluyorsun Bülent Arınç. Bu konularla ilgili
Arınç’ın ifadelerinin adresi bu millet içinden yeni milletler çıkartma bu coğrafyayı bölmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüştür. Bu iki aktör de bize bir noktada hazmettirmeye çalışıyor. Ben bunları söyledim. Arınç’ın kimleri cesaretlendireceğini söyledim. Otonomi de yetmezmiş. Aç tavuk kendini darı ambarında sanarmış. Bu milletin devletin milletin hayatında böyle oyunlar oynanmasına müsaade edilmesine müsaade etmemiz mümkün değildir. Herkes haddini bilmelidir."
Vural, Kılıçdaroğlu’nun milletvekili maaş zammıyla ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e yazdığı mektuba ilişkin soru üzerine, "Cumhurbaşkanına mektupla müracaat gerekiyor mu bilmiyorum. Şamil Tayyar gibi mektup yazmış...Bu yasanın yeniden değerlendirilmesi için Anayasa’dan gelen hakkını Cumhurbaşkanının kullanabileceğini söylemiştim. Mektupla istemek bilemiyorum. Siyasetçiler ifadelerini söyler adrese de gider. Onlarda bu talepleri okur. Bir müracaat üzerine yapmalarını istemek doğru değildir" dedi.
Vural, "Veto bekliyor musunuz?" sorusu üzerine ise şunları söyledi:
"Bu konuda irademi beyan ettim. Sayın Cumhurbaşkanı bunu değerlendirmelidir. Milletvekillerinin geçimini vatandaşın geçimine önceleyen bir Meclis olarak gösterilmesi doğru bir şey değil. Elimizi vicdanımıza koyalım. Bu kadar intibak bekleyen emekli, maaşlarının ne olacağını bilmeyen memurlar var. Onların hakkının takipçisi olacağız. Sayın Cumhurbaşkanı bunu yaparken Meclis Başkanı bir ihtiyaçtan bahsediyor. Meclis Başkanı Kılıçdaroğlu ile görüştü. Bu görüşmeler Sayın Çiçek bu ihtiyaçlar doğrultusunda bir
değerlendirme yaptı. Önergeler hükümetin bilgisi dahilinde oldu. Bugün söylediğimiz sözlerin ağırlığını önemli meseleleri tartışırken milletvekillerinin yürüttüğü siyasetin bununla ilişkilendirilmesi bizim yürüttüğümüz mücadeleyi zedeliyor. Süreç devam ediyor. Cumhurbaşkanı kamuoyunda duyulan rahatsızlıklar bizim beyanlarımız doğrultusunda değerlendirmeleri yapacaktır. Dikkate alınması noktasında girişimde bulunacaktır. Bu konuda Cumhurbaşkanının yetkisini kullanmasından sonra Meclis’teki partiler yeniden
değerlendirme yapma hakkına sahip olacak. Cumhurbaşkanının bu eksende bir değerlendirme yapmasını bekliyorum."